Otomotiv dünyasının efsanevi isimlerinden Ford Mustang, elektriklenme yolunda önemli bir adım atmaya hazırlanıyor olabilir. Yıllardır süregelen söylentiler ve dedikodular, Ford'un ikonik spor otomobilinin hibrit versiyonu üzerinde aktif olarak çalıştığına dair güçlü işaretlerle somutlaşıyor. Bu gelişme, performans tutkunları ve çevreciler arasında heyecan yaratırken, aynı zamanda geleneksel Mustang ruhunun korunup korunamayacağı sorusunu da beraberinde getiriyor.
Bu potansiyel hibritleşme hamlesi, Ford'un sadece Mustang serisini değil, genel olarak elektrifikasyon stratejisini yeniden gözden geçirdiğinin bir göstergesi. Nitekim, sektörde tam elektrikli araçlara geçişin yüksek maliyeti ve değişen pazar talepleri nedeniyle birçok marka hibrit çözümlere yöneliyor. Bu bağlamda, otomotiv endüstrisindeki bu büyük dönüşümde, güç aktarım sistemleri devi Horse Powertrain gibi şirketler de tek bir yola odaklanmak yerine, çok yönlü ve pragmatik bir yaklaşımın önemini vurguluyor. Horse Powertrain'in bu vizyonu ve geleceğin güç aktarım çözümleri hakkında daha fazla bilgi edinin. Nitekim, elektrikli araçlara geçiş hedeflerini esneten Audi ve Mercedes-Benz gibi büyük markalar, içten yanmalı motorlara olan bağlılıklarını sürdürürken, Volvo da 2030 için belirlediği sadece elektrikli araç satışı hedefini revize ederek hibrit ve tamamen elektrikli araçların bir arada var olacağı bir geleceğe işaret etti. **Hatta lüks segmentin önemli temsilcilerinden Bentley de başlangıçta 2030'a kadar tamamen elektrikli olma hedefinden saparak, lüks elektrikli araçlara olan talebin beklenilen seviyelerde olmaması nedeniyle bu hedefi önce 2033'e, ardından 2035'e ertelemiş ve bu tarihin bile gerçekçi olmayabileceğini belirtmiştir. Bentley'nin elektrikli araç hedeflerini ertelemesi ve lüks EV talebindeki düşüş hakkında daha fazla bilgi edinin.** **Bu bağlamda, spor otomobil devi Porsche de merakla beklenen yeni üç sıralı SUV modelinin başlangıçta tam elektrikli olacağı planından vazgeçerek benzinli ve plug-in hibrit (PHEV) güç aktarım organlarıyla piyasaya sürüleceğini açıkladı. Marka, 2022 yılında 718 Boxster ve Cayman serisinin 2026 yılına kadar tamamen elektrikli olacağı yönündeki kararlı açıklamalarına rağmen, şimdi benzinli motorlu versiyonları da ürün gamında tutacağını duyurdu. Bu stratejik değişiklik, Porsche CEO'su Oliver Blume tarafından 'yeni pazar gerçekleri ve değişen müşteri talepleri' ile uyumlu olarak değerlendirilirken, özellikle 718 serisinin 'üst' versiyonlarında benzinli motorların korunacak olması, performans tutkunları için sevindirici bir gelişme olarak kabul ediliyor. Porsche 718 Boxster ve Cayman benzinli motorların geri dönüş stratejisi hakkında daha fazla bilgi edinin.** Hatta lüks otomobil üreticisi Lincoln'ın da üç sıralı tamamen elektrikli crossover projesini iptal edip yeni hibrit bir modelle yoluna devam etme kararı, bu global trendin çarpıcı örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Bu bağlamda, BMW de lüks SUV segmentinin öncülerinden X5 modelini (G65 kod adlı) tamamen yenileyerek sadece geleneksel benzinli ve dizel motor seçeneklerini sunmakla kalmıyor, aynı zamanda plug-in hibrit (PHEV), tamamen elektrikli (BEV) ve hatta Toyota ile ortak geliştirilen hidrojen yakıt hücreli versiyonlarıyla geleceğin mobilite çözümlerine çok yönlü bir yaklaşımla kucak açıyor. Bu stratejik hamle, otomotiv sektörünün tek bir yola odaklanmak yerine, farklı müşteri ihtiyaçlarına ve pazar koşullarına uyum sağlama arayışını net bir şekilde ortaya koyuyor. BMW'nin yeni X5 G65'in hidrojen elektrikli SUV ve gelecek nesil detayları hakkında daha fazla bilgi edinin. Elektrikli araç (EV) pazarındaki beklenmedik yavaşlama nedeniyle Audi'nin merakla beklenen elektrikli RS6 E-Tron projesini iptal ettiği iddiaları ve Ford'un Avrupa'daki EV satışlarındaki düşüş nedeniyle Almanya'daki fabrikasında işten çıkarmalara gidecek olması gibi gelişmeler de sektördeki zorlu dönüm noktasını pekiştiriyor. Hatta Japon devi Nissan'ın da popüler elektrikli SUV modeli Ariya'nın 2026 model yılından itibaren ABD pazarı için üretimini durdurma kararı alması, bu stratejik yeniden yapılanmanın önemli bir parçası olarak öne çıkıyor. Bu karar, sadece küresel yeniden yapılanma sürecinin ve kaynakları daha verimli kullanma çabasının bir parçası olmakla kalmıyor, aynı zamanda ABD pazarında yavaşlayan elektrikli araç talebi, Japonya'dan ithal edilen araçlara uygulanan %15'lik yeni gümrük vergileri ve 7.500 dolarlık federal EV vergi kredisinin sona ermesi gibi faktörlerden de etkileniyor. Ayrıca, 2024 yılında yaklaşık 20.000 adetlik satışla segment liderlerinin gerisinde kalan Ariya'nın performansının da bu kararda etkili olduğu belirtiliyor. Nissan Ariya'nın ABD pazarından çekilme kararı ve EV stratejisindeki değişiklikler hakkında daha fazla bilgi edinin. Şirket, bu kaynakları ABD'de satışa sunulan tüm yeni elektrikli araçlar arasında en düşük başlangıç fiyatına sahip olacak olan tamamen yeni 2026 model Leaf'in lansmanına destek vermek üzere yeniden tahsis edeceğini açıkladı. Bu karar, Nissan'ın "Re:Nissan" adını verdiği kapsamlı kurtarma planı çerçevesinde Kaliforniya ve Brezilya'daki tasarım stüdyolarını kapatma ve 20.000 kişilik iş gücü azaltma gibi radikal adımların da bir parçası olarak görülüyor. Hatta spor otomobil segmentinde de benzer bir yönelim gözleniyor; zira Lexus'un uzun süredir beklenen "LFR" spor otomobilinin Nürburgring testlerinde hibrit güç ünitesine sahip olduğu ortaya çıktı ve markanın performans odaklı hibrit stratejisine dair güçlü ipuçları verdi. Lexus LFR hibrit spor otomobilinin Nürburgring testleri hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.
S650E Kod Adıyla Geliştirilen Gizemli Hibrit
Ford Authority'den gelen son bilgilere göre, Amerikan otomobil devi, mevcut S650 jenerasyon Mustang'in hibrit bir versiyonu üzerinde yoğun mesai harcıyor. Henüz gizemini koruyan bu model, şirket içinde "S650E" kod adıyla anılıyor. Kaynaklar, Ford'un bu hibrit Mustang için prototipler geliştirdiğini belirtse de, kullanılacak hibrit güç aktarma organının detayları henüz bilinmiyor. Bu, aracın performans odaklı bir sistem mi yoksa yakıt verimliliğini ön planda tutan bir yapıya mı sahip olacağı konusunda belirsizlik yaratıyor.
Ford Authority'nin aktardığı bilgilere göre, Ford, mevcut S650 jenerasyon Mustang'in hibrit versiyonu üzerinde çalışıyor ve "S650E" kod adlı prototipler geliştirildi.
Geçmişten Bugüne Bir Elektriklenme Serüveni
Mustang'in hibritleşme fikri aslında yeni değil. İlk olarak 2017 yılında dönemin Ford CEO'su Mark Fields, hibrit bir Mustang duyurusu yapmıştı. Ancak o tarihten bu yana, Mustang Mach-E gibi tamamen elektrikli bir SUV modeli piyasaya sürülsse de, üretim aşamasına geçen hibrit bir Mustang göremedik. O dönemdeki ABD yönetiminin yakıt ekonomisi düzenlemelerini fiilen iptal etmesi, bu tür projelerin akıbetini belirsizliğe sürüklemişti.
Ancak rüzgar yeniden değişiyor gibi. 2023'te Ford CEO'su Jim Farley, tamamen elektrikli bir Mustang coupe planları olmadığını ancak "kısmen elektrikli" bir modele açık kapı bıraktıklarını ifade etmişti. Farley, geçen yıl Ford Racing'in (şimdiki adıyla Ford Performance) hibrit güç aktarma organları üzerinde testler yaptığını da belirtmiş, böylece şirketin elektrifikasyonun performans potansiyelini gördüğünü vurgulamıştı.
Neden Şimdi Bir Hibrit Mustang? Fırsatlar ve Zorluklar
Hibrit performans otomobillerinin genel kabul görmesi son yıllarda hız kazandı. Ancak piyasada 100.000 doların üzerinde başlangıç fiyatına sahip Chevrolet Corvette E-Ray gibi modeller dışında "uygun fiyatlı" bir performans hibrit seçeneği bulunmuyor. Bu durum, Ford için önemli bir pazar boşluğu anlamına gelebilir.
Bu yönelim, otomotiv sektöründeki genel bir trendle de örtüşüyor. Tamamen elektrikli araçlara geçişin yüksek maliyeti, şarj altyapısı endişeleri ve küresel elektrikli araç (EV) satışlarındaki yavaşlama, birçok üreticiyi hibrit ve menzili artırılmış elektrikli araçlara (REEV) yöneltiyor. Nitekim, Ford da Avrupa'daki elektrikli araç satışlarındaki yavaşlama nedeniyle Almanya'daki Köln fabrikasında 1.000 kadar çalışanı işten çıkarma ve üretimi iki vardiyadan tek vardiyaya düşürme kararı almıştı. Ram'in tam elektrikli kamyonet projesini iptal edip menzil uzatılmış elektrikli Ramcharger modeline yönelmesi ve Hyundai'nin 2026 için planladığı menzil artırıcı elektrikli araçlar gibi örnekler de bu trendi pekiştiriyor. Hatta Volkswagen'in yeni nesil elektrikli Golf'te kullanacağı Ölçeklenebilir Sistemler Platformu (SSP) mimarisinin, menzil artırıcı jeneratörler olarak içten yanmalı motorları da barındırabileceği belirtiliyor. **Bu stratejik dönüşüme Porsche de katılarak, yeni üç sıralı SUV modelinin tam elektrikli lansmanını erteledi ve benzinli/plug-in hibrit versiyonlarına öncelik verdi; bu karar Volkswagen Grubu'na yaklaşık 5.1 milyar Euro ek maliyet getirse de pazarın değişen gerçeklerine bir uyum çabası olarak öne çıkıyor. Porsche'nin bu maliyetli stratejik değişikliği hakkında daha fazla bilgi için tıklayın. Hatta marka, 2022 yılında 2026'ya kadar tamamen elektrikli olacağı duyurulan 718 Boxster ve Cayman modellerinde de benzinli motorlu versiyonları ürün gamında tutacağını açıklayarak, elektrikli geçişin tahmin edilenden daha karmaşık ve maliyetli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Porsche 718 Boxster ve Cayman modellerinde benzinli motorların geri dönüş stratejisi hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.** Bu bağlamda, Japon üretici Mitsubishi de Avrupa pazarı için büyük önem taşıyan 2026 model Eclipse Cross EV'yi, ittifak ortağı Renault'nun popüler Scenic E-Tech modelinden temel alarak tanıtarak maliyet ve pazar payı dengesini gözeten stratejik bir adım attı. Bu modelin 215 beygir güç, 300 Nm tork, 8.4 saniyede 0-100 km/s hızlanma, 87 kWh batarya ve tahmini 600 km WLTP menzil sunması bekleniyor. Ayrıca ilerleyen dönemlerde daha uygun fiyatlı, 60 kWh bataryalı ve yaklaşık 420 kilometre menzil sunan bir versiyonunun da gelmesi planlanıyor. 2026 Mitsubishi Eclipse Cross EV hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Horse Powertrain'in kompakt menzil uzatıcı sistemlerinin yeni ailesi olan Horse C15 gibi çözümler, OEM'lere mevcut BEV platformlarını REEV'lere dönüştürmek için basit ve uygun maliyetli bir yol sunarak, "menzil endişesi"ni ortadan kaldırıyor ve elektrikli araçlara geçişte kritik bir köprü teknolojisi görevi görüyor. Bu tür stratejik değişimler, hibrit sistemleri, markaların tamamen bataryalı elektrikli araçlara geçişte ihtiyaç duyduğu kritik bir köprü teknolojisi haline getiriyor. **Hatta lüks spor otomobil segmentinde bile, Ferrari'nin ilk tam elektrikli süper otomobili de casus fotoğraflarıyla gündemde. 'Elettrica' kod adıyla geliştirilen ve kamuflajıyla kafa karıştıran bu model, markanın elektrikli geleceğe adımını temsil ederken, Ferrari CEO'su Benedetto Vigna'nın daha önce bahsettiği gibi içten yanmalı motor benzeri "ses imzaları"nın simüle edilecek olması, elektrikli performansta bile geleneksel sürüş deneyiminden kopmama arayışını net bir şekilde ortaya koyuyor.**
Benzer bir yaklaşımla, BMW de yeni nesil X5 (G65) modelinde hidrojen yakıt hücreli bir versiyonu (iX5 Hydrogen) 2028'de üretime sokmayı planlıyor. Bu hamle, markanın hidrojen teknolojisine olan inancını gösterse de, dünya genelindeki kısıtlı hidrojen yakıt istasyonu sayısı (2024 sonunda sadece 1.160 civarında) gibi altyapısal zorluklar, bu teknolojinin yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri olarak duruyor. Nitekim Toyota Avustralya Satış, Pazarlama ve Franchise Operasyonları Başkan Yardımcısı Sean Hanley de önümüzdeki on yıllarda hidrojen tahrikli motorların dizel motorların yerini alabileceğini öne sürerken, yeterli altyapının eksikliğinin en ciddi engellerden biri olduğunu kabul ediyor; Shell'in Kaliforniya'daki hidrojen yakıt istasyonlarını kapatma kararı da bu durumu somutlaştırıyor.
Ayrıca, özellikle Avrupa'da Mustang müşterilerinin büyük çoğunluğu V8 motorları tercih etse de, Euro 7 emisyon standartları tüm içten yanmalı motorlu araçlar, bilhassa performans odaklı olanlar için büyük bir engel teşkil ediyor. Ford, hibrit bir Mustang ile hem Avrupalı müşterilerin beklentilerini karşılayabilir hem de sıkı emisyon düzenlemelerine uyum sağlayabilir.
Mevcut S650 jenerasyon Mustang'in 2030'lara kadar üretimde kalacağı göz önüne alındığında, Ford'un geleceğe yönelik seçeneklerini açık tutması stratejik bir zorunluluk haline geliyor. Hibrit sistemin geleneksel Mustang deneyimine somut faydalar sağlayıp, dezavantajları minimize etmesi durumunda, markanın sadık müşterilerini de ikna etmesi mümkün olabilir.
Bu genel dönüşüm rüzgarları ve artan belirsizlikler, özellikle Avrupa Birliği'nin 2035 yılı itibarıyla içten yanmalı motorlu araçların satışını yasaklama kararına yönelik endişelerle daha da pekişiyor. Otomotiv sektöründeki birçok lider, bu kararın pazar gerçeklerini ve müşteri tercihlerini göz ardı ettiğini belirtirken, bu konuda Horse Powertrain CEO'su Matias Giannini'nin "politikacıların sadece hedefler belirlemekle kalmayıp, aynı zamanda belirli teknolojileri de belirtmesiydi" diyerek politikaların teknolojiye yön verici değil, kolaylaştırıcı olması gerektiği yönündeki eleştirileri dikkat çekiyor. **Benzer şekilde, Porsche CEO'su Oliver Blume da yeni pazar gerçekleri ve değişen müşteri talepleri nedeniyle ürün stratejilerini yeniden düzenlediklerini, bu kapsamda yeni SUV modelinin tam elektrikli lansmanını erteleyip benzinli ve plug-in hibrit seçeneklerine yöneldiklerini, ayrıca 718 Boxster ve Cayman modellerinde benzinli motorları da koruyacaklarını ifade etmiştir. Porsche'nin SUV ve 718 modellerindeki stratejik dönüşümü hakkında daha fazla bilgi edinin.** Ford Motor Company CEO'su Jim Farley de hibrit ve menzili artırılmış elektrikli araçların güncel ihtiyaçlara daha iyi hizmet ettiğini belirterek, markaların elektrikli araç pazarının mevcut zorlukları karşısında daha esnek bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini vurgulamıştır. Hatta BMW Teknoloji Sorumlusu Joachim Post'un AB yasağını "aptalca" olarak nitelendirmesi ve Mercedes-Benz CEO'su Ola Källenius'un Avrupa otomobil endüstrisinin "tam hızla bir duvara çarptığını" belirtmesi, endüstrinin duyduğu endişenin boyutunu ortaya koyuyor. İngiliz lüks spor otomobil üreticisi McLaren'ın yeni CEO'su Nick Collins'in tam elektrikli bir model piyasaya sürmek için acele etmediklerini ve içten yanmalı motorların "bu markanın büyük rolünü gerçekten uzun bir süre oynamaya devam edeceğini" vurgulaması da bu duruma farklı bir perspektif katıyor. Ram'in tam elektrikli kamyonet projesini iptal edip menzil uzatılmış elektrikli Ramcharger modeline yönelmesi, hatta CEO'sunun V-8 motorunu seriden çıkarmanın bir hata olduğunu itiraf ederek Hemi V-8'i geri getirmesi ve Toyota’nın efsanevi 4A-GE motorunu yeniden üretme kararı alması gibi adımlar, pazarın hala içten yanmalı motorlara ve performans araçlarına olan talebini koruduğunu gösteriyor. Bu durum, üreticilerin uzun vadeli stratejilerini daha esnek ve çok yönlü hale getirme zorunluluğunu ortaya koyuyor. Bu çok yönlü yaklaşımın bir başka güçlü örneği olarak, BMW de yeni X5 G65 modelinde geleneksel benzinli ve dizel seçeneklerin yanı sıra plug-in hibrit, tamamen elektrikli ve hatta hidrojen yakıt hücreli versiyonları bir arada sunarak, markanın geleceğe yönelik iddialı ve çeşitlendirilmiş mobilite stratejisinin bir parçası olacağını gösteriyor. BMW ve ortağı Toyota, hidrojen teknolojisine hala yatırım yapan az sayıda otomobil üreticisinden ikisi olarak bu alandaki kararlılıklarını sürdürürken, Stellantis gibi bazı markaların yakıt hücresi hedeflerinden vazgeçmesi de sektördeki belirsizliği gözler önüne seriyor. Bu bağlamda, Mercedes-Benz gibi büyük markalar bile, elektrikli araçlara geçiş hedeflerini esnekleştirerek içten yanmalı motorlu araç satış sürelerini planlanandan daha uzun süre sürdüreceklerini açıkladılar. Pagani ve Koenigsegg gibi lüks markalar ise elektrikli süper otomobillere yönelik "sıfır talep" nedeniyle projelerini erteleyebiliyor. **Hatta Ferrari'nin ilk tam elektrikli süper otomobilinin piyasaya çıkışı beklenirken, markanın ikinci bir elektrikli modelin "sıfır talep" nedeniyle ertelendiği iddialarını yalanlaması, ancak genel olarak otomotiv sektöründe elektrikli araçlara olan talebin yavaşlaması ve üretim maliyetlerinin yüksekliği gibi nedenlerle Lamborghini ve diğer lüks markaların bile tam elektrikli modellerinin lansmanlarını ertelemek zorunda kaldığı gözlemleniyor. Bu durum, Ferrari'nin temkinli ve aşamalı elektrikli araç stratejisinin ardındaki pazar dinamiklerini daha iyi anlamamızı sağlıyor. Ayrıca Ford Mustang'in tamamen elektrikli bir versiyonunu yakın zamanda üretmeme ve benzinli Mustang üretimini 2030'lu yıllara kadar sürdürme kararı, geleneksel performans araçlarına olan talebin devam ettiğini gösteren önemli bir örnek teşkil ediyor. Mercedes-Benz'in AMG için tamamen yeni bir V8 motoru duyurması ve markanın efsanevi V-12 motorların üretimini bir süre daha sürdüreceğini açıklaması da içten yanmalı motorlara olan talebin özellikle belirli segmentlerde hala güçlü olduğunu gösteriyor. Diğer yandan, Mercedes-AMG C63'ün geleneksel V8 motorundan dört silindirli, elektrik destekli bir üniteye geçişinin yarattığı tartışmalar ve Mercedes yetkililerinin 'bazı müşterileri kaybettik' itirafı sonrası, yönetim kurulu üyesi Mathias Geisen'in açıklamalarıyla C63 modelinde gelecekte altı silindirli bir motor seçeneğine geri dönülebileceği sinyalleri verilmiştir. Mercedes-AMG C63'ün olası sıralı altı silindirli motor dönüşümü hakkında daha fazla bilgi için tıklayın. Bu yaklaşım, Audi'nin de 1976'dan bu yana süregelen bir geleneği sona erdirerek, performansa düşkün tutkunları arasında kült statüsüne ulaşmış sıralı beş silindirli motorunun üretimini sona erdirme kararıyla benzer bir doğrultuda ilerlediğini gösteriyor. Özellikle RS3 modelinin yaklaşık iki yıl içinde üretimden kalkmasıyla veda edecek bu efsanevi motorun sonlandırılmasının ardındaki temel nedenler, sıkılaşan Euro 7 emisyon düzenlemeleri ve bu motor için gerekli mühendislik ve maliyet yatırımını haklı çıkaracak pazar talebinin olmaması olarak belirtiliyor. Nitekim Audi CEO'su Gernot Döllner, beş silindirli motoru Euro 7 standartlarına uyumlu hale getirmenin 'teknik olarak zor olmadığını' ancak asıl sorununk gerekli yatırım için yeterli 'ölçek ve genel pazar talebi' olmadığını vurguladı. Audi'nin bu ikonik motoruna vedası hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın.** Bu duruma en iyi örneklerden biri de Bentley'dir. Marka, başlangıçta 2030'a kadar tamamen elektrikli olma hedefi koymuşken, lüks elektrikli araçlara olan talebin beklenilen seviyelere ulaşmaması nedeniyle stratejisini yeniden gözden geçirerek bu hedefi 2035'e, hatta gelecek on yılın ortasının bile gerçekçi görünmediği bir zamana erteledi. Bentley CEO'su Frank-Steffen Walliser'ın da belirttiği gibi, "Lüks elektrikli araçlara olan talepte bir düşüş var ve müşteri talebi henüz tamamen elektrikli bir stratejiyi destekleyecek kadar güçlü değil." Bu bağlamda, otomotiv dünyasının köklü markalarından Porsche de elektrikli araçlara geçiş sürecinde dikkat çekici bir strateji değişikliğine imza atarak, Cayenne modelinin üzerinde konumlanacak olan yeni üç sıralı SUV'unun ilk etapta tam elektrikli olarak piyasaya sürülmesinden vazgeçtiğini ve bunun yerine benzinli motor ile plug-in hibrit (PHEV) güç aktarma organlarıyla sunulacağını açıkladı. Bu stratejik erteleme ve Porsche'nin genel elektrikli araç stratejisindeki dönüşüm hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayın. Porsche'nin ayrıca, merakla beklenen 718 Boxster ve Cayman modellerinin 2026 yılına kadar tamamen elektrikli olacağı yönündeki önceki planlarına rağmen benzinli motorlu versiyonları da ürün gamında tutma kararı gibi benzer stratejik hamlelerine ve elektrikli araç pazarının mevcut dinamiklerine ilişkin detaylı bilgilere ise Nexus Haber'den ulaşabilirsiniz. Lüks otomobil üreticisi Lincoln, 2027 yılında planlanan üç sıralı tamamen elektrikli bir crossover projesini iptal ederek yönünü hibrit teknolojisine çevirdi. Benzer şekilde, Ram de tam elektrikli kamyonet projesini iptal edip menzil uzatılmış elektrikli (REEV) Ramcharger modelini benimserken, Audi'nin merakla beklenen elektrikli RS6 E-Tron projesini geliştirme maliyetlerini haklı çıkaracak düzeyde yeterli talep olmaması nedeniyle iptal ettiğine dair iddiaların da ortaya çıktığı bir döneme denk geldi ve lüks performans elektrikli araç segmentindeki değişen dinamiklerin somut bir göstergesi oldu. Volkswagen Golf EV'nin gecikmesi de bu tabloya ekleniyor. Lincoln'ın bu önemli hibrit SUV adımına ve sektördeki benzer stratejik değişimlere dair daha fazla detaya buradan ulaşabilirsiniz.
Gelecek Belirsizliği ve Beklentiler
Ford Authority raporunda, hibrit Mustang'in ne zaman veya üretim bandına girip girmeyeceğinin "belirsiz" olduğu belirtiliyor. ABD pazarında şu an için hibrit bir Mustang'e yönelik büyük bir talep olmayabileceği düşünülse de, müşteri tercihleri ve politik iklimler zamanla değişebilir. Ford'un bu adımı, sadece anlık bir pazar tepkisinden ziyade, uzun vadeli bir stratejinin parçası olarak değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, Ford Mustang'in hibrit versiyonu, markanın hem performans mirasını korumak hem de modern dünyanın çevresel ve teknolojik gereksinimlerine uyum sağlamak adına attığı cesur bir adım olarak öne çıkıyor. Gelişmeleri merakla bekliyoruz.
Kaynak: Motor1.com