Xpeng, Avrupa Pazarında Dev Bir Hamleyle Elektrikli Araç Üretimine Başladı

Haber Merkezi

15 September 2025, 10:52 tarihinde yayınlandı

Xpeng Avrupa'da Elektrikli Araç Üretimine Başladı: Çin Devlerinin Yeni Stratejisi

Çin'in yükselen elektrikli araç (EV) üreticilerinden Xpeng, Avrupa pazarındaki iddialı büyüme stratejisinin bir parçası olarak önemli bir adım attı. Bu stratejik adım, Avrupa otomotiv endüstrisinin hem iklim değişikliğiyle mücadele hedefleri hem de Çinli elektrikli araç üreticilerinin agresif pazar girişleriyle şekillenen tarihi bir dönemden geçtiği bir zamanda atıldı. Küresel çapta, Kanada'nın Çin menşeli elektrikli araçlara uyguladığı %100'lük gümrük vergileri ve buna karşılık gelen misilleme tarifeleri gibi ticari gerilimler de sektörün genel dinamiklerini etkiliyor ve ülkeleri ekonomik denge arayışına itiyor. Bu durum, Çinli elektrikli araçların Batı pazarlarındaki yerini ve küresel rekabetteki yeni dengeleri gözler önüne seriyor. Küresel otomotiv sektöründeki bu köklü değişimler, batarya gecikmeleri, marka krizleri ve Çin'in yükselişi hakkında daha fazla bilgi için Hyundai Batarya Gecikmesi, Jeep Krizi ve Çin Otomotiv Yükselişi başlıklı içeriğimize göz atabilirsiniz. Daha fazla bilgi için Kanada-Çin EV Tarifeleri: Ekonomik Denge Arayışı başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz. Şirket, Avusturya'da, otomotiv sektörünün devlerinden Magna Steyr'in Graz'daki tesisinde elektrikli araç üretimine başladığını duyurdu. Bu hamle, Xpeng'in Avrupa Birliği'nin Çin menşeli elektrikli araçlara uyguladığı ek gümrük vergilerinden kaçınma ve kıtadaki varlığını güçlendirme yolunda attığı stratejik bir adımı temsil ediyor.

Magna Steyr Ortaklığı: Hız ve Uzmanlık

Xpeng, Avrupa'da kendi fabrika yatırımına milyarlarca dolar harcamak yerine, kanıtlanmış bir uzmanlıkla işbirliği yapmayı tercih etti. Mercedes-Benz G-Serisi, BMW Z4 gibi efsanevi modellerin yanı sıra, daha önce Jaguar I-Pace ve Fisker Ocean gibi elektrikli araçları da üreten Magna Steyr, bu konuda Xpeng için ideal bir ortak oldu. Bu işbirliği sayesinde ilk G6 ve G9 elektrikli SUV modelleri üretim hattından inmeye başladı bile, seri üretimin ise önümüzdeki ay tam kapasiteye ulaşması bekleniyor.

Uzmanlara göre, Xpeng'in bu "güvenli ve hızlı" yaklaşımı, özellikle küresel tedarik zinciri belirsizlikleri ve yüksek yatırım maliyetleri göz önüne alındığında oldukça akıllıca. Bu strateji, şirketin Avrupa pazarına daha hızlı ve daha az riskle giriş yapmasını sağlıyor.

AB Gümrük Vergilerinden Kaçınma Stratejisi

Avrupa Birliği, geçtiğimiz yıl Çin'den ithal edilen elektrikli araçlara yönelik soruşturma başlatmış ve bu araçlara ek gümrük vergileri getirme kararı almıştı. Bu vergiler, araçlara uygulanan %10'luk standart vergiye ek olarak, markalara göre %7.8 ile %35.3 arasında değişiklik gösteriyor. Xpeng gibi AB'nin sübvansiyon soruşturmasında "işbirliği yapan" bir kuruluş olarak değerlendirilen şirketler için bu ek vergi %20.7 olarak belirlenmişti. Bu kararlar, AB'nin 2035'ten itibaren yeni benzinli ve dizel otomobillerin satışını yasaklama hedefini temel alsa da, sektör içinde bu hedefin uygulanabilirliği konusunda ciddi tartışmalar yaşanıyor. Öyle ki, Mercedes-Benz CEO'su Ola Källenius gibi isimler, AB'nin emisyon azaltma planının endüstriyel rekabeti korumak adına yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunurken, Volvo ve Polestar gibi markalar ise 2035 hedefine sadık kalınması çağrısı yapıyor. Öte yandan, Stellantis'in başlangıçta 2030'a kadar Avrupa'da %100 elektrikli araç satış hedefinden vazgeçmesi ve AB'nin 2035 emisyon hedeflerini 'gerçekçi dışı' olarak nitelendirmesi, Volkswagen'in ise ABD pazarındaki EV hedeflerini %55'ten %20'ye düşürüp hibrit modellere yönelmesi gibi adımlar bu tartışmaları daha da alevlendiriyor. **Stellantis'in ikonik markası Jeep'in bile yanlış yönetilmesi, eskiyen ürün gamında boşluklar yaratması ve üretimdeki aksaklıklar nedeniyle satışlarda ciddi düşüşler yaşaması, Batılı otomotiv devlerinin elektrikli dönüşümdeki zorluklarının somut bir göstergesi haline geldi.** Avrupa içinde üretim yaparak, Xpeng bu ek maliyet yükünden kurtulmayı ve fiyat rekabetçiliğini artırmayı hedefliyor.

Önemli Veriler ve Stratejik Avantajlar:

  • Ortaklık: Magna Steyr, Avusturya (Graz)
  • Üretilen Modeller: Xpeng G6 ve G9 elektrikli SUV'lar
  • Gümrük Vergisi Avantajı: AB içinde üretimle %20.7'lik ek vergiden muafiyet
  • Rekabet Avantajı: Rakip BYD'nin Macaristan'daki üretim başlangıcından önce pazara girme

Pazardaki Rekabet ve Xpeng'in Avrupa Yolculuğu

Xpeng'in Avrupa'daki bu hızlı başlangıcı, özellikle Çinli rakipleri arasında dikkat çekiyor. BYD'nin yıl sonunda Macaristan'da üretim başlatma planlarına karşı Xpeng, bu hamlesiyle önemli bir zaman avantajı elde etti. Nitekim, Escalent'in 2025 yılı Avrupa pazarı için yayımladığı "Çin Otomotiv Etki Markaları" çalışmasının ön verileri, potansiyel alıcıların %47'sinin Çinli bir otomobili değerlendirdiğini gösterirken, bu oran 2024'te %31 idi. Aynı dönemde Amerikan otomobillerini değerlendirenlerin oranı ise %51'den %44'e düşerek, Çin markalarına duyulan güvenin artışına karşılık ABD ürünlerine olan güvenin azaldığını ortaya koyuyor. Xpeng, 2021 yılında ilk Avrupa pazarı olan Norveç'e girmiş ve o tarihten bu yana küresel olarak 46'dan fazla ülke ve bölgeye yayılmıştı.

Çinli elektrikli araç üreticilerinin agresif Avrupa stratejileri sadece BYD ile sınırlı değil; Guangzhou hükümetine ait GAC da Avrupa için ilk elektrikli modeli Aion V'i piyasaya sürmeye hazırlanıyor ve önümüzdeki iki yıl içinde satışlarını 17 kat artırmayı hedefliyor. BYD ise Avrupa versiyonu Seagull olan Dolphin Surf modelini Macaristan'da üreteceğini ve 2028'den itibaren tüm EV'lerini Avrupa'da üretmeyi planladığını açıklarken, kıta genelinde Tesla'yı geride bırakarak satış liderliğini ele geçirmesiyle de dikkat çekiyor. Ayrıca BYD, 'Flash' şarj sistemi olarak tanıttığı 1.000 kilovatlık megawatt hızlı şarj teknolojisiyle sadece beş dakikada 400 kilometre menzil ekleyebilme kapasitesine sahip araçları piyasaya sürmeye hazırlanıyor ve 2026'nın ikinci çeyreğine kadar Avrupa'da 200 ila 300 megawatt şarj istasyonu kurmayı hedefliyor. Hatta BYD, Avrupa'da tam elektrikli araç üretimi tam kapasiteye ulaşana kadar Plug-in Hibrit Elektrikli Araç (PHEV) modellerinin EV'lerden daha fazla satmasını bekliyor ve geleneksel araç tercihlerine uygun, uzun menzilli ve yaklaşık 45.000 dolarlık başlangıç fiyatına sahip 1.5 litrelik atmosferik motorlu ve 19 kWh LFP batarya paketli bir PHEV station wagon modeli (Seal 06 DM-i Touring) tanıtarak pazara giriş stratejisindeki esnekliğini gösteriyor. Dahası, Çinli şirketler özellikle daha yüksek enerji yoğunluğu, hızlı şarj ve artırılmış güvenlik vaat eden katı hal batarya teknolojileri konusunda küresel lider konumunda. BloombergNEF verilerine göre, mevcut veya planlanan yarı katı hal batarya üretim kapasitesinin %83'ünü ellerinde bulundurarak bu alandaki stratejik üstünlüklerini açıkça ortaya koyuyorlar. Bu gelişmeler, Çinli markaların Avrupa'da yalnızca rekabeti artırmakla kalmayıp, pazarın dinamiklerini de yeniden şekillendirdiğini ortaya koyuyor. Avrupa otomotiv sektörü 2035 elektrikli araç yasağı ve Çin rekabeti başlıklı makaleden de anlaşılacağı üzere, bu durum Avrupalı üreticiler üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor.

Volvo'nun eski CEO'su Hakan Samuelsson'ın da vurguladığı gibi, endüstri elektrikli bir geleceğe doğru geri dönülmez bir şekilde ilerlerken, "yaklaşık 10 yıl içinde tüm otomobiller elektrikli olacak ve maliyetleri daha düşük olacak. Eski dünyada Ford, GM, Toyota ve Volkswagen'in olduğu gibi, yeni dünyada da iki veya üç çok güçlü Çin markası olacak. Bu, eski markalar için alanı daraltacak. Yani bu, bir yeniden yapılanma dalgasını tetikleyecek. Bazı şirketler yeni koşullara uyum sağlayacak ve hayatta kalacak. Diğerleri ise kalamayacak." Bu öngörü, Xpeng'in ve diğer Çinli markaların Avrupa'daki yükselişinin, sektördeki köklü değişimleri nasıl hızlandırdığının bir göstergesi.

Şirketin Avrupa'daki satış rakamları henüz "çığır açıcı" seviyelerde olmasa da, yükseliş trendi gösteriyor. Bu yılın ilk yarısında 8.000'den fazla kayıtla pazar payını artırmaya devam eden Xpeng için G6 modeli, bu başarının lokomotifi konumunda. Tesla Model Y'ye rakip olarak gösterilen G6, 800 voltluk batarya mimarisi ve 10 dakikada %10'dan %80'e şarj olabilme (451 kW) özelliğiyle öne çıkıyor. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 200.000 araç satışı gerçekleştiren ve elektrikli uçaklar, robotlar ve yapay zeka gibi alanlarda da iddialı hedefleri olan Xpeng, genç yaşına rağmen sektörde hızlıca kendine yer edindi.

Sorumlu Bir Bakış Açısı: Zorluklar ve Fırsatlar

Xpeng'in bu stratejisi, gümrük vergileri gibi kısa vadeli engelleri aşmak için etkili olsa da, uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından bazı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Kendi üretim tesisine sahip olmamanın getirdiği esneklik ve maliyet avantajları varken, bir başka üreticiye bağımlılık, şirket kontrolü ve ölçeklenebilirlik açısından gelecekte potansiyel zorluklar yaratabilir. Öte yandan, Avrupa'da "yerel" üretim statüsü kazanmak, hem markanın imajı hem de Avrupalı tüketicilerle bağ kurma açısından büyük bir fırsat sunuyor.

Bu zorluklara ek olarak, Avrupa'nın otomotiv devleri son yıllarda elektrikli araç talebindeki dalgalanmalar, yetersiz şarj altyapısı, yüksek enerji maliyetleri ve genel pazar yavaşlaması gibi pek çok sorunla boğuşuyor. Elektrikli araçların yüksek işlem fiyatları, ikinci el piyasasındaki değer düşüşü, benzinli rakiplerine kıyasla ortalama %49 daha yüksek sigorta primleri ve %22 daha pahalı onarım giderleri gibi faktörler, genel EV benimsenmesini yavaşlatıyor. Hatta Stellantis ve Volkswagen gibi bazı Avrupalı devler, başlangıçtaki tamamen elektrikli araç hedeflerinden geri adım atarak hibrit modellere yönelirken, küresel EV batarya üretim kapasitesinin tahmini talebin çok üzerinde kalması da sektörde devasa bir arz fazlası olduğunu gösteriyor. Bu tabloya ek olarak, ABD'de Tesla'nın elektrikli araç pazar payının 2017'den bu yana en düşük seviyesine (%38) gerilemesi, General Motors'un lüks elektrikli modellerinin üretimini geçici olarak durdurması ve Porsche'nin EV batarya hücresi üretim planlarını askıya alması gibi gelişmeler, batılı otomotiv devlerinin de zorlandığını gösteriyor. **Volkswagen CEO'su Oliver Blume da ABD hükümetiyle özellikle %15'lik tarifelerin VW Grubu için 'milyarlarca dolarlık bir yük' oluşturduğunu belirterek, bu finansal yükü hafifletecek bir ticaret anlaşması üzerinde görüştüklerini dile getirdi. Blume, Audi markalı araçların ABD'de üretilmesi gibi önemli üretim yatırımları yapmayı düşündüklerini ve bu adımla hem istihdam yaratıp hem de tedarik zincirlerini güçlendireceklerini vurgulayarak, ABD hükümetinden teşvik ve vergi indirimleri gibi destekler beklediklerini de ekledi.** Güney Koreli Hyundai'nin ABD'deki Georgia Metaplant projesinin batarya üretim tesisinde yaşanan ve nitelikli işgücü kaybına yol açan Eylül ayındaki göçmenlik baskını sonucu üretimin iki ila üç ay gecikmesi ve vize sui suiistimali iddiaları gibi olaylar da sektörü çevreleyen karmaşık sosyal ve ekonomik sorunları ortaya koyarken, küresel çapta yaşanan bu 'depremler' pazar dinamiklerinin ne denli kırılgan olduğunu gözler önüne seriyor.

Elektrikli araç pazarının hızla evrildiği bu dönemde, Çinli üreticilerin agresif Avrupa stratejileri, küresel otomotiv endüstrisindeki dengeleri yeniden şekillendiriyor. Xpeng'in Magna Steyr ile olan ortaklığı, bu yeni dönemin en somut örneklerinden biri olarak kayıtlara geçiyor.

Kaynak: insideEVs (Daha fazla bilgi için: Xpeng Avrupa'da EV Üretimine Başladı)