Video oyunları dünyasında bazı isimler, kaliteden çok yarattıkları tartışmalarla anılır. Running with Scissors imzalı Postal serisi de şüphesiz bu listenin başlarında yer alıyor. Yıllardır şok edici içeriği ve kaba mizahıyla gündeme gelen seri, genellikle 'iyi bir oyun' olarak nitelendirilmekten uzak kaldı. Ancak 2022'de, serinin ana geliştiricisinin dışında, Polonyalı bağımsız stüdyo Hyperstrange tarafından geliştirilen bir yan oyun sahneye çıktı: Postal: Brain Damaged. Peki, bu oyun serinin kötü şöhretini kırıp gerçekten oynamaya değer bir deneyim sunabiliyor mu? Cevap, şaşırtıcı bir şekilde evet.
Farklı Geliştirici, Farklı Vizyon
Postal: Brain Damaged'in başarısının ardındaki en büyük sır, geliştirici koltuğunda Running with Scissors'ın oturmaması. Proje, Elderborn ve Blood West gibi retro tarzı başarılı nişancı oyunlarıyla tanınan Hyperstrange'e emanet edilmiş. Bu stüdyo, Postal markasının anarşik ruhunu alıp, onu sağlam bir oyun mekaniği temeli üzerine inşa etmeyi hedeflemiş ve bu hedefe ulaşmış görünüyor.
Oyun, ana serinin aksine, tamamen Postal Dude'un hastalıklı ve dengesiz zihninde geçiyor. Bu yaratıcı karar, geliştiricilere gerçekliğin sınırlarından kurtulup sürreal, akıl almaz ve görsel olarak çarpıcı seviyeler tasarlama özgürlüğü tanımış.
Dışavurumcu Bir Kabus: Sanat ve Seviye Tasarımı
Brain Damaged'in ilk andan itibaren farkını ortaya koyduğu nokta, sanatsal tarzı. Ana serinin yavan ve ilhamsız görselliğinin aksine, bu oyun bizi canlı renkler, çarpık açılar ve devasa piksellerle dolu dışavurumcu bir kabusa davet ediyor. Psychonauts'un ünlü 'Milkman Conspiracy' bölümünü andıran, pastel renkli evlerin jilet tellerine dönüştüğü banliyölerden, Quake'e selam duran paslı ve labirentimsi duvar içlerine kadar her bölüm, görsel bir şölen sunuyor.
Adrenalin Dolu 'Boomer Shooter' Mekanikleri
Hyperstrange, oyunu modern dokunuşlarla zenginleştirilmiş bir 'boomer shooter' olarak tasarlamış. Bu, durmaksızın hareket etmeniz ve düşmanların üzerine cephane yağdırmanız gerektiği anlamına geliyor. DOOM ve Quake gibi klasiklerden ilham alan bu tür, son yıllarda bağımsız oyun sahnesinde Beyond Sunset gibi örneklerle yeniden bir canlanma yaşıyor. Bu canlanma sadece yeni oyunlarla sınırlı kalmıyor; Quake gibi efsanelerin mod toplulukları da, iki oyunun düşmanlarını birleştiren Call of the Void gibi projelerle klasiklere yeni bir soluk getirmeye devam ediyor. Oyunun temel mekanikleri oldukça tatmin edici:
- Yüksek Mobilite: Hızlı kayma ve zıplama mekanikleriyle savaş alanında adeta bir silahlı kurbağa gibi sekiyorsunuz.
- Kancalı Pompalı: Doom Eternal'ı andıran kancalı pompalı tüfeğinizle düşmanlara tutunup kendinizi havaya fırlatabilir ve uzun süre havada kalabilirsiniz.
- Yaratıcı Silahlar: Beyin fırtınaları fırlatan yıldırım silahından, düşmanları bir zaman balonuna hapseden çivi tabancasına kadar absürt ama işlevsel bir cephaneliğe sahipsiniz.
Şeytanın Avukatı: O Hala Bir Postal Oyunu
Tüm bu övgülere rağmen, oyunun adında 'Postal' geçtiğini unutmamak gerek. Serinin alametifarikası olan çocuksu ve kaba mizah, Brain Damaged'de de tüm varlığıyla hissediliyor. Dildo fırlatan yaylar, tuvalet esprileri ve rahatsız edici düşman tasarımları, serinin hayranı olmayanlar için hala itici olabilir. Özellikle ana karakter Postal Dude'un oyun boyunca yaptığı yersiz espriler, çoğu zaman komik olmaktan çok yorucu bir hal alıyor. Ayrıca, oyunun ilk birkaç bölümünün, ilerleyen seviyelerdeki yaratıcılık ve tempo seviyesine ulaşamadığını da belirtmek gerek.
Sonuç: Oynanmaya Değer mi?
Postal: Brain Damaged, serinin adına takılıp kalmayanlar için gerçek bir sürpriz ve gizli bir hazine. Hyperstrange, Postal'ın kaotik enerjisini alıp, bunu öncelikle 'iyi bir nişancı oyunu yapma' hedefiyle birleştirerek serinin tartışmasız en iyi oyununu yaratmış. Eğer hızlı, kanlı ve absürt bir FPS deneyimi arıyorsanız ve serinin kaba mizahına bir nebze tolerans gösterebilirseniz, Postal Dude'un zihnindeki bu çılgın yolculuğa mutlaka bir şans vermelisiniz.
Bu haberin oluşturulmasında PCGamer'da yayınlanan makaleden yararlanılmıştır.