Megyn Kelly'den Sesli Medyada Büyük Hamle: SiriusXM'de Kendi Kanalını Başlatıyor

Haber Merkezi

09 October 2025, 15:07 tarihinde yayınlandı

Megyn Kelly, SiriusXM ile Çok Yıllık Anlaşma İmzaladı: Yeni Özel Kanal Kuruyor ve Geleneksel Medyayı Eleştiriyor

Uzun yıllar boyunca Fox News Channel ve ardından NBC gibi geleneksel medya devlerinin gündemini belirleyen ünlü gazeteci ve talk show sunucusu Megyn Kelly, kariyerinde yeni bir sayfa açıyor. Kelly, bağımsız üretim şirketi olan Devil May Care Media çatısı altında, dijital sesli yayıncılık devi SiriusXM ile çok yıllık yeni bir anlaşma imzalayarak kendi özel kanalını kuruyor. Bu hamle, Kelly'nin geleneksel (lineer) televizyon haberlerine yönelik eleştirileri ışığında, sesli medya dünyasındaki etkisini zirveye taşıyor.

“Megyn Kelly Kanalı” Yayına Başlıyor: Detaylar ve İçerik

“The Megyn Kelly Channel” adı verilen yeni kanal, 4 Kasım tarihinde dinleyicileriyle buluşacak. Kanal, daha önce Glenn Beck, Nancy Grace ve Dr. Laura Schelssinger gibi isimlerin programlarına ev sahipliği yapan Sirius'un 111 numaralı kanalında yayın yapacak. Bazı eski Triumph programları ise 123 numaralı kanala kaydırılacak.

Öne Çıkan İçerikler:
  • Halen popülerliğini koruyan ve önce SiriusXM'de yayınlanıp daha sonra podcast olarak sunulan “The Megyn Kelly Show” devam edecek.
  • Kanalda, yayına özel, günlük bir "after-show" (program sonrası) yayını da dâhil olmak üzere yepyeni programlar yer alacak.
  • Önümüzdeki haftalarda ek seriler, şovlar ve özel yayınlar da duyurulacak.

Kelly’nin Medya Eleştirisi: Neden Lineer TV Öldü?

Megyn Kelly, bu anlaşmayı duyururken geleneksel medya ortamına yönelik sert eleştirilerde bulundu. Kelly, hazırlanan açıklamasında, "Lineer televizyon haberciliği öldü. İnsanlar artık bu abartılı, sansürlenmiş konuşmalara dayanamıyor, bu yüzden bu [sesli] mecra gelişiyor," ifadelerini kullandı. Bu yorumlar, onun kariyerinde hem Fox News Channel hem de NBC News’teki üst düzey yöneticilerle yaşadığı gerilimlere dolaylı bir atıf olarak görülüyor.

Kelly'nin 'sansürlenmiş konuşmalar' eleştirisini destekleyen yakın tarihli bir örnek, Jimmy Kimmel'ın siyasi yorumları nedeniyle ABC şovunun bağlı kuruluşlar tarafından geçici olarak askıya alınmasıyla yaşandı. Sinclair ve Nexstar gibi büyük yayın gruplarının yayını durdurması üzerine Kimmel, şovunun sonsuza dek bittiğini bile düşündüğünü, çünkü özür dileme taleplerine boyun eğmeyi reddettiğini belirtmişti. Ancak bu kriz, izleyicinin sansüre karşı tepkisini de tetikledi; şov, %23'lük bir yayından kaldırma kararına rağmen 6.3 milyon izleyiciyle geri dönerek, geleneksel medyadaki baskının izleyiciyi tam tersi yönde harekete geçirebileceğini gösteren güçlü bir kanıt sundu. Jimmy Kimmel'ın sansür krizi sonrası yaşadığı zorluklar ve 6.3 milyon izleyiciyle yaptığı rekor geri dönüşün detaylarını okuyun.

“Asla geri dönüp bir patronla çalışamazdım. Patronlarla aram iyi değil. Kendi kendimin patronu olmak ve kendi şovumu yönetmek benim için çok daha iyi.” - Megyn Kelly (2023 yılında Variety'ye verdiği röportajdan)

Bağımsız Sesin Yükselişi: Bir Trend Analizi

Megyn Kelly'nin bu hamlesi, son yıllarda ABD medya pazarında gözlemlenen büyük bir eğilimin parçası. Özellikle Rush Limbaugh'nun vefatı ve muhafazakâr medyanın Fox News Channel’ın dışına taşmasıyla birlikte, Bill O’Reilly, Glenn Beck ve Tucker Carlson gibi yüksek profilli yorumcular kendi doğrudan tüketiciye (direct-to-consumer) yönelik platformlarını kurdu.

Eleştirel Bakış: Niche Yayıncılığın Zorlukları. Bu bağımsız platformların izleyici kitlesi, ana akım haber kuruluşlarınınkine kıyasla daha küçük ve daha dağınık olabilir. Ancak kablolu yayın aboneliklerinin azaldığı (cord-cutting) bu çağda, bu niş (niche) yayıncıların politik ve ticari gücü göz ardı edilmemelidir. Bu model, Kelly gibi isimlere, geleneksel medya kısıtlamaları olmaksızın, kendi izleyicileriyle daha otantik ve sansürsüz bir bağ kurma imkanı sunar.

Bu eğilim, geleneksel medya devlerinin sıkça yaşadığı birleşme başarısızlıkları ve kültürel çatışmalarla da desteklenmektedir. Örneğin, Netflix gibi dev platformlar bile büyük medya birleşmelerinin tarihsel olarak 'inanılmaz bir başarı karnesi olmadığını' belirtmekte ve organik büyümeyi tercih etmektedir. Ayrıca, dijital yayın devleri, Megyn Kelly'nin eleştirdiği lineer TV'nin aksine, yerel kültürel mirasa da yatırım yapma stratejileri geliştirmektedir. Bu bağlamda, Netflix Eş CEO'su Ted Sarandos, Roma'daki Centro Sperimentale di Cinematografia (CSC) ile tarihi **Cinema Europa** sinemasını restore etmek amacıyla beş yıllık, 4 milyon Euro tutarında bir ortaklık duyurmuştur. Bu yatırım, Netflix'in sadece bir dağıtımcı değil, aynı zamanda yerel yetenekleri ve kültür ekosistemini destekleyen bir ortak olma hedefini yansıtmaktadır. Netflix CEO'su Ted Sarandos'un Roma'daki Cinema Europa sinemasını CSC ile yeniden açma projesi hakkında daha fazla bilgi edinin. Bu devasa birleşmelerin entegrasyon zorlukları ve yüksek borçluluk yapıları (tıpkı Warner Bros. Discovery iddialarında olduğu gibi), Megyn Kelly'nin eleştirdiği "ölü" lineer televizyon yapılarının devamını zorlaştırmaktadır. Netflix CEO'su Greg Peters'ın medya birleşmeleri stratejisine dair daha detaylı analizi okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Kelly’nin Bağımsız İçerik İmparatorluğu

Megyn Kelly, bağımsız bir sesli yayıncı olarak görev yaptığı süre boyunca eski Başkan Donald Trump, Başkan Yardımcısı J.D. Vance ve Savunma Bakanı Pete Hegseth gibi üst düzey siyasi figürlerle röportajlar gerçekleştirdi. Ayrıca Tucker Carlson, Piers Morgan, Bill Maher ve Charlamagne tha God gibi popüler medya yüzleriyle de önemli sohbetlere imza attı.

Kelly, MK Media podcast ağı altında “The Nerve with Maureen Callahan,” “Next Up with Mark Halperin,” ve “MK True Crime” gibi yeni ve uzman destekli yapımları da yayına sokarak içerik üretim yelpazesini genişletmeye devam ediyor.

Kaynak: Bu haber bülteni, Variety'de yayımlanan orijinal makaleden derlenerek hazırlanmıştır.