Oyun Dünyasını Sarsan İcat: Yapay Zeka, Mousepad'inizi Hareket Ettirerek Sizin Yerinize Nişan Alıyor!

Haber Merkezi

12 August 2025, 14:21 tarihinde yayınlandı

Tespit Edilemeyen Aimbot Dönemi Başlıyor mu? Yapay Zeka, Mousepad'inizi Hareket Ettirerek Nişan Alıyor

Çevrimiçi oyun dünyası, kurulduğu günden bu yana hileciler ve oyun geliştiricileri arasında bitmek bilmeyen bir kedi-fare oyununa sahne oluyor. Geliştiriciler daha karmaşık anti-cheat sistemleri kurarken, hile yazılımcıları da bu sistemleri atlatmanın her zaman yeni bir yolunu buluyor. Ancak bu döngü, şimdiye dek hep yazılım tabanlıydı. Bir YouTuber ise bu savaşı donanım seviyesine taşıyarak oyun dünyasının kurallarını yeniden yazabilecek, korkutucu derecede zekice bir icatla karşımıza çıktı: Fiziksel olarak hareket eden bir mousepad aimbot.

Fiziksel Bir Aimbot: Bu Nasıl Mümkün Oldu?

Kamal Carter isimli bir içerik üreticisi ve mühendis, dört temel hedefle yola çıktı: Kendisinden, arkadaşlarından ve hatta bir Valorant e-spor profesyonelinden daha iyi nişan alabilen, ancak en önemlisi tespit edilemeyen bir hile sistemi yaratmak.

Carter'ın sistemi iki ana bileşenden oluşuyor:

  • Yazılım (Göz): Ekrana bakan ve YOLO (You Only Look Once) adlı bir yapay zeka nesne tanıma algoritmasını kullanan bir sistem. Bu yapay zeka, Valorant'ın poligon modundaki düşmanları tanımak için özel olarak eğitildi ve her hedefin merkez kütlesini nişan alınacak nokta olarak belirledi.
  • Donanım (El): Yapay zekadan gelen komutlarla hareket eden, CNC ile kesilmiş bir mekanizma. Bu mekanizma, üzerine mousepad yerleştirilmiş bir platformu fiziksel olarak eğerek mouse'un imlecini ekrandaki hedefe yönlendiriyor. Ateş etme komutu ise doğrudan mouse'a bir röle ile gönderilerek yazılımsal bir tıklama izi bırakmıyor.

Anti-Cheat Yazılımları Neden Çaresiz Kalıyor?

Bu sistemin en endişe verici yönü, mevcut anti-cheat teknolojilerinin neredeyse tamamını işlevsiz bırakma potansiyeli. Geleneksel aimbot'lar, oyunun koduna müdahale ederek veya bellek verilerini okuyarak çalışır. Riot Games'in Vanguard'ı gibi gelişmiş anti-cheat yazılımları, tam da bu tür şüpheli yazılım aktivitelerini tespit etmek üzere tasarlanmıştır.

Ancak Carter'ın icadı, oyuna hiçbir dijital iz bırakmıyor. Sistem, oyunu bir insan gibi 'görüyor' ve fareyi bir insan gibi 'hareket ettiriyor'. Daha da zekice olan kısım ise, mekanik yapının doğasından kaynaklanan küçük gecikmeler ve düzeltmeler. Carter'ın 'mekanik kaos' olarak adlandırdığı bu durum, sistemin insan benzeri küçük hatalar yapmasını sağlıyor. Anlık ve kusursuz bir nişan alma yerine, tıpkı gerçek bir oyuncunun yaptığı gibi hedefi hafifçe kaçırıp anında düzelten bu yapı, davranışsal analizle bile tespit edilmesini neredeyse imkansız kılıyor.

"Sistemin mükemmel olmaması, onu daha az tespit edilebilir kılıyor. En iyi profesyoneller bile her zaman mükemmel skorlar elde edemez. 'Sağlam ve tutarlı bir performans', hile karşıtı yazılımlar için daha az şüphe çekici."

Performans: İnsan Profesyonellere Meydan Okuyor

Peki bu sistem ne kadar etkili? Valorant'ın zorlu poligon modunda (her hedef yarım saniye ekranda kalıyor), Carter'ın kendi skoru 30'da 8 iken, profesyonel oyuncular genelde 22 ila 30 arasında bir skor elde ediyor. Carter'ın yapay zeka destekli robotik mousepad'i ise, yapılan ayarlamalardan sonra 30'da 26'lık bir skora ulaşarak birçok profesyonel oyuncuyu geride bırakmayı başardı.

Madalyonun İki Yüzü: Mühendislik Harikası mı, Pandoranın Kutusu mu?

Bu projenin takdire şayan bir mühendislik ve yaratıcılık örneği olduğu su götürmez bir gerçek. Ancak diğer yandan, çevrimiçi oyunların adil rekabet ortamı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu tür donanım tabanlı hilelerin yaygınlaşması, hile tespitini neredeyse imkansız hale getirebilir. Geliştiriciler, oyuncuların bilgisayarlarını daha da derinden tarayan, hatta USB portlarına bağlı cihazları analiz eden daha müdahaleci anti-cheat sistemleri geliştirmek zorunda kalabilir ki bu da kişisel gizlilik tartışmalarını alevlendirir.

Şimdilik içimizi rahatlatan tek bir detay var: Bu sistem henüz bir konsept kanıtı (proof-of-concept) aşamasında. Sadece Valorant'ın poligonunda çalışıyor ve oyuncu karakterini hareket ettirme (WASD) gibi yeteneklere sahip değil. Yani gerçek bir maçta kullanılması şu an için mümkün görünmüyor.

Yine de Kamal Carter'ın bu icadı, hileyle mücadelenin gelecekte ne kadar zorlaşabileceğinin somut bir göstergesi. Yazılımların savaşı biterken, donanımların savaşı başlıyor olabilir. Bu yenilikçi ancak bir o kadar da endişe verici proje hakkında daha fazla teknik detaya ve orijinal habere göz atmak için PCGamer'da yayınlanan makaleyi inceleyebilirsiniz.