Sinema dünyasının heyecanla beklediği 63. New York Film Festivali (NYFF), 26 Eylül 2025 Cuma akşamı Lincoln Center'daki Alice Tully Hall'da görkemli bir törenle kapılarını açtı. Festivalin açılış filmi, İtalyan usta yönetmen Luca Guadagnino'nun (Call Me By Your Name, Bones and All) imzasını taşıyan ve kadrosunda Julia Roberts, Andrew Garfield ve Ayo Edebiri gibi yıldızları buluşturan psikolojik gerilim After the Hunt oldu.
New York Film Festivali gibi önemli bir platformda yer almak, After the Hunt filmini şimdiden 2025 Oscar ve Golden Globe ödül sezonunun iddialı yapımları arasına soktu. Hollywood stüdyolarının ödül stratejileri, film türünün (drama mı komedi mi) ve oyuncu kategori yerleşiminin (başrol mü yardımcı rol mü) rekabeti doğrudan etkileyeceğini gösteriyor. Sinema dünyasındaki bu kıyasıya rekabet ve stratejik kategori yerleşimleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için Oscar ve Golden Globe Ödül Stratejileri dosyamızı inceleyebilirsiniz.
New York'ta Batı sineması hareketlenirken, 17-26 Eylül tarihleri arasında düzenlenen Asya sinemasının en önemli buluşma noktalarından Busan Uluslararası Film Festivali (BIFF) de görkemli bir törenle kapılarını kapattı. 30. yılını kutlayan BIFF, bu yıl hayata geçirdiği yeni 'Busan Ödülü' kategorisiyle uluslararası rekabetteki yerini güçlendirdi. Festivalde, yönetmen Zhang Lu “Gloaming in Luomu” filmiyle En İyi Film ödülünü kazanırken, Tayvanlı ünlü oyuncu Shu Qi de ilk uzun metrajlı filmi “Girl” ile En İyi Yönetmen ödülüne layık görüldü. Busan Film Festivali'nin bu yeni dönemin şampiyonları hakkında daha fazla detayı Busan Uluslararası Film Festivali 2025 Ödülleri sayfamızdan öğrenebilirsiniz.
Luca Guadagnino, etkinliğin açılışında sahneye gri, pullu ceketinin ışıltısıyla çıktı. Yönetmen, filminin amacını izleyiciye aktarırken, yapımın sadece izlenmek için değil, aynı zamanda tartışılmak, üzerinde mücadele edilmek, gülünmek ve hatta çaresiz hissedilmek için tasarlandığını belirtti. Bu açıklama, filmin merkezindeki hassas konuya dikkat çekiyordu.
Ahlaki Pusulayı Şaşırtan Bir Hikaye
After the Hunt, izleyicileri modern çağın en karmaşık ahlaki ikilemlerinden birine davet ediyor. Film, üniversite profesörü Alma'nın (Julia Roberts) hayatının, öğrencisi Maggie'nin (Ayo Edebiri), Alma'nın yakın arkadaşı ve meslektaşı Hank'i (Andrew Garfield) cinsel saldırıyla suçlamasıyla altüst olmasını konu alıyor.
Filmin senaristi Nora Garrett, yapımın özellikle yargılayıcı olmaktan kaçındığını ve olayları 'siyah-beyaz' (iyi-kötü) şeklinde sunmadığını vurguladı. Garrett, diyalogları yazarken oyunculuk eğitiminden edindiği 'karakterini yargılama, onunla ortak bir zemin bul' ilkesini uyguladığını ifade etti. Bu yaklaşım, filme derin bir etik karmaşıklık katıyor.
Bu karmaşık rol, Julia Roberts'ın performansını şimdiden ödül tahmin listelerine taşıdı; usta oyuncu, After the Hunt'taki Alma rolüyle Golden Globe 2025'te Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu adaylığı için güçlü bir beklenti yaratmış durumda.
“New York’a 17 yaşındayken taşındım – şimdi 57 yaşındayım. Bu (gece), New York hayatımın en büyük 3 başarısından biri. Bizi ağırladığınız için çok teşekkür ederim.” - Julia Roberts, festivalin açılış gecesinde yaşadığı duygusal anları paylaştı.
Andrew Garfield'ın Performansı Senaristi Bile Şaşırttı
Galada konuşan senarist Nora Garrett, özellikle Andrew Garfield'ın performansı hakkında çarpıcı bir detay paylaştı. Garrett, Garfield'ın karakteri Hank Gibson'ın, Julia Roberts'ın karakteri Alma ile derslikte karşılaştığı sahnenin çekimini dört gözle beklediğini ve o anın Garfield’ın setteki ilk günü olduğunu söyledi. Senarist, Garfield’ın sahneyi o kadar etkileyici oynadığını ve kendisini neredeyse ağlatacak kadar iyi olduğunu belirtti. Bu, filmin dramatik ağırlığının ne kadar yüksek olacağının önemli bir işareti.
Editörün Kritik Bakışı: Tartışmalı Konuların Sinemadaki Yeri
After the Hunt gibi, 'Me Too' çağında cinsel saldırı iddiaları gibi son derece hassas ve toplumsal kutuplaşmaya yol açan konuları merkezine alan yapımlar, sinemada giderek daha fazla yer buluyor. Zira, İngiliz televizyon ve sinema dünyasının tanıdık yüzlerinden Noel Clarke'ın 20'den fazla kadının cinsel taciz iddialarıyla sarsılan kariyeri, hukuki süreçlerin karmaşıklığı ve kamuoyunun baskısı, bu tür olayların Hollywood'un fantezi dünyasından çok daha gerçek ve yıkıcı olduğunu kanıtlıyor. Hatta geçtiğimiz günlerde Londra'daki evi aranan ve gözaltına alınan Clarke, iddiaların ardından işini, birikimlerini ve sağlığının büyük bir kısmını kaybettiğini belirtmişti. Noel Clarke'ın tutuklanması ve cinsel taciz iddiaları hakkında daha fazla detay için Noel Clarke'ın hukuki süreçlerini inceleyebilirsiniz. Ancak Guadagnino'nun filmi, yargılamaktan kaçınan ve ahlaki ikilemleri gri bir alanda bırakan yapısıyla, izleyiciyi hem mağdur hem de sanık pozisyonundaki karakterlerin motivasyonlarını anlamaya itiyor. Bu yaklaşım, bir kesim tarafından olgun ve derinlikli bulunurken, diğer bir kesim tarafından ise net bir duruş sergilenmediği gerekçesiyle eleştirilebilir. Film, tam da Guadagnino'nun istediği gibi, sinema salonlarından çıkarken bile izleyicinin bu zorlu konular üzerine konuşmaya ve tartışmaya devam etmesini sağlayacak gibi görünüyor.
Vizyon Tarihleri ve Gala Coşkusu
Julia Roberts, Andrew Garfield, Ayo Edebiri ve Michael Stuhlbarg gibi oyuncuların yanı sıra, Roberts’ın yeğeni Emma Roberts da galanın dikkat çeken konukları arasındaydı. Filmin gösteriminin ardından davetliler, meşhur Tavern on the Green’de düzenlenen partiye geçti. Burada mini ıstakoz ruloları ve çeşitli et şişler eşliğinde festivalin açılışı kutlandı. Yönetmen Luca Guadagnino da ışıltılı kıyafetiyle yaklaşık bir saat sonra partiye katıldı.
After the Hunt, ABD'de 10 Ekim'de sınırlı gösterime girecek ve 17 Ekim'den itibaren geniş gösterimle sinema salonlarındaki yerini alacak. Türkiye vizyon tarihi ise henüz netleşmedi.
Kaynak: Haberde yer alan bilgilere Variety'nin New York Film Festivali Kapsamlı Haberi üzerinden ulaşılmıştır.