Teknoloji Devinin Yeşil Enerji Hamlesi: Apple Avrupa'da Yeni Yenilenebilir Projelerle Karbon Ayak İzini Küçültüyor

Haber Merkezi

16 October 2025, 09:25 tarihinde yayınlandı

Apple Avrupa'da Yenilenebilir Enerji Atılımı: 650 MW Kapasite ve Tedarikçi Yatırımları

Teknoloji dünyasının devlerinden Apple, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda önemli bir adım daha attığını duyurdu. Şirket, Avrupa genelinde operasyonlarını desteklemek amacıyla 650 megawatt (MW) kapasiteli yeni rüzgar ve güneş enerjisi projeleri için anlaşmalar imzaladığını açıkladı. Bu yeni kapasitenin büyük bir kısmı, özellikle kullanıcıların kullandığı cihazların (Mac Pro'dan Apple Watch'a kadar) enerji tüketimini dengelemeye yönelik olacak.

Avrupa'da Güneş ve Rüzgarın Dengesi

Avrupa'nın genel olarak güneşli bir kıta olarak algılanmamasına rağmen, Apple'ın stratejisi farklı ülkelerdeki güneş enerjisi potansiyelini kullanmayı hedefliyor. İmzalanan anlaşmaların detayları, yenilenebilir enerji portföyünün çeşitliliğini gözler önüne seriyor. İspanya, Yunanistan ve Letonya gibi ülkelerde önemli güneş enerjisi santralleri devreye alınırken, Romanya ve İtalya'daki rüzgar santralleri de portföye katkı sağlıyor.

Öne Çıkan Yenilenebilir Kapasite Dağılımı (Tahmini)
  • Güneş Enerjisi: Yunanistan (110 MW), Letonya (110 MW), İspanya (131 MW), Polonya (40 MW)
  • Rüzgar Enerjisi: Romanya (99 MW) ve İtalya'daki karma portföyden paylar.

Çin'e 150 Milyon Dolarlık Tedarikçi Desteği

Avrupa'daki bu büyük taahhüdün yanı sıra Apple, Çin'deki tedarik zincirini daha yeşil hale getirmek için de harekete geçti. Şirket, tedarikçilerinin yenilenebilir enerjiye geçişini desteklemek amacıyla 150 milyon dolarlık ek yatırım yapacağını belirtti. Bu adım kritik öneme sahip çünkü Apple'ın üretiminin büyük bir kısmı Çin'de gerçekleşiyor ve şirketin karbon ayak izinin önemli bir bölümünü tedarik zinciri oluşturuyor. Halihazırda Çin'deki üretim ve imalat operasyonlarının %90'ından fazlası zaten yenilenebilir kaynaklardan güç alıyor.

Apple'ın bu tür bölgesel yenilenebilir enerji alımlarına dair duyuruları, dikkat çekici bir şekilde şirketin ABD basın merkezinde değil, bölgesel web sitelerinde yer alması oldu. Bu durum, politik iklimlerin bölgesel duyuruların tonunu nasıl etkileyebileceğine dair spekülasyonları beraberinde getiriyor.

Şeytanın Avukatı: Sadece Çevrecilik mi, Yoksa Ekonomi mi?

Büyük teknoloji firmalarının (Microsoft ve Meta gibi) yenilenebilir enerjiye bu denli büyük yatırımlar yapmasının temelinde sadece etik kaygılar yatmıyor. Eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde, bu anlaşmaların ardında güçlü ekonomik rasyonaliteler de bulunuyor.

Güneş ve rüzgar enerjisi, fosil yakıtlara kıyasla yeni nesil enerji üretimi arasında en uygun maliyetli seçenekler arasında yer alıyor. Özellikle batarya depolama maliyetlerinin düşmesiyle birlikte, bu kaynaklar 7/24 kesintisiz (firm) güç sağlayabilir hale geldi. Ayrıca, teknoloji firmaları için kritik olan bir diğer faktör de inşaat hızı. Güneş enerjisi santralleri, geleneksel santrallere göre çok daha hızlı kurulabiliyor; bu da veri merkezleri ve yapay zeka operasyonları için sürekli artan enerji talebini karşılama yarışında hız avantajı sağlıyor.

Sektördeki Rekabetin Derinleşmesi

Apple'ın bu hamlesi, teknoloji devlerinin karbon nötr olma yarışında ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Meta'nın bu yıl tek başına 2 gigawatt'ın üzerinde güneş enerjisi kapasitesi eklediği ve Microsoft'un da benzer büyüklükte anlaşmalar yaptığı düşünüldüğünde, Apple'ın 650 MW'lık Avrupa hamlesi, sektördeki rekabetin sadece donanım ve yazılımda değil, aynı zamanda altyapı ve sürdürülebilirlikte de devam ettiğini gösteriyor.

Teknolojinin geleceği, sadece daha hızlı çiplere değil, aynı zamanda bu çipleri çalıştırmak için kullanılan enerjinin temizliğine de bağlı olacak. Bu nedenle, Apple gibi şirketlerin yenilenebilir enerji portföylerini genişletmesi, sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda uzun vadeli operasyonel güvenilirlik stratejisinin de bir parçası olarak görülmelidir.

Kaynak: Bu haber, Apple'ın yenilenebilir enerji genişlemesiyle ilgili analizler temel alınarak hazırlanmıştır. Orijinal duyuruya aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz: TechCrunch Kaynağı