Lisa Su Anlatıyor: AMD'nin İflastan Zirveye Çıkışının Sırrı Chiplet Mimarisi

Haber Merkezi

27 September 2025, 10:38 tarihinde yayınlandı

AMD CEO'su Lisa Su: Şirketin Yol Haritasını Chipletlere Bahis Etmek Zorundaydık

Bugün, özellikle oyun ve yüksek performanslı hesaplama (HPC) pazarında Intel’e güçlü bir rakip olarak zirvede yer alan AMD’nin, yirmi yıl önce iflasın eşiğinde, borç batağında ve rekabetçi ürünlerden yoksun bir durumda olduğunu hayal etmek zor. Ancak bu zorlu geçmiş, AMD'nin şimdiki başarısının temelini atan radikal bir mühendislik kararıyla geride kaldı. Şirketin CEO'su Dr. Lisa Su, yakın zamanda verdiği bir röportajda, bu dönüm noktasının neredeyse her şeyi 'yongacıklar' (chiplets) adı verilen yeni mimariye yatırmak olduğunu açıkladı.

LinkedIn kurucu ortağı Reid Hoffman’ın YouTube kanalında gerçekleşen röportajda Dr. Su, kariyer yolculuğundan ve elbette yapay zeka (AI) gibi güncel konulara kadar birçok konuda görüşlerini paylaştı. Ancak teknoloji dünyası için en dikkat çekici kısım, AMD'nin karar alma süreçleri ve özellikle Ryzen serisinin ortaya çıkışına zemin hazırlayan stratejik bahis oldu.

Moore Yasası Yavaşlarken Yapılan On Yıllık Riskli Bahis

Lisa Su, yirmi yılı aşkın süredir yarı iletken dünyasına yön veren temel ilkenin Moore Yasası olduğunu hatırlatıyor: Her 18 ila 24 ayda bir, bir çip üzerindeki transistör sayısını ikiye katlamak. Bu, sürekli ölçeklendirme üzerine kurulu bir sistemdi. Ancak Su, bu ölçeklendirme hızının değiştiğini ve yeni inovasyon yollarının bulunması gerektiğini belirtiyor.

“Yarı iletken dünyasında 30 yıl boyunca her şey Moore Yasası'yla ilerledi. Ancak ölçeklendirme değişiyordu ve biz bu değişimi gördük. Farklı şekillerde inovasyon yapmamız gerektiğine dair bir bahis yaptık ve belki de en büyük inovasyon, yüksek performanslı hesaplamayı yongacıklara ayırarak bunu ilk kez uygulayan olmamızdı.” - Dr. Lisa Su

Yüksek performanslı işlemci tasarımında yapılan her stratejik yatırımın meyve vermesi, aylar veya bir iki yıl süren bir süreç değil; neredeyse bir on yıl sürebiliyor. Bu, başarısız bir kararın şirketi tamamen batırabileceği anlamına geliyor. AMD, geçmişte yaşadığı başarısızlıklar göz önüne alındığında, bu denli büyük bir risk almak konusunda çok dikkatli olmalıydı.

Değer Katma: Chiplet (Yongacık) Mimarisi Ne Anlama Geliyor?

Geleneksel işlemci üretimi, tüm çekirdeklerin ve bileşenlerin tek bir silikon kalıba (monolitik tasarım) entegre edilmesini gerektirir. Bu, üretim zorlaştıkça maliyetleri astronomik düzeyde artırır. Chiplet mimarisi ise işlemciyi birden fazla küçük ve bağımsız yongaya (chiplet) ayırır. AMD, bu sayede yalnızca üç farklı temel yonga üreterek bunları birleştirip; dizüstü bilgisayarlar, masaüstü bilgisayarlar, iş istasyonları ve sunucular için kullanabiliyor. Bu esneklik, hem maliyeti düşürdü hem de pazara çıkış süresini hızlandırdı ve Intel'e karşı büyük bir rekabet avantajı sağladı.

Şeytanın Avukatı: Risksiz Başarı Mümkün müydü?

Dr. Su, o günleri anlatırken, teknik uzmanlarla oturup 'Şirketin yol haritasını yongacıklara mı adayacağız?' sorusunu tartıştıklarını ve sonunda ‘evet’ dediklerini belirtiyor. Bu, yalnızca teknolojik bir ilerleme değil, aynı zamanda kurumsal bir cesaret örneğiydi. Elbette bu süreç hatasız değildi; Su, bu yolculukta hem çok başarılı hem de pek başarılı olmayan ürünlerin çıktığını, ancak her süreçten önemli dersler çıkardıklarını ekliyor.

Eleştirel Bakış: AMD'nin bu stratejisi bugün başarısının anahtarı olsa da, bu kadar uzun vadeli ve maliyetli bir bahsin başarısız olma ihtimali çok yüksekti. Eğer Zen mimarisinin ilk versiyonlarında ciddi teknik aksaklıklar yaşansaydı veya Intel, aynı dönemde kendi entegre çözümlerinde büyük bir sıçrama yapsaydı, bu 'şirketi kurtaran bahis' tam tersi bir felakete yol açabilirdi. Teknoloji dünyasındaki uzun vadeli vizyon, ne kadar parlak olursa olsun, uygulamadaki en küçük hatayı bile affetmez.

Sadece HPC Odaklanması: Akıllı Telefon Pazarından Kaçınmak

Röportajda Lisa Su, AMD’nin neden akıllı telefon yongaları gibi daha yaygın pazar segmentlerine girmediğini de açıkladı. Su ve CTO Mark Papermaster, şirketin en iyi nerede olabileceğine karar vermek zorundaydı. Kararları netti: Yüksek Performanslı Hesaplama (HPC).

Su, o dönemde (AI ve bulut bilişimin bu kadar büyük olmadığı zamanlarda) HPC’nin bugünkü kadar heyecan verici olmadığını, ancak AMD’nin temel DNA’sının büyük bilgisayarlar inşa etmek olduğunu vurguladı. Bu odaklanma, sonuçlarını fazlasıyla verdi. AMD bugün en iyi Ryzen işlemcilerini üretiyor, konsol pazarında hakimiyet kuruyor ve hisse senetleri değeri Intel’in hisse değerinin 4.5 katına ulaşmış durumda (AI gelirlerindeki büyük farka rağmen Nvidia’dan sadece %10 düşük). Bu arada, bu yüksek performanslı pazarda rekabet eden şirketler, en yeni ve en verimli teknolojileri (örneğin, SSD'lerden GPU'ya doğrudan veri aktarımını sağlayan NVIDIA GPUDirect gibi çözümleri) genellikle sadece kurumsal müşterilere sunarak bu alandaki hakimiyetlerini pekiştiriyor. AMD'nin bu rekabette liderlik hedefi, stratejik kararlarının ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.

Lisa Su’nun söylediklerine bakılırsa, AMD'nin gelecek on yılı daha fazla yongacık, daha fazla HPC ve sektöründe en iyi olma hedefine odaklanacak. Bu, 20 yıl önceki borç içindeki küçük şirketten çok farklı bir tablo çiziyor.

Kaynak: PC Gamer