Bağımsız sinema dünyası, iki güçlü ismin, Oscar adayı Alman yönetmen Maria Brendle ile New York merkezli tecrübeli yapımcı Mariana Mendez’in güçlerini birleştirmesiyle yeni bir döneme giriyor. İkili, ‘Double M Films’ adını verdikleri U.S.-İsviçre merkezli yapım şirketini duyurdu. Bu yeni oluşum, cesur, karakter odaklı hikaye anlatımına adanmış olmasının yanı sıra, bağımsız film yapım modelini yeniden düşünmeyi hedefliyor. Bu vizyon, tıpkı Zürih Film Festivali'nin (ZFF) de NZZ medya grubundan ayrılarak bağımsız bir yapıya bürünmesiyle sinema dünyasında yeni bir dönem açması gibi, geleneksel sınırları zorlama arayışını yansıtıyor.
Geleneksel Sınırları Zorlayan Bir Ortaklık
Maria Brendle ve Mariana Mendez arasındaki iş birliği, sektörde alışılagelmiş yönetmen-yapımcı dinamiklerini yeniden tanımlıyor. Brendle'ın Variety’ye verdiği demeçte belirttiği gibi, 2021'de Oscar adayı kısa filmi “Take and Run” üzerinde çalışırken tanışan ikili, hızla ortak bir vizyon etrafında kenetlendi. Bu güçlü kimya, New York'taki bir gösterim odasında eğlenceli bir fikir olarak başlayan bu girişimi kısa sürede gerçeğe dönüştürdü. Brendle ve Mendez, ortaklıklarının 'geleneksel yapımcı-yönetmen dinamiğini gerçek eşitlik temelinde yeniden tanımladığını' vurguluyor.
Küresel Bir Yaklaşım, Yenilikçi Finansman
Double M Films, sadece hikaye seçimleriyle değil, bağımsız filmlerin finansman yöntemleriyle de geleneksel kalıpları yıkmayı amaçlıyor. Brendle'ın Avrupa'da, Mendez'in ise ABD'de konumlanması, şirkete küresel bir avantaj sağlıyor. Bu coğrafi çeşitlilik, farklı kaynaklara, yeteneklere ve pazarlara erişim imkanı sunarak, projelerin uluslararası ölçekte geliştirilmesine olanak tanıyor.
Bu bağlamda, Zürih Film Festivali'nin (ZFF) finansman modeli de dikkat çekicidir; festival, yıllık 14 milyon İsviçre frangı bütçesinin %90'ından fazlasını özel şirketlerden ve bağışlardan sağlayarak geleneksel devlet destekli modellerden ayrılmaktadır. ZFF Direktörü Christian Jungen'in de belirttiği gibi, bağımsız bir yapıya bürünmek, festivalin zengin bireylerden ve vakıflardan fon toplama sürecini kolaylaştırmış, böylece yeni destekçileri çekmek için önemli bir fırsat sunmuştur.
Brendle ve Mendez ortak açıklamalarında, “Filmleri farklı yapmaya geldik. Projelerimizin hikaye ve finansman yapılarına bakışımızdan, onları hayata geçirme şeklimize kadar, sınırları zorlayan ve kendi kurallarıyla oynayan korkusuz hikayeler için bir yuva inşa etmek istiyoruz.” ifadelerini kullandılar.
Indie Sinemanın Zorlukları ve Double M'in Vizyonu
Bağımsız sinema sektörü, özellikle finansman bulma, dağıtım kanallarına erişim ve küresel izleyiciye ulaşma konularında ciddi zorluklarla karşı karşıya. Geleneksel stüdyo modelleri genellikle büyük bütçeli projelere odaklanırken, cesur ve deneysel bağımsız yapımlar genellikle kaynak sıkıntısı yaşar. Bu noktada, Henry Jaglom gibi bağımsız sinemanın aykırı yönetmenleri, gişe kaygısı gütmeden kendi sanatsal vizyonlarını gerçekleştirebilmek için sıklıkla doğaçlama ve kişisel anlatıma dayalı, sınırları zorlayan yöntemler benimsemiştir. Hatta ailesinin zenginliği sayesinde finansal bağımsızlığını koruyabilen Jaglom, ana akım sinemanın dayattığı kalıpların dışına çıkarak kendi yolunu çizmiştir. Double M Films'in 'eşitlikçi ortaklık' ve 'küresel erişim' odaklı stratejisi, tam da bu boşluğu doldurmayı hedefliyor. Farklı coğrafyalardaki yetenek havuzlarını ve finansman kaynaklarını bir araya getirerek, daha önce anlatılmamış, güçlü ve meydan okuyucu hikayelere hayat vermek için ideal bir zemin sunuyor. Bu model, bağımsız sinemanın geleceği için umut vaat eden yenilikçi bir yaklaşım olabilir.
Bu zorlukların çarpıcı bir örneği, küçük bütçeli bağımsız filmlerin Oscar adaylığı süreçlerinde yaşadığı sıkıntılarda görülebilir. Örneğin, Himalaya ülkesi Bhutan'ın 98. Akademi Ödülleri'nde 'Uluslararası Uzun Metraj Film' kategorisi için seçtiği "I, The Song" gibi filmler, yerel tanınırlık kazansa da, Hollywood'un devasa kampanya makinesi karşısında kaynak sıkıntısı nedeniyle son adaylar arasına girmekte zorlanabilir. Yönetmen Dechen Roder'ın da belirttiği gibi, bu durum sinema endüstrisindeki ekonomik eşitsizlikleri gözler önüne sererken, aynı zamanda Double M Films gibi şirketlerin küresel görünürlük ve finansman sağlayarak bu engelleri aşma potansiyelini vurgulamaktadır. Nitekim, "I, The Song" filmi, Visions sud est, MPA APSA Film Fund, Sorfond, WCF Europe gibi birçok uluslararası kuruluştan hibe desteği alarak ve Norveç, Tayvan, İtalya, Fransa gibi ülkelerden ortak yapımcılarla hayata geçirilerek, uluslararası fonların bağımsız sinema için önemini ortaya koymuştur. Bu tür fonlar, bağımsız sinema için bir dizi fayda sağlar:
- Çeşitliliğin Teşviki: Hollywood veya Batı merkezli sinemanın dışındaki seslerin duyulmasını sağlar.
- Finansal Engellerin Aşılması: Gelişmekte olan ülkelerdeki sinemacıların bütçe sorunlarına çözüm sunar.
- Uluslararası Görünürlük: Bağımsız filmlerin dünya festivallerine ve dağıtım ağına erişmesine yardımcı olur.
- Kültürel Etileşim: Farklı kültürlerin hikayelerini ve bakış açılarını küresel platformlara taşır.
Bu uluslararası fon ve ortaklık arayışlarına paralel olarak, Zürih Film Festivali Direktörü Christian Jungen'in vizyonu da dikkat çekicidir. Jungen, Cannes, Venedik, Toronto gibi "büyük beşli" dışında kalan diğer festivallerle bir ağ oluşturarak bilgi paylaşımını artırmayı ve büyük küresel sponsorlara ortaklaşa yaklaşmayı hedeflemektedir. Bu tür bir küresel festival ağı, büyük markaların farklı sezonlarda global bir erişim sağlamasına yardımcı olarak sponsorluk şansını artırabilir ve Double M Films gibi bağımsız yapım şirketlerinin uluslararası görünürlüğünü ve finansal sürdürülebilirliğini destekleyebilir.
Geliştirme Aşamasındaki Projeler
Double M Films, şu anda geliştirme aşamasında olan, henüz ismi açıklanmayan iki önemli projeyle yola çıkıyor:
- Psikolojik Drama: Parçalanmış kimliklerle mücadele eden kadınların gerçek yaşam hikayelerinden ilham alan derin bir psikolojik drama.
- İkinci Dünya Savaşı Filmi: Savaş zamanında etrafındaki katı yapılara meydan okuyan, cesur, geleneksel olmayan bir anti-kahraman kadının ahlaki karmaşıklığını ve cesaretini gözler önüne seren bir İkinci Dünya Savaşı dönemi filmi.
Her iki proje de İsviçre, Almanya ve ABD'deki işbirlikçilerle ortaklaşa geliştiriliyor olması, şirketin küresel ortaklık yapısını yansıtıyor.
Kurucuların Karşılıklı Takdiri ve Vizyonu
Maria Brendle, Mendez'e olan hayranlığını dile getirerek, “Güç yapılarını sorgulayan, sosyal konularla yüzleşen ve sesi duyulmayan perspektiflere ses veren sayısız dikkat çekici hikaye hala anlatılmayı bekliyor ve onları Mariana ile birlikte gün ışığına çıkarmak için sabırsızlanıyorum” dedi. Mendez de Brendle ile çalışmanın 'mutlak bir keyif' olduğunu, 'cesur yaratıcılık ve eğlenceli problem çözmenin mükemmel bir karışımı' olduğunu belirtti.
Bu yeni yapım şirketi, sadece iki yetenekli kadının bir araya gelmesi değil, aynı zamanda bağımsız sinema dünyasına yeni bir soluk getirme ve farklı hikayeleri küresel izleyicilerle buluşturma potansiyeli taşıyor.
Bu vizyon, tıpkı Bhutan'ın Oscar adayı "I, The Song" filminin yapımcısı Johann Chapelan'ın belirttiği gibi, sinemanın insan onurunu ve temel özgürlükleri savunma gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor. "Günümüzde, muhafazakarlığın ve savaş çığırtkanlığının dünya genelinde yükselen dalgasıyla kadın hakları ve temel insan özgürlükleri aşınırken, bu film sinemanın insan onurunu savunma gücünü hatırlatıyor" diyen Chapelan'ın sözleri, Double M Films'in misyonuyla güçlü bir paralellik gösteriyor. Nitekim, "I, The Song", işini ve itibarını kurtarmak için kendisinin bir benzerini arayan bir okul öğretmeninin kayıp bir şarkının peşindeki gizemli yolculuğunu konu alırken, gerçek ve gizemli olanı harmanlayarak izleyicilere derinlikli ve benzersiz bir Bhutan hikayesi sunuyor. Bu durum, Double M Films'in bahsettiği "cesur, karakter odaklı hikaye anlatımı" anlayışının küresel arenadaki karşılıklarından sadece biri.
```
