Kurumsal Bakımdan Sonra Hayata Tutunmak: 'Yılanların İkilemi' ile Genç Kadınların Hassas Yolculuğu

Haber Merkezi

25 September 2025, 20:50 tarihinde yayınlandı

Genç Kadınların Kırılgan Dünyası: Elena Molina'dan 'Yılanların İkilemi' Filmine Derin Bakış

Madrid merkezli ECAM Incubator, sinema dünyasına kazandırdığı yeteneklerle adından sıkça söz ettiriyor. Bu yılki projeler arasında, belgesel sinemacı Elena Molina'nın kurgu dünyasına ilk adımı olan 'Yılanların İkilemi' (El dilema de las anguilas) filmi dikkat çekiyor. Barselona'da geçen bu büyüme hikayesi, kurumsal bakımdan ayrılan genç kadınların aidiyet, kırılganlık ve yıkıcı ideolojilerin çekiciliğiyle nasıl başa çıktığını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Ghizlane ve Oda Arkadaşlarının Çetin Mücadelesi

Filmin merkezinde, 18 yaşındaki Ghizlane'ın hikayesi yer alıyor. Genç kadın, eski bakımevi sakinleri için denetimli bir daireye taşındığında ilk kez mahremiyet, bağımsızlık ve yepyeni bir hayat kurma şansı buluyor. Ancak oda arkadaşları Saba, Dolors ve Flor, tamamen farklı geçmişlerden geliyor ve onların bu hassas konumları, yapacakları herhangi bir hatanın dairedeki yerlerini kaybetmelerine mal olabileceği anlamına geliyor. Bir yandan kendi aralarında bir 'vekil aile' kurmaya çalışırken, bir yandan da çatlaklar oluşmaya başlıyor. Bazıları için duygusal desteğin eksikliği, hayal kırıklığına, kıskançlığa ve aşırılık yanlısı söylemlerin tehlikeli çekiciliğine zemin hazırlıyor. Bu durum, gençlerin yanlış bir adım atma riskini ne kadar kolay alabileceğini ve toplumsal destek mekanizmalarının ne kadar kritik olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

Elena Molina, Variety'ye yaptığı açıklamada, "Bu gençler hata payı olmadan yaşıyorlar. Bir sürüş sınavından kalırlarsa veya yanlış arkadaş gruplarına düşerlerse, her şeylerini kaybedebilirler. Bu terk edilmişlik ve destek eksikliği, onları nefret söylemine ve aşırı sağcı fikirlere karşı savunmasız kılıyor. Korku, şiddetin tohumu haline geliyor" ifadelerini kullandı. Bu sözler, filmin sadece bir hikaye anlatmadığını, aynı zamanda güncel toplumsal bir yaraya parmak bastığını gösteriyor.

Belgeselden Kurguya: Molina'nın Özgün Yaklaşımı

Molina, projeyi Melilla'daki bir bakımevinde kız çocuklarını takip ettiği 'Adımı Hatırla' adlı belgeselinden geliştirdi. Yönetmen, gerçek deneyimlerin senaryoya entegre edilerek ve sokak castingi ile atölyeler aracılığıyla özgünlüğün korunmasını hedefliyor. Profesyonel oyuncular (Alba Flores gibi) ile profesyonel olmayan oyuncuları bir araya getirerek, gençlerin gerçek dilini ve dokusunu yakalamayı amaçlıyor. Molina'nın kurguya geçişi, estetiği daha doğrudan şekillendirme arzusundan kaynaklanıyor; dairenin kendisi bile karakterlerin iç dünyalarını yansıtacak fiziksel ve duyusal bir film inşa etmeyi hedefliyor. 1970'lerin sonu ve 1980'lerin başlarındaki gerçek hayat suçlularını konu alan 'quinqui sineması'ndan ilham alarak, bu türü feminist ve çağdaş bir tonda, çiğ bir hassasiyetle yeniden yorumluyor.

Film Hakkında Öne Çıkanlar:

  • Konu: Kurumsal bakımdan ayrılan genç kadınların bağımsızlık, aidiyet ve aşırıcılıkla mücadelesi.
  • Yönetmen: Elena Molina (İlk kurgu filmi).
  • Bütçe: 2 milyon Euro.
  • Yapımcı: Montse Pujol Solà (Guspira Films).
  • Destekler: ECAM Incubator, Katalan Sinema Akademisi, Netflix/DAMA.
  • Uluslararası Bağlantılar: Fransa başta olmak üzere uluslararası ortaklarla görüşmeler devam ediyor.

Acı Gerçekler ve Mizah Dengesi

Konunun ağırlığına rağmen Molina, hafiflikte ısrar ediyor. "Mizah ve şefkat çok önemli," diyor. "Bu kızlar, zeka ve absürtlükle arzulanan hayatlar inşa ediyorlar. Ben sadece acılarını değil, mücadelelerinin aydınlık tarafını da göstermek istiyorum." Bu yaklaşım, izleyiciye sadece bir mağduriyet hikayesi sunmak yerine, gençlerin dirençlerini ve hayata tutunma çabalarını da göstererek daha kapsayıcı bir deneyim vadediyor. Yapımcı Montse Pujol Solà da Molina'nın "acı gerçekleri empatiyle – ham ama aydınlık, asla acımasız değil – tasvir etme konusundaki benzersiz yeteneğinin" kendisini bu projeye çektiğini belirtiyor.

Uluslararası Etki ve Sorumluluk

2 milyon Euro bütçeli 'Yılanların İkilemi', finansman, distribütörler, satış acenteleri, ortak yapımcılar ve TV ortakları arayışında. Proje, ECAM'ın yanı sıra Carla Simón yönetimindeki Katalan Sinema Akademisi rezidansına ve Netflix/DAMA'nın "Cambio de Plano" programına da katıldı. Montse Pujol Solà, filmin ele aldığı gerçekliğin sadece İspanyol olmadığını, Avrupa'da ve ötesinde, savunmasız gençlerin desteksiz yetişkinliğe adım atmaya zorlandığı her yerde yankı uyandırdığını vurguluyor. Molina, "Yazmaya başladığımda, insanlar beni şiddeti abartmamam konusunda uyardı. Ancak son olaylar hayal ettiğimden daha kötü oldu. Nefret söylemi büyüyor ve sinemanın buna değinme sorumluluğu var. 'Yılanların İkilemi' de benim bunu empati, mizah ve ışıkla yapma yolum" diyerek, sinemanın toplumsal meselelerdeki kritik rolünü hatırlatıyor.

Sinema sektöründe bu tür toplumsal sorumluluklar ve yeni sesleri keşfetme arayışları devam ederken, dijital yayıncılık platformları da demografik değişimlere adapte oluyor. Örneğin, Amazon Prime Video Fransa, geleneksel olarak erkek odaklı içeriklerinin ötesine geçerek kadın ve genç izleyicileri hedefleyen iddialı bir strateji benimsedi. Platform, romantik yapımlara, prestijli kitap uyarlamalarına ve popüler kültürün nabzını tutan projelere ağırlık veriyor; böylece yeni yüzleri kamera önüne ve arkasına taşımayı amaçlıyor. Bu strateji, genç ve kadın izleyici kitlesine ulaşmanın yanı sıra, sosyal medya fenomenleri ve influencer'lar gibi taze yetenekleri de ana akım içeriklere dahil ederek sektördeki çeşitliliği artırma potansiyeli taşıyor. Bu yeni yaklaşım hakkında daha fazla bilgi edinmek için Amazon Prime Video Fransa'nın Yeni İçerik Stratejisi başlıklı haberimize göz atabilirsiniz.

Bağımsız sinemada çeşitliliği ve yeni sesleri destekleme misyonunu üstlenen Wavelength'in Wave Grant programı gibi girişimler de yükselen yeteneklere odaklanıyor. Jessica Wolfson'un İcra Direktörlüğünü üstlendiği bu program, her yıl seçilen beş sinemacıya ilk kısa filmlerinin yapımı için 5.000 dolarlık başlangıç hibesi sağlamanın yanı sıra, geliştirme, prodüksiyon, post-prodüksiyon ve festival stratejisi gibi konularda kapsamlı mentorluk desteği sunuyor. Bu tür programlar, genç film yapımcılarının sadece bir film çekmesini değil, sektörde uzun vadeli bir kariyer inşa etmelerini de destekleyerek bağımsız sinemada çeşitliliğin artırılmasına önemli katkı sağlıyor. Bu değerli girişim hakkında daha fazla bilgi edinmek için Jessica Wolfson, Wavelength Wave Grant Direktörü Oldu başlıklı haberimize göz atabilirsiniz.

Bu bağlamda, sinema dünyasında kapsayıcılık ve çeşitlilik arayışlarını destekleyen bir başka önemli adım da Transgender Film Center (TFC) ve ünlü yapım şirketi Duplass Brothers Productions iş birliğiyle atıldı. İki kurum, trans film yapımcılarına özel olarak 'Found Footage Feature Fund'ı hayata geçirerek, bağımsız uzun metrajlı filmler geliştiren trans yönetmenlere 25.000 dolarlık bir üretim hibesi sağlıyor. Bu fon, mikro bütçeli yapımlar için tam finansmanlı bir başlangıç desteği olarak tasarlanmış olup, 'found footage' (buluntu görüntüler), arşiv materyali, kolaj veya diğer ekonomik yaklaşımları kullanan tüm türlerden başvurulara açık. Böylece, düşük bütçeyle dahi yenilikçi ve çarpıcı hikayeler anlatmanın kapısı aralanıyor ve trans yönetmenlerin izin beklemeksizin kendi cesur ve gerçek filmlerini yapmaları teşvik ediliyor. Found Footage Feature Fund gibi girişimler, sinema sektöründe uzun süredir süregelen temsiliyet eksikliğini giderme ve trans deneyimlerini otantik bir şekilde sunma açısından paha biçilmez bir fırsat yaratıyor. Bu değerli fon hakkında daha fazla bilgi edinmek için Duplass Brothers ve Transgender Film Center'dan Found Footage Fonu başlıklı haberimize göz atabilirsiniz.

Bu film, gençlerin zorlu geçiş dönemlerindeki kırılganlıklarını anlamak ve onlara yönelik toplumsal destek sistemlerini yeniden düşünmek için önemli bir fırsat sunuyor. Molina'nın vizyonu, izleyiciyi hem düşündürmeye hem de umut etmeye davet ediyor.

Kaynak: Variety – 'Yılanların İkilemi'