İngiliz lüks otomobil üreticisi Aston Martin, son dönemde birçok otomobil devi gibi finansal açıdan zorlu bir virajdan geçiyor. ABD'nin gümrük tarifeleri ve Çin pazarındaki talep zayıflaması gibi faktörler, markanın yıl sonu finansal beklentilerini aşağı çekmesine neden oldu. Şirket, 2025 sonuna kadar kâr etmek yerine ancak başa baş bir noktaya gelebileceğini duyurdu. Bu zorlu süreci aşmak için atılan en dikkat çekici adım ise Aston Martin'in Formula 1 takımındaki hisselerini satması oldu.
Kurtuluş Reçetesi: 146 Milyon Dolarlık Hisse Satışı
Aston Martin, F1 takımındaki %4.6'lık hissesini, kimliği açıklanmayan bir alıcıya 146 milyon dolar karşılığında satmak üzere bağlayıcı bir niyet mektubu imzaladığını açıkladı. Bu satıştan elde edilecek nakit akışının, şirketin günlük operasyonlarını ve yol otomobili iş kolunu desteklemesi hedefleniyor. Bu hamlenin yarış takımı üzerinde doğrudan büyük bir etkisinin olmayacağı belirtiliyor.
Finansal ortaklığı sona erse de, iki kurum arasındaki uzun vadeli ticari anlaşma sayesinde F1 takımı pistlerde 'Aston Martin Aramco Formula One Team' adıyla anılmaya devam edecek. F1 takipçilerinin hatırlayacağı üzere takım, 2021'deki yeniden markalaşma sürecinden önce Racing Point, daha öncesinde ise Force India isimleriyle yarışıyordu.
Borsadan Çekilme Senaryosu Gündemde
Hisse satışıyla eş zamanlı olarak, Aston Martin'in kontrol hissesine sahip olan Lawrence Stroll liderliğindeki yatırım konsorsiyumu Yaw Tree Investments da şirketteki payını %27.67'den %33'e çıkarmaya hazırlanıyor. Bu iki nakit enjeksiyonunun, şirketin yıl sonuna kadar operasyonlarını kesintisiz sürdürmesini sağlaması bekleniyor.
Ancak bazı analistler, daha radikal bir adımın da masada olabileceğine inanıyor. Third Bridge analisti Orwa Mohamad, şirketin mali yapısını daha da güçlendirmek için borsadan çekilerek özel bir şirket haline gelme ihtimalini değerlendirdiğini belirtiyor.
"Özel bir şirket olmak, potansiyel bir gelecek yolu olarak düşünülüyor. Uzmanlarımız, mülkiyet yapısını basitleştirmenin şirketin çevikliğini artırabileceğini, uzun vadeli ortakları çekebileceğini ve halka açık olmanın getirdiği idari ve finansal yükleri azaltabileceğini söylüyor."
Bu senaryo, Aston Martin'in Borsa'daki dramatik düşüşü göz önüne alındığında daha da anlam kazanıyor. Ekim 2018'de halka arz edildiğinde hisse başına 19 Sterlin'den işlem gören ve 5.76 milyar dolar değerlemeye ulaşan şirket, bugünlerde sadece 71 pens seviyelerinden işlem görüyor ve değeri 1.01 milyar dolara kadar gerilemiş durumda.
Zorlu Süreçteki En Büyük Güvence: Sadık Müşteri Kitlesi
Şirket içi maliyet düşürme çalışmaları devam etse de, analist Mohamad'a göre brüt kâr marjında bir toparlanmanın 2027 veya sonrasına kadar beklenmediğini ifade ediyor.
Tüm bu zorluklara rağmen Aston Martin'in elinde önemli bir koz var: Varlıklı müşteri kitlesi. Ultra lüks segmentteki alıcıların ekonomik dalgalanmalardan ve enflasyondan daha az etkilenmesi, markaya fiyatlandırma konusunda esneklik sağlıyor ve bu belirsiz zamanlarda bir tür güvence kalkanı oluşturuyor.
