Türk sinemasının uluslararası arenadaki yeni temsilcisi, yönetmen Murat Fıratoğlu’nun ilk uzun metraj filmi 'One of Those Days When Hemme Dies' (Hemme Ölünceye Kadar), yakında gerçekleşecek Oscar Ödülleri’nde Türkiye’yi En İyi Uluslararası Film kategorisinde temsil etmeye hazırlanıyor. Film, daha şimdiden Venedik Ufuklar (Horizons) programında kazandığı ödülle dikkatleri üzerine çekmişti. Fıratoğlu’nun hem yönetmenliğini hem de senaristliğini üstlendiği bu eser, modern Türk toplumunun derinliklerine inen, düşündürücü ve katmanlı bir hikaye sunuyor.
Film, sıklıkla düğün gibi kutlamalarda karşımıza çıkan, profesyonel dansçılar yerine misafirlerin katıldığı geleneksel Türk halk oyunu Halay ile açılıyor. Bu başlangıç, filmin ana karakterleri olan Eyüp (yönetmen Murat Fıratoğlu tarafından canlandırılıyor) ve patronu Hemme’nin bu dansta bir araya gelmesiyle, toplumsal bir yorumun habercisi oluyor. Halayda eşit ve uyumlu görünen bu iki karakterin gerçek hayatta finansal olarak ne kadar farklı konumlarda olduğu, filmin temel eleştirel odaklarından biri haline geliyor. Bireysel egonun en ufak bir belirtisinde dağılacak bir dansın aksine, gerçek hayatın eşitsizlikleri acımasızca kendini gösteriyor.
Türk sinemasının 'One of Those Days When Hemme Dies' gibi uluslararası başarılarıyla öne çıktığı bu dönemde, yerel medya ortamı da önemli gelişmeler kaydediyor. Son yıllarda Netflix ve Disney+ gibi küresel yayın platformlarının pazar payı kazanmasına rağmen, Sinema TV gibi geleneksel ücretli TV operatörleri ve film kanalları, büyük stüdyolarla yaptıkları stratejik anlaşmalarla varlıklarını güçlü bir şekilde sürdürüyor. Örneğin, Türkiye'nin önde gelen ücretli televizyon operatörlerinden Sinema TV, Sony Pictures Television (SPT) ile mevcut iş birliğini genişleterek, dev stüdyonun güncel ve kütüphane filmlerini Türkiye'deki sinemaseverlerle buluşturmaya devam ediyor. Bu tür anlaşmalar, Türk izleyicisinin uluslararası ve yerel yapımlara erişimini zenginleştirirken, geleneksel platformların rekabetçi ortamda ayakta kalmasının da anahtarı oluyor. Türkiye'deki bu film ve TV anlaşmalarına dair daha fazla bilgiye Sony Pictures Sinema TV Film Anlaşması Türkiye haberimizden ulaşabilirsiniz.
Uluslararası sinema sahnesinde bu tür önemli yapımlar yer alırken, Sri Lankalı yönetmen Vimukthi Jayasundara'nın merakla beklenen bilim kurgu draması 'Spying Stars' da dikkatleri üzerine çekiyor. Cannes ödüllü yönetmenin bu son eseri, distopik bir gelecekte insanlık ve teknoloji arasındaki karmaşık ilişkiyi ele alıyor ve dünya prömiyerini 30. Busan Uluslararası Film Festivali'nde ana yarışma kategorisinde yapmaya hazırlanıyor. Film, makine egemenliğinin neden olduğu 'Illvibe' adlı bir salgınla boğuşan bir dünyada, bilim insanı Anandi'nin gizemli yolculuğunu konu alıyor. Aynı festivalde, Apple TV+'ın beğenilen dizisi 'Pachinko'dan tanıdığımız genç yıldız Kim Minha'nın başrolünde yer aldığı, Kuzey Koreli mültecilerin dramını konu alan dokunaklı yapım 'Hana Korea' da dünya prömiyerini gerçekleştirecek. Danimarka-Kore ortak yapımı olan bu film, genç bir Kuzey Koreli mülteci olan Hyesun'un ultra modern Güney Kore'de yeniden başlama mücadelesini ele alıyor. 'Hana Korea' filminin fragmanı ve detayları hakkında daha fazla bilgiye Pachinko Yıldızı Kim Minha'nın Kuzey Koreli Mülteci Filmi 'Hana Korea' haberimizden ulaşabilirsiniz. Vimukthi Jayasundara'nın 'Spying Stars' filminin fragmanı ve Busan Film Festivali'ndeki detayları için sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Borç Batağındaki Eyüp'ün Acı Gerçekleri ve İçsel Yolculuğu
Hikaye, İzmir’in zengin kıyılarından iflas ederek memleketi Siverek’e dönmek zorunda kalan, borç içindeki Eyüp’ün etrafında şekilleniyor. Kürt nüfusunun yoğun olduğu Siverek’te, Şanlıurfa ve Diyarbakır’dan eşit uzaklıkta bir domates tarlasında gündelikçi olarak çalışmaya başlayan Eyüp, kavurucu güneş altında domates toplayıp tuzluyor. Film, mütevazı bütçesine rağmen bu sahneleri görsel olarak oldukça zengin bir şekilde sunuyor. Kırmızı domates tarlaları, filmin vermek istediği “kızgın öfke” ve “intikam” gibi duygulara adeta görsel bir kestirme yol sunuyor.
Kazanılan ücretin ödenmemesi üzerine Eyüp’te öfke ve intikam duyguları uyanıyor. Patronuyla çıkan kavganın ardından, Eyüp motorsikletine atlayarak patronunu öldürme planları yapacağı kısa bir yolculuğa çıkıyor. Ancak 'One of Those Days When Hemme Dies', geleneksel bir intikam gerilimi olmaktan ziyade, yönetmen Fıratoğlu’nun ustaca kurduğu atmosferle daha içsel ve düşündürücü bir rotaya giriyor. Kırklı yaşlarında eski bir avukat olan Fıratoğlu’nun kariyeri boyunca şahit olduğu anlaşmazlıklar ve çekişmeler, onu intikamdan ziyade insan ruhunun karmaşık derinliklerini keşfetmeye itiyor.
Finansal baskı altındaki insanların dünyasında adalet arayışı, filmin sadece bireysel bir hikaye olmaktan çıkıp geniş bir toplumsal kesimin sesini duyurma potansiyelini taşıyor. Eyüp'ün mücadelesi, pek çok kişinin empati kurabileceği evrensel bir temayı işliyor.
Kiarostami Etkisi ve Filmin Sinematik Dili
Fıratoğlu’nun bu iddialı eseri, belgesel estetiğiyle birlikte, usta İranlı yönetmen Abbas Kiarostami’nin sinemasına göndermeler yapıyor. Yalnız bir ağaç sahnesi Kiarostami’nin 1997 yapımı 'Kirazın Tadı' filmini akıllara getirirken, tek sahnede yer alan çeşitli karakterlerin hayat dolu monologları, 'Biri Beni Seviyor Gibi' gibi Kiarostami filmlerindeki sözlü aryaları anımsatıyor. Bu etkileşimler, filmin sadece bir intikam hikayesi olmadığını, aynı zamanda sinematik bir mirasın taşıyıcısı olduğunu gösteriyor.
Eleştirel Bir Bakış: Güçlü Yönler ve Tartışmalı Seçimler
Her ne kadar film Kiarostami’nin derin duygusal gücüne tam olarak ulaşamasa da, bunun Fıratoğlu’nun minimalist anlatım tarzından kaynaklandığı yorumları yapılıyor. Filmin statik ve mesafeli kamerası, bir yandan karakterleri çevreleriyle bağdaştıran katmanlı görüntüler sunarak Güneydoğu Anadolu’nun pastoral güzelliklerini ve çirkin kentleşmeyi aynı anda gösterirken, diğer yandan seyirciyi performansların samimiyetinden uzak tutma riski taşıyor.
Filmin en tartışmalı seçimlerinden biri ise çekildiği bölgede yaygın olarak konuşulan Kürtçenin göz ardı edilmesi. Yönetmen, bir röportajında Kürtçeyi doğru bir şekilde yansıtmak için yeterli ön prodüksiyon süresinin olmamasını sebep olarak gösterse de, bu eksiklik filmin belirli bir coğrafya ve kültüre kök salmış gerçeklik hissinde bir boşluk yaratıyor. Bu durum, filmin yerel dokusunu tam anlamıyla yansıtamadığı yönünde eleştirilere yol açabiliyor.
Ancak tüm bu eleştirilere rağmen, 'One of Those Days When Hemme Dies', Türk sinemasında yeni bir soluk vadeden, cesur ve iddialı bir yapım olarak öne çıkıyor. Fıratoğlu’nun kendi yakın çevresi ve ailesiyle (birçoğu oyuncu kadrosunda veya diğer rollerde yer alıyor) birlikte çekilen bu film, kısıtlı bütçe imkanlarına rağmen yönetmenin keskin niyetleri ve düşünceli yaklaşımıyla fark yaratıyor. Uluslararası festival çevrelerinde adından sıkça söz ettirecek, gelecek vadeden bir sinemacının ilk adımı olarak değerlendiriliyor.
Filmin Detayları
- Yapım: Türkiye-Fransa-Bosna Hersek-Birleşik Krallık ortak yapımı
- Yönetmen ve Senaryo: Murat Fıratoğlu
- Yapımcı: Sefer Fıratoğlu
- Oyuncular: Ali Barkın, Fırat Bozan, Murat Fıratoğlu, Sefer Fıratoğlu, Çetin Fıratoğlu, Güneş Sayın, Salih Taşçı
- Süre: 83 Dakika
- Dil: Türkçe
Kaynak: Variety - 'One of Those Days When Hemme Dies' Film İncelemesi