Türkiye'nin önde gelen teknoloji ve gündem haber portalı SenNexus olarak, sinema dünyasından dikkat çekici bir yapımın müjdesini veriyoruz. Film ve televizyon yapım şirketi Votiv, yazar Samantha Allen'ın eleştirel beğeni toplayan korku-komedi romanı "Patricia Wants to Cuddle"ın uzun metrajlı film uyarlamasını geliştiriyor. Yönetmen koltuğunda ödüllü isim Sophia Takal otururken, senaryoyu Lawrence Michael Levine ile birlikte kaleme alıyor.

"Patricia Wants to Cuddle", Amerikan medya kültürünü hicveden, slasher ve queer romantizm türlerini harmanlayan eşsiz bir eser olarak öne çıkıyor. Roman, "The Catch" adlı bir reality TV flört şovunun son dört yarışmacısının Pasifik Kuzeybatı'da ücra bir adaya varmasıyla başlıyor. Uykusuzluk, taciz edici röportajlar ve cinsel içerikli dramalarla dolu bir haftaya hazırlanan yarışmacılar, marka sponsorluklarından takipçi kazanmaya, hatta aşkı bulmaya kadar kendilerine özgü nedenlerle bu şova katılmışlardır. Ancak adanın yoğun ormanlarında tek başına yaşayan yanlış anlaşılmış yerel halktan Patricia'ya kimse hazırlıklı değildir. Oyuncu kadrosu ve ekibi adanın en yüksek zirvesinde Patricia ile karşılaştığında, en büyük ödülün romantizm değil, hayatta kalmak olduğunu anlarlar.

Yapımcılar ve Yaratıcı Ekibin Vizyonu

Filmin yapımcılığını Votiv adına Brent Stiefel, Justin Lothrop ve Tommy Bertelsen üstleniyor. Satış haklarını ise UTA Independent Film Group temsil ediyor.

Votiv'den Stiefel ve Lothrop, "Patricia Wants to Cuddle'ın korkuya getirdiği karanlık komik, yaratıcı yaklaşımdan ve toplum ile medya kültürüne dair keskin yorumlarından hemen etkilendik. Özellikle Sophia'nın vizyonunu güçlendirmek ve Patricia'nın dünyasını hem sosyal açıdan yankı uyandıran hem de cesur bir şekilde hayata geçirmek için sabırsızlanıyoruz" açıklamasını yaptı.

Sophia Takal ise duygularını şu sözlerle paylaştı: "'Patricia Wants to Cuddle', medenileşmiş kişiliklerimiz ile daha vahşi, daha otantik benliklerimiz arasındaki gerilimi bir korku merceğinden keşfetmek için eşsiz bir fırsat sunuyor. Samantha, Votiv ve tabii ki Hollywood'un en yetenekli adamı Lawrence Michael Levine ile bunu beyazperdeye uyarlayacak olmaktan büyük heyecan duyuyorum."

Yazar Allen ise ekibe olan güvenini şu şekilde dile getirdi: "Her zaman 'Patricia'yı onurlandırırken onu gerçekten kendi bebekleri gibi benimseyebilecek bir ekip bulmak istedim. Sophia, Lawrence ve Votiv, romanı eşsiz kılanı anlamakla kalmıyor, temeli geliştirmekten de çekinmiyorlar."

Yetenekli Kadro ve Geçmiş Başarıları

Sophia Takal (Yönetmen ve Senarist)

Ödüllü bir yapımcı olan Takal, 2019 yapımı kült korku klasiği "Black Christmas"ın yeniden uyarlamasını yönetmiş ve senaryosunu yazmıştı. Ayrıca eleştirmenlerden tam not alan 2016 gerilimi "Always Shine"ın da yönetmenliğini üstlenmişti. Takal, CAA ve Untitled Entertainment tarafından temsil edilmektedir.

Sophia Takal'ın bu başarılı kariyeri, global sinema sahnesinde kadın yönetmenlerin giderek artan etkisinin önemli bir göstergesidir. Son yıllarda Chloe Zhao'nun "Nomadland" ile kazandığı En İyi Yönetmen Oscar'ı, Michelle Yeoh'un "Everything Everywhere All at Once" ile En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanması ve Celine Song'un "Past Lives" ile hem En İyi Film hem de En İyi Orijinal Senaryo dallarında Oscar adayı gösterilmesi gibi başarılar, kadın sinemacıların sektördeki yükselişine ışık tutmaktadır. Bu yükseliş, uluslararası film festivallerindeki temsiliyetin artması ve kadınların filmlere kattığı derinlik ve nüansın daha fazla takdir edilmesiyle de pekişmektedir. Kamera arkasında kadınların varlığı, hikaye anlatımına daha fazla incelik ve karmaşık duygusal değişimler ekleyerek, karakterleri izleyiciyle daha ilişkilendirilebilir kılmaktadır. Asya sinemasında da Shu Qi gibi güçlü kadın yönetmenlerin kamera arkasına geçmesi ve uluslararası arenalarda Chie Hayakawa'nın ikinci uzun metrajlı filmi 'Renoir' gibi önemli başarılar elde edilmesiyle, Takal'ın vizyonu da bu küresel değişimin önemli bir parçasıdır. Nitekim Hayakawa, 2022'de 'Plan 75' ile Cannes'da Caméra d’Or özel ödülünü kazanmış bir isimdir. 'Renoir' ise Cannes Film Festivali'nde rekabet bölümünde büyük ilgi gördükten ve Toronto Film Festivali'nin 'Centrepiece' programında Kuzey Amerika prömiyerini yapacak olmasının ardından, Kuzey Amerika dağıtım haklarını bağımsız sinemanın önemli temsilcilerinden Film Movement'a satarak uluslararası arenadaki gücünü bir kez daha kanıtladı. 2026 yılında sinemalarda izleyiciyle buluşacak olan bu derin aile draması, 1980'lerin sonlarında Tokyo banliyölerinde, babasının ölümcül bir hastalıkla mücadelesi sırasında annesinin zorlanmasını izleyen 11 yaşındaki Fuki'nin hikayesini anlatıyor ve keder, aile bağları, çocukluktaki dayanıklılık gibi evrensel temaları incelikle işliyor. Chie Hayakawa'nın bu ve benzeri uluslararası başarıları hakkında daha fazla bilgi almak için Chie Hayakawa'nın 'Renoir' Filmi Hakkında Detaylar haberimize göz atabilirsiniz. Ayrıca, genel olarak Asya sinemasındaki kadın yönetmenlerin yükselişi hakkında daha fazla bilgi için Asya Sinemasında Kadın Yönetmenler Yükselişte: Shu Qi, Oscar Başarıları haberimize göz atabilirsiniz.

Sinema dünyasındaki bu hareketlilik ve çeşitlilik, uluslararası film festivallerinin programlarına da yansımaktadır. Örneğin, 8-19 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek olan 69. BFI Londra Film Festivali, programına Paolo Sorrentino'nun İtalya siyasetine derinlemesine bakan 'La Grazia', Claire Denis'in kolonyalizmin gölgesinde bir Batı Afrika hikayesi anlatan 'The Fence', Samuel Abrahams'ın narsist bir aristokratı konu alan ilk uzun metrajlı filmi 'Lady' ve Gastón Solnicki'nin Viyana'da yıkıma direnen bir otel müdürünü işleyen absürt komedisi 'The Souffleur' gibi dört heyecan verici yeni yapım ekleyerek sinemaseverlere zengin bir seçki sunmaktadır. Bu ve benzeri prestijli festivaller, sinemanın sadece eğlence değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal yorum aracı olma misyonunu pekiştirmekte, bağımsız yapımlara ve dünya prömiyerlerine destek vererek sektörün geleceğine ışık tutmaktadır. 69. BFI Londra Film Festivali'nin programına eklenen bu ve diğer önemli filmler hakkında daha fazla bilgi almak için 69. BFI Londra Film Festivali: Yeni Filmler, Sorrentino, Denis haberimize göz atabilirsiniz.

Samantha Allen (Yazar)

Samantha Allen, doğaüstü romantizm "Roland Rogers Isn’t Dead Yet" ve Lambda Edebiyat Ödülü finalisti "Real Queer America: LGBT Stories from Red States"ın yazarıdır. Diğer eserleri arasında sadece sesli olarak yayınlanan "M to (WT)F" ve yakında çıkacak olan romantizm romanı "Puck" bulunmaktadır. Editör ve ödüllü bir gazeteci olarak, Condé Nast'ın dijital LGBTQ+ dergisi Them'in yönetici editörlüğünü yapmakta ve GLAAD Medya Ödülü sahibidir. Allen, UTA ve Calligraph Lit tarafından temsil edilmektedir.

Lawrence Michael Levine (Senarist)

Levine'nin filmografisinde "Black Bear", "Wild Canaries" ve "Gabi on the Roof in July" gibi başarılı yapımlar yer almaktadır. Levine, Greg Pedicin ve avukat Marios Rush tarafından temsil edilmektedir.

Votiv'in Gündemdeki Diğer Projeleri

Votiv'in son projeleri arasında, David Michôd'un Sydney Sweeney'nin başrolünde olduğu ve 2025 Toronto Uluslararası Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapacak olan "Christy" ile Rose Byrne ve Dominic Sessa'nın başrollerini paylaştığı, 2025 Tribeca Film Festivali'nde ilk kez gösterilen "Tow" bulunmaktadır. Şirketin yakında çıkacak projeleri arasında Olivia Colman'ın başrolünde olduğu Eleanor Wilson ve Alex Fischer imzalı "Wicker" ve Sebastian Stan ile Leo Woodall'ın rol aldığı Justin Kurzel'in "Burning Rainbow Farm"ı yer alıyor. Bu projeler, Votiv'in sektördeki güçlü konumunu ve gelecek vizyonunu ortaya koymaktadır.

"Patricia Wants to Cuddle" filmi, modern medya eleştirisini, korku ve komedi unsurlarıyla birleştiren, izleyicilere hem eğlenceli hem de düşündürücü bir deneyim sunmayı vaat ediyor. Projenin gelişmeleri ve çıkış tarihi merakla bekleniyor.

Bu haberin detayları ve orijinal kaynağına Variety üzerinden ulaşabilirsiniz.