Jimmy Kimmel'ın Rekor Kıran Dönüşü: Trump'la Gerilim Tırmanıyor, 'O Bir Zorba'

Haber Merkezi

25 September 2025, 14:30 tarihinde yayınlandı

Jimmy Kimmel'dan Donald Trump'a Sert Yanıt: '80'ler Filmi Zorbası Gibi' - Rekor Kırdıran Dönüş

Hollywood'u aylardır felç eden senarist ve oyuncu grevlerinin sona ermesiyle birlikte, altı günlük aranın ardından ABC'deki 'Jimmy Kimmel Live!' programına duygusal bir dönüş yapan Jimmy Kimmel, kaldığı yerden esprili dilini Donald Trump'a yöneltti. Sahneye bir rock yıldızı gibi, hatta kendi deyimiyle Jerry Springer gibi alkışlarla dönen Kimmel, bu dönüşünün hem kendisi hem de kanal için büyük yankı uyandırdığını dile getirdi. Programın, 6.3 milyon izleyiciyle en çok izlenen düzenli bölümü olması, Kimmel'ın televizyon dünyasındaki etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.

Kimmel, rekor kıran bu dönüşün ardından pek çok kişiden mesaj aldığını, ancak bunlardan 'çok özel bir dostun' kendisiyle Truth Social üzerinden iletişime geçtiğini esprili bir dille anlattı. Eski Başkan Donald Trump'ın bu platformdaki paylaşımlarını okuyan Kimmel, Trump'ın "ABC Fake News, Jimmy Kimmel'a işini nasıl geri verdi, inanamıyorum" sözlerine "Bana işimi geri verdiklerine inanamıyor musun? Bizim sana işini geri verdiğimize ben inanamıyorum. Ödeştik!" şeklinde karşılık verdi.

Trump'tan 'Tehdit' İddiaları ve Kimmel'ın Mizahı

Trump, Truth Social'daki bir başka gönderisinde ise Kimmel'ın programının "ağı %99 pozitif demokratik çöplerle tehlikeye attığını" iddia etti. Kimmel, bu ifadeyi "Ağı kim tehlikeye atıyor? Duyuyor musunuz? Yine tehdit var! Bu kez doğrudan FCC-bisküvi'nin ağzından" diyerek tiye aldı. Bu hiciv, gerçek dünyada da yankı bulmuştu; zira FCC Başkanı Brendan Carr, yakın zamanda Jimmy Kimmel'ın muhafazakar yorumcu Charlie Kirk'le ilgili yaptığı yorumların ardından 'gerçekten hasta' olarak nitelendirerek, yerel bağlı kuruluşlara yönelik eylem tehditlerinde bulunmuştu. Bu baskılar sonucunda, ülkenin en büyük TV istasyonu sahiplerinden Nexstar Media (32 ABC bağlı istasyonu) ve Sinclair Broadcast Group (38 ABC bağlı istasyonu) liderliğindeki kanalın bağlı kuruluşları programı yayından çekme kararı almıştı. Bu durum, Jimmy Kimmel'ın programının yayından kaldırılmasına yol açan tartışmalar ve ifade özgürlüğüne yönelik baskı iddiaları nedeniyle ABD Kongresi'nin soruşturma gündemine gelmişti. Hatta Senatör Adam Schiff liderliğindeki dokuz senatör, FCC Başkanı Brendan Carr'a gönderdikleri mektupla meselenin üzerine giderek, Amerika'da medya özgürlüğünün geleceğine dair ciddi soruları masaya yatırmıştı. Bu tarihi dijital başarı ve arka planında yatan baskılar hakkında daha fazla bilgi edinmek için Jimmy Kimmel'ın grev dönüşünde kırdığı YouTube rekoru ve FCC baskılarına ilişkin detayları okuyabilirsiniz. Trump'ın daha önceki bir çatışmada ABC'den 16 milyon dolar aldığını ima etmesi ve "Bu daha da kazançlı olacak gibi görünüyor" sözleri, Kimmel'ın sert ama mizahi yanıtlarını tetikledi. Kimmel, "Sadece Donald Trump, ABC'yi tehdit etmediğini kanıtlamak için ABC'yi tehdit eder" yorumunda bulunarak, Trump'ın retoriğindeki çelişkilere dikkat çekti.

Kimmel, "Sadece Donald Trump, ABC'yi tehdit etmediğini kanıtlamak için ABC'yi tehdit eder. Ve onun için çalışan, bu karmaşaları temizlemeye çalışan insanlara neredeyse üzülmeniz gerekiyor." ifadeleriyle durumu özetledi.

'80'ler Filmi Zorbası' Benzetmesi ve Siyasi Yansımaları

Jimmy Kimmel, Trump hakkında neden bu kadar çok konuştuğunu açıklarken, "Çünkü o bir zorba. Zorbaları sevmem. Lisede klarnet çaldım, tamam mı? Sevmem işte" diyerek kişisel bir gönderme yaptı. Trump'ı "eski moda, 80'ler filmi tarzı bir zorba" olarak tanımlayan Kimmel, onun 'Geleceğe Dönüş' filmindeki Biff karakterine benzediğini ve halkın bu tür bir karaktere destek vermesinin şaşırtıcı olduğunu belirtti. "Bu zorbayı desteklemek, hangi tarafta olursanız olun, 'Geleceğe Dönüş'teki Biff'i desteklemek gibidir" sözleriyle, siyasi figürlerin toplumsal algısını sinema karakterleri üzerinden ele aldı.

Kimmel'ın Dönüşü ve Çarpıcı Veriler

  • ABC İzleyicisi: 6.3 milyon kişiyle 'Jimmy Kimmel Live!'ın kendi yayın tarihinde en çok izlenen düzenli bölümü oldu.

  • YouTube Başarısı: Grev sonrası ilk bölümün 28 dakikalık monologu, sadece 22 saat içinde YouTube'da tam 17.7 milyon izlenmeye ulaşarak platformdaki en çok izlenen monolog rekorunu kırdı. Bu rakam, Kimmel'ın kariyerindeki dijital etkileşim açısından dönüm noktası niteliğinde olup, Kobe Bryant'ı anma monologunu (yaklaşık 17.7 milyon) ve oğlunun kalp rahatsızlığı duyurusunu (14.7 milyon) geride bırakmıştır. Grev öncesi ortalama 1.8 ila 3.9 milyon izlenen monologlara kıyasla bu, dijital platformlarda oluşan devasa ilgiyi göstermektedir.

Bu dijital başarının arkasında, geleneksel yayıncılığın karşılaştığı engeller de yatıyordu. Kimmel'ın ABC kanalındaki bu bölümü, genel izlenme açısından kendi tarihinin en çok izlenen 3. bölümü olsa da, özellikle ülkedeki ABC istasyonlarının yaklaşık dörtte birine sahip olan Nexstar ve Sinclair gibi medya gruplarının, Disney'in diziyi yeniden başlatmasına rağmen Jimmy Kimmel Live yayınlarını engellemesi, izleyicilerin alternatif platformlara yönelmesine neden oldu.

Kimmel'ın Uzaklaştırılma Süreci ve Özrü

Programına dönüşü aynı zamanda Kimmel'ın Charlie Kirk hakkındaki yorumları nedeniyle yaşadığı uzaklaştırma sürecinin de gölgesinde gerçekleşti. Kimmel, "Genç bir adamın cinayetini hafife almak asla niyetim değildi" diyerek boğazı düğümlendi. Öldürülen kişinin ailesine başsağlığı dilediğini ve amacının hiçbir grubu suçlamak olmadığını, aksine derin rahatsızlık duyduğu bu olayın yanlış anlaşıldığını ifade etti. Bu samimi özür, hem izleyiciler hem de eleştirmenler arasında farklı yankılar uyandırdı ve medyanın hassas konulardaki sorumluluğunu bir kez daha gündeme getirdi. Bu süreçte, Kimmel'ın programında Robert De Niro'nun Başkan Trump tarafından atanmış 'mafya lideri' tarzındaki FCC başkanı karakterini canlandırması ve 'Konuşma artık bedava değil. Artık kelime başına ücret alıyoruz,' diyerek siyasi iktidarın eleştirel sesleri susturma çabalarına yönelik keskin bir hiciv sunması da dikkat çekmişti. Hatta Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz gibi isimlerin bile FCC'nin bu konudaki tutumunu eleştirmesi, meselenin siyasi çizgileri aşan geniş bir endişe kaynağı olduğunu gösterdi.

Medyada Siyaset ve Mizahın Rolü: Bir Değerlendirme

Jimmy Kimmel ve Donald Trump arasındaki bu yeni gerilim, günümüz medya ve siyaset ilişkilerinin karmaşıklığını ve mizahın kutuplaşmış bir ortamda nasıl bir silah veya birleştirici bir araç olabileceğini gözler önüne seriyor. Trump'ın sosyal medyayı doğrudan bir tehdit ve propaganda aracı olarak kullanması, ana akım medyanın (ABC gibi) bu tür baskılara nasıl direndiğini veya boyun eğdiğini sorgulatıyor. Kimmel gibi figürler ise, siyasi figürlerin eylemlerini mizah ve eleştirel bir gözle yorumlayarak kamuoyunu bilgilendirme ve eğlendirme görevini üstleniyor. Ancak bu tür atışmalar, bazen zaten gergin olan toplumsal fay hatlarını daha da derinleştirebilme riskini de taşıyor. İzleyici rekorları, halkın bu tür diyaloglara olan ilgisinin ve medyanın bu gerilimi ne denli etkin bir şekilde yansıttığının bir göstergesi.

Bu konulara benzer bir hiciv anlayışıyla yaklaşan South Park'ın son bölümü hakkında daha fazla bilgi ve Trump, Netanyahu ile Brendan Carr arasındaki bağlantıları detaylıca incelemek için South Park'ın Trump, Netanyahu ve Brendan Carr Hicvi başlıklı içeriğimizi okuyabilirsiniz.

Bu haberin kaynağına Variety'deki Jimmy Kimmel ve Trump haberinden ulaşabilirsiniz.