Waymo'dan Stratejik Hamle: Otonom Taksiler Şimdi de Karlı Rotalarda, Denver ve Seattle'da!

Haber Merkezi

03 September 2025, 09:43 tarihinde yayınlandı

Waymo Otonom Taksileri Denver ve Seattle'a Geliyor: Kış Testi Başlıyor

Google'ın çatı şirketi Alphabet'in bünyesinde faaliyet gösteren otonom sürüş teknolojisi devi Waymo, ABD'deki operasyon ağını genişletmeye devam ediyor. Şirket, yaptığı son duyuruyla filosunda yer alan Jaguar I-Pace ve yeni nesil Zeekr minibüslerini bu haftadan itibaren Denver ve Seattle şehirlerinde yollara çıkaracağını açıkladı. Bu hamle, Waymo'nun sadece haritadaki ayak izini büyütmekle kalmıyor, aynı zamanda teknolojisini en zorlu hava koşullarından birinde test etme niyetini de ortaya koyuyor.

Phoenix'in güneşli ve öngörülebilir yollarından sonra Denver ve Seattle'ın karlı, yağmurlu ve rüzgarlı iklimi, Waymo'nun sensörleri ve yapay zekası için gerçek bir meydan okuma olacak.

Genişleme Planı: Önce Veri, Sonra Yolcu

Waymo'nun yeni şehirlerdeki stratejisi iki aşamalı bir plan üzerine kurulu. İlk etapta, araçlar insan sürücüler tarafından manuel olarak kullanılacak. Bu süreçte amaç, şehirlerin karmaşık yol ağlarını, trafik dinamiklerini ve çevresel özelliklerini detaylı bir şekilde haritalamak ve veri toplamak. Bu veriler, şirketin otonom sürüş sisteminin eğitilmesi için hayati önem taşıyor.

Veri toplama ve test aşamasının ardından şirket, otonom sürüş testlerine başlayacak. Waymo yetkilileri, Denver'da halka açık robotaksi hizmetini önümüzdeki yıl başlatmayı hedeflediklerini, Seattle metropol bölgesinde ise gerekli izinler alınır alınmaz faaliyete geçmeyi planladıklarını belirtti. Bu durum, Waymo'nun teknolojisine olan güvenini gösterse de, yerel yönetimlerin ve halkın bu teknolojiye ne kadar hızlı adapte olacağı merak konusu.

Waymo'nun ABD'deki Büyüyen Filosu

Denver ve Seattle, Waymo'nun ABD'deki operasyon listesine eklenen son halkalar. Şirketin ülke genelindeki ticari filosunda 2.000'den fazla robotaksi bulunuyor. Bu genişlemenin arkasındaki rakamlar, Waymo'nun ne kadar agresif bir büyüme stratejisi izlediğini gözler önüne seriyor.

  • San Francisco Körfez Bölgesi: 800 araç
  • Los Angeles: 500 araç
  • Phoenix: 400 araç
  • Austin: 100 araç
  • Atlanta: Onlarca araç

Şirket ayrıca gelecek yıl Dallas, Miami ve Washington D.C.'de ticari robotaksi hizmetleri başlatmayı planlıyor ve yakın zamanda New York'ta test yapmak için izin aldı. Las Vegas, San Diego, Houston gibi şehirlerde ise keşif ve haritalama sürüşleri yapmayı hedefliyor.

Eleştirel Bakış: Karlı Yolların Teknolojik Zorlukları

Waymo'nun bu hamlesi teknolojik bir gövde gösterisi olsa da, madalyonun bir de diğer yüzü var. Kar yağışı, otonom araçların güvendiği LiDAR ve kamera gibi sensörlerin görüşünü ciddi şekilde engelleyebilir. Yollardaki şerit çizgilerinin karla kaplanması, tabelaların görünmez hale gelmesi ve buzlanma gibi faktörler, mevcut otonom sistemler için çözülmesi gereken büyük problemler. Eleştirmenler, Waymo'nun bu zorlukları aşmadan ticari bir hizmet sunmasının güvenlik riskleri taşıyabileceğini ve halkın güvenini sarsabileceğini belirtiyor. Bu testler, teknolojinin gerçekten her koşula hazır olup olmadığını kanıtlayacak.

Gelecek Ne Getirecek?

Waymo'nun Denver ve Seattle'a açılması, otonom sürüş endüstrisi için bir dönüm noktası olabilir. Eğer şirket, bu zorlu iklimlerde güvenli ve verimli bir hizmet sunmayı başarırsa, teknolojinin coğrafi ve iklimsel sınırları ortadan kalkabilir. Ancak yaşanacak herhangi bir olumsuzluk, tüm sektörün geleceği üzerinde ciddi etkilere yol açabilir.

Bu yüksek riskli ortam, sadece otonom sürüşe özgü değil. Elektrikli araç pazarında büyük umutlarla yola çıkan ancak üretim hedeflerini tutturamama, yazılım sorunları ve finansal yönetim zafiyetleri gibi bir dizi problemle boğuşarak iflasa sürüklenen elektrikli araç girişimi Fisker'ın dramatik çöküşü, bu sektördeki hayaller ile operasyonel gerçeklik arasındaki ince çizgiyi gözler önüne seriyor. Fisker'ın hikayesi, Waymo'nun karşılaştığı zorlukların ne kadar affetmez olduğunu ve en küçük bir hatanın bile ne denli büyük sonuçlar doğurabileceğini gösteren güncel bir örnek teşkil ediyor.

Bu sınav sadece teknik alanda değil, aynı zamanda hukuki zeminde de verilecektir. Olası bir kaza durumunda sorumluluğun kime ait olacağı sorusu, sektörün en büyük belirsizliklerinden biridir. Benzer bir durum, Tesla'nın Otopilot sisteminin karıştığı ölümcül bir kaza sonrası açılan ve şirketin kısmen sorumlu bulunduğu davada da yaşanmış, bu olay otonom sürüş teknolojilerinde sorumluluk tartışmalarını yeniden alevlendirmiştir. Dolayısıyla Waymo'nun performansı, yalnızca teknolojinin sınırlarını değil, aynı zamanda yasal çerçevenin geleceğini de şekillendirecektir.

Bu haberin oluşturulmasında, TechCrunch'ta yer alan bilgilerden faydalanılmıştır.