Daisy Ridley'nin Yeni Zombi Gerilimi 'We Bury the Dead' İngiltere ve İrlanda Pazarına Açılıyor

Haber Merkezi

08 September 2025, 12:06 tarihinde yayınlandı

Daisy Ridley'li Zombi Gerilimi 'We Bury the Dead' İngiltere ve İrlanda'da Vizyona Giriyor: İşte Detaylar

Yıldız oyuncu Daisy Ridley'nin merakla beklenen post-apokaliptik zombi gerilimi "We Bury the Dead", Birleşik Krallık ve İrlanda'daki izleyicileriyle buluşmak üzere önemli bir adım attı. Filmin dağıtım hakları Signature Entertainment tarafından satın alındı ve bu gelişme, yapımın uluslararası arenadaki yolculuğunda yeni bir dönüm noktası oldu.

"We Bury the Dead" Konusu: Umutsuz Bir Arayışın Ortasında Yeniden Dirilen Kabuslar

Film, felaketle sonuçlanan bir askeri deneyin ardından kocasının kaybolmasıyla perişan olan Ava adlı çaresiz bir kadının hikayesini merkezine alıyor. Kocasını canlı bulma umuduyla bir "ceset toplama birimi"ne katılan Ava'nın arayışı, gömdüğü cesetlerin yaşam belirtileri göstermeye başlamasıyla ürkütücü bir hal alır. Hayatta kalma mücadelesiyle dolu bu gerilim, izleyiciyi hem duygusal hem de aksiyon dolu bir yolculuğa çıkarıyor.

Oyuncu Kadrosu ve Yapım Ekibi

Daisy Ridley'ye bu gerilimde "Karayip Korsanları: Salazar'ın İntikamı"ndan tanıdığımız Brenton Thwaites, Mark Coles Smith ("Last Cab to Darwin") ve Matt Whelan ("Narcos") gibi isimler eşlik ediyor. Filmin senaristliğini ve yönetmenliğini ise "1922" filmiyle tanınan Zak Hilditch üstleniyor. Yapımcı kadrosunda Anna-Nora Bernstein, Ross M. Dinerstein, Mark Fasano, Joshua Harris, Kelvin Munro ve Grant Sputore gibi deneyimli isimler yer alıyor.

Dağıtım Anlaşmaları ve Sektörün Gözüyle Film

"We Bury the Dead"in Birleşik Krallık ve İrlanda hakları Signature Entertainment tarafından Neon International'dan alındı. Daha önce ise Vertigo, filmin Kuzey Amerika haklarını güvence altına almıştı. Bu çifte anlaşma, filmin uluslararası potansiyeline olan inancı gösteriyor. Bu tür dağıtım anlaşmaları, **Toronto Uluslararası Film Festivali (TIFF) 2025** gibi büyük sinema pazarlarında sıkça karşımıza çıkıyor ve bağımsız yapımlardan büyük bütçeli projelere kadar geniş bir yelpazede filmlerin dağıtım hakları için kıyasıya bir rekabete sahne oluyor. Özellikle film endüstrisinin, pandeminin ardından değişen tüketici alışkanlıkları ve yayın platformlarının yükselişiyle birlikte daha seçici ve riskten kaçınan bir yapıya büründüğü göz önüne alındığında, "We Bury the Dead"in aldığı bu çifte anlaşma, filmin sektördeki gücünü ve potansiyelini bir kez daha kanıtlıyor.

Signature'ın Ticari Direktörü Elizabeth Williams, "Ticari türü, mükemmel performansları ve kaliteli yapım değerleri sayesinde 'We Bury the Dead' hemen dikkatimizi çekti. Bu filmi Neon ile Birleşik Krallık ve İrlanda izleyicilerine ulaştırmaktan ve geçen yıl 'Magpie'deki başarımızdan sonra Daisy Ridley ile bir kez daha çalışmaktan heyecan duyuyoruz," şeklinde konuştu.
Neon International'ın Uluslararası Satış ve Dağıtım Başkanı Kristen Figeroid ise, "Signature, Birleşik Krallık'ta bizim için güvenilir bir ortak olmaya devam ediyor ve ekiplerinin bu filmi Birleşik Krallık izleyicilerine nasıl sunacağını görmek için sabırsızlanıyoruz," dedi.

Uluslararası Arenada Parlayan Diğer Gerilim Filmleri: "Luger"

Sinema dünyasında sadece "We Bury the Dead" gibi büyük bütçeli yapımlar değil, bağımsız filmler de önemli dağıtım anlaşmaları ve festival başarılarıyla dikkat çekiyor. Barcelona merkezli film dağıtım devi Filmax, İspanyol sinemacı Bruno Martín'in yönetmenlik koltuğuna oturduğu ilk uzun metrajlı gerilim filmi "Luger"ın uluslararası satış haklarını güvence altına aldı. Kara mizah ve aksiyonu harmanlayan bu iddialı yapım, İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma antika bir tabancanın yol açtığı suç, ihanet ve tırmanan şiddet dolu bir hikayeyi tek bir çılgın gün içinde işliyor. Film, ABD'deki Fantastic Fest'te dünya prömiyerini yapacak ve ardından Strazburg Avrupa Fantastik Film Festivali ile dünyanın önde gelen tür filmi platformlarından Sitges Film Festivali'nde İspanya prömiyerini gerçekleştirecek. Filmax Uluslararası Departmanı Başkanı Ivan Díaz, "Düşük bütçeli bir film olmasına rağmen aksiyon ve kahkaha açısından zengin, ilk Guy Ritchie filmlerini anımsatıyor. Film festival çevresinde büyük ilgi uyandırırken, aynı zamanda çok ticari ve eğlenceli," sözleriyle yapımı değerlendirdi. Bruno Martín'in ilk uzun metrajlı gerilim filmi 'Luger'ın Filmax tarafından uluslararası dağıtımının üstlenilmesi ve Fantastic Fest, Sitges gibi festivallerdeki gösterim detayları için Nexus Haber'deki haberimizi okuyun.

Bu hareketliliğin yanı sıra, Dominik Cumhuriyeti yapımı aile draması “Pérez Rodríguez” de uluslararası arenada dikkatleri üzerine çekiyor. Humberto Tavárez'in ilk yönetmenlik denemesi olan bu yapım, İspanyol film dağıtım şirketi Latido Films tarafından dünya çapındaki satış hakları satın alınarak prestijli Toronto Film Festivali'nde (TIFF) pazar tanıtımını yapmaya hazırlanıyor. Film, trajik bir olay sonrasında ailenin reisi olan babanın gayrimeşru oğlunun eve dönüşüyle, bir ailenin sırlarını ve nesiller arası çatışmalarını işleyerek orta sınıfın kendine özgü hallerine nükteli bir bakış atıyor. Dominik'in önde gelen yapım şirketlerinden Lantica Studios tarafından üretilen "Pérez Rodríguez"in başarısı, ülkenin rekabetçi vergi teşvikleri (nitelikli harcamaların %25'i aktarılabilir vergi kredisi ve mal/hizmetlerde %18 KDV muafiyeti) sayesinde yerel yapımların nasıl küresel platformlara ulaşabildiğinin de bir göstergesi olarak öne çıkıyor.

Bu yılki Toronto Film Festivali 2025 de benzer şekilde birçok dikkat çekici gerilim ve aksiyon filmini sinema dünyasına tanıtacak. Bu prestijli festival, Kamboçya'dan Oscar adayı olan "Tenement" gibi psikolojik korku gerilim filmlerinin ve genel olarak Asya sinemasının artan görünürlüğüne ev sahipliği yaparak bölgesel sinemalardaki çeşitliliğin ve yeniliğin değerini vurgulamaktadır. Aynı zamanda, siyasi ve ekonomik zorluklara rağmen son yıllarda şaşırtıcı bir yükseliş grafiği çizen Balkan sineması da Venedik, Toronto ve Sundance gibi prestijli festivallerde adından söz ettirerek bu çeşitliliği zenginleştirmektedir. Film endüstrisi, ödül sezonunun ilk sinyallerini verirken, aynı zamanda gelecek yılın izleyici listelerini şekillendirecek potansiyel gişe rekortmenlerini ve eleştirel başarıları bulmak için Toronto'ya akın ediyor. İşte TIFF 2025'te alıcıların gözdesi olması beklenen ve "We Bury the Dead" gibi ilgi çekici tür filmlerinin yanı sıra öne çıkan diğer bazı yapımlar:

Sacrifice

  • Oyuncular: Chris Evans, Anya Taylor-Joy, Salma Hayek, Charli XCX, Vincent Cassel
  • Yönetmen: Romain Gavras
  • Satış Ajanı: CAA Media Finance
  • Neden Alıcıların Gözdesi: Chris Evans'ın canlandırdığı bir film yıldızının, radikal bir grubun (Taylor-Joy liderliğinde) bir hayır kurumunu kaçırıp onu bir yanardağ ayinine dahil etmesiyle yaşadığı varoluşsal krizden kurtulmasını anlatan sıra dışı bir senaryo. Üst düzey oyuncu kadrosu, stüdyoların ilgisini çekmeye yetiyor.

Dead Man’s Wire

  • Oyuncular: Bill Skarsgård, Colman Domingo, Dacre Montgomery, Al Pacino
  • Yönetmen: Gus Van Sant
  • Satış Ajanı: WME Independent/Elevated
  • Neden Alıcıların Gözdesi: Gerçek bir rehine draması olan film, ipotek brokerini kaçıran ve bir medya fırtınasına yol açan bir girişimcinin (Skarsgård) hikayesini anlatıyor. "Dog Day Afternoon"u anımsatan yapısıyla günümüzün çılgın zamanlarına uyum sağlayan film, Gus Van Sant'ın altı yıl aradan sonra uzun metraj yönetmenliğe dönüşünü işaret ediyor.

Tuner

  • Oyuncular: Leo Woodall, Dustin Hoffman, Havana Rose Liu, Lior Raz, Tovah Feldshuh, Jean Reno
  • Yönetmen: Daniel Roher
  • Satış Ajanı: WME Independent/UTA Independent Film Group
  • Neden Alıcıların Gözdesi: Duygusal bir drama ve gerilim filmi olan "Tuner", işitsel süper güçlerini kasa hırsızlığı için kullanan bir piyano akortçusunun (Woodall) hayatına odaklanıyor. "Navalny" filmiyle Oscar kazanan belgeselci Roher için ikna edici bir geçiş filmi olarak dikkat çekiyor. Dustin Hoffman ve Jean Reno gibi usta isimlerin destekleyici performansları filmi daha da ilgi çekici kılıyor.

Fuze

  • Oyuncular: Aaron Taylor-Johnson, Theo James, Sam Worthington, Gugu Mbatha-Raw
  • Yönetmen: David Mackenzie
  • Satış Ajanı: WME Independent/UTA Independent Film Group
  • Neden Alıcıların Gözdesi: "Hell or High Water" ve "Relay" gibi filmlerden tanıdığımız David Mackenzie'nin son gerilimi, Londra'nın kalbinde bulunan II. Dünya Savaşı'ndan kalma bir bombanın keşfini ve yetkililerin patlama riskine karşı insanları koruma çabalarını konu alıyor. Aaron Taylor-Johnson ve Theo James gibi popüler genç aktörlerin kadroda yer alması, ticari potansiyelini artırıyor ve hatta bu iki isim James Bond rolü için de adı geçenler arasında.

Toronto Film Festivali, aynı zamanda Oscar adayı Polonyalı yönetmen Jan Komasa'nın İngilizce ilk filmi 'Good Boy' gibi farklı türden yapımların da dünya prömiyerlerine ev sahipliği yaparak, uluslararası sinema sahnesinin çeşitliliğini gözler önüne seriyor. Stephen Graham, Andrea Riseborough ve Anson Boon gibi güçlü oyuncuları bir araya getiren bu gerilim filmi, izleyicileri insan doğasının karanlık yönlerine ve ahlaki sınırların muğlaklığına odaklanan rahatsız edici bir hikayenin içine çekiyor. Komasa, 'Suicide Room' ve 'Corpus Christi' gibi eleştirmenlerden tam not alan önceki Polonya yapımlarından farklı olarak bu filmle sanatsal yönünü değiştirerek 'düşündürücü bir tür karışımı' sunuyor.

Bu filmler ve Toronto Film Festivali 2025'teki diğer dikkat çeken yapımlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için Toronto Film Festivali 2025: Buzzy Filmler ve Alışveriş Rehberi başlıklı haberimizi ziyaret edebilirsiniz.

Sen,Nexus Editör Yorumu: Zombi Türünde Fark Yaratmak Mümkün Mü?

Zombi temalı yapımlar, sinema ve televizyon dünyasında uzun süredir popülerliğini koruyor olsa da, türün giderek doygunluğa ulaştığı bir gerçek. "We Bury the Dead"in bu kalabalık içinde nasıl bir iz bırakacağı merak konusu. Filmin, kayıp arayışı ve cesetlerin yeniden canlanması gibi unsurları harmanlayarak standart zombi hikayelerinden sıyrılma potansiyeli taşıdığını söyleyebiliriz. Ancak asıl farkı, güçlü oyuncu kadrosu ve yönetmenin anlatım dili yaratacak. Daisy Ridley'nin son yıllardaki çeşitli proje seçimleri, onun sadece bir "Star Wars" yıldızı olmanın ötesinde, farklı karakterlere bürünme yeteneğini de gösteriyor. Bu film, Ridley'nin kariyerindeki çeşitliliği pekiştirecek mi, yoksa zombi türünün klişelerine mi takılacak, bunu zaman gösterecek.

4-14 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek Toronto Film Festivali, “Pérez Rodríguez”in uluslararası alanda adını duyurması ve global izleyiciyle buluşması için ilk adım olacak. Bu global çeşitliliğe önemli katkılar sunan Fransız sineması da Yann Gonzalez'in yönettiği, Vanessa Paradis ve M83'ten Anthony Gonzalez'in iş birliğiyle ortaya çıkan gotik drama 'I'll Forget Your Name' filmiyle dikkat çekiyor. Venedik Gap-Financing Market'e seçilerek büyük ilgi toplayan bu yapım, yönetmen Gonzalez'in de belirttiği gibi "kendi yaşımdaki bir kadına odaklanarak hayatın bu aşamasındaki arzu, yaşlandıkça yakınlık ve bağlantıyı nasıl yönettiğimiz ve ölümün yaklaşması" gibi derin ve kişisel temaları işliyor. Fransız görsel-işitsel sektörünün uluslararası alandaki gücünü yansıtan bu başarı, aynı zamanda Fransız TV ihracatının drama dizileri öncülüğünde son 30 yılın en yüksek ikinci seviyesine ulaşmasıyla da destekleniyor. Film, İtalyan sinemasının stilize edilmiş cinayet gizemleri ve psikolojik gerilim öğeleriyle bilinen giallo türüne yaptığı göndermelerle de dikkat çekiyor. Benzer şekilde, derinlikli temaları ve güçlü oyuncu kadrosuyla 2026 ilkbaharında sinemaseverlerle buluşmak için gün sayan 'I'll Forget Your Name' filmi hakkında Yönetmen Yann Gonzalez'in yeni filmi ve Fransız sinemasının yükselişi hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: Daha fazla bilgi için Variety.com adresini ziyaret edebilirsiniz.