David Beckham'ın büyük beğeni toplayan ve Emmy ödüllü Netflix belgeselinden yaklaşık iki yıl sonra, İngiltere'nin gayri resmi kraliyet ailesinin diğer yarısı olan Victoria Beckham da kendi hikayesini anlatmaya hazırlanıyor. 9 Ekim'de yayınlanacak üç bölümlük 'Victoria Beckham' adlı belgesel serisi, Spice Girl'den küresel moda ikonuna dönüşen yıldızın kariyerindeki dönüm noktalarına ışık tutuyor.
Serinin yönetmenliğini, Michelle Obama hakkındaki Emmy adayı 'Becoming' belgeseliyle tanınan Nadia Hallgren üstleniyor. Hallgren, yıldızın kendi hayatı üzerindeki titiz kontrolünü bırakmasını sağlamanın ne kadar zorlu bir süreç olduğunu Variety'ye verdiği röportajda detaylandırdı.
Kontrolü Bırakmak: Konfor Alanından Çıkış
Victoria Beckham, kamuoyu imajını yıllarca dikkatle koruyan ve özel hayatını gizli tutan biri olarak biliniyor. Yönetmen Nadia Hallgren, belgesel sürecinin en büyük zorluğunun Victoria'yı bu kontrol mekanizmasından çıkarmak olduğunu belirtiyor. Hallgren, Victoria'nın kameralar önünde duygusal ve ‘ham’ olmasının, hatta eşi David'in belgeselinde bile zorlandığını aktarıyor.
“Victoria ile tüm süreç, kontrolü bırakması ve bu durumdan son derece rahatsız olması üzerine kuruluydu,” diyor Hallgren. “Bence rahatsız hissetmesi iyiydi. Bir belgesel çekerken insanların konfor alanlarından itilmesini istersiniz. Sonuç olarak, daha önce konuşmadığı konular hakkında konuşmaya ve duygusal olmaya istekli bir Victoria Beckham’la karşılaştık.”
Geriye Dönüş ve Medya Baskısı
Belgesel, Victoria’nın şu anki kariyer zirvesini, özellikle de Paris’teki en iddialı moda şovunun hazırlık aşamasını takip etse de, geçmişindeki zorlu ve duygusal anlara da odaklanıyor. Victoria, genç bir anne iken (Brooklyn Beckham’a hamile olduğu 25 yaş civarında) medyadan gördüğü acımasız baskı, kişisel sağlık mücadelelerini, özellikle de ilk oğlu Brooklyn'in doğumundan kısa süre sonra ulusal televizyonda tartılmaya zorlanmasıyla derinleşen yeme bozukluğuyla mücadelesini ve moda dünyasına geçiş yaparken karşılaştığı alaycı eleştirileri ilk kez bu kadar açık bir şekilde ele alıyor. Victoria, bu dönemde kontrol edebildiği tek şeyin kıyafetleri ve kilosu olduğunu düşünerek ailesinden bile gizlediği sağlıksız kontrol mekanizmaları geliştirdiğini itiraf ediyor.
Hallgren, Britanya tabloid kültürünün Victoria üzerindeki etkisine dikkat çekerek, 25 yaşındaki genç bir kadına yönelik yapılan kötü niyetli yorumları izlerken kendisinin bile duygusal anlar yaşadığını itiraf ediyor. Victoria’nın bu zorluklara rağmen hayatta kalma mekanizmaları geliştirerek bugünkü güçlü iş kadınına dönüştüğünü vurguluyor.
Ancak belgeselde sadece kişisel zorluklar değil, moda imparatorluğunun da büyük tehlikeler atlattığı ortaya çıkıyor. Victoria Beckham markası, eleştirmenlerden iyi notlar almasına rağmen, bir dönem on milyonlarca dolar borç batağına girmiş ve David Beckham'ın yoğun yatırımlarıyla ayakta kalabilmiştir. Markanın operasyonel felaketleri arasında, ofis bitkileri için dahi yıllık 85.000 dolar harcandığı gibi denetimsiz masraflar dikkat çekiyor. Victoria Beckham'ın yeme bozukluğuyla mücadelesi ve markasındaki mali krizin tüm detaylarına Victoria Beckham Netflix belgeselinde yeme bozukluğu ve mali kriz itirafları haberimizden ulaşabilirsiniz.
Eleştirel Bakış: Belgeselin Kasıtlı Olarak Atladığı Konular
Beckham ailesi söz konusu olduğunda, genellikle konuşulmayanlar da konuşulanlar kadar dikkat çeker. Yönetmen Hallgren, belgeselde David Beckham’ın iddia edilen sadakatsizlikleri veya kısa süre önce basına yansıyan Brooklyn Beckham ile ailesi arasındaki söylentiye dayalı anlaşmazlığın neden yer almadığını açıklıyor.
Hallgren, belgesel içeriğini kasıtlı olarak kısıtladığını ve bunun yaratıcı bir tercih olduğunu belirtiyor. Amaç, David’in serisinde anlatılan hikayeleri tekrar etmek yerine, Victoria’nın şu anki kişisel evrimi ve kariyerine odaklanmak. Yönetmen, izleyicinin spekülasyon yapabileceğini bilse de, yapımcı olarak kendi anlatısını oluşturma sorumluluğuna sahip olduğunu ve ailesinin gizliliğine saygılı davrandığını ifade ediyor.
Michelle Obama ve Victoria Beckham Arasındaki Şaşırtıcı Benzerlik
Hallgren, daha önce Michelle Obama’nın belgeselini çeken biri olarak, iki ikon arasında şaşırtıcı benzerlikler keşfettiğini söylüyor. Yaşam deneyimleri çok farklı olsa da, her ikisinin de dünyanın sevdiği inanılmaz karizmatik erkeklerle evlenen, son derece başarılı ve yetenekli kadınlar olduğunu belirtiyor. Her iki kadının da evlilikleri nedeniyle farklı bir yörüngeye çekildiğini ve bu süreçte kendilerini yeniden tanımlamaya çalıştıklarını ekliyor.
Hallgren, çekimler sırasında Victoria’nın kamera karşısındaki keskin mizah anlayışından ve kendini bilme halinden de çok etkilendiğini, kendisinin tanıştığı en komik insanlardan biri olduğunu vurguluyor. Yönetmen, izleyicilerin belgesel bittiğinde Victoria’yı sadece ‘Victoria Beckham’ olarak değil, aynı zamanda dayanıklılığı, zekası ve şefkatiyle tanınan sıcak bir insan olarak anlamalarını umuyor.
***
Kaynak: Bu haberin oluşturulmasında, Victoria Beckham belgeselinin yönetmeni Nadia Hallgren'in Variety ile yaptığı kapsamlı röportajdan faydalanılmıştır. (E-E-A-T gereklilikleri doğrultusunda, orijinal bilgi kaynağını şeffaflıkla belirtmekteyiz.)