Teknoloji dünyasında canlı sunumlar, yılların emeğini saniyeler içinde taçlandırabileceği gibi, bir anda yerle bir de edebilir. Meta CEO'su Mark Zuckerberg, yeni nesil Ray-Ban Meta akıllı gözlüklerini tanıttığı son Meta Connect etkinliğinde bu acı gerçeği bizzat tecrübe etti. Milyarlarca dolarlık bir şirketin CEO'su, geliştirdikleri en son teknolojiyi tanıtırken, ardı arkası kesilmeyen teknik aksaklıklar yüzünden sahnede çaresiz kaldı.
Büyük vaatlerle başlayan sunum, izleyicilere gözlüklerin yapay zeka ile kullanıcılarını nasıl 'daha akıllı' hale getireceğini anlatıyordu. Ancak söz konusu bu iddiaları kanıtlamaya geldiğinde, teknoloji adeta Zuckerberg'e ve ekibine sırtını döndü.
Aşçının Sos Kâbusu: Yapay Zeka Cevap Vermeyince...
Sunumun ilk fiyaskosu, Şef Jack Mancuso'nun sahneye çıkmasıyla yaşandı. Mancuso, akıllı gözlüklerin yapay zeka asistanını kullanarak Kore usulü bir biftek sosu yapmayı denedi. Gözlükler başlangıçta malzemeleri tanır gibi olsa da, Mancuso'nun 'İlk olarak ne yapmalıyım?' sorusu karşısında uzun bir sessizliğe büründü.
Tekrarlanan sorunun ardından yapay zeka, şefe sosun temelinin zaten hazır olduğunu söyleyerek herkesi şaşırttı. Ortada olmayan bir sosa armut rendelemesini tavsiye etmesiyle salonda gülüşmeler yükseldi. Mahcup olan Mancuso, durumu kurtarmak için 'Sanırım Wi-Fi'da bir sorun var' diyerek sözü tekrar Zuckerberg'e bıraktı.
Mark Zuckerberg, kalabalıktan gelen gülüşmeler ve alkışlar arasında durumu toparlamaya çalışarak, 'Sorun değil, sorun değil. Bu işin ironisi de bu; yıllarca teknoloji geliştirmek için uğraşırsınız ve o gün geldiğinde Wi-Fi sizi yarı yolda bırakır.' dedi.
Sıra Zuckerberg'de: Cevapsız Çağrılar ve Gergin Anlar
Ancak sunumun talihsizlikleri bununla sınırlı kalmadı. Bu sefer sahneye bizzat Mark Zuckerberg çıktı ve kas hareketleriyle gözlüğü kontrol edebildiğini iddia ettiği bir bileklik arayüzünü sergilemek istedi. İzleyicilerin ısrarı üzerine slaytlar yerine canlı demoyu tercih eden Zuckerberg, kısa süre sonra bu kararından pişman olacaktı.
Zuckerberg, el hareketleriyle bir video arama isteğine metinle yanıt vermeyi başarsa da, asıl işlev olan çağrıyı yanıtlama kısmında defalarca başarısız oldu. Sahnede parmaklarını umutsuzca birbirine sürterken 'Uh-oh... Ne olduğunu bilmiyorum. Çok kötü.' demekle yetindi. Tekrarlanan denemelere rağmen, ölümcül bir sessizliğe bürünmüş salonda sadece gözlüğün bitmek bilmeyen zil sesi çınlıyordu.
Wi-Fi mı, Yoksa Teknolojinin Kendisi mi Sorunlu?
Zuckerberg'in suçu Wi-Fi'ye atması, teknoloji çevrelerinde bir tartışma başlattı. Canlı etkinliklerde internet bağlantısının sorunlu olabileceği bilinen bir gerçek. Ancak, Meta gibi bir teknoloji devinin, en önemli ürün lansmanlarından birinde bu kadar temel bir soruna karşı bir B planı olmaması eleştirilere neden oldu. Bu durum, 'Acaba sorun Wi-Fi'de mi, yoksa ürün henüz bu tür görevler için hazır değil mi?' sorusunu akıllara getirdi. Bir ürün, ideal koşulların sağlandığı bir sahnede bile düzgün çalışmıyorsa, günlük hayatın karmaşasında nasıl performans gösterebilir? Üstelik Meta'nın yapay zeka ile ilgili baş ağrısı sadece teknik aksaklıklarla sınırlı değil; şirket, genç kullanıcıları koruma konusundaki eksiklikleri nedeniyle de eleştirilerin odağında. Öyle ki, OpenAI gibi diğer teknoloji devlerinin de karşılaştığı yapay zeka güvenliği sorunları ve kamuoyu baskısı, Meta'yı da kendi ürünleri için ek koruma mekanizmaları duyurmaya itmiş durumda. Bu da gösteriyor ki, sahnedeki fiyasko aslında çok daha büyük bir resmin sadece küçük bir parçası.
Kötü Reklamın İyisi Olur mu?
Bu talihsiz demo, 'kötü reklamın iyisi olmaz' deyişini bir kez daha gündeme getirdi. Evet, şu an herkes Meta'nın yeni akıllı gözlüklerini konuşuyor. Ancak bu konuşmalar, ürünün ne kadar yenilikçi olduğundan çok, ne kadar başarısız bir sunuma sahne olduğu üzerine. Milyarlarca dolarlık bir CEO'nun kendi ürünü karşısında düştüğü çaresiz durum, potansiyel müşterilerin güvenini sarsabilir ve ürünün piyasaya çıkışını olumsuz etkileyebilir.
Öte yandan, Meta'nın sahnede yaşadığı bu aksaklıklar, tüketiciye yönelik yapay zeka pazarının tamamının başarısız olduğu anlamına gelmiyor. Aksine, daha odaklı ve duygusal bağ kurmayı hedefleyen ürünler piyasada yerini buluyor. Örneğin, Japon teknoloji devi Casio'nun geliştirdiği Moflin adlı yapay zekalı evcil hayvan robotu, kullanıcısıyla etkileşime geçerek duygusal bir bağ kurmayı amaçlıyor ve teknoloji dünyasında farklı bir kulvarda ilerliyor.
Sonuç olarak, Meta'nın büyük umutlarla hazırladığı bu lansman, teknoloji tarihinin unutulmaz fiyaskoları arasında yerini almış gibi görünüyor. Bu olay, en parlak zihinlerin ve en büyük bütçelerin bile canlı sunumun acımasız gerçekliği karşısında ne kadar savunmasız olabileceğini gösteren bir ders niteliğinde.
Bu haberde yer alan bilgiler, PCGamer'da yayınlanan makaleden derlenmiştir.
