ABD'nin teknoloji ve yenilikçilik merkezi Kaliforniya, yapay zeka (YZ) alanında çığır açan bir düzenlemeye imza attı. Vali Gavin Newsom'un bu hafta imzaladığı SB 53 adlı güvenlik ve şeffaflık yasa tasarısı, eyalet bazında yapılan düzenlemelerin YZ ilerlemesini engellemek zorunda olmadığını kanıtlayan önemli bir emsal teşkil ediyor. Bu gelişme, ulusal düzeydeki 'düzenleme inovasyonu öldürür' tezine karşı güçlü bir cevap olarak görülüyor.
Gençlerin liderliğindeki savunuculuk grubu Encode AI'nin kamu politikalarından sorumlu başkan yardımcısı Adam Billen, yasanın yenilikçiliği korurken aynı zamanda ürünlerin güvenliğini sağlamanın mümkün olduğunu vurguluyor. Billen'a göre, yasa yapıcılar zaten bir şeyler yapılması gerektiğini biliyor ve hem koruma hem de ilerlemeyi destekleyen yasaları geçirme yollarını buluyorlar.
SB 53 Ne Getiriyor? Felaket Riski Odaklı Şeffaflık
SB 53, ABD'de bir ilk olma özelliği taşıyan bir tasarı. Bu yasa, büyük YZ laboratuvarlarının, model güvenliği ve emniyet protokolleri konusunda şeffaf olmalarını zorunlu kılıyor. Yasanın temel hedefi, YZ modellerinin kritik altyapılara siber saldırı düzenlemek veya biyo-silah üretmek gibi felaketle sonuçlanabilecek riskleri nasıl önlediğini açıkça belirtmelerini sağlamaktır. Bu tür düzenlemelerin önemi, dünya çapında yüksek düzeyde dijitalleşmiş ekonomilerin dahi ne kadar kırılgan olduğunu gösteren son olaylarla pekişmektedir. Örneğin, Samsung ve LG gibi küresel teknoloji devlerine ev sahipliği yapan Güney Kore, 2025 yılı boyunca kredi kartı şirketlerinden telekomünikasyon devlerine kadar pek çok kritik altyapıyı etkileyen yüksek profilli siber güvenlik ihlalleri dalgasıyla mücadele etmiştir. Bu durum, siber güvenlik savunmasındaki yapısal zayıflıkların ve parçalanmış yönetim sistemlerinin ne denli büyük bir tehdit oluşturduğunu gözler önüne sermektedir. Güney Kore'nin siber güvenlik krizi ve teknoloji devlerinin altyapı kırılganlığı, YZ'nin kritik sistemlere yönelik risk potansiyelini anlamamız açısından önemlidir. Ayrıca, şirketlerin bu protokolleri sürdürmesi zorunlu tutulacak ve denetim Ofis of Emergency Services (Acil Durum Hizmetleri Ofisi) tarafından yapılacak.
Billen, birçok YZ şirketinin zaten güvenlik testleri yaptığını ve model kartları yayınladığını belirtiyor. Ancak rekabet baskısı altında bazı firmaların bu standartlardan taviz vermeye başladığını, bu yüzden SB 53 gibi yasaların şirketlerin mevcut güvenlik sözlerini koruması açısından hayati önem taşıdığını ifade ediyor.
Sektörün Çelişkisi: Rekabet Baskısı ve Güvenlikten Taviz
Yasanın öncülü olan ve geçen yıl Vali Newsom tarafından veto edilen SB 1047’ye kıyasla SB 53'e yönelik kamuoyu muhalefeti daha az olsa da, Silikon Vadisi ve büyük YZ laboratuvarları arasında temel bir görüş hakim: Hemen hemen her türlü YZ düzenlemesi, ilerlemeye karşıdır ve ABD'nin Çin ile olan rekabetini baltalar.
Örneğin, OpenAI, bir rakip YZ laboratuvarı benzeri koruyucu önlemler olmaksızın yüksek riskli bir sistem yayınlarsa, kendi güvenlik gereksinimlerini “ayarlayabileceğini” (gevşetebileceğini) kamuoyuyla paylaşmıştı. Bu durum, yasal düzenlemelerin, şirketleri finansal veya rekabetçi baskı altında güvenlikten ödün vermekten alıkoymak için ne kadar kritik olduğunu gösteriyor.
Şeytanın Avukatı: Federalizm mi, Tek Merkezli Düzenleme mi?
Meta, Andreessen Horowitz (A16z) gibi büyük yatırımcılar ve OpenAI Başkanı Greg Brockman gibi güçlü isimler, YZ yanlısı politikacıları desteklemek için Super PAC'lere yüz milyonlarca dolar aktarıyor. Bu gruplar, daha önce eyaletlerin YZ düzenlemesini 10 yıl süreyle yasaklayacak bir YZ moratoryumu için baskı yapmıştı.
Sosyal medya kullanıcıları arasında yıllardır süregelen "Instagram bizi mikrofon aracılığıyla dinliyor" komplo teorisine karşın, Instagram Başkanı Adam Mosseri yakın zamanda bu iddiaları yalanladı. Mosseri, dinlemenin teknik olarak zor ve etik açıdan kaba bir ihlal olacağını savunsa da, Meta'nın reklam başarısının sırrının çok daha sofistike yöntemlere dayandığını vurguluyor. Şirket, mikrofon dinlemeye ihtiyaç duymuyor; çünkü yapay zeka etkileşimlerinden elde edilen veriler, kullanıcının ilgi alanlarını rastgele ses kayıtlarından çok daha derinlemesine analiz edebilmektedir. Instagram'ın mikrofon dinleme iddiaları ve yapay zeka verileri hakkındaki tartışmalar, YZ çağında gizliliğin sınırlarını yeniden çizmektedir.
Bu siyasi baskının arka planında, Meta gibi devlerin yapay zeka ürünlerinden elde edilen verileri ticari amaçla kullanma stratejileri yatmaktadır. Şirket, gizlilik politikasında yaptığı kritik bir değişiklikle, kullanıcıların Meta AI sohbet robotlarıyla ve diğer YZ ürünleriyle (Ray-Ban Meta Akıllı Gözlükler, Vibes ve Imagine gibi) gerçekleştirdikleri etkileşimlerden toplanan detaylı verileri, Facebook ve Instagram platformlarında gösterilen hedefli reklamları kişiselleştirmek için kullanacağını duyurdu. Bu hamle, küresel çapta geçerli olacak olsa da, Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve Güney Kore gibi katı gizlilik yasalarına sahip bölgelerdeki kullanıcılar bu tür veri toplamadan muaf tutulacak. Bu durum, teknoloji devlerinin gelir modelini koruma çabası ile tüketici gizliliği düzenlemeleri arasındaki gerilimi açıkça ortaya koymaktadır. (Meta yapay zeka sohbet verilerini hedefli reklamlarda kullanacak.)
Federal Öncelik Baskısı: SANDBOX Yasası
Moratoryumu destekleyen Senatör Ted Cruz, aynı amaca ulaşmak için farklı bir strateji izliyor: Eyalet yasalarına karşı federal öncelik (preemption). Cruz’un eylül ayında sunduğu SANDBOX Yasası, YZ şirketlerinin 10 yıla kadar belirli federal düzenlemeleri geçici olarak atlamak için muafiyet başvurusunda bulunmasına izin verecek. Billen, bu tür dar kapsamlı federal YZ mevzuatının, “çağımızın en önemli teknolojisi için federalizmi silebilir” uyarısında bulunuyor.
Billen, SB 53’ün derin sahtecilikler, algoritmik ayrımcılık ve çocuk güvenliği gibi konularda eyaletlerin çıkardığı diğer hafif düzenlemeleri durdurmanın, Çin ile YZ yarışında ABD’yi durduracak şey olmadığını net bir şekilde dile getiriyor. Ona göre, bunun 'entelektüel açıdan dürüst olmayan bir argüman' olduğunu savunuyor.
Çin Yarışı: Asıl Engeller Düzenleme Değil, Çip Politikası
YZ endüstrisi düzenlemelere karşı çıkarken, Billen ve diğer uzmanlar, Çin ile rekabetteki asıl engellerin farklı bir yerde olduğunu işaret ediyor. Billen'a göre, ABD'nin rekabet gücünü artırmak isteniyorsa, Kongre'nin ihracat kontrolleri gibi adımlar atması ve Amerikan şirketlerinin çip tedarikini güvence altına alması gerekiyor. Bu bağlamda, Chip Security Act (Çip Güvenlik Yasası) gibi teklifler, gelişmiş YZ çiplerinin Çin'e yönlendirilmesini önlemeyi amaçlamaktadır.
Nvidia ve OpenAI'ın Çekinceleri
Ancak, sektörün bazı büyük oyuncuları (OpenAI ve Nvidia dahil) ihracat kontrollerine isteksiz yaklaşıyor. Nvidia, küresel gelirinin önemli bir kısmını oluşturan Çin pazarına çip satışını sürdürmekte güçlü bir finansal teşvike sahip. Billen, endüstrinin esasen ABD’nin rekabetini gerçekten destekleyecek adımlar yerine, eyalet düzeyindeki hafif düzenlemeleri engellemeye odaklandığını öne sürüyor.
SB 53, karmaşık ve çetrefilli bir süreç olsa da, endüstri ve yasa yapıcıların işbirliği yaparak herkesin kabul edebileceği bir yasa versiyonuna ulaşabildiğinin bir kanıtı olarak görülüyor. Bu, YZ çağında bile demokratik süreçlerin ve federalizmin işleyebileceğinin en iyi kanıt noktalarından biri olarak kabul ediliyor.
Kaynak: Bu haberin derlemesinde ve analizinde kullanılan bilgiler, TechCrunch'ta yayınlanan orijinal makaleye dayanmaktadır.