Oyun dünyası, bazen küçük tesadüflerin ve zamanlama hatalarının ne denli büyük sonuçlar doğurabileceğinin en çarpıcı örnekleriyle doludur. Doom, Quake ve Wolfenstein 3D gibi yapımlarla FPS türünü tek başına şekillendiren efsanevi geliştirici John Romero, katıldığı bir podcast yayınında, kariyerinin ve dolayısıyla tüm oyun endüstrisinin seyrini değiştirebilecek inanılmaz bir anısını paylaştı.
Romero, Nightdive Studios'un 'Deep Dive' adlı podcast programında, System Shock ve Thief gibi 'immersive sim' (sürükleyici simülasyon) türünün atası sayılan oyunların geliştiricisi Looking Glass Studios'un kurucusu Paul Neurath'tan, stüdyoyu birlikte kurma teklifi aldığını açıkladı. Ancak bu teklif geldiğinde, Romero'nun kaderi çoktan farklı bir yola girmişti.
'Paul, ben ayrılmadan önce bana kendisiyle bir şirket kurmak isteyip istemediğimi sormuştu. Ona, sadece bir hafta önce yöneticimle bir şirket kurmak için söz verdiğimi söyledim.' - John Romero
Öne Çıkanlar
- John Romero, Looking Glass Studios'un kurucusu Paul Neurath'tan ortaklık teklifi aldı.
- Romero, başka birine bir hafta önce söz verdiği için bu tarihi teklifi geri çevirmek zorunda kaldı.
- Eğer kabul etseydi, Romero Doom yerine System Shock ve Ultima Underworld gibi oyunlar üzerinde çalışacaktı.
- Bu küçük zamanlama farkı, FPS ve Immersive Sim türlerinin gelişimini kökten değiştirebilirdi.
Paralel Evren: Romero, Looking Glass'te Olsaydı Ne Olurdu?
Bu itiraf, oyun tarihinin en büyük 'eğer öyle olsaydı' senaryolarından birini gündeme getiriyor. Romero ve Neurath, o dönemde Richard Garriott'un efsanevi şirketi Origin Systems'te birlikte çalışıyorlardı. Origin'in New Hampshire ofisini kapatma kararı almasıyla Neurath, bölgeden ayrılmak istemeyerek kendi stüdyosunu kurma kararı aldı ve bu yolda ilk olarak Romero'nun kapısını çaldı.
Peki, Romero bu teklifi kabul etseydi ne olurdu? id Software'in alametifarikası olan hızlı, vahşi ve adrenalin dolu aksiyon oyunları yerine, Looking Glass'in yavaş tempolu, stratejik, atmosferik ve oyuncu özgürlüğünü ön planda tutan yapılarında bir John Romero görebilirdik. Belki de System Shock çok daha aksiyon odaklı bir oyun olur, Doom ise bildiğimiz haliyle hiç var olmazdı. İki stüdyo, kendi kulvarlarında yarattıkları devrimlerle tanındılar ve birbirlerinin 'dostane rakibi' oldular. Bu birleşme, iki farklı tasarım felsefesinin tek bir potada erimesi anlamına gelebilirdi.
Bu Ne Anlama Geliyor?
Bu olayın önemi, id Software ve Looking Glass'in oyun dünyasına kattığı zıt ama bir o kadar da temel felsefelerde yatıyor. id Software, teknolojik gücü ve saf oynanışı merkeze alarak FPS türünü popüler hale getirdi. Looking Glass ise sistemik oynanış, hikaye anlatımı ve dünya inşası ile günümüzün Dishonored, BioShock ve Deus Ex gibi oyunlarına ilham kaynağı oldu. Romero'nun bir hafta arayla verdiği iki farklı karar, bu iki ekolün ayrı ayrı gelişerek sektörü zenginleştirmesini sağladı. Belki de oyun dünyası için en hayırlısı bu şekilde gerçekleşti.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
- John Romero kimdir?
John Romero, id Software'in kurucu ortaklarından biridir ve Doom, Quake, Wolfenstein 3D gibi oyunların baş programcısı ve tasarımcısı olarak tanınan, oyun endüstrisinin en ikonik figürlerindendir.
- Looking Glass Studios neden bu kadar önemli?
Looking Glass Studios, System Shock, Thief ve Ultima Underworld gibi oyunlarla 'immersive sim' türünü yaratan stüdyodur. Oynanış sistemleri ve oyuncu özgürlüğüne verdikleri önemle, sayısız modern oyuna ilham vermişlerdir.
- Romero teklifi neden reddetti?
Paul Neurath'ın teklifinden sadece bir hafta önce, Origin'deki yöneticisiyle 'Inside Out Software' adında başka bir şirket kurmak için sözleşmişti. Bu sözüne sadık kalarak teklifi geri çevirdi.
Bu haberde yer alan bilgiler, John Romero'nun katıldığı podcast yayını referans alınarak PCGamer tarafından derlenmiştir.