Medya dünyasının önde gelen isimlerinden Shari Redstone'ın, Paramount Global'ı Skydance Media'ya 8 milyar dolara satma sürecinin yorgunluğunu henüz atamamışken, yeni ve stratejik bir hamleyle gündeme gelmesi büyük yankı uyandırdı. Bu sırada, Paramount'un dijital yayın platformu Paramount+ da uluslararası içerik stratejileriyle dikkat çekiyor. Örneğin, Oscar adayı oyuncu Karla Sofía Gascón'un İtalyan komedisi 'Cazibe Okulu' için Roma'da kamera karşısına geçtiği ve filmin 2025'te sadece Paramount+ platformunda yayınlanacak olması, platformun yerel yapımlara verdiği önemi gösteriyor. Redstone, İsrail merkezli hızla büyüyen yapım şirketi Sipur'un yönetim kurulu başkanlığını üstlenerek ve şirkete yatırım yaparak, medya sektöründeki etkisini farklı bir alana taşıyor. Redstone'ın bu hamlesi, sadece kişisel bir kariyer değişikliği olmanın ötesinde, küresel eğlence sektörünün dinamiklerinde ve özellikle de bağımsız yapımcılık modellerinin yükselişinde önemli ipuçları barındırıyor.
Sipur: İsrail'den Yükselen Bir Yapım Gücü
2019 yılında Emilio Schenker ve önemli İsrailli yatırımcı Gideon Tadmor tarafından kurulan Sipur (İbranice'de 'hikaye' anlamına geliyor), kısa sürede uluslararası arenada dikkat çeken bir oyuncu haline geldi. Şirket, uluslararası ortaklıklarla düşük bütçelerle yüksek kaliteli yapımlar üretme konusunda uzmanlaşmış durumda. Peter Chernin'in North Road Co. ile 'Noa,' 'Heart of a Killer' gibi uluslararası dizilerde ve Netflix için 'Bad Boy' dramında iş birliği yapan Sipur, aynı zamanda Hamas'ın 7 Ekim'deki Nova müzik festivali saldırılarının yıkımını konu alan 'We Will Dance Again' belgeselinin de yapımcılığını üstlendi. Bu trajik olayın farklı bir boyutunu ele alan ve gerçek görgü tanıklarının anlatımlarına dayanan senaryolu etkinlik dizisi “One Day in October”ın ABD yayın haklarını HBO Max'in satın aldığı öğrenildi. Nova müzik festivali katliamının iki yıllık yıl dönümü olan 7 Ekim'de izleyiciyle buluşacak bu önemli yapım hakkında detaylı bilgi için Nexus Haber'in 7 Ekim saldırısı dizisi haberini inceleyebilirsiniz. Şirket, sinema dünyasında da Gus Van Sant'ın Al Pacino ve Bill Skarsgard'ın rol aldığı 'Dead Man's Wire' ve Hagai Levi'nin İkinci Dünya Savaşı dizisi 'Etty' gibi projelerle adından söz ettiriyor.
Redstone'un Tercihi: Neden Sipur?
Paramount Global gibi devasa bir medya holdingini yönetmiş bir ismin, İsrail merkezli genç bir yapım şirketine yatırım yapması ilk bakışta şaşırtıcı gelebilir. Redstone, Variety'ye verdiği özel röportajda, aslında yeni bir iş arayışında olmadığını, ancak Schenker ve ekibiyle tanıştıkça Sipur'un 'farklılaştırılmış iş modelinden' ve 'İsrail'den çıkan ilk uluslararası yapım stüdyosu olma vizyonundan' etkilendiğini belirtiyor. Bu açıklama, Redstone'un kararında hem ticari potansiyelin hem de kişisel değerlerin rol oynadığını gösteriyor.
"Dürüst olmak gerekirse, başka bir işe dahil olmak istemiyordum. Gerçekten de vakfıma ve yaptığım çalışmalara odaklanmak istiyordum. Ancak gerçek şu ki, onların yaptığı iş ile vakfımda yaptığım iş arasında gerçek bir tutarlılık var, harika içerikler üretiyorlar. Olağanüstü bir ekime sahipler, farklılaşmış bir iş modelleri var ve İsrail'den çıkan ilk uluslararası yapım stüdyosu olma vizyonları var."
"Kırık Hollywood Sistemi"ne Sipur Modeliyle Çözüm
Sipur'un iş modelinin temelinde, yüksek prodüksiyon kalitesini daha mütevazı bütçelerle sunabilme yeteneği yatıyor. Bu, özellikle pandemi sonrası içerik talebinin soğumaya başladığı bir dönemde sektöre taze bir nefes getiriyor. Emilio Schenker, Hollywood sisteminin birçok yönden "kırık" olduğunu ve Sipur'un bu duruma bir "çözüm" sunduğunu ifade ediyor. Bu görüş, Netflix eş CEO'su Ted Sarandos'un da dile getirdiği gibi, sinema salonlarının kapanmasının Netflix'ten ziyade "insanların davranışları değiştiği için" yaşandığı ve sektörün müşteriyi olduğu yerde karşılayarak yeni çözümler üretmesi gerektiği bakış açısıyla paralellik gösteriyor. Ted Sarandos'un akış macerası ve sektör itirafları hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Sarandos'un bu tutumu, Oscar adayı oyuncu Karla Sofía Gascón gibi geçmiş sosyal medya tartışmalarıyla gündeme gelen isimlerin dahi sektörde yeni fırsatlar bulabildiğini, hatta Netflix'in kendisiyle tekrar çalışmaya açık olduğunu belirtmesiyle de pekişiyor. Gascón'un İtalyan sinemasının duayen isimlerinden Carlo Verdone'nin yönettiği ve başrolünü üstlendiği 'Cazibe Okulu' filmi için Roma'da kamera karşısına geçmesi ve bu yapımın 2025'te sadece Paramount+ platformunda yayınlanacak olması, sektörün esneklik ve değişim arayışının somut bir örneği olarak öne çıkıyor. Şirket, projelere öz sermaye yatırımı yaparak fikri mülkiyet (IP) haklarını elinde tutmayı ve bu sayede uluslararası pazarda değer yaratmayı hedefliyor. Schenker'ın belirttiği gibi, ABD'li bir stüdyonun ihtiyaç duyduğu yatırımın çok küçük bir kısmıyla "çok ilginç başarılar" elde edebilmeleri, Redstone'un ilgisini çeken en önemli faktörlerden biri olmuş. Bu model, özellikle içerik maliyetlerinin tavan yaptığı ve stüdyoların kârlılık baskısı altında olduğu günümüz piyasasında oldukça cazip görünüyor.
Redstone'un Sosyal Misyonu ve Sipur'un Rolü
Shari Redstone'ın Sipur'a yatırım yapmasındaki bir diğer önemli motivasyon, şirketin çalışmalarının Redstone Aile Vakfı'nın hedefleriyle örtüşmesi. Redstone, vakfının dünya genelindeki ırkçılık ve antisemitizm sorunlarına odaklandığını belirtiyor. Sipur'un özellikle "We Will Dance Again" gibi belgesellerle gerçek hikayeleri anlatması ve insanların birbirleriyle empati kurmasını sağlayacak içerikler üretmesi, bu sosyal misyonla doğrudan bağlantılı. Redstone, içeriklerin insanların "birbirleriyle birebir oturup konuştuklarında nefret etmelerinin çok zor" olduğu felsefesini desteklediğini düşünüyor. Bu açıdan Sipur, Redstone için sadece kârlı bir yatırım değil, aynı zamanda küresel düzeyde pozitif sosyal etki yaratma aracı olma potansiyeli taşıyor.
Geleceğe Bakış ve Potansiyel Riskler
Shari Redstone'ın Sipur'a katılımı, şirketin küresel sahnedeki profilini şüphesiz yükseltecek ve yeni iş birliklerinin kapısını aralayacaktır. Ancak, bu tür hızlı büyüyen modellerin sürdürülebilirliği ve küresel rekabetteki konumu da dikkatle izlenmelidir. Düşük bütçelerle yüksek kaliteli içerik üretme becerisi bir avantaj olsa da, sektördeki ani değişimler ve artan içerik savaşları, bu modelin esnekliğini ve dayanıklılığını test edebilir. Ayrıca, İsrail merkezli bir şirket olmanın getirdiği bölgesel hassasiyetler ve bunların uluslararası dağıtım stratejileri üzerindeki potansiyel etkileri de göz ardı edilmemelidir. Redstone'un deneyimi ve vizyonu, Sipur'un bu zorlukların üstesinden gelmesinde kilit rol oynayacaktır.
Kaynak
Daha fazla bilgi için: Variety.com