Teknoloji dünyası, son yılların en şaşırtıcı gelişmelerinden biriyle çalkalanıyor. Bloomberg'in güvenilir kaynaklara dayandırdığı habere göre, ABD hükümeti, ülkenin en büyük çip üreticilerinden biri olan Intel'e ortak olmak için masaya oturdu. Bu beklenmedik hamle, piyasalarda anında yankı buldu ve haberin duyulmasıyla birlikte Intel'in hisse senetleri perşembe günü yüzde 7 oranında değer kazandı.
Bu gelişme, özellikle Başkan Trump ile Intel'in yeni CEO'su Lip-Bu Tan arasında yaşanan ve kısa sürede tam tersine dönen gerginlik düşünüldüğünde daha da dikkat çekici hale geliyor.
Başkan Trump'ın 180 Derecelik Dönüşü: Eleştiriden Ortaklık Teklifine
Henüz birkaç hafta önce Başkan Trump, Intel'in yeni CEO'su Lip-Bu Tan'ı Çin ile olan bağları nedeniyle 'çıkar çatışması içinde olmakla' suçlamış ve 'derhal istifa etmesi gerektiğini' sert bir dille ifade etmişti. Ancak, ikili arasında gerçekleşen yüz yüze görüşmenin ardından rüzgar tamamen tersine döndü. Trump, Tan'ın 'başarı hikayesini' överek Intel'in üretim tesislerine yönelik çözümleri dört gözle beklediğini belirtti.
Görünüşe göre bu toplantı, övgülerin de ötesine geçerek somut bir adıma evrilmiş durumda. Kaynaklar, hükümetin Intel'e hisse karşılığında fon sağlama fikrinin bu görüşmede doğduğunu iddia ediyor. Henüz nihai bir anlaşma olmasa da, bu görüşmelerin varlığı bile başlı başına önemli bir gelişme.
Peki Intel Neden Desteğe İhtiyaç Duyuyor?
Bu olası ortaklığın ardındaki nedenleri anlamak için Intel'in son birkaç yıldaki durumuna bakmak gerekiyor. Şirket, özellikle dökümhane (foundry) işinde Tayvanlı rakiplerinin ciddi şekilde gerisinde kaldı. Önceki CEO Pat Gelsinger'ın 18A üretim sürecine yaptığı ve 'tüm şirketi üzerine bahse girdiği' büyük yatırım beklenen sonuçları vermedi.
Şirketin yaşadığı zorluklar sadece üretim süreçleriyle sınırlı değil. Yakın zamanda yapılan pazar araştırmaları, şirketin son bir yıl içinde masaüstü işlemci pazarında en büyük rakibi AMD karşısında ciddi bir pazar payı kaybettiğini gösteriyor. Mercury Research raporuna göre Intel'in payı %77'den %67.8'e gerilerken, AMD oyuncular arasında popüler olan işlemcileri sayesinde payını %32.2'ye yükseltti. Bu durum, Intel'in kilit bir segmentte zemin kaybettiğinin en somut göstergelerinden biri.
Bu rekabetçi baskıya yazılım tarafında cevap verme çabalarından biri de oyun performansını artırmayı vadeden Application Optimisation (APO) teknolojisi oldu. Ancak bu hamle de tartışmaları beraberinde getirdi. Şirket, APO'ya yatırım yapmaya devam ettiğini açıklasa da, Intel APO teknolojisi desteği ile 12. ve 13. nesil gibi hala yaygın olarak kullanılan işlemci sahiplerini dışarıda bırakarak yalnızca en yeni nesil çiplere odaklanacağını belirtti. Bu strateji, yeni ürün satışlarını teşvik etmeyi amaçlasa da mevcut kullanıcı tabanının bir kısmını hayal kırıklığına uğratma riski taşıyor.
Mart ayında göreve gelen yeni CEO Lip-Bu Tan ise şirketin geçmiş hatalarını eleştirmekten çekinmedi. Tan, geçtiğimiz ayki bir yatırımcı toplantısında durumu net bir şekilde özetlemişti:
Ne yazık ki, son birkaç yılda yaptığımız kapasite yatırımları talebin çok ilerisindeydi, akılsızca ve aşırıydı. Fabrika ayak izimiz gereksiz yere parçalandı... Pozitif düzeltilmiş serbest nakit akışı sağladığımız son tam mali yıl 2021'di. Bu tamamen kabul edilemez.
Tan ayrıca, yeterli dış müşteri bulunamaması durumunda şirketin yeni nesil 14A üretim sürecini 'duraklatabileceklerini veya tamamen durdurabileceklerini' belirterek şirketin içinde bulunduğu zorlu durumu gözler önüne serdi.
Madalyonun İki Yüzü: Stratejik Hamle mi, Tehlikeli Kumar mı?
Bu olası devlet ortaklığı, farklı açılardan değerlendirilmesi gereken kritik bir adım. Her ne kadar ilk bakışta bir kurtarma operasyonu gibi görünse de, altında daha derin stratejik hedefler yatıyor.
- Stratejik Avantaj: ABD'nin Tayvan gibi denizaşırı çip üreticilerine olan bağımlılığını azaltma ve yerli üretimi teşvik etme hedefiyle birebir örtüşüyor. Intel gibi bir devin devlet desteğiyle ayakta kalması, ulusal güvenlik açısından kritik bir teknoloji olan yarı iletken üretiminin ülke içinde kalmasını garantileyebilir.
- Şeytanın Avukatı: Diğer yandan, devletin özel bir şirkete doğrudan müdahale etmesi serbest piyasa ilkeleri açısından tartışmalı bir durum. Vergi mükelleflerinin parasının, geçmişte 'akılsızca' yatırımlar yapmış bir şirketi kurtarmak için kullanılması eleştirilere yol açabilir. Bu durum, rekabeti bozabilir ve diğer şirketler için haksız bir ortam yaratabilir.
Gelecek Ne Getirecek?
Intel'in yaşadığı çalkantılı yıllara rağmen, ABD'nin çip üretim kapasitesini artırma planlarında kilit bir rol oynadığı aşikar. Hükümetin bu hamlesi, hem küresel çip savaşlarında ABD'nin elini güçlendirmeyi hem de ikonik bir Amerikan teknoloji şirketinin daha fazla kan kaybetmesini önlemeyi amaçlıyor. Bu durum, yönetimin sektördeki daha geniş stratejisinin bir parçası olarak görülebilir; nitekim aynı yönetim, Nvidia ve AMD'nin Çin gelirlerinden %15 pay alması gibi tartışmalı adımlarla uluslararası ticareti de şekillendirmeye çalışıyor. Bu, her açıdan iyi bir halkla ilişkiler hamlesi olarak da görülebilir.
Yine de, bu görüşmelerin somut bir anlaşmayla sonuçlanıp sonuçlanmayacağı veya sadece politik bir manevra olarak mı kalacağı henüz belirsiz. Ancak kesin olan bir şey var ki, teknoloji ve jeopolitika arasındaki çizgi hiç bu kadar ince olmamıştı.
Bu haberde yer alan bilgiler, teknoloji dünyasının saygın yayınlarından PC Gamer'da yayınlanan bir makaleden derlenmiştir.