Microsoft Genel Merkezinde Gazze Protestosu: Çalışanlar Şirketin İsrail Askeriyesi ile Ortaklığını Sorguluyor

Haber Merkezi

20 August 2025, 09:49 tarihinde yayınlandı

Microsoft Genel Merkezinde Gazze Protestosu: Çalışanlar 'İşgal Ekonomisi'ne Karşı Ses Yükseltti

ABD’nin teknoloji devlerinden Microsoft’un Washington eyaletindeki East Campus Plaza’daki genel merkezi, şirketin İsrail ordusuyla devam eden ortaklığını protesto eden eski ve mevcut çalışanlar ile aktivistlerin kurduğu bir kampın merkezi haline geldi. “Kurtarılmış Bölge” olarak adlandırılan bu alan, protestocular tarafından “Şehit Filistinli Çocuklar Meydanı” olarak yeniden isimlendirildi. Bu eylem, teknoloji dünyasında etik sorumluluklar ve kurumsal vicdan tartışmalarını bir kez daha gündeme taşıdı.


'No Azure for Apartheid' Hareketi ve Ağır İddialar

Protestoyu organize eden “No Azure for Apartheid” (Apartheid’e Azure Yok) adlı örgüt, Microsoft’u İsrail’in “apartheid ve soykırımındaki doğrudan ve dolaylı suç ortaklığına” son vermeye çağırdı. Örgüt, bu eylemin Microsoft’a karşı şimdiye kadarki “en büyük tırmanış” olduğunu belirtti. Bu protestolar, İsrail ordusunun Microsoft teknolojisini kullanarak Gazze ve Batı Şeria’dan milyonlarca telefon görüşmesini ve kısa mesajı topladığı ve sakladığı iddialarını içeren detaylı bir raporun ardından geldi. Söz konusu rapor, bu verilerin Filistinlileri şantaj yapmak, hapsetmek ve Gazze’deki bombardıman hedeflerinin belirlenmesine yardımcı olmak için kullanıldığı öne sürüyor.


“Anas El-Şerif’in bize vasiyetinde ve son mesajında, ‘zincirlerin bizi susturmasına, sınırların bizi kısıtlamasına izin vermeyin’ çağrısı vardı. Microsoft, İsrail’in Gazze’deki soykırımının en suç ortağı dijital silah üreticisidir ve Microsoft çalışanları, zamanımızın Holokost’una bir saniye daha emeklerini katmayı reddediyorlar.” - Nisreen Jaradat, Microsoft Çalışanı ve No Azure for Apartheid Organizatörü.

Organizasyon, eylemlerin, Microsoft İsrail askeriye ile bağlarını koparana, İsrail aleyhindeki yasal soruşturmalar için kanıt sağlayana ve Filistin halkına tazminat ödeyene kadar devam edeceğini vurguladı. Sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, “Açık konuşalım: Gazze İsrail ve suç ortağı destekçileri tarafından açlığa mahkum edilirken, bombalanırken ve gözetlenirken, her zamanki gibi iş yapmak mümkün olamaz” ifadelerine yer verildi.


Microsoft'tan Açıklama ve Karşılıklı İddialar

Protestocular, Microsoft yöneticilerini “masaya oturmaya” davet ederken, şirketten gelen açıklama farklı oldu. Bir Microsoft sözcüsü, protestocuların “ayrılmalarının istendiğini ve ayrıldıklarını” belirtti. Ancak “No Azure for Apartheid” hareketi bu durumu yalanlayarak, protestocuların “tutuklama tehdidiyle polis tarafından kamu mülkiyetine dağıtıldığını” doğruladı. Bu karşılıklı açıklamalar, olayın seyrine dair farklı perspektifler sunarken, şirketlerin kamuoyu baskısına karşı nasıl pozisyon aldığına dair de ipuçları veriyor.


Teknoloji Sektöründe Yükselen Etik Tartışmalar ve Çalışan Aktivizmi

Değer Katma: Teknoloji Şirketlerinin İkilemi

Bu tür protestolar, büyük teknoloji şirketlerinin küresel çatışmalardaki rolü ve etik sınırları konusunda süregelen bir tartışmanın parçası. Bir yandan inovasyon ve bağlantı vaat eden bu şirketler, diğer yandan teknolojilerinin askeri veya gözetim amaçlı kullanımları nedeniyle insan hakları savunucuları tarafından sıkça eleştiriliyor. Microsoft gibi devlerin, sadece ticari çıkarları değil, aynı zamanda operasyonlarının küresel insani sonuçlarını da göz önünde bulundurması gerektiği yönündeki çağrılar giderek artıyor. Bu durum, şirket yönetimleri için hem itibar hem de finansal riskleri beraberinde getiren karmaşık bir denge arayışını ifade ediyor.

Geçmişte de Microsoft çalışanları, şirketlerinin etik duruşu konusunda endişelerini dile getirmişti. Arkane Studios çalışanları ve hatta Windows 95 başlangıç sesinin yaratıcısı Brian Eno gibi isimler, Microsoft'un İsrail ile bağlarını kesmesi çağrısında bulunmuştu. Şirket hissedarları da insan hakları hassasiyet raporu talebinde bulunarak, Gazze'deki iddia edilen savaş suçları ile ilgili suç ortaklığı iddiaları üzerine 'insan hakları titizliği' raporu talep etmişti.


Protestocuların çağrısını yaptığı “İşçi İntifadası” (Worker Intifada) kavramı, işçilerin “soykırım için sömürülen emeklerini” reddetmeleri üzerine kurulu bir ayaklanma anlamına geliyor. Bu, teknoloji sektöründe giderek artan bir trend olan çalışan aktivizminin ve etik kaygıların sadece dışarıdan gelen bir baskı olmadığını, şirketlerin kendi iç dinamiklerinde de önemli bir değişim tetiklediğini gösteriyor.


Microsoft genel merkezindeki bu protesto, teknoloji şirketlerinin sadece ürün ve hizmetleriyle değil, aynı zamanda kurumsal politikaları ve küresel olaylardaki duruşlarıyla da değerlendirildiği bir çağda yaşandığımızın altını çiziyor. Gelecekte, benzer eylemlerin ve etik sorgulamaların artarak devam etmesi bekleniyor.


Kaynak: PC Gamer