Oyun dünyasının en ikonik serilerinden biri olan Batman: Arkham, Rocksteady'nin son oyunu Suicide Squad: Kill the Justice League'in yarattığı hayal kırıklığıyla birlikte bir belirsizlik dönemine girdi. Hayranlar bir yandan Arkham serisinin geleceğini merak ederken, diğer yandan oyun endüstrisinde bambaşka bir rüzgar esiyor: FromSoftware'in popülerleştirdiği ve Sekiro: Shadows Die Twice ile yeni bir zirveye taşıdığı, zamanlama ve yetenek odaklı 'Soulslike' türünün altın çağı yaşanıyor. İşte bu iki gelişme, akıllara kışkırtıcı bir fikir getiriyor: Ya bir sonraki büyük Batman oyunu, Kara Şövalye'yi alıştığımız güç fantezisinden çıkarıp, acımasız bir 'ustalık mücadelesi' içine soksaydı?
Öne Çıkanlar
- Arkham Sonrası Boşluk: Rocksteady'nin Suicide Squad oyununun başarısızlığı, yeni bir Arkham oyununun yakın zamanda gelmeyeceğine işaret ediyor. Bu durum, Warner Bros. için yeni ve cesur bir yön deneme fırsatı yaratıyor.
- Sekiro-benzeri Oyunların Yükselişi: Lies of P ve Nine Sols gibi oyunlar, 'savuşturma' (parry) mekaniğine dayalı aksiyonu popülerleştirdi. Phantom Blade Zero gibi beklenen oyunlar da bu trendi sürdürüyor.
- Batman'in Gerçek Ruhu: Fikir, Batman'i yenilmez bir süper kahraman olarak değil, insanüstü bir disiplin ve adanmışlıkla zirveye çıkan ölümlü bir insan olarak ele alıyor.
- Oynanış ve Karakter Uyumu: Soulslike türünün 'öl, öğren, tekrar dene' döngüsü, Batman'in amansız eğitim sürecini ve suçla savaşındaki yıpratıcı mücadelesini oyuncuya doğrudan yaşatabilir.
Güç Fantezisinden Ustalık Mücadelesine
Arkham serisi, bize kendimizi Batman gibi hissettirme konusunda devrim niteliğindeydi. Gölgelerde süzülür, düşmanları birer birer avlar ve akıcı dövüş sistemiyle düzinelerce haydutu kolayca alt ederdik. Bu, Batman'in suçluların kalbine saldığı korkuyu ve dokunulmazlık hissini mükemmel bir şekilde yansıtan bir güç fantezisiydi. Ancak bu yaklaşım, karakterin önemli bir yönünü göz ardı ediyordu: Batman'in kırılganlığını ve her şeyi saf yetenek, zeka ve irade gücüyle başardığı gerçeğini.
Batman'i havalı yapan şey süper güçleri olması değil, tam aksine ölümlü bir insan olarak imkansızı başarmasıdır. O, kendini mükemmelliğe adamış, acı çekmekten korkmayan ve asla pes etmeyen bir karakter. Tıpkı bir Soulslike oyuncusu gibi.
İşte Sekiro tarzı bir oynanış burada devreye giriyor. Sekiro, bize her şeyin zamanlamaya, düşmanı okumaya ve kılıçların milisaniyelik çarpışmalarına bağlı olduğu bir dünya sundu. Oyunda kazandığımız her zafer, karakterin seviye atlamasından çok, bizzat oyuncunun 'ustalaşması' sayesinde geliyordu. Bu deneyimi Gotham'ın karanlık sokaklarına taşıdığınızı hayal edin. Her bir düşmanın ciddi bir tehdit olduğu, bir anlık hatanın sizi 'Yenildin' ekranına gönderebileceği ve her zaferin hak edilmiş hissettirdiği bir Batman oyunu... Bu, karakterin özüne çok daha sadık bir yaklaşım olmaz mıydı?
Bu Ne Anlama Geliyor?
Sekiro benzeri bir Batman oyunu, Arkham serisinin temel aldığı 'Freeflow' dövüş sistemini tamamen bir kenara bırakacaktır. Basit bir tuşa basarak karşı saldırı yapmak yerine, oyuncuların düşman saldırılarını doğru zamanda savuşturması (parry), doğru anlarda kaçınması ve saldırı için en uygun anı beklemesi gerekecekti. Batman'in kullandığı Batarang, kanca gibi aletler ise sadece dövüşü kolaylaştıran değil, aynı zamanda stratejik olarak kullanılması zorunlu olan unsurlara dönüşecekti.
Böyle bir oyun, Batman'in neden Gotham'ın en korkulan figürü olduğunu bize anlatmak yerine, bizzat yaşatacaktı. Ra's al Ghul ile yapılan yıllar süren eğitim, oyuncunun sayısız deneme-yanılma ile bir boss'u geçmeye çalışmasına dönüşecekti. Sonuçta elde edilen ustalık hissi, Batman'in zirvedeki yalnızlığını ve adanmışlığını oyuncuya daha önce hiç olmadığı kadar derinden hissettirebilirdi.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Batman'in sürekli ölmesi karaktere aykırı değil mi?
Soulslike türündeki 'ölüm', karakterin gerçekten öldüğü anlamına gelmek zorunda değil. Bu, bir başarısızlık ve tekrar deneme mekaniğidir. Batman'in bir dövüşte alt edilmesi ve stratejisini gözden geçirerek geri dönmesi, karakterin azmine tamamen uygundur.
2. Bu oyun çok zor olmaz mıydı?
Evet, muhtemelen zorlayıcı olurdu. Ancak türün cazibesi de burada yatıyor. Zorluk, zaferi daha anlamlı kılıyor. Ayrıca, modern Soulslike oyunlar, oyunculara yardımcı olacak çeşitli erişilebilirlik seçenekleri de sunabiliyor.
3. Arkham serisi tamamen bitmeli mi?
Hayır, bu fikir Arkham serisinin mirasını yok saymıyor. Aksine, Batman markası için farklı ve cesur bir alternatif sunuyor. Farklı türlerdeki Batman oyunları bir arada var olabilir.
Sonuç olarak, oyun dünyasındaki mevcut konjonktür, Batman için yeni bir yol çizmek adına eşsiz bir fırsat sunuyor. Kara Şövalye'nin mitolojisi, bir güç fantezisinden çok daha fazlasını barındırıyor ve bu derinlik, ancak zorlu ve ödüllendirici bir oynanışla tam anlamıyla keşfedilebilir. Belki de yıllardır hayalini kurduğumuz o 'gerçek' Batman deneyimi, bir Soulslike oyununda gizlidir.
Bu haberde yer alan temel fikir ve analizler, PC Gamer'da yayımlanan bir makaleden ilham alınarak, editörümüz tarafından yeniden yorumlanmış ve zenginleştirilmiştir. Konuyla ilgili orijinal metne bu adresten ulaşabilirsiniz.