Techland'ın popüler zombi parkur serisi Dying Light, en yeni oyunu Dying Light: The Beast ile karşımızda. Serinin önceki oyunu Stay Human'ın yüksek katlı şehir parkuruna ve genişletilmiş oynanış mekaniklerine alışanlar için, The Beast daha 'kökten' bir hayatta kalma-korku deneyimi vadediyor. Ancak bu değişim, oyunun genel deneyimini nasıl etkiliyor? SenNexus olarak derinlemesine inceledik.
Oynanışta Radikal Değişimler ve Yeni Bir Ortam
The Beast, bizleri Stay Human'ın yoğun şehir ormanlarından alıp kırsal bir kasabaya, Castor Woods'un ürkütücü vadilerine taşıyor. Bu sadece bir manzara değişikliği değil, aynı zamanda oynanış felsefesinde de önemli bir dönüşüm anlamına geliyor. Önceki oyundaki faction sistemleri, iki yönlü zipline ağları, zıplama pedleri ve yamaç paraşütü gibi birçok 'ekstra' mekanik, The Beast'te yerini daha sade, daha 'ayakları yere basan' bir parkur deneyimine bırakmış durumda.
Techland, The Beast ile daha 'saf' bir hayatta kalma-korku deneyimine odaklanarak, Stay Human'ın sunduğu 'oyun alanı' hissini törpülemiş. Bu, bazı oyuncuların hoşuna giderken, serinin önceki oyunlarındaki geniş parkur özgürlüğünü arayanları hayal kırıklığına uğratabilir.
Kyle Crane Geri Dönüyor: Canavar Modu Sahada!
Oyunun en büyük sürprizlerinden biri, ilk Dying Light oyununun sevilen karakteri Kyle Crane'in dönüşü. Ancak Crane, bıraktığımız gibi değil. The Baron adlı kötü bir karakter tarafından yıllarca işkence görmüş ve zombi serumlarına maruz kalmış Crane, artık kısa süreliğine 'canavar'a dönüşebiliyor. Canavar Modu (Beast Mode) adı verilen bu yeni yetenek, oyunculara çıplak elle bile zombilerin kafalarını koparma, göğüs kafeslerini delme gibi inanılmaz bir güç ve vahşet sunuyor.
Öne Çıkanlar: Canavar Modu
- Hasar vererek veya hasar alarak dolan Canavar Göstergesi (Beast Meter).
- Yeni Canavar Yetenekleri için 'Canavar Puanları' toplama.
- Vahşi yakın dövüş animasyonları ve inanılmaz bir güç hissi.
- Birebir düşmanlarla veya kalabalık zombi gruplarıyla savaşırken stratejik bir avantaj.
Bu mod, serinin zaten kanlı olan dövüşlerini bir üst seviyeye taşıyor. Zombilerin uzuvlarını koparmak, patlatmak veya paramparça etmek, The Beast'in en tatmin edici yönlerinden biri. Ancak Kyle'ın hikaye içindeki motivasyonları ve karakter gelişimi, bazı eleştirmenler tarafından 'tek boyutlu' bulunuyor. Özellikle on yıldan fazla zombi iğnesiyle işkence gören bir karakterin, yeni enfekte edici maddelere bu kadar çabuk razı olması, mantık hataları barındırıyor.
Canavar Modu'nun sunduğu vahşetin yanı sıra, Dying Light: The Beast'te düşman saflarını darmadağın eden ve çoğu oyuncu tarafından "oyunun en iyi menzilli silahı" olarak anılan Testere Atar (Sawblade Launcher) da oyundaki önemli güç unsurlarından biri. Küçük enfektelerden en tehlikeli patron canavarlara kadar her şeyi dilimleyip geçen, anında ölümcül hasar veren bu benzersiz silah, zombi kıyametinde dönen testere bıçakları fırlatmasıyla oyun deneyiminizi baştan aşağıya değiştirebilecek bir potansiyele sahip. Testere Atar'ın gizli konumunu, planını ve nasıl üretileceğini öğrenmek için Dying Light: The Beast Testere Atar Rehberi'mize göz atabilirsiniz.
Geniş Ama Boş Kalan Bir Harita: Castor Woods
Oyunun haritası, bir ek paketten çok tam teşekküllü bir oyun hissi vermek için yeterince büyük. Ancak Castor Woods'un kırsal yapısı, Stay Human'ın yoğun şehir manzaralarının sunduğu dikey parkur olanaklarını büyük ölçüde kısıtlıyor. Çatılardan çatıya atlamak yerine, oyuncular daha çok endüstriyel alanlar, çiftlikler ve tarlalar arasında gidip geliyor. Bu durum, parkur dinamiklerinin daha 'yerde' kalmasına ve bazı anlarda tekrar hissine yol açıyor.
Ancak Castor Woods'un sunduğu bu yeni ve zorlu ortamda, oyuncuların karşısına erken safhalarda çıkan stratejik bulmacalar da mevcut. Örneğin, kırsal kasabanın kuzeyinde yer alan ve Kasaba Binası'ndan çok da uzak olmayan Kütüphane Kulesi'ne gücü geri getirme görevi, sadece zombilerle savaşmayı değil, aynı zamanda çevresel zekayı ve parkur becerilerini de test eden önemli bir meydan okuma sunuyor. Bu tür görevler, haritanın genel "boşluk" hissini dengeleyerek derinlik katıyor. Görevi gündüz tamamlamak, gece karşılaşılacak agresif "ısıranlardan" kaçınarak gereksiz gerilimi azaltmak için akıllıca bir strateji olabilir. Kuleye tırmanış, iskeleleri, pencereleri ve iç merdivenleri kullanarak başlıyor ve ardından çevresel çıkıntılar üzerinde dikkatli duvar atlayışları gerektiriyor. Zirveye ulaştığınızda ise, dönen bir çarkın üzerindeki metal çubuğa bağlanması gereken bir kabloyla daha karmaşık bir elektrik bulmacası oyuncuları bekliyor. Bu bulmacayı başarıyla çözmek, kuleye gücü geri kazandırarak bölgeye yeni bir güvenli bölge eklemenizi sağlıyor ve sonraki ziyaretlerde zirveye kolay erişim imkanı sunuyor. Dying Light: The Beast'teki bu tür stratejik görevler ve bulmacalar hakkında daha fazla bilgi ve detaylı rehberler için Dying Light: The Beast Kütüphane Kulesi Güç Rehberi'mize göz atabilirsiniz.
Haritanın sunduğu keşif olanakları sadece güvenli bölgelerle sınırlı değil; oyuncular, zorlu alanları keşfederek oyunun gidişatını değiştirecek güçlü eşyalara da ulaşabilirler. Örneğin, oyunun en güçlü menzilli silahlarından biri olan Testere Atar'ın planı, erken safhalarda bile (seviye 6 bir bölgede) bulunabilir. Bu plan, haritanın kuzeydoğusundaki Eski Şehir'in (Old Town) en kuzey noktasından doğuya doğru ilerleyerek ulaşılabilen, "The Vale" adlı geniş alanın içindeki Pembroke bölgesinde, Silos adlı bir güvenli bölgenin en tepesindeki çalışma tezgahında saklı. Bu dikey yapılı güvenli alana ulaşmak için bir silonun kenarındaki sarkan ipi kullanmak ve ardından borulara atlayarak zirveye tırmanmak gerekiyor. Bu silahı erkenden edinmek ve üretmek, daha düşük seviyelerde karşılaşacağınız zorlu düşmanlara karşı inanılmaz bir üstünlük sağlayarak oyun deneyiminizi baştan aşağıya değiştirecektir. Bu nedenle, harita keşfinize bu silahı önceliklendirmeyi unutmayın.
Yan görevler açısından, oyunun ilk yarısında belirgin bir eksiklik göze çarpıyor. Ana karargahınız NPC'lerle dolu olsa da, çoğu zaman size herhangi bir görev sunmuyorlar. Ancak oyunun ortalarına doğru yeni bir karargah açıldığında, çok parçalı yan görevlerin sayısı artıyor ve ana hikayeden sıkıldığınızda sizi meşgul edecek yeterli içerik sunuyor.
Boss Savaşları ve Teknik Performans
The Baron'un laboratuvarında yaratılan 'ekstra kötü' zombileri avlamak, yeni canavar güçleri kazanmak için oyunun ana döngüsünü oluşturuyor. Ancak bu boss savaşları maalesef tekdüze kalıyor. Genellikle 'büyük' ya da 'hızlı' olmak üzere iki temel tipe ayrılan düşmanlar, ilgi çekici mekanikler sunmakta zorlanıyor. Özellikle 'büyük, homurdanan bir can puanı yığını' olarak tanımlanan boss tipi, oyun boyunca birden fazla kez karşımıza çıkarak tekrar hissiyatını pekiştiriyor.
Teknik performansa gelince, inceleme yapılan RTX 4070 Ti sistemde yüksek ve orta ayarlarda yaklaşık 70 FPS civarı değerler elde edilirken, oyunun ilk dakikalarında FPS düşüşleri yaşanabiliyor. Daha uzun süre oynandığında akıcılığın arttığı gözlemlenmiş. Oyunun genel grafikleri tatmin edici düzeyde ve özellikle zombi parçalanma animasyonları, kan efektleri oldukça başarılı ve detaylı. İnsan düşmanlarla yapılan çatışmalar da, zombi mücadelesine bir mola vererek farklı bir dinamik sunuyor.
Testere Atar ve Mermisi Nasıl Üretilir?
Testere Atar planını bulmak kadar, bu güçlü silahı ve onun için gereken mermileri üretmek de bir o kadar önemli. İşte Testere Atar'ı ve mermilerini üretmek için ihtiyacınız olan malzemeler:
Testere Atar (Sawblade Launcher) Üretim Tarifesi:
- 100 Hurda (Scraps)
- 10 Bıçak (Blades)
- 3 Batarya (Battery)
- 1 Silah Parçası (Gun Part)
Testere Bıçağı Mermisi (Sawblade Ammo) Üretim Tarifesi:
Her üretimde iki adet testere bıçağı mermisi elde edersiniz.
- 20 Hurda (Scraps)
- 5 Deri (Leather)
- 3 Bıçak (Blades)
Önemli Kaynak Yönetimi Uyarısı: Mermi üretimi için ihtiyaç duyulan deri (leather), oyunda birçok farklı tarifte kullanılan kritik bir kaynaktır. Bu nedenle, deri stoklarınızı dikkatli bir şekilde yönetmeli ve gereksiz yere harcamaktan kaçınmalısınız. Testere Atar'ın mermilerini idareli kullanmak, özellikle zorlu çatışmalarda hayati önem taşıyacaktır.
Sonuç: Geçmişin Gölgesinde Bir Canavar
Dying Light: The Beast, ana hikayesini tamamlamak için yaklaşık 35 saatlik bir oynanış süresi sunuyor. Yan görevler, hazine avları ve keşfedilecek birçok aktivite ile dolu. Oyun, bir ek paket gibi değil, tam teşekküllü bir deneyim sunma konusunda başarılı. Ancak, Stay Human'ın getirdiği yenilikçi parkur mekaniklerinin ve şehirde dönüşüm hissinin yokluğu, bazı oyuncular için önemli bir eksiklik olabilir. The Beast, brutal dövüşü, Canavar Modu ve genel atmosferiyle kendine has bir deneyim sunsa da, serinin önceki oyununun ulaştığı zirveye tam olarak ulaşamıyor.
Özetle, Techland bu kez daha ‘yerden’ bir hayatta kalma-korku deneyimi sunmayı tercih etmiş. Bu, serinin daha az 'çılgın' ve daha çok 'acımasız' yönlerini sevenler için çekici olabilirken, parkur özgürlüğüne ve geniş sandbox öğelerine değer veren oyuncular için bir adım geri olarak görülebilir.
Kaynak: Daha fazla detaylı bilgi ve orijinal inceleme için PC Gamer Dying Light: The Beast İncelemesi'ne göz atabilirsiniz.