Netflix’in son dönemde en çok konuşulan yapımlarından biri olan Ryan Murphy imzalı antoloji serisi "Monster", üçüncü sezonunda izleyicileri Amerikan seri katil tarihinin en karanlık figürlerinden biri olan Ed Gein’in dünyasına davet ediyor. "Monster: The Ed Gein Story" adını taşıyan bu yeni sezon, Gein’in 1950’lerde işlediği vahşi cinayetleri, ceset mezardan çıkarma eylemlerini ve Amerikan popüler kültürüne olan sarsıcı etkisini merkeze alıyor. Bu sezon, şimdiye kadarki en rahatsız edici ve psikolojik derinliği olan karakter kadrosunu bir araya getiriyor.
Hollywood Canavarlarına İlham Veren Gerçek Katil
Ed Gein, Wisconsin’in küçük bir kasabası olan Plainfield’de yaşarken işlediği suçlarla sadece iki kadının (kesinleşmiş) katili olarak anılsa da, hikayesi çok daha derin ve ürkütücüdür. Aşırı dindar ve baskıcı annesine olan takıntısı, babasının ve kardeşinin ölümünden sonra yalnız kalması ve insan derisinden eşyalar yapma girişimi, onun psikopatolojisini Amerikan seri katil tanımının merkezine yerleştirdi.
Gein'in davası, 1960'ta gösterime giren ve slasher türünü başlatan Alfred Hitchcock'un ikonik filmi "Psycho"daki Norman Bates karakterine doğrudan ilham kaynağı oldu. Ayrıca "Teksas Testere Katliamı" (The Texas Chainsaw Massacre) ve hatta "Kuzuların Sessizliği" (Silence of the Lambs) gibi korku klasikleri de Gein’in korkunç mirasını temel almıştır.
Monster: The Ed Gein Story Başlıca Oyuncu ve Karakter Rehberi
Dizi, gerçek hayattan esinlenerek yaratılan bu rahatsız edici hikayeyi canlandırmak için oldukça yetenekli bir oyuncu kadrosunu bir araya getiriyor. İşte Gein’in kurbanlarından Hollywood efsanelerine kadar kilit rol sahipleri:
Kilit Karakterler ve Oyuncular
Ed Gein (Charlie Hunnam): Sons of Anarchy dizisinden tanınan Hunnam, “Plainfield Kasabı” olarak bilinen Ed Gein’i canlandırıyor. Gein, 1984’te gözaltındayken ölmesine rağmen, yaptığı vahşet çözülememiş vakalar ve sayısız korku filmi aracılığıyla yaşamaya devam ediyor.
Augusta Gein (Laurie Metcalf): Gein’in annesi ve psikolojisinin ana kaynağı. Dindar fanatik olan Augusta, Ed’i dünyayı günahkâr bir yer olarak görmeye şartlandırdı. Norman Bates’in annesi gibi, Augusta da Ed’in takıntılı kişiliğinde merkezi bir rol oynar.
Alfred Hitchcock (Tom Hollander): Gerçek katilin hikayesini alıp sinema tarihinin en etkili korku filmlerinden biri olan “Psycho”ya dönüştüren gerilim ustası. Hollander, Hitchcock’un bu adaptasyonu nasıl gerçekleştirdiğini anlatıyor.
Bernice Worden (Lesley Manville): Gein’in kesinleşmiş iki kurbanından ikincisi. Yerel bir hırdavat dükkanı sahibi olan Worden’ın cesedi, Gein’in tutuklanmasından sonra evinde derisi yüzülmüş ve başı kesilmiş halde bulunmuştu.
Yardımcı Karakterler ve Hikayeye Katkıları
Alma Reville (Olivia Williams): Alfred Hitchcock’un eşi ve yaratıcı ortağı. Psycho’nun meşhur duş sahnesi dahil, kocasının birçok filminin senaryo ve kurgusunda aktif rol oynadı.
Evelyn Hartley (Addison Rae): 14 yaşındaki Hartley’nin ortadan kayboluşu, Gein’in sorumlu olduğundan şüphelenilen çözülememiş vakalardan biridir. Influencer ve oyuncu Addison Rae bu kayıp kızı canlandırıyor. Gein bağlantıyı reddetse de, vaka yıllarca gizemini korudu.
Ilse Koch (Vicky Krieps): Gein’in dehşetine ilham veren bir figür. II. Dünya Savaşı sırasında Nazi komutanının eşi olan “Buchenwald Cadısı” lakaplı Koch, dövmeli derilerden abajur yapma gibi iğrenç eylemlerde bulunmuştur. Bu karakter, Gein’in eylemlerinin tarihsel paralelliklerini gösteriyor.
Adeline Watkins (Suzanna Son): Gein’in 20 yıl boyunca birlikte olduğu Plainfield kadını. Suçları işlediği dönemde Gein’in karakterini ve zekasını öven Watkins’in durumu, seri katillerin dışa dönük normal görünümleri hakkında eleştirel bir bakış sunuyor.
Şerif Schley (Tyler Jacob Moore): Gein’i tutuklayan emniyet görevlisi. Sorgu sırasında Gein’e şiddet uyguladığı iddia edilen Schley’in ifadesi bu yüzden delil olarak kullanılamamıştır. Bu durum, dönemin hukuki ve soruşturma yöntemlerinin tartışmalı yanını gözler önüne seriyor.
Anthony Perkins (Joey Pollari): Hitchcock’un “Psycho” filminde Norman Bates’i oynayan gerçek aktör. Gein ile Bates arasındaki rahatsız edici anne takıntısı ve sorunlu geçmiş benzerlikleri vurgulanıyor.
Eleştirel Bakış: Travmanın Dramatizasyonu
Ryan Murphy’nin antoloji serisi, izleyicilere gerçek suç hikayelerini sunarken, etik tartışmaları da beraberinde getiriyor. Özellikle Evelyn Hartley gibi genç kurbanların hayatlarının, bir seri katilin dramatik hikayesine araç edilip edilmediği sorusu sıkça gündeme geliyor. Bu tür yapımlar, Gein gibi figürlerin psikolojisini inceleyerek topluma değerli bilgiler sunsa da, kurbanların ve ailelerinin yaşadığı travmanın sansasyonel hale getirilmesi eleştirilen temel noktadır. Dizi, bu ince çizgide yürüyerek, Gein’in eylemlerinin sadece canavarca değil, aynı zamanda karmaşık ve toplumsal koşulların bir sonucu olduğunu da göstermeyi amaçlıyor.
Gein’in hikayesinin sadece bir katil hikayesi değil, aynı zamanda annenin rolü, toplumsal izolasyon ve 1950’lerin ABD’sindeki zihinsel sağlık yaklaşımlarının bir aynası olduğunu unutmamak gerekiyor. Ilse Koch bağlantısı ise, insanlığın tarih boyunca sergilediği en uç noktalardaki dehşetin Gein’e dahi ilham verebildiğini gösteren ürpertici bir detaydır.