Amerikan tarihinin en şeytani ve nefret edilen seri katillerinden biri olan John Wayne Gacy'i canlandırmak, herhangi bir aktör için sadece bir rol değil, kariyerinin geri kalanı boyunca taşıyacağı ağır bir etik yüktür. Özellikle Netflix’in Jeffrey Dahmer serisinin yarattığı sansasyon ve true-crime türünün artan şiddet eleştirileri ışığında, Peacock'un yeni antoloji dizisi Devil in Disguise: John Wayne Gacy’de bu zorlu görevi üstlenen Michael Chernus (aynı zamanda Severance dizisindeki Ricken Hale rolüyle de tanınıyor), rolü kabul etmeden önce büyük tereddütler yaşadığını ve çekimler sırasında psikolojik olarak zorlandığını dile getirdi. Variety'ye konuşan Chernus, rolü üstlenmesini 'talihsiz bir görev' olarak nitelendiriyor.
Dizinin Seri Katile Odaklanmayı Reddetmesi
Dizinin yaratıcısı Patrick Macmanus’un belirlediği anlatı yaklaşımı, Chernus'un rolü kabul etmesindeki en büyük rahatlama noktası oldu. Çoğu true-crime yapımının aksine, Devil in Disguise, Gacy’nin dehşetine değil, onun kurban ettiği onlarca gencin hayatına odaklanıyor. Macmanus, bu radikal ‘anti-suç’ yaklaşımı çerçevesinde, Gacy'nin ikonikleşmiş palyaço kıyafetiyle tam cepheden gösterilmeyeceğini ve kurbanların fiili cinayet anlarının kesinlikle yer almayacağını netleştirdi. Chernus, Macmanus'un kendisine daha en başta, Gacy'nin dizinin teknik olarak başrolü olmasına rağmen, her sahnede yer almayacağı konusunda uyarıda bulunduğunu aktardı.
“Macmanus bana ‘Uyarmak zorundayım, her sahnede olmayacaksın. Bu şov seninle ilgili olmayacak’ dedi. Bu, benim için büyük bir rahatlamaydı. Gacy gibi iğrenç bir kişinin şovun her karesinde olması gerektiğini düşünmüyorum. O, bunu hak etmiyor,” diyor Chernus.
Bu bilinçli kararın bir sonucu olarak, Gacy’nin en bilinen özelliği olan palyaço makyajı neredeyse hiç gösterilmiyor ve en önemlisi, kurbanlara uygulanan şiddet sahnelerinin tamamı ekrana yansıtılmıyor. Macmanus, şiddet içermeyen bir true-crime dizisinin çalışıp çalışmayacağı konusunda kendisinin dahi endişeleri olduğunu itiraf etse de, bu anlatım tercihi, son yıllarda true-crime yapımlarında eleştirilen, katili yüceltme veya mağduriyet yaratma tuzağından kaçınmayı hedefliyor.
Rol İçin Derinlemesine Araştırma ve Psikolojik Bedeli
Chernus, Gacy’nin zihnine girmekten duyduğu çekinceye rağmen, role hazırlanmak için kapsamlı bir araştırma sürecine girdi. Bu süreçte bulabildiği her kitabı okudu, her belgeseli izledi ve hatta Gacy’nin 1970’lerde Chicago’da sıkça bulunduğu yerleri ziyaret etti. Ayrıca yapım ekibinin sağladığı, Gacy’nin konuşma biçimi, kelime seçimi ve Chicago lehçesi üzerine hazırlanmış akademik çalışmalara da erişti.
Chernus, Gacy'yi sadece bir canavar olarak değil, kurbanlarını tuzağa düşürmesini sağlayan ‘çekici, zararsız veya hatta sevimli’ olarak algılanan yanlarını da canlandırmak zorunda kaldığını belirtiyor. Bu yaklaşım, seyircinin, kurbanların neden Gacy'nin arabasına bindiğini veya evine gittiğini anlaması için kritikti. Macmanus’un isteği doğrultusunda, Chernus’un Gacy’yi efsanevi bir canavardan ziyade, sıradan ve onaylanma ihtiyacı olan acınası bir adama dönüştürmesi amaçlandı. Bu durum, aktör için zorlayıcı olsa da, hikayenin bütünlüğü açısından önemli bir eleştirel bakış açısı sağlıyor.
Aktör, rolün psikolojisini eve taşıdığını itiraf ediyor. Çekimlerden sonra bile Gacy’nin Chicago aksanının ve ses tonunun kendi konuşmasına sızdığını, eşinin ise 'Hemen kes şunu, ona burada izin yok' tepkisini verdiğini anlattı.
Tartışmalı Final Kararı: Gacy'nin İnfaz Sahnesi Neden Kesildi?
Dizinin en çok konuşulan kararlarından biri, final bölümünden yaklaşık 23 dakikalık görüntülerin kesilmesidir. Kesilen sahneler arasında, Gacy’nin 1994 yılındaki infaz gününü gösteren görüntüler de bulunuyordu. Chernus, bu sahnenin kesilmesinin ilk başta bir aktör olarak egosunu incittiğini ancak Macmanus’un kararının 'kesinlikle doğru' olduğunu kabul ettiğini söyledi. Macmanus bu kararın gerekçesini, "Bu, izleyiciye Gacy’nin hikayenin merkezi olmadığını söylemek için son şansımızdı" sözleriyle özetledi.
Kesme kararının ardındaki etik neden, dizinin genel anlatımına sadık kalmaktı. Finalde, kurbanların ailelerinin infazı izlemesine izin verilmediği, sadece yerel haberleri izleyerek beklemek zorunda kaldıkları gerçek bir hikayeye değiniliyor. Chernus, bu durumu şu sözlerle özetliyor:
“Kurbanların aileleri o gün infaz odasına girmelerine veya Gacy’i görmelerine izin verilmediyse, izleyici olarak biz neden görelim?”
Bu karar, dizinin başından beri sürdürdüğü etik duruşu pekiştiriyor: Hikaye, katilin son anlarını yüceltmek veya ona insani bir sempati alanı açmak yerine, mağdurların ve ailelerinin yaşadığı acıya ve adaletin karmaşıklığına odaklanmalıdır. Aktör, Gacy’nin daha yaşlı ve güçsüz halini gösteren bu sahnelerin, izleyicinin gereksiz yere ona karşı insancıl duygular beslemesine neden olabileceği riskinden dolayı kesilmesini onayladı.
Sistemsel Başarısızlık ve Toplumsal Önyargılar
Dizinin odağının Gacy'nin psikolojik geçmişi (istismarcı babası veya kimlik mücadelesi gibi) yerine kurbanlara kaydırılması, aynı zamanda Chicago polisinin ve dönemin toplumunun eylemlerine ışık tutuyor. Yapımcı Macmanus, Gacy’nin suçlarının polisin ihmalkarlığı ve özellikle eşcinsel topluluğa yönelik yaygın homofobi tarafından nasıl beslendiğine odaklanıldığını belirtti. Bu nedenle, dizinin geliştirilmesi sürecinde GLAAD (Gay & Lesbian Alliance Against Defamation) ile yakın iş birliği yapıldı. Macmanus, marjinalize edilmiş grupların hedef alındığı bu tür vakalarda, toplumun ve kolluk kuvvetlerinin yetersiz tepkisinin ele alınmasının etik açıdan elzem olduğunu vurguluyor.
Gacy'nin Maskelerinin Düşüşü: Oyunculuk Deneyimi
Dizi, şiddeti göstermediği için Gacy’nin tehditkarlığı büyük ölçüde Chernus’un fiziksel performansına dayanıyordu. Özellikle 6. bölümde, Gacy’nin 15 yaşındaki son kurbanı Robert Piest’i tuzağa düşürdüğü yaklaşık on dakikalık gerilim dolu sahne, Chernus için çekimi en zor anlardan biriydi. Bu sahnede Gacy, manipülatif ve avcı kimliğini anlık olarak değiştirerek farklı maskeleri ardı ardına kullanıyordu. Aktör, bu kadar hızlı karakter geçişlerini yapmanın, kendisini dahi şok eden, zorlayıcı bir deneyim olduğunu belirtti.
Devil in Disguise: John Wayne Gacy dizisi, Michael Chernus'un etik kaygıları ve yapım ekibinin bilinçli anlatı seçimleriyle, true-crime türüne eleştirel ve kurban odaklı yeni bir bakış açısı getiriyor.
Dizinin yaratıcısı Patrick Macmanus’un bu radikal “anti-suç” yaklaşımı ve şiddeti dışlayan anlatım felsefesi hakkında daha detaylı bilgi için Patrick Macmanus'un şiddetsiz anlatım tercihine dair Nexus Haber röportajına göz atabilirsiniz.
**Kaynak:** Michael Chernus’un rolü hakkındaki detaylı yorumları ve röportajının tamamı Variety’de yayımlanmıştır.