Waymo, Zeekr RT Minivanları ile Los Angeles'ı Fethederken Halkın Tepkisi Ne Oldu?

Haber Merkezi

04 September 2025, 11:21 tarihinde yayınlandı

Waymo Los Angeles'ta Yeniden Şekilleniyor: Zeekr RT ile Otonom Ulaşımda Yeni Bir Dönem mi?

Otonom sürüş teknolojisinin öncü şirketlerinden Waymo, Los Angeles'taki varlığını yeni ve dikkat çekici modellerle güçlendiriyor. Sosyal medyada hızla yayılan bir video, Benjamin Illulian'ın şehirde yol alırken yakaladığı, daha modern tasarıma sahip yeni nesil Waymo araçlarını gözler önüne serdi. Bu gelişme, otonom taksi hizmetlerinin kent yaşamına entegrasyonu ve halkın bu teknolojiye olan bakış açısı konusunda yeni tartışmaları da beraberinde getirirken, otonom sürüş savaşlarının ve robotaksi rüyasının gerçeklerini de gözler önüne seriyor.

Waymo One Nedir ve Los Angeles Macerası Nasıl Başlandı?

Waymo, Google'ın ana şirketi Alphabet bünyesinde faaliyet gösteren ve tamamen otonom araçlarla insan sürücüye ihtiyaç duymayan bir ulaşım hizmeti olan Waymo One'ın arkasındaki teknoloji devi. Şirket, misyonunu ulaşımı daha güvenli, erişilebilir ve sürdürülebilir kılmak olarak tanımlıyor ve geleceğin sürücüsüz araçlarda olduğuna inanıyor. Bu kapsamda, Waymo gibi şirketler Uber CEO'su Dara Khosrowshahi'nin de savunduğu üzere, sensör füzyonunun (kamera, radar ve Lidar kombinasyonu) "süper insan güvenliği" sağlamak için doğru yol olduğuna inanıyor. Farklı sensör türlerinin birbirini tamamlayarak daha sağlam ve güvenilir bir çevre algılaması sağladığı, bu yedekliliğin tek bir sensörün başarısız olması durumunda sistemin çalışmaya devam etmesini sağlayarak güvenlik için kritik öneme sahip olduğu vurgulanıyor. Alphabet'in devasa mali gücü sayesinde Waymo, milyarlarca dolar kaybetmesine rağmen genişlemeye ve gelişimini sürdürmeye devam edebiliyor. Uber veya Lyft'e benzer bir mantıkla çalışan Waymo One uygulamasından çağrılan araçlar, direksiyonun başında kimse olmadan yolcuları istedikleri yere ulaştırıyor.

Waymo'nun Los Angeles serüveni, uzun bir test ve kademeli genişleme sürecinin ardından başladı. Kasım 2024'te Santa Monica ve şehir merkezinin bazı bölgelerini kapsayan tam ticari robotaksi hizmeti resmen devreye girdi. Kısa sürede yaklaşık 80 kilometrekarelik bir alana yayılan hizmet, 2023 sonbaharında küçük bir kullanıcı grubuyla başlayan denemelerle olgunlaştı ve 2024 Mart'ında daha geniş bir kitleye ücretli hizmet sunmaya başladı. Waymo eş CEO'su Tekedra Mawakana, kasım lansmanında Los Angeles'taki herkesi bu 'yolculuğa' davet etmekten heyecan duyduklarını belirtmişti. Şirket halihazırda Bay Area, Los Angeles ve Phoenix gibi şehirlerde yaklaşık 2.000 Jaguar I-Pace robotaksi filosuyla aktif olarak hizmet verirken, Austin ve Atlanta'da ise Uber uygulaması üzerinden erişilebilir durumda.

Yeni Model: Çinli Zeekr RT Minivanlar Yollarda

MotorTrend'in raporlarına göre, Waymo'nun filosuna katılan en yeni robotaksi modeli, Çinli otomobil üreticisi Zeekr'in RT minibüsü oldu. Bu araçlar, Illulian'ın videosunda görülen ve ABD pazarına giren ilk Çinli otomobil markası olma özelliğini taşıyor. Bazı raporlar bu minivanların yılın başlarında geldiğini belirtse de, MotorTrend müşterilerin henüz bu araçları çağıramadığını, ancak Los Angeles mahallelerinde şarj ve bakım için göründüklerini kaydediyor.

Yeni Zeekr RT minibüsler, sadece Waymo'nun filosunu güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda Çinli bir otomobil markasının ABD pazarındaki ilk ciddi girişimi olması açısından da stratejik bir öneme sahip. Bu, küresel otomotiv endüstrisinde otonom ve elektrikli araçlar üzerinden rekabetin arttığının bir göstergesi.

Halkın Tepkisi ve Olası Zorluklar: Şeytanın Avukatı Perspektifi

Her ne kadar Waymo One hizmetini yaygınlaştırmaya çalışsa da, Los Angeles sakinlerinin tepkileri karışık. Benjamin Illulian'ın videosuna gelen 'Haaate' gibi doğrudan olumsuz yorumlar, teknolojiye karşı genel bir şüpheciliğin olduğunu gösteriyor. The Los Angeles Times'a göre, şehirde yaklaşık 100 Waymo robotaksi faaliyet gösteriyor ve bu araçlar kısa süre önce otoyollarda da sürüş yeteneği kazandı. Ancak, Waymo'nun temkinli yaklaşımı bile kusursuz bir operasyon garantisi vermiyor. Reuters'ın bildirdiğine göre, Austin'de Waymo araçları yetkililerin el sinyallerini göz ardı ederek tehlikeli durumlara girdi; hatta bir Waymo aracı sel sularına girip yolcusunun kendi başına çıkmak zorunda kaldığı olaylar yaşandı. Geçmişte Waymo araçlarının çukurlara girmesi, birbirine çarpması veya tüm mahalleleri uykusundan uyandıran korna sesleri gibi onlarca başka olayın yaşandığı da biliniyor. Hatta Kaliforniya'da protestolar sırasında tahrip edildikleri, engellendikleri ve hatta ateşe verildikleri görüldü.

Bu fiziksel zorlukların yanı sıra, otonom araçlarda yolcu davranışları da yeni tartışmaları beraberinde getiriyor. Son zamanlarda yaşanan bir olayda, Alisia Cat Blair adlı bir Waymo yolcusunun TikTok'ta paylaştığı bir video büyük yankı uyandırdı. Videoda Blair, Waymo aracından vücudunun bir kısmını dışarı uzatırken ve yüksek sesle şarkı söylerken görülüyor. Bu durum, Waymo'nun güvenlik protokollerinin ne kadar hassas olduğunu gözler önüne serdi; zira araç, müziği aniden durdurarak ve şirketin yolcuyu arayarak duruma müdahale etmesiyle son buldu. Bu olay, otonom araçların sadece dış dünyayı değil, kabin içini de anlık olarak izlediğini ve güvenlik kurallarına uymayan yolcu davranışlarına karşı hızlıca aksiyon aldığını gösteriyor. Waymo'nun Sıkça Sorulan Sorular sayfasında da belirtildiği üzere, iç kameralar aracın temizliğini kontrol etmek, tüm yolcuların emniyet kemerlerini taktığından emin olmak ve yolculuk sonunda herhangi bir eşyanın unutulup unutulmadığını denetlemek amacıyla kullanılıyor. Blair'in videosunda emniyet kemeri takmadığı görülmesi, bu sistemlerin ne denli önemli olduğunu kanıtlıyor. Waymo, emniyet kemeri takmayan yolcuları önce uyarıyor, uyarıya uyulmaması halinde ise aracı kenara çekebiliyor veya yolculuğu sonlandırabiliyor. Ayrıca, camdan eşya atmak veya emniyet kemeri takmamak gibi ihlaller, yolcular için ek ücretlere de yol açabiliyor. Bu ve benzeri olaylar, otonom araçların güvenli ve sorumlu kullanımının sadece teknolojiye değil, aynı zamanda yolcuların kurallara uyumuna da bağlı olduğunu vurguluyor. Waymo'da otonom araç kural ihlalleri ve yolcu güvenliği hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.

Ancak bazı şehir sakinleri, robotaksilerin park etme alışkanlıklarından rahatsız olduklarını dile getiriyor. The Verge'e konuşan yerel halk, belirli Waymo araçlarının saatlerce aynı noktalarda park ettiğinden şikayetçi. Bir sakin, 'Bir işaret fişeği gibi buraya geri dönerdi; sanki burada alabileceği bir yer olduğunu biliyordu' diyerek tepkisini dile getiriyor. Waymo sözcüsü ise bu durumun kasıtlı olduğunu ve araçların sürüşler arasında 'uygun park yerleri bulduğunu', bunun da hizmet talebini karşılamak, enerji tasarrufu sağlamak ve trafik sıkışıklığını azaltmak için yapıldığını belirtiyor. Bu durum, otonom araçların şehir altyapısıyla ve halkın günlük alışkanlıklarıyla nasıl entegre olacağı konusunda önemli bir sorun alanı yaratıyor.

Robotaksilerin yükselişi sadece teknolojik ve ticari zorluklarla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda insan yaşamları üzerinde de somut etkileri olmaya başladı. Yeni bir rapora göre, bu teknoloji Amerika'nın en büyük şehirlerinden bazılarında insan taksi ve yolculuk paylaşım sürücülerinin gelirlerini doğrudan etkiliyor. Yolculuk paylaşım ve teslimat verileri platformu Gridwise'ın raporuna göre, Waymo'nun beş ABD şehrinde haftalık 250.000'den fazla sürücüsüz yolculuk sağlamasıyla insan sürücülerin saatlik ücretleri düşüşe geçti. Ulusal düzeyde sürücülerin saatlik ücretleri Temmuz ayında yıllık bazda %1 artarken, robotaksilerin yoğun olduğu şehirlerde durum farklıydı:

BölgeOrtalama Saatlik Brüt Ücret Değişimi (Yıllık - Temmuz)
Ulusal Ortalama+%1
Austin-%5.3
Phoenix-%3.8
Los Angeles-%4.7
San Francisco-%6.9

Gridwise'a göre, bu pazarlardaki sürücüler yoğun talep saatlerinde daha az yolculuk ve haftalık gelirlerini artıran teşvik tekliflerinde azalma yaşıyor. Hatta Austin'deki Uber kullanıcılarının, Waymo robotaksilerle eşleşene kadar insan sürücülerin yolculuklarını iptal ettiği bile gözlemleniyor. Bu durum, otonom teknolojinin sosyal ve ekonomik etkilerinin ne kadar derin olabileceğine dair ciddi bir uyarı niteliğinde.

SenNexus Analizi: Otonom Geleceğin Çetrefilli Yolu

Waymo'nun Los Angeles'taki genişlemesi, otonom araç teknolojisinin ne kadar hızlı ilerlediğini gösterse de, bu sürecin tek yönlü olmadığını ortaya koyuyor. Teknolojik ilerlemenin yanı sıra, halkın güvenini kazanmak, mevcut altyapıya uyum sağlamak ve potansiyel rahatsızlıkları minimize etmek gibi önemli sosyo-teknik zorluklar bulunuyor. Zeekr RT gibi yeni modellerin ABD pazarına girişi, rekabeti artıracak ve teknolojik yenilikleri hızlandıracaktır. Ancak şehir yönetimleri, otonom araç şirketleri ve sakinler arasında şeffaf bir diyalog kurulmadan, bu teknolojinin tam potansiyeline ulaşması zor görünüyor. Sürücüsüz araçların sadece birer taşıma aracı olmaktan öte, kent yaşamının bir parçası haline gelmesi için, teknolojik mükemmeliyetin yanı sıra toplumsal kabul ve uyum da kritik önem taşıyor.

Gelecek Perspektifi

Waymo, Los Angeles'taki robotaksi operasyonlarının yanı sıra, Las Vegas ve San Diego'da bu yıl, Atlanta, Miami ve Washington D.C.'de ise 2026'da genişleme planları yapıyor. Bu, şirketin ABD genelinde otonom ulaşım ağını büyütme konusundaki kararlılığını gösteriyor. Ancak, Los Angeles'ta yaşananlar ve sektördeki diğer gelişmeler, her yeni teknoloji gibi otonom araçların da hem büyük potansiyeller hem de adaptasyon süreçleriyle ilgili zorluklar barındırdığını açıkça ortaya koyuyor. Örneğin, Uber'in 2020'de robotaksi geliştirme planlarını iptal ederek bu bölümünü Aurora'ya satması, GM'nin Cruise robotaksi bölümünün geçtiğimiz yıl yaşanan bir kaza sonrası büyük bir yeniden yapılanmaya gitmesi ve hatta Tesla'nın Otopilot ve "Tam Kendi Kendine Sürüş" (FSD) sistemlerinin kazalarını raporlamadaki gecikmeler nedeniyle ABD Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA) tarafından kapsamlı bir soruşturma başlatılması, tam otonom sürüşe ulaşmanın hem teknik hem de etik/güvenlik açısından ne kadar karmaşık olduğunu gözler önüne seriyor. Bu durumun ortasında, Tesla, Elon Musk'ın duyurduğu 'Master Plan Part 4' ile stratejik bir dönüşüm yaşıyor; şirket, odağını elektrikli araç üretiminden çok yapay zeka (AI), robotik ve otonom sistemlere kaydırmış durumda. Özellikle insansı robot Optimus ve robotaksi projeleri ön planda. Tesla için robotaksi projesinin başarıya ulaşması hayati önem taşıyor, zira şirketin temel binek araç işi zorlu bir dönemden geçerken, ikinci çeyrekte küresel teslimatlar ve gelirlerde düşüşler yaşandı ve Avrupa'daki satışları Ocak-Temmuz 2024 döneminde %43,5 oranında geriledi. Alphabet gibi devasa bir mali desteği olmayan Tesla için robotaksiler, ya her şeyi düzeltecek ya da markayı daha da zora sokacak 'varoluşsal' bir test niteliğinde. Bu stratejiye rağmen, Tesla'nın 'Full Self-Driving' (Tam Otonom Sürüş) adı yanıltıcı bulunmakta ve bu sistemler SAE tarafından 'Seviye 2' sürücü destek sistemleri olarak kabul edilerek sürücünün sürekli denetimini gerektirmektedir. Tesla'nın Master Plan 4'ü hakkında daha detaylı bilgi için tıklayın. Bu 'otonom sürüş savaşlarında', Waymo kameralar, radar ve Lidar gibi kapsamlı bir sensör paketi ve sensör füzyonu ile "süper insan güvenliği"ni hedefleyen temkinli bir yaklaşım sergilerken; Tesla, Lidar ve radarın "sensör çelişkisi" yarattığını savunarak sadece kameralara ve yapay zekaya dayalı bir çözüm sunuyor. Ayrıca Stellantis gibi büyük otomotiv gruplarının dahi yüksek maliyetler ve belirsiz talep nedeniyle Seviye 3 Gelişmiş Sürücü Destek Sistemleri (ADAS) geliştirme planlarını dondurması, sektör genelindeki zorlukların boyutunu gösteriyor. Buna karşın, Rivian gibi firmalar ise 2026 yılı sonuna kadar araçlarında 'eller serbest, noktadan noktaya' sürüş desteği sunmayı hedefleyerek iddialı adımlar atmaya hazırlanıyor. Otonom araçların geleceği, sadece teknolojik gelişmelerle değil, aynı zamanda bu teknolojinin toplumla ne kadar uyumlu hale gelebildiği ve RJ Scaringe'in de belirttiği gibi, elektrikli araçlara olan talebi istemsizce artıracak ana itici güçlerden biri haline gelebildiğiyle şekillenecek.

Otonom Sürüş Seviyeleri (Kısa Bir Bakış):

  • Seviye 0-1: Hiç otomasyon yok veya temel sürüş yardımları (hız sabitleyici).
  • Seviye 2 (Kısmi Otomasyon): Araç belirli durumlarda direksiyon ve hızlanma/frenlemeyi kontrol eder, ancak sürücü her an denetlemeli ve hazır olmalıdır (örnek: Tesla Autopilot, GM Super Cruise).
  • Seviye 3 (Koşullu Otomasyon): Araç, belirli koşullar altında sürüşü tamamen devralabilir, ancak sistem bir uyarı verdiğinde sürücünün müdahale etmesi gerekir. Sürücü bu süreçte yoldan gözünü ayırabilir.
  • Seviye 4 (Yüksek Otomasyon): Araç, belirli bir operasyonel tasarım alanı içinde (coğrafi alan veya hava koşulları gibi) sürüşü tamamen kendi başına yapar ve sürücünün müdahalesine gerek kalmaz. Sistem arıza yapsa bile güvenli bir şekilde kenara çekebilir.
  • Seviye 5 (Tam Otomasyon): Araç, her türlü koşulda, insan sürücünün yapabileceği tüm sürüş görevlerini yerine getirebilir.

Kaynak: InsideEVs - Los Angeles'taki Yeni Waymo Modelini Keşfedin