Dünya sinema takviminde önemli bir yere sahip olan Zürih Film Festivali (ZFF), 21. edisyonuyla birlikte tarihinde yeni bir sayfa açıyor. Festival, bu yılki seçkisiyle dikkat çekerken, özellikle yeni bir sahiplik yapısıyla şehrin kültürel yaşamındaki büyüyen rolünü pekiştirmeyi hedefliyor. On yıldır festivalin sahibi olan İsviçre merkezli gazete grubu NZZ, ZFF'i festival direktörü Christian Jungen liderliğindeki bir yatırım ekibine devretti. Bu yönetim devralması (management buyout), festivalin geleceği ve finansman stratejileri hakkında önemli tartışmaları beraberinde getiriyor.
Yönetim Devralması: Neden ve Kimler Katıldı?
NZZ medya grubu, on yıl boyunca bünyesinde tuttuğu Zürih Film Festivali'ni bu yılın başlarında elden çıkarma kararı aldı. Festival direktörü Christian Jungen'in liderliğindeki yatırım ekibi, ZFF'nin yeni sahipleri oldu. Bu ekipte Jungen'e, ZFF Başkan Yardımcısı Reta Guetg, girişimci ve TV sunucusu Max Loong, eski ZFF Başkanı Felix E. Müller ve finans uzmanı Marek Skreta gibi önemli isimler eşlik etti.
Christian Jungen'e göre, NZZ'nin satış kararında politik faktörler kilit rol oynadı. Sağ eğilimli ve muhafazakar bir gazete olan NZZ, günümüzün kutuplaşmış politik ikliminde festivalin gelişimini engellediğini hissetti. Jungen, "Festivalin, daha büyük politik konuların ikincil zararı olma riski vardı, bu yüzden satmak istediler" ifadelerini kullanarak, bağımsızlığın yeni destekçileri çekmek için bir fırsat sunduğunu belirtti. NZZ, önümüzdeki üç yıl boyunca festivalin ana ortaklarından biri olmaya devam edecek.
Finansman Yapısı ve Bağımsızlığın Avantajları
Zürih Film Festivali'nin finansman modeli, geleneksel devlet destekli festivallerden oldukça farklı. Jungen'in belirttiğine göre, ZFF yıllık 14 milyon İsviçre frangı bütçesinin %90'ından fazlasını özel şirketlerden ve bağışlardan sağlıyor. Federal, bölgesel ve belediye yönetimlerinden gelen toplam katkı 1.3 milyon İsviçre frangı civarında kalıyor ve bu, toplam bütçenin %10'undan daha azına tekabül ediyor. Festivalin ana sponsorları arasında UBS, Mercedes-Benz ve NZZ yer alıyor.
Jungen, bağımsızlığın özellikle zengin bireylerden ve vakıflardan fon toplama sürecini kolaylaştırdığını vurguluyor. Büyük bir medya grubuna bağlıyken, potansiyel destekçiler "Neden benim katkıma ihtiyaç duysunlar ki?" diye sorabiliyordu. Artık bağımsız ve girişimci bir ruhla yönetilen festivalin, finansman kaynaklarını çeşitlendirmesi ve yeni özel ortaklar çekmesi daha kolay hale geliyor.
Şehirden Daha Fazla Destek Beklentisi
Festival, Zürih şehrinden aldığı desteğin de artırılmasını umuyor. Şu anda Zürih Belediyesi'nden yıllık 500.000 İsviçre frangı destek alan ZFF, isminde şehrin adını taşıdığını ve şehre önemli bir imaj katkısı sağladığını belirtiyor. Jungen, bu miktarın festivalin şehre kattığı değeri göz önüne alındığında "çok düşük bir meblağ" olduğunu ifade ediyor. Daha önce sol eğilimli partiler tarafından yönetilen belediye hükümeti, NZZ'nin merkez sağ eğilimli yapısı nedeniyle festivale daha fazla destek konusunda isteksiz davranmıştı. Bağımsızlıkla birlikte, Zürih şehrinden gelecek desteğin artması bekleniyor.
Küresel Bir Festival Ağı Kurma Vizyonu
Christian Jungen'in geleceğe yönelik en önemli stratejilerinden biri de uluslararası festivallerle daha fazla iş birliği yapmak. Jungen, Cannes, Venedik, Toronto, Berlin ve Sundance gibi "büyük beşli" dışında kalan diğer festivallerle bir ağ oluşturmanın, bilgi paylaşımını artıracağını ve büyük küresel sponsorlara ortaklaşa yaklaşma imkanı sunacağını düşünüyor. Bu stratejiyi profesyonel sporlardaki global ortaklıklara benzetiyor; örneğin Emirates Havayolları'nın ATP ile yaptığı ve dünya genelindeki 60 turnuvayı kapsayan sponsorluk anlaşması gibi. Jungen, farklı kıtalardaki festivallerden oluşan bir ağın, büyük markaların farklı sezonlarda global bir erişim sağlamasına yardımcı olacağını ve sponsorluk şansını artıracağını belirtiyor. Bu yönde diğer festivallerle temas halinde olduklarını ve yavaş yavaş bu ağı inşa ettiklerini ifade etti. **Bu kapsamda, özellikle Küresel Güney'den ve az temsil edilen bölgelerden sinemacılara destek veren Berlin Uluslararası Film Festivali (Berlinale) bünyesindeki Dünya Sineması Fonu (WCF) ve Toolbox programı gibi girişimler, ZFF'in de vizyonuna paralel olarak küresel sinema çeşitliliğini artırmayı hedefliyor. Hatta, Dünya Sineması Fonu'nun yeni lideri Sata Cissokho'nun atanması, bu alandaki desteğin daha da güçleneceğinin sinyallerini veriyor. Aynı zamanda Latin Amerika'nın en büyük etkinliklerinden 27. Rio Film Festivali'nin yerel yapımlarda kırdığı rekorlar ve Uluslararası Amsterdam Belgesel Film Festivali (IDFA) gibi platformlar da, farklı hikayelerin dünya sahnesine taşınmasında önemli rol oynayarak bu küresel ağın potansiyelini gözler önüne seriyor. Bu bağlamda, Brezilya merkezli Sambaqui Cultural'ın Şilili yönetmen Camilo Becerra'nın 'Gökyüzü Bizim İçin Boyanıyor' ('El cielo que pintamos') filmi için yapımcı olarak projeye dahil olması gibi uluslararası ortak yapımlar, San Sebastian Film Festivali gibi köprü kuran etkinliklerin de önemiyle birlikte, küresel sinema endüstrisindeki bu iş birliği ve çeşitliliği pekiştiriyor. Brezilya sanat desteğiyle çekilen 'Gökyüzü Bizim İçin Boyanıyor' filmi, bu tür küresel işbirliklerinin ve farklı coğrafyalardan gelen hikayelerin uluslararası alanda tanıtımının somut bir örneğini oluşturuyor. Aynı bağlamda, Filipinli yönetmen Arvin Belarmino'nun Manila'nın sokaklarında geçen ve direniş ruhunu yansıtan ilk uzun metraj punk draması 'Ria' da, Semaine de la Critique Next Step, Cannes Cinéfondation La Résidence ve Institut Français La Fabrique Cinéma gibi prestijli programlardan aldığı uluslararası destekle, küresel sinema ağının çeşitliliğini ve farklı seslere verdiği önemi pekiştiriyor. Arvin Belarmino'nun Cannes destekli punk draması 'Ria' hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.**
ZFF'in Yeni Dönemi: Bağımsızlık Ne Getiriyor?
Zürih Film Festivali'nin NZZ'den ayrılarak bağımsız bir yapıya bürünmesi, beraberinde hem fırsatları hem de potansiyel zorlukları getiriyor. Jungen'in bahsettiği gibi, siyasi kutuplaşmanın kültürel etkinlikler üzerindeki olumsuz etkilerinden kurtulmak ve daha geniş bir destekçi tabanına ulaşmak festival için önemli bir adım. Ancak, büyük bir medya grubunun kurumsal gücünden ve finansal istikrarından yoksun kalmak, bağımsız bir yapı için yeni riskler de doğurabilir. Özel sponsorlara ve zengin bireylere bağımlılık, festivalin programlama özgürlüğünü veya uzun vadeli finansal sürdürülebilirliğini nasıl etkileyecek? Zürih Belediyesi'nin desteği artırma kararı da, festivalin yeni politik pozisyonuna rağmen, şehrin diğer kültürel öncelikleri ve bütçe kısıtlamaları çerçevesinde değerlendirilecektir. Küresel bir festival ağı oluşturma vizyonu ise iddialı ve potansiyel vadeden bir yaklaşım olsa da, farklı kıtalardaki ve farklı büyüklükteki festivaller arasında etkin bir koordinasyon sağlamak operasyonel açıdan ciddi meydan okumalar içerecektir. Bu yeni dönem, ZFF için bir deneme tahtası niteliğinde olup, kültürel etkinliklerin değişen dünya dinamikleri içinde nasıl ayakta kalabileceğine dair önemli ipuçları sunacaktır.
Kaynak: Daha fazla bilgi için Variety makalesine göz atabilirsiniz.