Oyun dünyasında yükleme sürelerini sıfıra indirme vaadiyle tanıtılan NVIDIA RTX IO teknolojisi, son zamanlarda adeta bir hayalete dönüştü. Tüketici donanımları hala bu teknolojinin tam potansiyelini beklerken, ilginç bir şekilde, NVIDIA’nın kurumsal çözümleri ve veri merkezleri, bu işlevi yıllardır çoktan kullanıyor. Bu durum, teknoloji çevrelerinde 'NVIDIA, en iyi donanım özelliklerini neden sadece AI (Yapay Zeka) ve veri merkezi pazarında tutuyor?' sorusunu yeniden gündeme getirdi.
Veri Merkezlerinin Gizli Silahı: GPUDirect
Geçtiğimiz günlerde piyasaya sürülen HighPoint Rocket 7638D gibi yeni bir PCIe 5.0 anahtarı, veri merkezlerindeki sistemlerin NVIDIA’nın GPUDirect adını verdiği bir teknolojiyi kullanarak SSD’lerden GPU’lara doğrudan veri akışı sağladığını bir kez daha hatırlattı. Esasen 2019 yılından beri var olan GPUDirect, NVMe depolama birimlerinden alınan veriyi, merkezi işlem birimi (CPU) ve sistem belleği (RAM) tamamen atlayarak doğrudan GPU’nun kendi VRAM’ine aktarıyor.
Bu direkt veri yolu, özellikle yapay zeka ve yüksek performanslı bilgi işlem (HPC) uygulamaları için kritik öneme sahip. Çünkü CPU'nun iş yükünü hafifletiyor ve saniyeler içinde devasa veri setlerinin işlenmesini sağlıyor.
RTX IO Neredeydi, Şimdi Nerede?
Tüketici tarafında, RTX IO, GeForce RTX 30 serisiyle birlikte büyük bir heyecanla duyurulmuştu. NVIDIA o zamanlar açıkça, bu teknolojinin 'SSD'den GPU belleğine doğrudan akışa izin vereceğini' belirtmişti. Amaç, yine GPUDirect’e benzer şekilde, CPU'yu by-pass ederek yükleme sürelerini konsol seviyesine indirmekti.
Ancak, RTX IO’nun mevcut resmi web sayfasına bakıldığında, bu 'SSD’den GPU’ya doğrudan aktarım' vaadinin tamamen çıkarıldığı görülüyor. Bunun yerine, teknoloji artık yalnızca GPU sıkıştırmayı açma (dekompresyon) yeteneğine ve CPU döngülerinden tasarruf etme gibi diğer performans artırıcı yönlerine odaklanmış durumda.
NVIDIA’nın neden kurumsal pazarda yüksek verimli GPUDirect’i korurken, tüketici versiyonu RTX IO’dan bu temel özelliği sessizce çıkardığı büyük bir muamma yaratıyor. Birkaç yıl önce Valve'ın Portal oyununda yapılan demoda bile odak noktası sadece GPU dekompresyonuydu, direkt SSD aktarımı tamamen arka plana itilmişti.
Gizemin Arkasındaki Güç: Microsoft DirectStorage
RTX IO'nun akıbetindeki en büyük etkenin, Microsoft'un DirectStorage API'si olduğu düşünülüyor. DirectStorage, depolama biriminden GPU belleğine veri transferini kolaylaştıran bir arayüzdür. DirectStorage, GPUDirect gibi CPU'yu tamamen atlamasa da, veri çağrılarını çok daha paralel bir şekilde ele alarak CPU üzerindeki iş yükünü önemli ölçüde azaltır.
Özellikle DirectStorage'ın güncel revizyonları, GPU dekompresyonunu destekliyor; yani dosyalar VRAM'e aktarılana kadar sıkıştırılmış kalıyor ve burada GPU'nun gölgelendirici çekirdekleri aracılığıyla açılıyor. İlginç olan ise, DirectStorage’ın desteklediği sıkıştırma formatlarından biri olan GDeflate’in bizzat NVIDIA tarafından RTX IO için geliştirilmiş olmasıdır.
Şeytanın Avukatı: Oyun Geliştiricilerin İlgisizliği mi?
Peki, NVIDIA neden kendi direkt aktarım çözümünü terk etti? Teknik aksaklıklar ve geliştirme zorlukları bir neden olabilir. Ancak karşıt görüş, sorunun geliştiricilerin adaptasyon eksikliğinde yattığını öne sürüyor. DirectStorage bile, konsollarda bu kadar yaygın kullanılmasına rağmen, PC oyunlarında hala yeterince benimsenmiş değil ve kullanan oyunlar dahi genellikle GPU dekompresyonunu etkinleştirmiyor.
NVIDIA’nın tüketici pazarında, zaten benimsenme sorunları yaşayan DirectStorage varken, kendi tescilli çözümünü dayatmak yerine, pazar standardına (DirectStorage) odaklanmayı tercih etmesi makul bir ticari karar olabilir. Ancak bu durum, en gelişmiş SSD-GPU entegrasyon teknolojilerinin (GPUDirect) yalnızca yüksek kar marjlı yapay zeka ve veri merkezi müşterilerine sunulduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Oyuncular olarak, konsolların ve kurumsal sistemlerin keyfini sürdüğü ışık hızında yükleme sürelerine ne zaman kavuşacağımız hala belirsizliğini koruyor.
Kaynak: Bu haber metni, NVIDIA’nın tüketici ve kurumsal teknolojileri arasındaki bu ayrımı ele alan PC Gamer’daki orijinal analizin detaylı yorumlanması ve yeniden derlenmesiyle oluşturulmuştur.