Film Dünyası Tehlikede: Zürih Zirvesi'nde Sinema Üzerindeki Siyasi Tehditler Tartışıldı

Haber Merkezi

28 September 2025, 09:51 tarihinde yayınlandı

Siyasi Baskı ve Sansür Gölgesinde Sinema: Zürih Zirvesi'nden Çarpıcı Uyarılar

Türkiye'nin önde gelen teknoloji ve gündem haber portalı Sen,Nexus olarak, Zürih Film Festivali bünyesinde düzenlenen Zürih Zirvesi'nde masaya yatırılan, sinema ve gazetecilik dünyasını yakından ilgilendiren kritik bir konuyu ele alıyoruz. Sektör temsilcileri, artan siyasi düşmanlığın ve sansür endişesinin, özellikle cesur ve eleştirel yapımların üretilmesini ve dağıtılmasını nasıl engellediğini çarpıcı örneklerle gözler önüne serdi.

Charlotte Street Films'ten Kathleen Fournier, MK2 Başkanı Nathanaël Karmitz, Artist International Group CEO'su David Unger ve film veri araştırmacısı Stephen Follows gibi önemli isimlerin katıldığı panelde, günümüzün medya ortamındaki risk ve korku kültürü derinlemesine incelendi.

Julian Assange Belgeseli Örneği: Güvenli Alan Arayışı

Konuşmacılardan Kathleen Fournier, yapımcılığını üstlendiği Julian Assange hakkındaki “The Six Billion Dollar Man” belgeselinin üretim sürecindeki zorlukları anlatarak siyasi iklimin ciddiyetini ortaya koydu. Potansiyel olarak 'patlayıcı' nitelikteki görüntülere sahip oldukları için, kurgu ekibini ABD veya İngiltere gibi yasal olarak görüntülerin ele geçirilebileceği ülkelerden alıp, gazetecilerin daha çok korunduğu inancıyla Berlin'e taşımak zorunda kaldıklarını belirtti.

“Bir yapımcı olarak, benim ve ekibim için bazen önemli kişisel risk söz konusu oluyor. Gazetecileri koruyacak bir mekanizmaya gerçekten ihtiyacımız var.” - Kathleen Fournier

Ancak Fournier, Gazze olaylarından sonra, sivil bilinçle tanınan Almanya'da bile ideolojik erozyonun başladığını ve gazetecilerin zorlandığını görmenin şaşırtıcı olduğunu ekledi. Bu durum, dünya genelinde siyasi baskının küresel bir sorun teşkil ettiğini gösteriyor.

Yayın Platformlarının “Risksiz İçerik” Tercihi

Fournier, siyasi iklimdeki değişimin yanı sıra yayın platformlarının (streaming) yükselişinin de belgesel sinemanın geleceğini şekillendirdiğini vurguladı. Eskiden prestijli ödüller kazanan siyasi ve daha zorlu, incelikli belgesellerin artık platformlar tarafından tercih edilmediğini belirtti. Küresel yayın platformlarının agresif yayılımı, Kore sineması gibi büyük pazarları bile ciddi ölçüde etkiliyor. Örneğin, **Busan Uluslararası Film Festivali 2025**'te ele alınan verilere göre, Kore gişesi 2025'in ilk yarısında bir önceki yıla göre %33'lük şaşırtıcı bir düşüş yaşadı; bu krizin temel nedenleri arasında streaming hizmetlerinin artan rekabeti ve yerel gişe filmlerinin yetersizliği gösteriliyor. Kore sinema sektörünün yaşadığı bu finansal krizin ve Netflix'in Asya'daki stratejik genişlemesinin detaylarına Busan Uluslararası Film Festivali 2025 Kore Sineması Krizi ve Netflix Genişlemesi haberimizden ulaşabilirsiniz.

Bu küresel dağıtım zorluklarına ek olarak, Çin sinemasının usta yönetmeni Jia Zhangke de sektöre dair önemli bir tehdidin altını çizdi: internet korsanlığı. Zhangke'nin dağıtım şirketi olan Unknown Pleasures Pictures, uluslararası filmleri Çin pazarına getirirken korsanlık nedeniyle "ölümcül bir darbe" aldıklarını belirterek, dağıtım süreçlerinin sadece siyasi baskı ve streaming tercihlerinden değil, aynı zamanda dijital dağıtım güvenliği sorunlarından da muzdarip olduğunu gösteriyor.

Değer Kaybı: Siyasi Belgesellerin Sonu mu?

Fournier'e göre, yayın platformlarında artık ağırlıklı olarak ya geçmişe ait, duygusal riskleri azaltılmış tarihi konular ya da kişisel hikayeler ve 'true crime' (gerçek suç) türleri yer alıyor. Bu durum, güncel siyasi olaylara eleştirel bakan, tartışma yaratan yapımların izleyiciye ulaşma şansını ciddi şekilde düşürüyor. Örneğin, Trump ve 'derin devlet' gibi konuları işleyen Assange belgeselinin, Cannes'da ödül almasına rağmen henüz bir ABD dağıtımcısı bulamamış olması, endüstrinin riskten ne kadar kaçındığının somut bir kanıtıdır.

Endüstrinin 'Korkaklık' Eleştirisi

Film veri araştırmacısı Stephen Follows, sektörün riskten kaçınan tutumunu sert bir dille eleştirdi. Ona göre film endüstrisi, iş yapısı ve ekosistemi gereği 'temelde riskten kaçınan, korkak ve ödlektir'.

“Bu filmleri yayınlamamaları kesinlikle korkaklık. 1970'lerde ‘Bowling for Columbine’ gibi filmlerin nasıl dağıtıldığını düşünün. Endüstri, harekete geçilmediği sürece korkunç şekillerde hareket eder. Me Too'nun gerçekleşmek zorunda kalmasının nedeni budur; kendi halimize bırakıldığımızda polislik yapmadık, sorunları çözmedik.” - Stephen Follows

Avrupa’daki Dijital Saldırı ve Karşıt Görüş

MK2 Başkanı Nathanaël Karmitz, siyaset ve sinemanın her zaman bağlantılı olduğunu ancak 'kültürün saldırı altında olmasının' yeni bir durum olduğunu belirtti. Özellikle Fransa'da, sağcı hesapların X (eski adıyla Twitter) platformunda sistematik olarak Fransız filmlerine saldırdığını ve sinema tartışmalarında sağ kanadın ana ses haline geldiğini gözlemlediklerini aktardı. Karmitz, bu durumla mücadele etmek için organize olmanın önemini vurguladı.

Öte yandan, David Unger daha iyimser bir bakış açısı sundu. Charlie Chaplin ve Stanley Kramer'ın eski filmlerinin de kendi zamanlarında 'inanılmaz derecede tartışmalı' olduğunu hatırlattı. Unger, 1967 yapımı ‘Guess Who’s Coming to Dinner’ klasiğinin artık yarattığı büyük kargaşayı yaratmadığını örnek göstererek, siyasi iklimin zamanla düzeleceğine inandığını belirtti. Unger, bu tür zirvelerin düzenlenmesinin ve sektörün durumu masaya yatırmasının, değişimi şekillendirmek adına önemli olduğunu ekledi.

Uluslararası alanda, Çinli usta yönetmen Jia Zhangke'nin kurucusu olduğu Pingyao Uluslararası Film Festivali (PYIFF) gibi oluşumlar, bu riskten kaçınan ortama karşı alternatif bir direniş odağı sunuyor. Zhangke, PYIFF'in misyonunun 'eski para' (Old Money) anlayışından uzak durarak yurtdışında çalışan Çinli yönetmenleri ve farklı disiplinlerden gelen sinemacıları desteklemek olduğunu belirtiyor. Bu tür festivaller, sinema sınırlarının küreselleşmeyle bulanıklaşarak taze ve tartışmalı bakış açılarının doğmasına olanak tanıyor. Jia Zhangke’nin yeni filmi ve kurucusu olduğu Pingyao Cine felsefesi hakkında daha detaylı bilgilere Nexushaber'den ulaşabilirsiniz.

Zürih Zirvesi'ndeki bu tartışmalar, yalnızca sinema profesyonelleri için değil, aynı zamanda eleştirel düşüncenin ve gazeteciliğin geleceği için de bir uyarı niteliği taşıyor. Sektör, 'korkaklık' suçlamalarının üstesinden gelip gelmeyeceği ve siyasi risk taşıyan yapımlara kapı açıp açmayacağı konusunda zorlu bir karar aşamasında bulunuyor.

Kaynak: Variety