27. Rio Uluslararası Film Festivali Başladı: Guadagnino ve Zhao İmzasında Sinema Şöleni

Haber Merkezi

23 September 2025, 16:37 tarihinde yayınlandı

27. Rio Film Festivali Perdesini Açtı: Dünya Sineması Brezilya'da Buluşuyor

Rio de Janeiro, sinema dünyasının gözlerini üzerine çekiyor. Latin Amerika'nın en büyük ve prestijli sinema etkinliği olan 27. Rio Uluslararası Film Festivali, 2 Ekim'de görkemli bir törenle kapılarını açtı. Bu yılki festival, dünya sinemasının önemli yapıtlarını ve yıldızlarını Brezilya izleyicisiyle buluştururken, Luca Guadagnino'nun merakla beklenen filmi 'After The Hunt' ile açılışını, Oscar adayı gösterilen Chloé Zhao imzalı 'Hamnet' ile kapanışını yapacak. Film severler, 2 ila 12 Ekim tarihleri arasında, şehrin dört bir yanına yayılmış 25 sinema salonu ve dört açık hava alanında, dünya sinemasının en güncel ve çarpıcı örneklerine tanıklık edecek.

Festivalden Önemli Detaylar

  • Tarih: 2 - 12 Ekim
  • Gösterilecek Film Sayısı: Yaklaşık 260 film (124'ü Brezilya yapımı)
  • Gösterim Mekanları: 25 sinema salonu ve 4 açık hava alanı
  • Kapsam: Rio'nun 6.7 milyon nüfusuna yayılan geniş bir erişim
  • Açılış, Kapanış ve Ödül Töreni: Tarihi Odeon Tiyatrosu, Cinelândia Meydanı

Rio gibi uluslararası festivaller global sinemanın nabzını tutarken, İspanya'nın San Sebastián Film Festivali gibi köklü etkinlikler de bölgesel sinemaların, özellikle de Bask sineması yükselişte ve İspanyol sineması dönüşüm sürecinde öne çıktığını gösteriyor. Bu yıl ise Bask sineması, tür filmleriyle Sitges Film Festivali'nde yeni bir yöne işaret ediyor; fantastik korkudan yetişkin animasyonuna, bilim kurgudan sosyal alegoriye kadar uzanan geniş bir yelpazede evrensel temaları işleyen yapımlar uluslararası arenada dikkat çekiyor. Bu durum, yerel hikayelerin uluslararası arenada giderek daha fazla yankı bulduğunun bir kanıtı.

Bu durum, yerel hikayelerin uluslararası arenada giderek daha fazla yankı bulduğunun bir kanıtı. Nitekim, Seattle'daki 20. yıllık Tasveer Film Festivali & Market de Güney Asya sinemasının güçlü ve bağımsız seslerine bir platform sunuyor. Bu yıl festivalde dünya prömiyerini yapmaya hazırlanan, genç yönetmen Guneet Dogra'nın ilk uzun metrajlı filmi 'Mard Mombatti', toplumsal beklentiler ile kişisel arzular arasındaki gerilimi Pencap kırsalında geçen tek bir gecelik bir hikayede derinlemesine inceliyor. Hollywood'un önde gelen yapımcılarından, 'Joker' ve 'Monkey Man' gibi yapımlarla tanınan Anjay Nagpal'ın da idari yapımcı olarak bu projeye dahil olması, bağımsız Hint sinemasının uluslararası alanda daha fazla görünürlük kazanması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Açılış Filmi: 'After The Hunt' ve Toplumsal Duyarlılık

Festivalin açılışını yapan Luca Guadagnino'nun 'After The Hunt' filmi, Julia Roberts, Ayo Edebiri ve Andrew Garfield gibi yıldız isimleri bir araya getiriyor. Psikolojik gerilim türündeki bu yapım, daha önce Venedik ve New York Film Festivalleri'nde dünya prömiyerini yapmıştı. Film, bir üniversite profesörünün (Julia Roberts) cinsel taciz davasıyla yüzleşmesini konu alıyor. Rio Film Festivali yönetici direktörü Ilda Santiago, Guadagnino'nun dünyayı yüzeyselliğin ötesinde anlayan vizyonuna vurgu yaparak, filmin Brezilya eğitim sistemindeki yaygın cinsel taciz sorununa dikkat çekmesini önemli bulduklarını belirtti. Bu seçim, festivalin sadece sanatsal değerlere değil, aynı zamanda güncel ve toplumsal meselelere de parmak basma misyonunu ortaya koyuyor.

Kapanışta Oscar Adayı 'Hamnet'

Festivalin kapanış filmi ise Oscar ödüllü yönetmen Chloé Zhao'nun 'Hamnet'i olacak. Toronto Film Festivali'nde Halkın Seçimi Ödülü'nü kazanarak Oscar şansını önemli ölçüde artıran bu yapım, festivalin en prestijli gösterimlerinden biri olarak Odeon Tiyatrosu'nda izleyiciyle buluşacak. Shakespeare'in ailesi ve ilham kaynaklarına odaklanan 'Hamnet', sanat ve yaşam arasındaki karmaşık ilişkiyi derinlemesine inceliyor.

Yıldızlar Geçidi ve Çarpıcı Temalar: Festival Programından Öne Çıkanlar

Rio Film Festivali, sadece açılış ve kapanış filmleriyle değil, geniş ve çeşitli programıyla da dikkat çekiyor. İşte programdan bazı önemli başlıklar:

  • Juliette Binoche'tan Yönetmenlik Dersi: Ünlü Fransız aktris Juliette Binoche, Rio Festivali'nde ilk yönetmenlik denemesi 'In-I in Motion' ile yaratıcı sürecini Brezilya izleyicisiyle paylaşacak. Aynı zamanda San Sebastián Film Festivali'nin de önemli isimlerinden biri olarak festivaldeki yerini alması, onun global sinemadaki etkisini bir kez daha ortaya koyuyor.

  • Paolo Sorrentino'nun 'La Grazia'sı: Bu yıl Venedik Film Festivali'nin açılışını yapan İtalyan yönetmen Paolo Sorrentino'nun filmi, etik ve ahlaki ikilemlerle yüzleşen kurgusal bir İtalya başkanının hikayesini anlatıyor.

  • Oscar Umutlusu 'Sentimental Value': Danimarkalı-Norveçli yönetmen Joachim Trier'in draması, Norveç'in Uluslararası Uzun Metraj Film kategorisindeki Oscar adayı olarak öne çıkıyor. Başrol oyuncuları Renate Reinsve ve Stellan Skarsgård'ın performanslarıyla da dikkat çekiyor.

  • Kristen Stewart'tan Yönetmenlik Başarısı: Aktris Kristen Stewart'ın yönetmenlik koltuğuna oturduğu 'The Chronology of Water', Lidia Yuknavitch'in anılarına dayanarak istismar, bağımlılık ve kayıplarla mücadele eden bir kadının kendini yazarlıkta bulma hikayesini sunuyor.

  • Global Sorunlara Ayna Tutan Filmler: François Ozon'un Albert Camus klasiği 'Yabancı'dan uyarlaması 'The Stranger', Kaouther Ben Hania'nın Gazze'de öldürülen beş yaşındaki Filistinli kız Hind Rajab'ın hikayesini anlatan 'The Voice of Hind Rajab' ve Claire Denis'in kolonyalizmin Batı Afrika toplumları üzerindeki etkilerini irdeleyen 'The Fence' gibi filmler, güncel ve evrensel konulara eleştirel bir bakış sunuyor.

  • Biyografik Derinlikler ve Doğa Belgeselleri: Agnieszka Holland'ın Franz Kafka'nın yaşamına odaklanan biyografik draması 'Franz' (Polonya'nın Oscar adayı) ve Werner Herzog'un Angola platolarında keşfedilmemiş fil türlerini arayan 'Ghost Elephants' belgeseli, festivalin zenginliğini gözler önüne seriyor.

  • Bölgesel Sinemadan Çarpıcı Sosyal Hikayeler: Tıpkı Rio'nun 'After The Hunt' ve 'The Voice of Hind Rajab' gibi filmlerle toplumsal sorunlara değinmesi gibi, San Sebastián Film Festivali'nde öne çıkan Bask yapımı 'Maspalomas' da hayatının ileri bir döneminde cinsel kimliğini keşfeden bir karakterin hikayesini cesurca işleyerek sinemanın sosyal konulara ayna tutma misyonunu sürdürüyor. Bu durum, Bask sinemasının Sitges Film Festivali'nde 'Gaua' (fantastik korku), 'Decorado' (yetişkin animasyonu) ve 'Singular' (spekülatif bilim kurgu) gibi iddialı tür filmleriyle uluslararası pazarda artan talebi karşılayarak yeni bir yönelim içine girdiğini gösteriyor.

Sinema Bir Köprü Olarak: Küresel Diyaloğun Önemi

Rio Film Festivali gibi uluslararası etkinlikler, sadece film gösterimi yapmanın ötesine geçerek kültürel bir köprü görevi üstleniyor. Farklı coğrafyalardan gelen hikayeler, küresel sorunlara farklı bakış açıları sunarak izleyicinin empati kurmasını ve dünyayı daha iyi anlamasını sağlıyor. Özellikle 'The Voice of Hind Rajab' veya 'After The Hunt' gibi filmlerin programda yer alması, festivalin sanatsal seçkinliğin yanı sıra toplumsal bir duruş sergilediğini de gösteriyor. Bu, sinemanın sadece eğlence aracı olmaktan çıkıp, diyalog ve farkındalık yaratma gücünü kanıtlıyor. Ancak bu güçlü rolüne rağmen, sektör, Hollywood yapımcılarının da paylaştığı kaygılarla yüzleşiyor: toplumun değişen dinamikleri, sinemada kolektif deneyimin kaybedilmesi riski ve streaming platformlarının ekosistemi nasıl ayakta tutulacağı gibi konular, küresel sinemanın geleceğine dair önemli endişeleri beraberinde getiriyor. Nitekim, Irusoin'dan yapımcı Xabi Berzosa'nın da belirttiği gibi, 'Hollywood yapımcılarıyla aynı korkuları paylaşıyoruz' ve bu durum, sinemanın sadece içerik üretmekle kalmayıp, kültürel alanlarını ve izleyiciyle bağını koruma mücadelesini de sürdürdüğünü gösteriyor. Bu bağlamda, kısıtlı imkanlarla çekilen bağımsız filmlerin hayata geçmesi ve uluslararası festivallerde yer bulması, finansman zorluklarından dağıtım engellerine kadar pek çok meydan okumayı da beraberinde getiriyor. Ancak Anjay Nagpal gibi deneyimli bir yapımcının Guneet Dogra'nın 'Mard Mombatti' filminin idari yapımcılığına destek vermesi, bu zorlukların aşılmasına ve filmin daha geniş kitlelere ulaşmasına yardımcı olabilir. Tasveer gibi festivallerin Güney Asya sinemasının ve genel olarak bağımsız sinemanın dünya çapında tanınması ve desteklenmesi için oynadığı kritik rol de bu mücadelede büyük önem taşıyor.

Geleceğe Yönelik Bir Festival

27. Rio Uluslararası Film Festivali, hem Brezilya'nın sinema dünyasındaki yerini pekiştiriyor hem de küresel çapta önemli bir buluşma noktası olmaya devam ediyor. Oscar yarışındaki filmlerden, toplumsal meselelere cesurca değinen yapımlara kadar geniş bir yelpazeyi kucaklayan festival, sinemanın gücünü ve evrensel dilini bir kez daha kutluyor.

Kaynak: Variety