Ford Performance'tan 'Ford Racing'e: Motor Sporlarında Yeni Bir Dönem Başlıyor

Haber Merkezi

08 September 2025, 09:25 tarihinde yayınlandı

Ford Performance Artık 'Ford Racing': Otomotiv Devinin Motor Sporları Stratejisinde Büyük Dönüşüm

Otomotiv dünyasının önde gelen isimlerinden Ford, performans kanadında önemli bir stratejik değişikliğe giderek 'Ford Performance' markasını 'Ford Racing' olarak yeniden adlandırdığını duyurdu. Bu isim değişikliği, markanın motor sporlarına olan tutkusunu ve bu alandaki derinleşme arzusunu net bir şekilde ortaya koyuyor.

Ford Racing Genel Müdürü Will Ford, bu değişimi sadece bir yeniden markalaşma olarak görmediğini belirterek, 'Bu, yarış markamızın toptan yeniden tanıtılması ve iş, marka ve yarış çabalarımızın hayata geçirdiği ürünler hakkında tamamen yeni bir düşünme biçiminin sinyalidir,' ifadelerini kullandı. Bu açıklama, değişimin arkasında yatan kapsamlı vizyonu gözler önüne seriyor.

Neden Bir İsim Değişikliği? Stratejik Bir Hamle mi?

'Performance' adı, Ford'un hem yola uygun yüksek performanslı araçlarını hem de yarış departmanını kapsayan geniş bir şemsiye görevi görüyordu. 'Racing'e geçiş, bu odak noktasının tamamen motor sporlarına kaydığını gösteriyor. Ancak bu durum, bazı çevrelerde 'Ford'un performans odaklı yol araçları segmentindeki konumunu nasıl etkileyeceği' sorusunu da beraberinde getiriyor. Motor sporlarına bu denli net bir vurgu yapmak, markanın genel performans imajını daha çok yarış pistleriyle mi özdeşleştirecek, yoksa yol araçlarındaki yenilikleri de bu yarış ruhuyla besleyecek mi zamanla göreceğiz.

Yeni Dönemin Yol Haritası: F1'den Dakar'a

Ford Racing kimliği, Ocak ayında başlayacak olan Dakar Rally ve Florida'daki Rolex 24 saat yarışlarıyla tam anlamıyla hayata geçmeye başlayacak. Şirket, motor sporlarındaki ayak izini genişletmek için iddialı planlar yapıyor:

  • Formula 1: Red Bull Powertrains ile ortaklık kurarak Formula 1 dünyasına adım atmaya hazırlanıyor. Bu, Ford'un küresel motor sporları sahnesindeki prestijini önemli ölçüde artıracak bir hamle.
  • Dayanıklılık Yarışları: 2027 yılında yeni bir LMDh aracıyla prototip dayanıklılık yarışlarına geri dönme planları bulunuyor. Bu, Le Mans gibi efsanevi yarışlara dönüş anlamına gelebilir.
  • Mevcut Faaliyetler: Halihazırda ralli, NASCAR, IMSA, WEC GT3 ve Avustralya Supercars gibi birçok farklı seride aktif olarak yer alıyor.

Motor sporlarına yapılan bu güçlü vurgu, sektördeki diğer markaların da safkan yarış performansına olan bağlılığını göstermektedir. Örneğin, Mercedes-AMG, ikinci nesil AMG GT'ye gelen eleştirilere rağmen, sadece pistler için tasarlanmış ve 818 beygir gücü üreten ikiz turbo beslemeli 4.0 litrelik V8 motoruyla dikkat çeken GT2 Edition W16 modelini tanıttı. Bu araç, mühendislerin yol otomobillerinin kısıtlamalarından ve yarış serisi düzenlemelerinden bağımsız olarak maksimum performansı hedeflemesinin bir sonucudur. Mercedes-AMG'nin en güçlü müşteri yarış otomobili olan GT2 Edition W16 hakkında daha fazla detay için Mercedes-AMG GT2 Edition W16 En Güçlü Müşteri Yarış Otomobili haberimizi inceleyebilirsiniz. Benzer şekilde, performans odaklı diğer markalar da sürüş tutkunlarının beklentilerine cevap vermeye devam ediyor. Örneğin, Nissan Z Nismo, bugüne kadar yalnızca otomatik şanzıman seçeneği sunarken, safkan sürüş keyfini arayanlar için altı ileri manuel şanzıman seçeneğini duyurdu. Bu hamle, günümüzde otomatik şanzımanların hız ve verimlilik avantajlarına rağmen, manuel vitesin sunduğu kontrol, etkileşim ve sürücü ile araç arasındaki doğrudan bağın hala büyük bir öneme sahip olduğunu gösteriyor. Nissan'ın bu kararı, markanın performans ve sürücü odaklı yaklaşımının bir kanıtı niteliğinde olup, spor otomobilin ruhunu koruma çabasını gözler önüne seriyor. Nissan Z Nismo'nun manuel şanzıman seçeneği hakkında daha fazla bilgi edinmek için Nissan Z Nismo Manuel Şanzıman Geliyor haberimizi okuyabilirsiniz. Performans otomobil dünyasında hibritleşmenin yeni standartlar belirlediği bu dönemde, Porsche de efsanevi 911 serisini yeni bir boyuta taşıdı. 2025 Münih Otomobil Fuarı'nda tanıtılan ve merakla beklenen 2026 Porsche 911 Turbo S modeli, markanın efsanevi 911 serisini hibrit bir güçle donatarak performans sınırlarını yeniden tanımladı. Porsche'nin devrim niteliğindeki T-Hybrid sistemiyle donatılan bu araç, 3.6 litrelik altı silindirli boxer motoru, sekiz ileri çift kavramalı şanzımana (PDK) entegre elektrik motoru ve iki adet elektrikli turboşarjı bir araya getiriyor. Bu sayede 701 beygir gücü ve 590 pound-feet tork üreterek, gelmiş geçmiş en güçlü yol 911'i unvanını kazanan yeni 911 Turbo S, 0'dan 100 km/s hıza sadece 2.4 saniyede ulaşıyor ve Nürburgring Nordschleife'yi önceki modelden 14 saniye daha hızlı, 7:03.92'de tamamlıyor. Bu, hibrit teknolojisinin safkan performansı nasıl bir üst seviyeye taşıyabileceğinin çarpıcı bir örneğidir. Yeni Porsche 911 Turbo S'in hibrit gücü ve detayları hakkında daha fazla bilgi edinmek için Yeni Porsche 911 Turbo S Hibrit Gücü Tanıtıldı haberimizi okuyabilirsiniz.

Mark Rushbrook, bu geçiş sürecinde global direktör olarak görevine devam edecek. Kendisi hem yarış hem de yol aracı operasyonlarını kapsayan bu önemli dönüşümde kilit rol oynayacak.

Nexus Haber'den Ek Bilgi: Bu Değişim Ne Anlama Geliyor?

Ford'un 'Racing' odaklı bu yeniden konumlandırması, elektrikli araç teknolojilerinin hızla ilerlediği bir dönemde motor sporlarının marka imajını güçlendirme potansiyelini gösteriyor. Yarış pistlerinde geliştirilen teknolojiler, gelecekteki yol araçlarına aktarılarak Ford'un inovasyon kapasitesini vurgulayabilir. Ayrıca, genç ve dinamik kitlelere ulaşmada motor sporlarının etkisi göz ardı edilemez. Ancak, bu isim değişikliğinin sadece bir makyaj mı, yoksa derinlemesine bir operasyonel değişim mi olduğu, önümüzdeki dönemde atılacak adımlarla daha net ortaya çıkacak. Bu bağlamda, otomotiv dünyasının önde gelen markalarının elektrikli geleceğe yönelik stratejilerinde değişiklikler yapması da dikkat çekicidir. Örneğin, Mercedes-Benz, daha önce koyduğu 2030 yılına kadar tamamen elektrikli olma hedeflerinden geri adım atarak, içten yanmalı motor üretimini 2030'lu yılların ortalarına kadar sürdüreceğini açıkladı. Hatta CEO Ola Källenius, AB'nin 2035 içten yanmalı motor yasağını yeniden gözden geçirme çağrısında bulundu. Bu tür stratejik dönüşümler, markaların pazar gerçekleri ve müşteri talepleri doğrultusunda esneklik gösterdiğini kanıtlıyor ve safkan benzinli performansın hala önemli bir yere sahip olduğunu gösteriyor. Mercedes-AMG gibi performans markalarının da mevcut modellerinden daha güçlü 'elektrik destekli' V8 motorlar üzerinde çalışması, geleneksel performansı farklı bir formda yaşatmaya devam etme sinyalleri veriyor.

Gelecek Beklentileri

Şimdilik, yeni bir isim ve logo ile karşı karşıyayız. Ancak, Ocak 2026'daki Dakar Rally öncesinde Ford Racing hakkında daha fazla detayın açıklanması bekleniyor. Bu detaylar, markanın motor sporları arenasındaki gelecek stratejilerine dair daha somut ipuçları sunacaktır.

Daha fazla bilgi için Motor1.com'daki orijinal haberi inceleyebilirsiniz.