Tarihi Twickenham Stüdyoları, Samsung LED'leriyle Sanal Prodüksiyon Devriminde Yeni Bir Sayfa Açıyor

Haber Merkezi

08 October 2025, 14:50 tarihinde yayınlandı

Twickenham Stüdyoları Sanal Üretime Dev Sıçrama Yaptı: Samsung Teknolojisiyle Geleceğin Filmciliği Şekilleniyor

İngiliz sinema tarihinin önemli mekanlarından biri olan ve 113 yıldır pek çok efsanevi yapıma ev sahipliği yapan Twickenham Film Stüdyoları, 2012'de Sunny Vohra tarafından devralındıktan sonra şimdi de teknolojik bir 'iman atlaması' yapıyor. Vohra yönetimi, stüdyoyu sanal prodüksiyon teknolojilerinin zirvesine taşımak amacıyla büyük bir dönüşüme imza attı.

Bu dönüşümün merkezinde, Samsung tarafından desteklenen ve Stage 3'e kurulan devasa bir LED sistemi bulunuyor. Bu kurulum, 24 x 4.5 metrelik arka duvardan, 105 metrekarelik LED tavana, mobil LED duvarlara ve otomatik döner platform ile hareket kontrol kranına kadar uzanan kapsamlı bir altyapıyı içeriyor. Bu sistem, Samsung'un Birleşik Krallık'taki ilk büyük LED kurulumu olmasının yanı sıra, dünya genelinde Kore (Paju) ve Fransa'dan (Paris) sonra üçüncü kurulumu olma özelliğini taşıyor.

Gelenek ve İnovasyon Dengesi: Hikaye Anlatımının Evrimi

Twickenham Film Stüdyoları Genel Müdürü Superna Sethi, COVID-19 pandemisi ve 2023 Hollywood grevlerinin sektörü derinden etkilediğini belirterek, bu tür yeniliklerin rekabette 'kenar' elde etmek için stratejik bir gereklilik olduğunu vurguluyor. Gerçekten de, küresel TV pazarında komisyon sayılarının düşmesi ve yayın platformlarının daha seçici davranmasıyla, Banijay gibi büyük yapım şirketleri de yaratıcılara 'risk alma' çağrısı yapıyor; çünkü piyasa artık niceliğe değil, uluslararası dolaşımı olan yüksek kaliteli projelere odaklanıyor. Bu stratejik zorunluluk hakkında daha fazla bilgi için Banijay'ın yapımcılara risk alma çağrısını inceleyebilirsiniz. Ancak Stüdyo sahibi Vohra, gelenek ile yenilik arasındaki gerilimin yanıltıcı olduğunu savunuyor. Ona göre sinema, temelinde hikaye anlatımıdır ve teknoloji, bu anlatımın yüzyıllardır süren evriminin bir parçasıdır.

Bu stratejik gereklilik, küresel çapta bir trendi yansıtıyor. Yayın platformlarının (başta Netflix ve Prime Video) yerel içerik stratejilerini nicelikten çok uluslararası erişime sahip yüksek nitelikli yapıtlara kaydırmasıyla, bazı pazarlarda üretim hacmi azalıyor. Örneğin, İtalya'da geçen sezon İtalyan dizi film üretimi, büyük platformların komisyonları %29 oranında düşürmesi nedeniyle %12 gerileme kaydetti. Bu veriler, sanal prodüksiyon gibi maliyet ve verimlilik sağlayan yeni teknolojilerin, sektörün "ürün odaklı modele" geçiş sürecinde ne kadar hayati olduğunu ortaya koyuyor.

“Yüz yıl önce film yaparken kullandığımız teknoloji basitti; sessiz filmler, ardından ses ve renk geldi. Geleneksel film yapım modeli hala yerinde, tek yaptığımız şey zaman geçtikçe teknolojiyi kucaklamak.”

Teknolojik Fark Yaratanlar: Samsung ve Quite Brilliant İş Birliği

Samsung Elektronik için bu yatırım, sanal prodüksiyon pazarında iddialı bir niyet beyanı anlamına geliyor. Samsung, önümüzdeki beş yıl içinde bu alanda tanınan bir küresel lider olma hedefini açıkça ortaya koyuyor.

Bu dönüşümün mimarlarından biri de, 150'den fazla sanal prodüksiyon projesinde deneyime sahip olan Quite Brilliant'ın kurucusu ve teknik direktörü Russ Shaw. Shaw, Samsung'u tercih etme nedenlerini açıklarken, sadece teknolojinin keskinliğini değil, aynı zamanda Samsung ile kurulan ilişkiyi de öne çıkarıyor. Teknik açıdan en kritik farkı ise ekranın kontrast oranında görüyor:

  • Rakip Kontrast Oranları: Yaklaşık 7.000:1 - 8.000:1
  • Samsung Twickenham Kurulumu Kontrast Oranı: 35.000:1

Shaw'a göre bu üstün kontrast, aydınlatma süreçlerini kolaylaştırıyor ve 'sütlü' görünen, yapay duran arka planların önüne geçerek daha hızlı ve gerçekçi sonuçlar sağlıyor. Ayrıca, stüdyo zemininin altına entegre edilen döner platform, geleneksel set değişimlerinde saatler süren işleri saniyelerle ölçülebilir hale getirerek prodüksiyon devamlılığını optimize ediyor.

Maliyet Tasarrufu ve Eleştirel Bakış: Her Şey Para mı?

Sanal prodüksiyonun ana argümanlarından biri maliyet avantajı olsa da, uzmanlar bunun çok yönlü bir değer olduğunu belirtiyor. Stüdyo sahibi Vohra, Londra'da dış mekan çekimi yapmanın günlük 60.000 - 100.000 Sterlin arasında bir maliyete ulaşabileceğini, aynı sahnenin sanal ortamda ise 25.000 Sterlin civarında tamamlanabileceğini örneklerle açıklıyor. Bu durum, prodüksiyonlar, stüdyo ve teknoloji sağlayıcısı için ROI (Yatırımın Geri Dönüşü) sağlıyor.

Ancak eleştirel bir bakışla, bu teknolojinin yalnızca maliyet düşürmeye odaklanması riskini de göz önünde bulundurmak gerekir. Samsung yetkilileri, asıl hedefin finansal tasarruftan ziyade “kalite” olduğunu belirtiyor. Teknolojinin kalitesinin, başarının en önemli ölçütü olduğunu savunuyorlar.

Sürdürülebilirlik ve Yapay Zeka (AI) Vizyonu

Teknolojinin ilerlemesi, çevresel faydaları da beraberinde getiriyor. Quite Brilliant'ın verilerine göre, önceki nesil ekranlara kıyasla boyut olarak altı kat daha büyük olmasına rağmen elektrik tüketiminin benzer seviyelerde kalması dikkat çekici bir enerji verimliliğini gösteriyor. Sektör araştırmaları, sanal prodüksiyonun geleneksel yöntemlere göre karbon ayak izini %75 ila %90 oranında azaltabildiğini öne sürüyor.

Gündemin diğer büyük konusu olan yapay zeka (AI) konusunda ise Vohra, sektörün AI'ı kucaklaması gerektiğini, ancak mevcut durumda teknolojinin AI'ın hızına yetişemediğini düşünüyor. Shaw, AI ile anlık içerik üretimi yaptıklarını (örneğin, çekim sırasında yönetmenin anlık isteklerine göre yeni bir arka plan oluşturmak) belirtse de, Samsung yetkilileri, kendi ekranlarının 'AI hazır' olduğunu ve asıl beklentilerinin, AI yazılımlarının mevcut ekran teknolojilerinin sunduğu potansiyele yetişmesi olduğunu ifade ediyor. Ancak sektörün önde gelen festivallerinde, yaratıcı süreç ve etik üzerindeki etkileri de tartışılıyor. Örneğin, Londra Film Festivali Direktörü Kristy Matheson, yapay zeka tarafından yaratılan oyuncular hakkındaki tartışmalara değinerek, sektörün bu konuda 'iki dünya arasında tuhaf bir alanda' olduğunu ve teknolojinin yarattığı devrimin fotoğrafçılığın ilk günlerine benzediğini ifade etmişti. Matheson, içerik oluşturma süreçlerinde ChatGPT ile sinopsis yazma tekliflerine dahi şaşırdıklarını belirtmiş, insan emeğine olan bağlılıklarını vurgulamıştı. Bu kritik görüşleri Nexus Haber - Londra Film Festivali Direktörü: Yapay Zeka ve Protesto Görüşleri başlıklı yazımızdan detaylıca inceleyebilirsiniz.

Eleştirel Yaklaşım: Yeni Kullanıcıların Zorlukları

Yeni teknolojilere adapte olan ekiplerin sıkça düştüğü bir hata var: Ön hazırlık (pre-viz) aşamasına yeterince zaman ayırmamak. Russ Shaw, yönetmenlerin bazen hayal ettikleri büyük ölçekli planların, aslında daha küçük ve daha verimli kurulumlarla başarılabileceğini deneyimle gösterdiğini belirtiyor. Shaw, dürüst danışmanlık felsefesini sürdürerek, bazen bir projenin sanal prodüksiyona uygun olmadığını söylemekten çekinmediğini ekliyor.

Twickenham, bu yeni platformu sadece film ve üst düzey TV için değil, aynı zamanda kurumsal iletişimden perakendeciliğe (Ikea gibi) ve spor kulüplerinin küresel pazarlama kampanyalarına kadar geniş bir yelpazede kullanmayı hedefliyor. Tarihin en eski stüdyosu ile en yeni teknolojinin birleşimi, sinema üretiminin geleceğine dair iddialı bir vizyon sunuyor.

Nexus Yorumu: Twickenham'ın bu hamlesi, İngiliz film endüstrisinin geleneksel gücünü korurken, sanal prodüksiyonu bir lüks olmaktan çıkarıp standart bir araç haline getirme yolundaki kararlılığını gösteriyor. Ancak AI ve sanal setlerin entegrasyonunda kritik olan, teknolojinin sunduğu 'wow' anlarının, yaratıcı vizyonu ve set işçiliğinin değerini gölgelemesini engellemektir. Teknoloji hazır, sıra içerik üreticilerinde.

Daha fazla bilgi için orijinal kaynağı inceleyebilirsiniz: Variety - Twickenham Stüdyoları Sanal Prodüksiyon Devrimi