Günümüzün devasa yayın devi Netflix'in eş CEO'su Ted Sarandos, şirketin temellerinin atıldığı o ilk günlere dair çarpıcı anılarını paylaştı. 20 yılı aşkın bir süre önce, Reed Hastings'in ev eğlencesinin internet üzerinden sunulacağı vizyonunu ilk duyduğunda Sarandos'un tepkisi netti: “Dürüst olmak gerekirse, kulağa çılgınca geliyordu.” Sarandos, 'Aspire With Emma Grede' podcast'inde, dünyanın en büyük premium abonelikli yayın şirketinin oluşumuna giden yolda yaşadığı şüpheleri ve kararları anlattı.
Bir Şüphenin Doğuşu: 1999 ve Geleceğe Bakış
Ekim 1999'da, Sarandos henüz bir video kiralama zinciri olan West Coast Video'da yöneticiyken, Netflix için DVD tedariki görevine başvuruyordu. Hastings ile ilk tanıştığı anı şöyle anlatıyor: “Reid, tüm eğlencenin internet aracılığıyla evlere geleceğini söyledi. O zamanlar ise internet üzerinden eve neredeyse hiç eğlence gelmiyordu; çok yavaştı ve çok pahalıydı.” Sarandos'un bu fikre karşı çıkmasına rağmen Hastings, kararlılığını şu sözlerle ortaya koydu: “Hayır. Hatta hâlâ eğlencenizi kablo üzerinden alacağınızı düşünüyorsanız, bu işi almamalısınız – hatta şirketim halka arz edildiğinde hisse senedimi bile almayın.”
Sarandos, o an inanamasa da Hastings'in dünyayı değiştirebilecek vizyoner bir lider olduğunu hissetmişti. Bu öngörüyle 2000 yılında ürün başkan yardımcısı ve içerik operasyonları başkanı olarak Netflix'e katıldı. Hastings'in dikkatini, Sarandos'un West Coast Video'da Warner Bros. ve Sony ile yaptığı gelir paylaşımı anlaşmaları çekmişti; 'O anlaşmaya ihtiyacım var' diyerek Sarandos'u ekibine katmıştı. Şirkete ilk katıldığında DVD'leri Walmart'tan aldıklarını belirten Sarandos, stüdyolarla doğrudan anlaşmalar yapmayı hedeflediğini söyledi.
Akışın Yükselişi ve Orijinal İçerik Devrimi
Netflix, 2007'de akış hizmetini başlattığında büyük bir sorunla karşılaştı: yeni filmlere erişim. O dönemdeki ödemeli TV anlaşmaları, filmleri sinema gösteriminden sonra bile yıllarca kilitli tutuyordu. Sarandos, bu engelleri aşmak için sürekli yeni yollar aradıklarını belirtiyor. Bu zorluklar, Netflix'in kendi orijinal içeriklerini üretme stratejisini hızlandırdı.
Sarandos'un liderliğinde Netflix, ‘House of Cards’, ‘Arrested Development’ın yeniden canlandırılması ve ‘Orange Is the New Black’ gibi yapımlarla orijinal içerik piyasasına damga vurdu. Özellikle 'House of Cards' için yapımcılarla yapılan 100 milyon dolarlık anlaşmayı şöyle anımsıyor: “Hayır demek için binlerce neden vardı… Peki evet demenin tek yolu neydi? İki sezonluk bir sipariş verdim ve hiçbir yaratıcı müdahaleye karışmayacağımızı vaat ettim.” Bu, o dönemde televizyon sektöründe eşi benzeri görülmemiş bir yaklaşımdı.
Veri Odaklı Sezgi ve Liderlik Modeli
Netflix'in içerik onayı kararlarında “veri odaklı sezgi” kullandığını belirten Sarandos, sezgilerini doğrulayacak veriler aramak yerine, tam tersine, karşıt görüşleri ve farklı bakış açılarını teşvik eden bir kültüre sahip olduklarını vurguladı. “Bu, Netflix'teki temel kültür değerlerimizden biri; muhalefeti beslemek” dedi. Sarandos, Hollywood'a daldıkça bu işin aslında bir “güven işi” olduğunu, ilişkilerin her şeyden önemli olduğunu fark ettiğini de ekledi.
2020 yılında Sarandos, Hastings ile birlikte eş CEO'luğa terfi etti. Hastings'in yıllardır şirketin geleceğini düşündüğünü ve bir halefiyet planı olduğunu belirten Sarandos, kurucu bir CEO için eş CEO modelinin 'duyulmamış' bir durum olduğunu ifade etti. 2023'te Hastings'in eş CEO'luk görevinden ayrılmasıyla Greg Peters ile birlikte bu görevi sürdüren Sarandos, eş CEO modelinin herkes için uygun olmayabileceğini ancak kendi işleri için çok iyi çalıştığını dile getirdi. Hastings ile hâlâ sık sık görüştüğünü, bunun harika bir 'güvenlik ağı' oluşturduğunu da ekledi.
Netflix Hollywood'u Kurtardı mı, Mahvetti mi?
Emma Grede'nin Sarandos'a sorduğu kritik soru şuydu: “Netflix Hollywood'u kurtardı mı, yoksa mahvetti mi?” Bu soru, eğlence sektöründeki dönüşüme dair yaygın tartışmaları özetler nitelikte. Birçok kişi sinema salonlarının kapanmasını ve eski Hollywood cazibesinin kaybolmasını Netflix gibi platformlara bağlarken, Sarandos'un bu konudaki duruşu net ve kendi açısından ‘işine yarayan’ bir bakış açısı sunuyor.
Sarandos, “Bence eğlence sektörünü kurtarıyor,” diyerek yanıtladı. “Birçok insan eskiden her şeyin nasıl olduğuna takılıp kalıyor. Gençken izlediğim ve beni bu işi yapmaya iten o harika şeyler vardı. Ama şimdi insanlar cuma geceleri dışarı çıkıp sinemaya gitmek yerine evde film izlemek isterlerse, müşteriyi olduğu yerde karşılayıp onlar için harika filmler yapmalıyız.” Sarandos'a göre, Netflix'in Hollywood'u 'mahvettiğini' söyleyenler, aslında yerel sinema salonlarının kapanması gibi dar bir açıdan bakıyor. “Bu Netflix yüzünden olmadı,” diyen Sarandos, “insanların davranışları değiştiği için oldu,” yorumunda bulundu. Bu, Netflix'in sadece bir etken olduğunu, asıl değişimin tüketici alışkanlıklarında yaşandığını savunan önemli bir karşıt görüş sunuyor.
Yapay Zeka ve Eğlence Sektörünün Geleceği
Yapay zekanın eğlence üzerindeki etkisi konusunda Sarandos, daha önceki yorumlarını tekrarladı: teknoloji, yaratıcı süreci geliştirmek için hizmet etmeli. “Yapay zeka hikaye anlatıcılarının yerini almıyor; onlara daha önce hiç yapamayacakları hikayeleri anlatma gücü veren araçlar yaratıyor,” dedi. Ayrıca, 300-400 milyon dolarlık bir filmi, parasallaşma modeli daha hızlı ilerlemiyorsa yapmanın iyi bir iş olup olmadığını sorgulayan Sarandos, bu yeni araçların daha kontrollü bir maliyetle benzer sonuçlar verebileceğini belirtti.
Teknoloji ve Eğlence Kültürlerini Birleştirmek
Netflix'in teknoloji ve eğlence taraflarını dengeleme konusunda Sarandos, iki kültürü bir araya getirmenin zorluğunu erken yaşta fark ettiğini söyledi. Bu iki dünyayı kaynaştırmak için Los Gatos'taki (merkez) ekibi Los Angeles'a getirdiğini, Warner Bros. stüdyolarını gezdirdiklerini ve Improv'u kiralayarak Zach Galifianakis, Sarah Silverman ve Patton Oswalt gibi 10 harika komedyeni sahneye çıkardığını anlattı. Bu etkinliğin, iki kültür arasında derin bir etki yarattığını ve aylarca konuşulduğunu belirtti.
Sarandos'un Kişisel Yolculuğu: Şekillendiren Anlar
Gençliğinde gazeteci olmak isteyen Sarandos, bir gün yazılarını derlerken 'çok iyi bir yazar olmadığını ve kimsenin ona bunu söylemediğini' fark etti. Ancak filmlere olan tutkusu ve video kiralama mağazasındaki yarı zamanlı işi, kariyerinin başlangıç noktası oldu.
Phoenix'te büyürken, evinde sürekli bir 'kaos' olduğunu, ebeveynlerinin 20'li yaşlarında dört çocuk sahibi olduğunu anlattı. Örneğin, çocukların belirli bir yatma saati yoktu. Televizyon ise tam tersine bir yapı sunuyordu: “‘Happy Days’ her Salı akşamı saat 7'de, üçüncü kanalda yayınlanıyordu.” Annesiyle geç saatlere kadar 'The Tonight Show Starring Johnny Carson'ı izlediğini ve annesinin ünlü isimlerden hep 'Johnny' gibi ilk isimleriyle bahsettiğini anımsadı. “Hep fakir olduğumuzu düşünürdüm. Sonra anladım ki annem parayla sadece çok kötüydü… Elektriğimiz ve gazımız aynı anda olmayabilir, evden atılabiliriz ama herkesten önce bir VCR'ımız vardı.”
On yaşındayken, ailesi İşçi Bayramı hafta sonu için Las Vegas'a gittiğinde, onu tek başına Jerry Lewis teletonunu izlemesi için otelde bırakmışlardı. 61 yaşındaki Sarandos, “Tek başıma Las Vegas'ta 24 saat boyunca bu şeye gidiyorsunuz,” dedi. “Ancak bu sayede Johnny Carson'ı, George Burns'ü ve hayatımda bu kadar büyük etkisi olan, yapmak istediğim şeyi şekillendiren tüm bu insanları gördüm. Ailemin bir nevi pervasızlığı sayesinde, aksi takdirde asla görme ve tanıma fırsatı bulamayacağım şeylere maruz kaldım.” Bu anılar, Sarandos'un eğlenceye olan tutkusunun nasıl filizlendiğini ve Netflix'in bugünkü başarısının ardındaki kişisel motivasyonlarını anlamamızı sağlıyor.
Kaynak: Netflix'in eş CEO'su Ted Sarandos'un vizyon ve sektöre dair derinlemesine açıklamaları, Variety.com üzerinden erişilebilir 'Ted Sarandos Recalls Reed Hastings’ Original Pitch to Him About Netflix’s Streaming Future: ‘It Sounded Nuts to Me’ başlıklı haberden derlenmiştir.