Otomotiv dünyası, elektrikli araçlara geçiş konusunda karmaşık bir dönemden geçiyor. Düzenlemeler değişirken satışlar bazı segmentlerde durağanlaşıyor. Özellikle son iddialar Audi'nin merakla beklenen elektrikli RS6 E-Tron projesini iptal ettiğini gösteriyor ki bu gelişme, elektrikli lüks performans araç segmentindeki değişen dinamiklerin çarpıcı bir örneği. Audi RS6 E-Tron iptal iddiaları hakkında daha fazla bilgi edinin. **Bu bağlamda, Audi'nin 2032 yılına kadar tamamen elektrikli araçlara geçme yönündeki iddialı hedefinden vazgeçerek, içten yanmalı motorlu araç satışlarına “yedi, sekiz, belki on yıl daha” devam edeceğini duyurması, sektördeki esnek tutumun bir göstergesi oldu. Audi'nin elektrikli geleceğe esnek tutumu hakkında daha fazla bilgi edinin.** **Bu zorlu ortamda, Volvo CEO'su Hakan Samuelsson, 2035 yılına gelindiğinde tüm yeni otomobillerin tamamen elektrikli olacağına ve maliyetlerinin düşeceğine inanıyor; Samuelsson, "Sektör elektrikli olacak; geri dönüş yok. Bazı bölgelerde biraz daha uzun sürebilir, ancak yön açık. Yaklaşık 10 yıl içinde arabaların tamamı elektrikli olacak ve daha düşük maliyetli olacaklar" ifadelerini kullandı. Volvo CEO'sunun 2035 elektrikli otomobil tahmini hakkında daha fazla bilgi edinin.** Özellikle Avrupa Birliği'nin 2035 itibarıyla içten yanmalı motorlu (ICE) araçların satışını yasaklama kararı, BMW ve Mercedes-Benz gibi önde gelen markaların derin endişelerine yol açıyor; bu devler, yasağın ekonomik ve sosyo-ekonomik sonuçları olabileceği konusunda sert uyarılarda bulunuyor. BMW ve Mercedes'in AB 2035 içten yanmalı motor yasağına ilişkin endişeleri için tıklayın. **Mercedes-AMG C63'ün, geleneksel V8 motorundan dört silindirli, elektrik destekli bir üniteye geçişi, performans tutkunları arasında büyük yankı uyandırmış, ancak uygulanan cazip indirimler ve Mercedes yetkililerinin 'bazı müşterileri kaybettik' itirafı, dört silindirli C63'ün alıcıları ikna etmekte zorlandığını göstermişti. Bu durum, markanın daha önce AMG C63'te kullanılan dört silindirli turbo motor gibi güç aktarma organı seçimlerinde bazı yanlış adımlar attığını kabul etmesine neden oldu. Mercedes-AMG C63'ün motor değişikliği iddiaları hakkında daha fazla bilgi edinin.** Ancak bu durum, lüks ve performans odaklı markaların büyük bataryalı motorlara tamamen sırt çevirdiği anlamına gelmiyor. Mercedes-AMG, yakın zamanda AMG GT XX modelini piyasaya sürmeye hazırlanırken, bu modelin iki kapılı bir versiyonunun da Porsche 911 gibi ikonlara meydan okuyabileceği konuşuluyor. Fakat bu iddialı adımın önünde önemli bir soru işareti var: Yatırımı haklı çıkaracak büyüklükte bir pazar var mı? Benzer bir düşünceyle Volkswagen Grubu da, doğrudan bir spor otomobil planlamıyor olsa da, tasarım stüdyosu Italdesign'dan keyifli bir 'ne olurdu' senaryosu olarak elektrikli bir coupe (EVX Projesi) çizmesini istedi. Bu konsept, markanın gelecekteki elektrikli spor otomobil vizyonuna dair ilginç ipuçları sunuyor ve otomotiv dünyasının bu alandaki arayışını gözler önüne seriyor. Volkswagen Italdesign Elektrikli Coupe EVX Projesi konseptini inceleyin.
Duygusallık mı, Pazar Gerçekleri mi?
AMG patronu Michael Schiebe, Autocar'a yaptığı açıklamada, bu tür bir model için “Duygusal olarak, evet, bunu yapmalıyız. Soru, gerekli yatırımı haklı çıkaracak kadar büyük bir pazar olup olmadığıdır” dedi. Bu açıklama, markanın bir yandan teknolojik liderliğini ve performans hedeflerini sürdürme arzusunu, diğer yandan ise ekonomik gerçeklerle yüzleşme zorunluluğunu gözler önüne seriyor. Nitekim, Mercedes-Benz, başlangıçta 2030'a kadar tamamen elektrikli olma hedeflerini gözden geçirerek içten yanmalı motorların üretimini 2030'lu yılların ortalarına kadar sürdüreceğini açıklamıştı. Hatta ultra lüks Maybach S680 modelinde efsanevi V-12 motorların üretimini bir süre daha devam ettireceğini açıklayan marka, bu stratejik revizyonlara rağmen elektrikli otomobil atağını sürdürüyor. **Bu bağlamda, Audi CEO'su Gernot Döllner de pazarın bu karmaşık dinamiklerine rağmen elektrikli araçların geleceğin tek geçerli yolu olduğuna inanıyor ve karbon emisyonlarını azaltmada en etkili teknoloji olarak görüyor. Döllner, Avrupa Birliği'nin 2035'ten itibaren yeni içten yanmalı motorlu araç satışlarını yasaklama kararını da açıkça destekliyor ve bu yasağın gevşetilmesi çağrılarını "verimsiz" olarak nitelendirerek, üreticiler ve düzenleyiciler arasındaki sürekli belirsizliğin "müşterileri tedirgin ettiğini" vurguluyor.** **Bu bağlamda, Mercedes-AMG Yönetim Kurulu Üyesi Mathias Geisen, C63'ün daha büyük bir motor seçeneğine kavuşabileceğine dair önemli ipuçları verdi; Geisen, 'Dört silindirli seçenek sunduğumuz bazı modellerde, gelecekte altı silindirli motorlar da sunacağız. Hibrit olabilir veya sadece içten yanmalı olabilir, o aşamaya geldiğimizde size haber vereceğiz.' sözleriyle potansiyel bir değişimin sinyalini verdi. Bu açıklama, V8 motorunun geri dönmeyeceğini kesinleştirse de, C-Serisi amiral gemisi için Affalterbach'ta geliştirilmekte olan tamamen yeni sekiz silindirli motorun da bu modelde yer almayacağını teyit ediyor. Beklentiler, performans sedanın kaputunun altında 'M256M' kod adlı hafif hibrit 3.0 litrelik sıralı altı silindirli bir motorun yer alacağı yönünde yoğunlaşıyor. Bu motor, halihazırda CLE53 ve Aston Martin DBX gibi modellerde başarıyla görev yapıyor. Model isminin de C63 yerine C53 rozetiyle gelebileceği iddiaları gündemdeyken, Autocar ise AMG'nin altı silindirli plug-in hibrit versiyon için C63 adını koruyabileceğini öne sürüyor. Daha sıkı emisyon kurallarını karşılamak için bir tür elektrifikasyonun da bu yeni motorla birlikte gelmesi bekleniyor. Bu motor değişikliği, 2026'da beklenen C-Serisi makyajı ile eşzamanlı olarak gelecek yıl gibi erken bir tarihte gerçekleşebilir ve GLC 63'ün de 2027 civarında benzer bir yolu izlemesi bekleniyor. Bu stratejik duruşunu, BMW ile potansiyel bir motor tedarik anlaşması iddialarını kesin bir dille reddederek de pekiştiren Mercedes-Benz, 'Stuttgart Yapımı' mühendislik felsefesine bağlılığını vurguladı. Şirket, kendi bünyesinde geliştirdiği FAME (Family of Modular Engines) adlı modüler motor ailesiyle, Euro 7 gibi gelecekteki emisyon düzenlemelerine tam uyumlu ve dört, altı, sekiz ve on iki silindirli motorları kapsayan geniş bir yelpazeye sahip olduğunu belirtiyor. Mercedes-BMW Motor İşbirliği İddiaları Reddedildi: Stuttgart Kendi Yolunda başlıklı haberimizden ulaşabilirsiniz. Mercedes-AMG C63'ün gelecekteki motor seçenekleri ve sıralı altı silindir iddiaları hakkında daha fazla bilgi edinin.** Mercedes-Benz, ikonik G-Serisi'nin ruhunu taşıyan, ancak tamamen elektrikli ve özgün bir gelişim süreciyle ortaya çıkacak olan "Baby G" adındaki yeni bir SUV modelini duyurdu. Källenius'un açıklamalarına göre "Baby G", mevcut G-Serisi'nin küçültülmüş bir versiyonu olmayacak; aksine kendi bağımsız platformuna sahip, off-road yetenekleri yüksek, şasi üzerine gövde yapısıyla tamamen yeni bir gelişim olacak. Sadece batarya-elektrikli bir araç olarak piyasaya sürülmesi beklenen bu modelin, 2026 yılında tanıtılması ve 55.000 ila 65.000 dolar arasında bir başlangıç fiyatına sahip olması öngörülüyor. Mercedes-Benz Baby G tamamen yeni elektrikli SUV hakkında daha fazla bilgi için tıklayın. Aynı zamanda lüks sedan segmentindeki iddialı temsilcisi C-Serisi'nin tamamen elektrikli versiyonundan da ilk ipuçlarını paylaşan marka, 2026'da yollara çıkması beklenen elektrikli C-Serisi'ni, 2025 IAA Mobility Show'da, 1.360 beygir gücündeki Mercedes-AMG Project XX elektrikli hiper otomobil konseptiyle birlikte sergileyecek. Bu hamleyle Mercedes, BMW'nin aynı yıl piyasaya süreceği, tamamen elektrikli 3 Serisi olarak konumlanan ve çığır açan Neue Klasse EV platformunda yükselecek olan yeni BMW i3 ve yeni nesil BMW iX3 gibi rakiplerle doğrudan rekabete girmeye hazırlanıyor. Mercedes C-Serisi Elektrikli 2026: İlk Detaylar haberini inceleyin. Elektrikli C-Serisi'nin WLTP döngüsüne göre tam 800 kilometreye ulaşan menziliyle rakiplerini geride bırakması bekleniyor. Ayrıca, 94 kWh'lik batarya paketi, 800 volt mimarisi ve 330 kW'a kadar hızlı şarj kapasitesiyle donatılacak. İç tasarım felsefesini bir adım öteye taşıyan ve her şeyi devasa bir ekranda birleştiren "Hyperscreen" adı verilen, sütundan sütuna uzanan gelişmiş bir versiyon sunulacak. Bu devasa Hyperscreen ekranın, Elektrikli C-Serisi'nin iç mekanında da yer alması neredeyse kesinleşti. Ancak orta konsol, direksiyon simidi ve kapı içlerinde fiziksel tuşların varlığını koruması, ergonomi ve kullanım kolaylığından ödün vermeme amacını taşıyor. Ayrıca bu mega ekranın opsiyonel bir özellik olduğu ve daha uygun fiyatlı versiyonlarda fiziksel kontrollerin korunacağı da belirtiliyor. Aracın karakteristik kimliğini pekiştirecek büyük ve aydınlatmalı ızgara tasarımı da dikkat çekerken, arka kapıların ötesinde konumlandırılan çeyrek cam detayı, aracın konvansiyonel motorlu kardeşine göre daha uzun bir aks mesafesine sahip olacağının güçlü bir işaretini veriyor. BMW de elektrikli geleceğe güçlü bir yatırım sinyali vererek, Neue Klasse platformunu kullanan ilk modeller olan yeni elektrikli amiral gemisi iX3'ü (yaklaşık 640 km menzil, 400 kilovata kadar şarj hızıyla sadece 10 dakikada yaklaşık 370 kilometre menzil ekleyebilmesi bekleniyor) ve yeni nesil elektrikli 3 Serisi olarak konumlandırılan i3 modelini tanıtmaya hazırlanıyor. Her iki modelde de 'yazılım tanımlı araç (SDV) mimarisi' ve 'Süper Beyinler' konseptiyle daha az sayıda, daha güçlü bilgisayarlar kullanarak araç fonksiyonlarını merkezi bir yazılım mimarisi üzerinden yönetilmesi, entegrasyonu ve güncellemeyi kolaylaştırma potansiyeli taşıyor. Ayrıca, i3'ün iç mekanında gösterge panelinin yerini ön camın dibine uzanan geniş bir ekran alırken, altıgen şekilli merkezi dokunmatik ekran BMW'nin yeni Operating System X işletim sistemiyle donatılacak. Bu yeni dijital kokpit, sürücü odaklı bir deneyim sunarken, minimalizmi ve teknolojiyi bir araya getirecek ve 'Panoramik iDrive' gösterge panelinin ilk üretim uygulaması olacak. BMW i3 elektrikli 3 Serisi dönemi hakkında detaylı bilgi edinin.** Schiebe, markaların bazen “marka için önemli olan ve marka kimliğini şekillendiren” bir 'halo car' yani amiral gemisi bir araç üretmesi gerektiğini de ekledi. Bu bağlamda, 1.360 beygir gücündeki elektrikli hiper otomobil konsepti Mercedes-AMG Project XX'in 2025 Münih Otomobil Fuarı (IAA Mobility) kapsamında halka açık ilk gösterimini yapmaya hazırlanması, markanın bu iddialı hedefinin somut bir göstergesi. Bu tür bir aracın ne zaman geleceği belirsizliğini korurken, Schiebe, “Şu anda piyasada neler olup bittiğini anlamaya çalışıyoruz. Ardından bu çok özel aracın hedef resmini tanımlayacağız” ifadelerini kullandı.
"Önümüzdeki yıllarda ulaştırmada CO₂ emisyonlarını azaltma konusunda elektrikli araçtan daha iyi bir teknoloji bilmiyorum. Ancak iklim korumanın ötesinde bile, elektrikli araç basitçe daha iyi bir teknoloji."
- Audi CEO'su Gernot Döllner
Lüks Elektrikli Piyasasındaki Durgunluk ve Rakip Stratejiler
Mercedes-AMG'nin böylesine iddialı bir projeyi değerlendirmesi, mevcut piyasa koşulları göz önüne alındığında daha da dikkat çekici hale geliyor. Son aylarda birçok otomobil üreticisi, elektrifikasyon planlarını gözden geçirdi, bazı projelerini iptal etti veya gelecekteki ürünlerini yeniden değerlendiriyor. Bu durum, özellikle yüksek performanslı ve yüksek fiyatlı elektrikli araç segmentinde belirginleşiyor. Bu gelişmeler, lüks performans araç segmentindeki talep yetersizliği nedeniyle Audi'nin merakla beklenen elektrikli RS6 E-Tron projesini iptal etme iddiaları gibi önemli kararlara yol açıyor. Sektör kaynaklarına göre, Audi bu kararı, projenin geliştirme maliyetlerini haklı çıkaracak düzeyde yeterli talep olmaması nedeniyle almış olabilir. Zira Audi'nin zaten RS E-Tron GT gibi 912 beygir gücü sunan güçlü bir EV modeline sahip olması, başka bir yüksek performanslı elektrikli modele, özellikle de bir station wagon'a fazla alan bırakmadığı düşünülüyor. Audi RS6 E-Tron'un iptal iddiaları hakkında daha fazla bilgi edinin.
Öne Çıkanlar: Pazardaki Geri Çekilmeler ve Revize Edilen Stratejiler
- Lamborghini: İlk elektrikli aracını (2029'da bekleniyor) hibrit bir modele dönüştürmeyi düşünüyor.
- Koenigsegg: Müşterilerinin elektrikli hypercar'lara çok az ilgi gösterdiğini öğrendi.
- Ram: Tamamen elektrikli 1500 REV kamyonet projesini iptal ederek, menzili uzatılmış elektrikli Ramcharger modelini 'yeni Ram 1500 REV' olarak yeniden markalaştırdı. Ayrıca, Hemi V-8 motorunu 1500 pickup modellerine geri getirme kararı aldı. Ram'in elektrikli kamyonet projesi iptali ve stratejik dönüşümü hakkında daha fazla bilgi edinin.
- Audi: Elektrikli araç hedeflerini gözden geçirerek içten yanmalı motor üretimini en az 10 yıl daha sürdüreceğini açıkladı. Geçtiğimiz yıl elektrikli araç teslimatları %7,8 düşüşle 164.480 adede gerilerken, markanın toplam teslimatlarındaki elektrikli araç payı sadece %9,7 seviyesinde kaldı. **Ayrıca merakla beklenen elektrikli RS6 E-Tron projesini, geliştirme maliyetlerini haklı çıkaracak düzeyde yeterli talep olmaması nedeniyle iptal ettiği iddia ediliyor. Audi RS6 E-Tron iptal iddiaları hakkında daha fazla bilgi edinin.**
- McLaren: Tam elektrikli bir model piyasaya sürmek için acele etmediklerini, içten yanmalı motorların markada uzun süre önemli rol oynayacağını vurguladı. **İngiliz lüks spor otomobil üreticisi McLaren gibi markalar da tam elektrikli bir geleceğe doğru daha temkinli adımlar atarken, mevcut Artura hibrit modeli ve yaklaşan W1 hypercar’ında hibrit V-8 motor kullanmayı sürdürüyorlar. McLaren CEO’su Nick Collins, tam elektrikli bir model için acele etmediklerini, içten yanmalı motorların bu markada uzun süre rol oynamaya devam edeceğini belirtti. Lüks segmentteki talep dinamikleri ve teknolojik olgunlaşma beklentileri, McLaren’ı tam elektrikli bir geleceğe doğru daha temkinli adımlarla ilerlemeye itiyor. McLaren’ın elektrikli araç gecikmeleri ve lüks segment nedenleri hakkında detaylı bilgi edinin.**
- Mercedes-Benz: 2030 yılına kadar tamamen elektrikli olma hedeflerinden geri adım atarak, içten yanmalı motorların üretimini 2030'lu yılların ortalarına kadar sürdüreceğini, hatta teknoloji şefi Markus Schäfer'in efsanevi V-12 motorların üretimini bir süre daha sürdüreceklerini belirtti. **Marka ayrıca 2025 IAA Mobility Show'da 1.360 beygir gücündeki elektrikli hiper otomobil konsepti Mercedes-AMG Project XX'in de halka açık ilk gösterimini yaparak dikkatleri üzerine çekti. Öte yandan, dört silindirli, elektrik destekli güç aktarma organına sahip C63 modelinin müşteri beklentilerini karşılayamaması nedeniyle daha büyük, sıralı altı silindirli bir motor seçeneğine geri dönme sinyalleri verdi. Mercedes-AMG C63'ün motor değişikliği iddiaları hakkında daha fazla bilgi edinin.**
- Volkswagen: Merakla beklenen dokuzuncu nesil elektrikli Golf modelinin piyasaya sürülmesinde, Wolfsburg fabrikasının modernize maliyetleri nedeniyle yaklaşık dokuz aylık bir gecikme yaşanacağı iddia edildi. Bu durum, elektrikli T-Roc modelini de etkilerken, mevcut Golf Mk8 üretiminin planlanandan daha uzun süre Wolfsburg'da devam etmesine neden olabilir. Ayrıca, bir zamanlar sektörün baskın gücü olan Volkswagen Golf'ün de üretimi 2015'teki bir milyon adetten geçen yıl 300.000 adedin biraz üzerine geriledi; bu düşüşte, markanın kendi crossover modeli T-Roc'un hatchback ve station wagon satışlarını etkilemesi önemli bir rol oynadı. Marka, yeni nesil Golf için tamamen yeni Ölçeklenebilir Sistemler Platformu (SSP) kullanmayı ve aracı "yazılım tanımlı bir araç" haline getirmek için Amerikalı elektrikli araç üreticisi Rivian ile işbirliği yapmayı planlıyor. Volkswagen elektrikli Golf gecikmesi hakkında daha fazla bilgi edinin.
- Porsche: IAA Mobility Show'da tamamen elektrikli Cayenne prototipini sergileyecek olsa da, benzinli Cayenne üretiminin en az 2030'a kadar devam edeceğini belirtti. Aynı fuarda 701 beygir gücündeki hibrit 911 Turbo S modelini de tanıttı.
- Polestar 5: Çin'deki üretimi ve ABD'nin uyguladığı yüksek gümrük vergileri (yüzde 100) nedeniyle ABD pazarına girişi konusunda önemli belirsizlikler yaşıyor, bu da aracın rekabetçiliğini ciddi şekilde etkileyebilir. **IAA Mobility Fuarı'nda tanıtılan Polestar 5'in özellikle ABD pazarına girişi konusunda bu belirsizlikler dikkat çekiyor. Polestar 5 hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.**
Bu gelişmeler, Mercedes'in yeni bir elektrikli coupe düşünürken pazarın taleplerini ne kadar yakından takip etmesi gerektiğini gösteriyor. Zira, içten yanmalı motorlar şirketler için halen son derece kârlı bir iş olmaya devam ediyor. **Bu bağlamda, mevcut dört silindirli C63'ün ABD'deki başlangıç fiyatı 87.200 dolar olup, bu fiyat onu BMW M3 Competition xDrive'dan sadece 1.675 dolar daha ucuz yapıyor ve C63'ün konumlandırmasında bir sorun olduğunu gösteriyor. Rakiplere baktığımızda, BMW'nin yeni nesil M3'te (2028'de elektrikli M3'ten bir yıl sonra) sıralı altı silindirli motorunu koruyacağını doğruladığını görüyoruz. Audi Sport ise RS4 Avant'ın yerini alacak olan yeni RS5 Avant için V6 tabanlı bir plug-in hibrit sistem üzerinde çalışıyor. Benzer bir belirsizlik Audi cephesinde de yaşanıyor; markanın efsanevi beş silindirli motoruyla vedalaşmaya hazırlanan RS3 modelinin geleceği ve potansiyel dört silindirli bir üniteye geçiş olasılığı da hala tartışma konusu. Mercedes-AMG C63'ün rekabetçi fiyatlandırması ve motor seçenekleri hakkında daha fazla bilgi edinin. Nitekim, Ram CEO'su Tim Kuniskis'in Hemi V-8 motorunu 1500 pickup modellerine geri getirme kararı alırken 'Hata yaptık' itirafında bulunması, içten yanmalı motorlara olan talebin özellikle kamyonet segmentinde hala güçlü olduğunu ve markaların pazar gerçeklerine uyum sağlama esnekliğini gözler önüne seriyor. Ram'in bu stratejik değişikliği hakkında daha fazla bilgi edinin.** AMG, teknoloji ve performans açısından başarılı olmanın yanı sıra ekonomik olarak da başarılı olmayı hedeflediğini belirtiyor. Markanın portföyünü sürekli gözden geçirme esnekliği, bu tür büyük kararlarda onlara avantaj sağlıyor.
Bu belirsiz ortamda, Volkswagen Grubu da Porsche Boxster ve Cayman EV'ler ile elektrikli yelpazesini genişletmeyi planlarken, Audi'nin "TT Moment 2.0" olarak adlandırdığı, ikisi arasında "son derece duygusal" bir köprü kurmayı hedefleyen tamamen elektrikli spor otomobil konsepti Concept C modelini 2027'de piyasaya sürmesi bekleniyor. **Concept C'nin tamamen elektrikli bir araç olarak satılacağı ve içten yanmalı motorlu bir versiyonunun olmayacağı da kesinleşti. Şirket, Concept C'nin 2027'de yollara çıkacak üretim versiyonunun konseptle neredeyse aynı olacağını (%87 oranında benzerlik) duyurdu. Yol versiyonunun Porsche'nin yeni nesil 718 EV (Boxster/Cayman EV) modelleriyle aynı, yeni geliştirilmiş bir platformu paylaşması bekleniyor. Audi CEO'su Gernot Döllner, henüz adı açıklanmayan bu aracın, yıllık satış tahminlerinin 'çok düşük beş haneli' rakamlarda olmasına rağmen karlı olacağına güveniyor; bu durum, Concept C'nin markanın genel satış hedeflerine doğrudan hacim katkısından ziyade, altı haneli fiyat etiketiyle 'TT Anı 2.0' olarak marka imajını güçlendirme ve showroomlara daha fazla müşteri çekme amacı taşıdığını gösteriyor.** **Aynı etkinlik öncesinde, Audi'nin spor otomobil segmentindeki TT ve R8'in üretimden kalkmasıyla oluşan boşluğu doldurmak üzere tasarladığı ve 'TT Moment 2.0' olarak adlandırdığı yeni elektrikli spor otomobil konsepti olan Concept C de dikkatleri üzerine çekti. Şirket, 2027'de yollara çıkacak üretim versiyonuyla neredeyse aynı olacağını duyurduğu bu modelin, TT ile R8 arasında bir boşluğu dolduracak "son derece duygusal bir spor otomobil" olarak konumlandırıldığını belirtiyor. 'Az daha çoktur' felsefesiyle öne çıkan bu konsept, iç mekanda kaliteye odaklanarak fiziksel tuşların geri dönüşü ve dokunmatik hassasiyeti tartışmalı parlak siyah yüzeylerden uzaklaşma gibi adımlar atıyor. Şirket, kişiselleştirme seçeneklerini azaltarak elde ettiği maliyet tasarruflarını, anodize alüminyum gibi yüksek kaliteli malzemelere ve daha premium dokunuşlara yatırım yapmayı hedefliyor. Concept C'nin R8 esintileri taşıyan spor otomobil tasarımında, fiziksel kontrol düğmelerinde anodize alüminyum kullanımı ve direksiyon simidindeki gerçek metal logo gibi üst düzey detaylar dikkat çekerken, ihtiyaç duyulmadığında gizlenebilen dokunmatik ekran ve dokunmatik olsa da ayrı iklimlendirme kontrolleri gibi özellikler, kullanıcı odaklı sadeliği ön plana çıkarıyor. Tüm bunların yanı sıra, Audi CEO'su Gernot Döllner, sanal vites geçişleri ve yapay motor seslerinin elektrikli bir otomobil sürmeye gerçekten bir şeyler kattığını belirterek, bir yarış pistinde sanal şanzımana sahip bir araçla daha hızlı olduğunu iddia ediyor. Bu durum, özellikle elektrikli araçların doğal olarak sunduğu sessizlik ve tek vitesli aktarımın, benzinli araçlarda alışık olduğumuz 'geribildirim' hissini ortadan kaldırması nedeniyle dikkat çekiyor. Sürücülerin araçla arasındaki iletişimi güçlendirmeyi amaçlayan bu yenilik, performansın her zerresini almak için gerekli olan fiziksel ipuçlarını geri getirmeyi hedefliyor. Hatta Audi'nin sanal olarak beş silindirli motor sesini bile canlandırabileceği konuşuluyor ki bu, markanın efsanevi motorlarını sevenler için nostaljik bir dokunuş olabilir. Yazılımın esnekliği sayesinde Audi, gelecekteki elektrikli araçlarına istediği motor sesini ekleyebilecek. Audi'nin sanal vites ve motor sesi stratejisi hakkında daha fazla bilgi edinin.** Öte yandan, Volkswagen'in Italdesign'a tasarlattığı EVX Projesi, MEB+ platformu üzerinde bir 2+2 elektrikli coupe olarak öne çıkıyor. Henüz sadece bir hologram konsepti olsa da, 4.23 metre uzunluğunda, 1.82 metre genişliğinde ve 1.49 metre yüksekliğindeki bu araç, gelecekteki elektrikli spor otomobiller için bir 'ne olurdu' senaryosunu temsil ediyor ve otomotiv dünyasının bu alandaki arayışını gözler önüne seriyor. Ancak bu tür bir projenin hayata geçme olasılığı, içten yanmalı bir motor olmaksızın niş bir ürün olarak kalacağı düşünülüyor.
Sektör uzmanları, lüks elektrikli araçların niş bir kitleye hitap ettiğini ve yüksek maliyetli Ar-Ge yatırımlarının geri dönüşünün, geniş kitlelere yönelik EV'lere kıyasla daha uzun sürebileceğini belirtiyor. Mercedes-AMG'nin bu hamlesi, sadece bir modelden ibaret olmayıp, lüks segmentin elektrikli geleceğinde nasıl konumlanacağının da bir göstergesi olacak.
Sonuç: Pazar Kararı Bekleniyor
Mercedes-AMG'nin elektrikli bir Porsche 911 rakibi üretip üretmeyeceği, nihayetinde pazarın bu tür bir araca olan talebiyle belirlenecek. Eğer tüketiciler gerçekten isterse, Mercedes bu aracı inşa etmeye hazır görünüyor. Ancak markanın hem teknolojik öncülüğünü hem de kârlılığını sürdürme dengesi, önümüzdeki dönemde bu kararı şekillendirecek en önemli faktör olacak.
Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) verilerine göre, yılın ilk sekiz ayında AB'deki toplam araç satışlarının yalnızca %15.6'sını bataryalı elektrikli araçlar (BEV'ler) oluşturdu. **Birleşik Krallık ve İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre'den oluşan Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkeleri dahil edildiğinde ise bu oran %17.4'e yükseliyor.** **Öte yandan, Volvo da dört yıl önce on yılın sonunda tamamen elektrikli olacağını duyurmuş, ancak elektrikli araçların yükselişinin beklendiği kadar hızlı olmaması nedeniyle 2030 hedefini sadece EV satışından, şarj edilebilir hibrit (PHEV) ve tamamen elektrikli araçların yüzde 90 ila 100'ünü oluşturması şeklinde revize etmişti. Markanın yılın ilk sekiz ayında tamamen elektrikli araç satışları %24'lük bir düşüşle 90.326 adede gerilemişti.** Mercedes-Benz CEO'su Ola Källenius'un Avrupa otomobil endüstrisinin "tam hızla bir duvara çarptığı" ve "çökebileceği" yönündeki uyarıları, bu düşük pazar payı ve AB'nin 2035 yasağı göz önüne alındığında daha da anlam kazanıyor. Yasağın yürürlüğe girmesi durumunda milyonlarca iş kaybına ve milyarlarca euroluk ekonomik zarara yol açabileceği yönündeki endişeler, dengeli bir yaklaşımın kritik önemini vurguluyor. BMW Teknoloji Sorumlusu (CTO) Joachim Post da benzer endişeleri dile getirerek, "Eğer Avrupa Komisyonu 2035'te içten yanmalı motoru kesme planları olduğunu söylüyorsa, müşterilere veya elektrikli araç şarj altyapısının nasıl geliştiğine, enerji fiyatlarının ne olduğuna ve tüm bu faktörlere bakmıyorlar. Bunu bu şekilde yapmak aptalca. Ve bu şekilde bir endüstriyi öldürebilirsiniz" ifadeleriyle karara sert tepki gösterdi. **Bu karşıt görüşlere rağmen, Volvo'nun kardeş markası Polestar ise, Münih'teki IAA Mobility Show'da rakip markaların daha önceki açıklamalarından alıntılar sergileyerek AB'yi 2035 sıfır emisyon zorunluluğunu sıkı tutmaya çağırıyor.**
**Bu genel dönüşüm rüzgarları, yalnızca elektrikli araçlara geçişi değil, aynı zamanda karoser tercihlerini de derinden etkiliyor; örneğin, uzun yıllar station wagon segmentinin liderlerinden olan Volvo, sevilen lüks modeli V90'ın üretimini bu ayın sonunda durdurarak ve doğrudan bir halefi planlamayarak, markanın köklü station wagon geleneğinden vazgeçtiği ve tüketici ilgisinin yoğunlaştığı SUV'lara yöneldiği şeklinde yorumlanıyor. Benzer şekilde, bir zamanlar sportif sürüş deneyimiyle bilinen Honda da odağını büyük SUV'lara ve hibrit modellere kaydırırken, lüks üretici Audi de sportif fastback modelleri A7 ve S7'yi 2026 yılı itibarıyla Amerika Birleşik Devletleri pazarından çekme kararı aldı. Bu bağlamda, Japon devi Toyota'nın hibritlere öncelik veren 'çoklu yol' stratejisinin, dünya genelinde elektrikli araç talebinin yavaşlamasıyla giderek daha fazla haklılık kazandığı gözlemleniyor. Bu stratejiye paralel olarak, Ram'in tamamen elektrikli 1500 REV kamyonet projesini, Kuzey Amerika'da tam boyutlu bataryalı elektrikli kamyonetlere olan talebin yavaşlaması nedeniyle iptal edip, menzili uzatılmış elektrikli Ramcharger modelini yeni 'Ram 1500 REV' olarak yeniden markalaştırması da pazarın hibrit ve REEV çözümlerine olan eğilimini destekliyor. Ram'in bu stratejik dönüşümü hakkında daha fazla bilgi edinin. **Benzer şekilde, Mercedes-AMG'nin dört silindirli, elektrik destekli güç aktarım organına sahip C63 modelinin müşteri beklentilerini karşılayamaması nedeniyle daha büyük, sıralı altı silindirli bir motor seçeneğine geri dönme sinyalleri vermesi, pazar gerçeklerinin markaların stratejilerini nasıl etkilediğinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Ayrıca, performansıyla efsaneleşmiş sıralı beş silindirli motorunun üretimini sonlandırmaya hazırlanan Audi de, bu kararın ardında sıkılaşan emisyon düzenlemeleri (Euro 7) ve motorun geliştirme maliyetini haklı çıkaracak yeterli pazar talebinin olmamasını gerekçe göstermişti. Mercedes-AMG C63'ün motor stratejisi ve Audi'nin beş silindirli motor vedası hakkında daha fazla bilgi edinin.** Ayrıca, 2025 Münih Otomobil Fuarı'nda Volkswagen de dahil olmak üzere birçok markanın test sürüşü imkanı sunacağı belirtiliyor, bu da ziyaretçilere yeni modelleri deneyimleme fırsatı sunacak. Öte yandan, Volkswagen de elektrikli araçları için tanıdık isimleri yeniden kullanma stratejisiyle öne çıkıyor. CEO Thomas Schäfer'ın ifadesiyle, 'ID. Polo, bilinen isimlerimizi geleceğe taşımanın sadece başlangıcı.' Bu açıklama, markanın ID.3'ü ID. Golf'e, ID.4'ü ID. Tiguan'a ve ID.7'yi ID. Passat'a dönüştürme ihtimalini güçlendiriyor. ID. Cross'un seri üretim versiyonunun önümüzdeki yaz yeni bir isimle (muhtemelen ID. Polo Cross) tanıtılacak olması, bu stratejinin bir parçası. Ayrıca, standart ID. Polo'nun resmi tanıtımı Mayıs 2026'da gerçekleşecekken, elektrikli Polo serisi önümüzdeki sonbaharda iki farklı batarya boyutu ve üç farklı güç çıkışı seviyesiyle satışa sunulacak. Merakla beklenen ID. Polo GTI versiyonu ise 223 beygir gücündeki performansıyla yıl sonundan önce piyasaya sürülerek elektrikli hot hatch segmentine iddialı bir giriş yapacak. **Bu dönüşüm sürecinde Volkswagen, ikonik Polo modelinin yarım asırlık başarılı geçmişini dünya ralli şampiyonu Johan Kristoffersson'ın direksiyonunda, efsanevi Gymkhana serisine gönderme yapan özel bir video ile kutladı. Bu aksiyon dolu kutlamada, kamufle edilmiş elektrikli ID.Polo prototipiyle yapılan bir el freni dönüşü, markanın elektrikli geleceğine dair önemli ipuçlarını da beraberinde getirdi. Tüm detaylar için Volkswagen Polo 50. Yıl Gymkhana Videosu: Elektrikli ID. Polo Yolda! haberimizi inceleyebilirsiniz.** Markanın en uygun fiyatlı elektrikli aracı ise 2026'da 20.000 Euro etiketiyle e-up! modelinin yerini alacak olan ID.1 olacak ve ID.2 için Almanya'da hedeflenen 25.000 Euro'luk rekabetçi fiyatlandırma ile elektrikli araçlara erişimi genişletmeyi amaçlıyor. Diğer yandan Audi, lüks otomobil pazarında yıllık 2 milyon araç satışı gibi iddialı bir hedefe ulaşmayı amaçlarken, bu hedefin markanın tarihinde hiç ulaşamadığı bir zirve olduğunu belirtiyor. Bu strateji doğrultusunda, Volkswagen Polo tabanlı A1 supermini ve Q2 kompakt crossover modelleri, mevcut jenerasyonlarının ömrünü tamamlamasının ardından üretimden kaldırılacak. Bu hamlelerle birlikte, A3 modeli markanın en uygun fiyatlı modeli konumuna gelirken, Audi 2026 yılında pazara sunacağı yeni bir giriş seviyesi elektrikli araç ile farklı bir strateji izleyecek. Performans meraklıları için ise, ABD pazarında 2026 yılı itibarıyla sportif fastback modelleri Audi A7 ve S7 satıştan çekilirken, RS7 modeli 2026 yılı ve sonrasında da Amerika'da sunulmaya devam edecek. ABD pazarının Audi'nin 2 milyonluk satış hedefinde kilit rol oynayacağı belirtilirken, Trump yönetiminin uyguladığı gümrük vergilerini aşmak amacıyla yerel üretimin değerlendirildiği de ekleniyor ki bu, Audi'nin bölgesel satışlarını ikiye katlamasını sağlayabilir. Cupra'nın alışılmadık tasarımlarla 'kutunun dışında düşünmeye' çalışması ise takdire şayan. Ancak, bir üretim versiyonu gelirse bile, yakın zamanda Amerika Birleşik Devletleri pazarına ulaşmayacak. Cupra, otomotiv endüstrisindeki devam eden zorlukları ve değişen pazar dinamiklerini gerekçe göstererek Kuzey Amerika'daki çıkışını 2030 sonrasına ertelemişti.**
Audi'nin 1976'dan bu yana performansıyla efsaneleşmiş sıralı beş silindirli motorunun üretimini sonlandırma kararı da dikkat çekiyor. Audi CEO'su Gernot Döllner'in belirttiğine göre, bu kararın arkasında sıkılaşan Euro 7 emisyon düzenlemeleri ve RS3 gibi modellerin satış rakamlarının motor için gerekli mühendislik ve maliyet yatırımını haklı çıkaracak düzeyde olmaması yatıyor. Bu sembolik motorun son temsilcisi RS3'ün de yaklaşık iki yıl içinde üretim bantlarından ayrılması bekleniyor. Bu önemli veda hakkında daha fazla bilgi için Audi beş silindirli motorun vedası başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
Bu denge arayışında, Audi CEO'su Gernot Döllner, "sanal bir şanzıman ve sesin elektrikli bir otomobil sürmeye gerçekten bir şeyler kattığını" belirtiyor. Hatta Döllner, bir yarış pistinde sanal şanzımana sahip bir araçla daha hızlı olduğunu iddia ediyor. Bu durum, elektrikli araçların doğal sessizliği ve tek vitesli aktarımının, benzinli araçlarda alışık olunan 'geribildirim' hissini ortadan kaldırması sorununa bir çözüm sunma arayışını gösteriyor. Audi'nin sanal olarak beş silindirli motor sesini bile canlandırabileceği konuşulurken, yazılımın esnekliği sayesinde gelecekteki elektrikli araçlarına istediği motor sesini ekleyebilecek olması, markanın bu alandaki inovatif yaklaşımını pekiştiriyor. **Benzer şekilde, İngiliz lüks otomobil üreticisi Jaguar da elektrikli dönüşümünü 'Type 00' kod adlı ultra lüks bir elektrikli coupe modeliyle sürdürürken, son test sürüşlerinde tamamen elektrikli olmasına rağmen gizemli bir V8 motor sesi çıkardığı gözlemlendi. Bu da elektrikli otomobilin sessiz doğasını dengelemek ve geleneksel spor otomobil tutkunları için 'coşku' vaadini somutlaştırmak amacıyla, performans odaklı elektrikli araçlarda yapay motor seslerinin giderek yaygınlaştığını gösteriyor. Lüks spor otomobil üreticisi Porsche'nin elektrikli modellerine sanal vites değişimleri ve yapay motor sesleri eklemeyi ciddi şekilde değerlendirmesi, Hyundai Ioniq 5 N ve Ferrari gibi markaların da benzer yapay vites değişimleri geliştirmesi, bu yöndeki eğilimin altını çiziyor.** Audi'nin elektrikli araçlar için sanal vites ve motor sesi gibi yenilikçi teknolojilerle sürüş deneyimini zenginleştirme arayışı, geleceğin performans otomobilleri için yeni bir vizyon sunuyor. Bu ve benzeri gelişmelerin detayları için yeni nesil Audi elektrikli spor otomobilleri hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Kaynak: Motor1.com
```