PlayStation 2 dönemini yaşamış oyuncular için bazı oyunların yeri ayrıdır. Özellikle sinema uyarlamalarının altın çağını yaşadığı o yıllarda piyasaya çıkan The Lord of the Rings: The Two Towers, Miğfer Dibi savunmasını bizzat deneyimlememizi sağlayan unutulmaz bir hack-and-slash klasiğiydi. Yıllardır PC oyuncuları tarafından GOG gibi platformlarda en çok istenen portlar arasında yer alsa da, bu efsanenin modern platformlara gelme ihtimali ne yazık ki oldukça zayıf görünüyor. Ancak umutsuzluğa kapılmaya gerek yok, çünkü o efsaneyi yaratan stüdyo Stormfront Studios'un neredeyse aynı formülle geliştirdiği bir başka oyun, yenilenmiş haliyle Steam'de karşımıza çıkıyor: Forgotten Realms: Demon Stone.
Yüzüklerin Efendisi Formülü, Dungeons & Dragons Evreninde
Demon Stone, ilk bakışta The Two Towers'ın bir kopyası gibi hissettiriyor. Sabit kamera açıları, durmaksızın üzerinize gelen düşman orduları ve tatmin edici kılıç sallama mekanikleri... Tüm bu unsurlar, Stormfront Studios'un başarılı formülünü koruduğunu gösteriyor. Ancak bu kez Orta Dünya'nın epik atmosferi yerine, Dungeons & Dragons'ın zengin ve tehlikeli Unutulmuş Diyarlar (Forgotten Realms) evrenindeyiz. Orkların yanı sıra githyanki ve slaad gibi D&D'ye özgü yaratıklarla dolu savaş alanlarında buluyoruz kendimizi.
Oyun, sizi üç farklı kahramanın kontrolüne veriyor: klasik bir savaşçı, menzilli büyülerde usta bir büyücü ve gölgelerde gizlenerek tek vuruşta düşmanları alt edebilen yarı-drow bir suikastçı. The Two Towers'ın aksine, Demon Stone tamamen tek kişilik bir deneyim sunuyor ve karakterler arasında anlık geçiş yapmanıza olanak tanıyor. Bu mekanik, savaş alanında stratejik esneklik sağlayarak oyuna farklı bir derinlik katıyor. Üstelik oyunun anlatıcılığını efsanevi aktör Patrick Stewart'ın (Khelben Blackstaff rolünde) yapması ve ana kötülerden birini Michael Clarke Duncan'ın seslendirmesi, dönemin AAA kalitesini gözler önüne seriyor.
Savaşın kaosu içinde düşmanların zırhlarının parçalanmasını izlemek, onları uçurumlardan aşağı atmak veya ölümcül büyülü göllere itmek, Demon Stone'un 'düşünmeden eğlenme' vaadini sonuna kadar yerine getiren tatmin edici anlar yaratıyor.
Her Klasik Mükemmel Değildir: Demon Stone'un Pürüzleri
Elbette 2004 yapımı bir oyundan bahsediyoruz ve Demon Stone'un da çağına özgü bazı sorunları var. Oyun, oyuncuya özgürlük tanıdığı anlarda parlasa da, belirli görev tasarımlarında bu özgürlüğü kısıtlıyor. Örneğin, bir büyücüyü sonsuz düşman dalgalarına karşı korumak zorunda olduğunuz veya bir bölüm sonu canavarının ekibinizdeki diğer üyeleri felç ederek sizi zorunlu karakter değişimine ittiği anlar, oyunun akıcılığını baltalayabiliyor.
Bir diğer eleştiri konusu ise bölüm sonu canavarları. Çoğu, aşırı yüksek can puanlarına sahip ve onları yenmek için aynı saldırı düzenini defalarca tekrarlamanız gerekiyor. Bu durum, epik olması gereken savaşları bir süre sonra sıkıcı bir angaryaya dönüştürebiliyor. Oyunda co-op modunun bulunmaması da, bu tarz oyunları arkadaşlarıyla oynamayı sevenler için önemli bir eksiklik olarak görülebilir.
Yenilenmiş Sürüm Neler Sunuyor? 30 FPS Tartışması
SNEG tarafından Steam'de yeniden yayınlanan sürüm, bazı modern dokunuşlar içeriyor. Ayrı bir müzik ses ayarı, çerçevesiz ve pencereli ekran modları gibi yaşam kalitesi iyileştirmeleri mevcut. Ancak en büyük tartışma konusu, oyunun orijinalinde olduğu gibi saniyede 30 kareye (30 FPS) kilitlenmiş olması.
Neden 30 FPS Bir Sorun Olabilir?
Modern PC oyuncuları genellikle 60 FPS veya daha yüksek akıcılığa alışkındır. 30 FPS, özellikle hızlı aksiyon sahnelerinde hareketin daha az akıcı ve tepkisel hissedilmesine neden olabilir. Bu durum, bazı oyuncular için oyundan alınan keyfi doğrudan etkileyen ve oyunu satın almaktan vazgeçirebilecek önemli bir teknik sınırlamadır. Ancak, oyunun orijinal deneyimini korumak isteyen nostalji tutkunları için bu durum göz ardı edilebilir bir detay olarak kalabilir.
Sonuç olarak, Forgotten Realms: Demon Stone, The Lord of the Rings lisansının görkemine sahip olmasa da, PS2 döneminin saf ve eğlenceli aksiyon ruhunu başarıyla yakalıyor. Eğer The Two Towers için nostalji duyuyor, eski usul bir hack-and-slash deneyimi arıyor ve 30 FPS gibi teknik sınırlamaları dert etmiyorsanız, bu gizli kalmış klasiğe mutlaka bir şans vermelisiniz.
Bu haberin derlenmesinde PCGamer'da yayınlanan makaleden yararlanılmıştır.
