Türkiye’nin önde gelen teknoloji ve gündem portallarından Sen, Nexus olarak, sanat dünyasından gelen çarpıcı bir haberi okuyucularımızla paylaşıyoruz. Finlandiyalı yönetmen Laura Hyppönen’in imzasını taşıyan psikolojik gerilim türündeki yeni filmi “Lex Julia”, hem konusu hem de uluslararası kadrosuyla dikkatleri üzerine çekiyor. Film, görünüşte kusursuz bir İskandinav tatilinin, geçmişten gelen karanlık bir sırla nasıl bir kaosa dönüştüğünü anlatıyor.
Hyppönen’in bu karakter odaklı gerilim filmi, cinsel saldırı ve travma gibi hassas konuları sansasyondan uzak bir dille ele almayı hedeflerken, aynı zamanda İskandinav ülkelerinin yüksek seviyede olduğu varsayılan toplumsal eşitlik algısının ne kadar derine indiğini de sorguluyor.
Başrolde Tanıdık Yüzler: Uluslararası Yıldızlar Üçlüsü
“Lex Julia”, uluslararası alanda tanınan yetenekleri bir araya getiriyor. Yönetmen Hyppönen, kısıtlı bir mekan ve sadece üç ana karakterle çalışmanın yarattığı klostrofobik gerilimi maksimize etmeyi amaçlıyor.
Filmin kadrosunda öne çıkan isimler şunlardır:
- Christian Hillborg (İsveç): Özellikle “The Last Kingdom”, “Fleabag” ve “Young Royals” gibi popüler yapımlardan tanınan Hillborg, hikayenin kilit figürü olan JP karakterini canlandırıyor.
- Jessica Grabowsky (Finlandiya): “Tom of Finland” ve “Icebreaker” filmleriyle tanınan Grabowsky, JP’nin eşi Anna rolünde yer alıyor.
- Rea Lest (Estonya): “The Manslayer/The Virgin/The Shadow” filmiyle bilinen Lest, filmin ismini taşıyan, geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalan Julia karakterine hayat veriyor.
Travma, Yüzleşme ve İskandinav Eşitliği Sorgulanıyor
Filmin ana hikayesi, müzik yapımcısı Julia’nın, yeni arkadaşı Anna’nın izole edilmiş adadaki villasını ziyaret etmesiyle başlıyor. Ancak Anna, eşi JP’yi tanıttığında, Julia dehşet verici bir gerçekle yüzleşiyor: JP, yıllar önce kendisine cinsel saldırıda bulunan kişi. Yönetmen Hyppönen, filmin temel motivasyonunu şöyle açıklıyor:
“Bu, bir tecavüz mağdurunun, olayın failiyle yıllar sonra karşılaşmasının hikayesidir. Hem mağdurun hem de iddia edilen failin ikilemlerini ve farklı algılarını, hatta üçüncü tarafın – failin eşinin – bakış açısını da keşfetmeye çalışıyor.”
Kişisel bir deneyimden ilham alan Hyppönen, tanışıklık tecavüzü (acquaintance rape) konusunu ‘ahlak dersi vermeden veya sansasyon yaratmadan derinlemesine incelemeyi’ amaçladığını belirtiyor. Bu yaklaşım, haberin sadece bir olayı değil, olayın psikolojik ve etik boyutlarını da ele alarak okuyucuya kapsamlı bir bakış sunmasını sağlıyor.
Neden Kuzey Coğrafyası?
Hyppönen, filmi bilinçli olarak sert ve ilkel İskandinav manzarasında çekmeyi tercih ettiğini vurguluyor. Tek bir mekan ve sınırlı oyuncu kadrosu, hikayeye doğal bir gerilim ve klostrofobi katıyor. Ancak bu coğrafi seçim sadece estetik değil, aynı zamanda eleştirel bir amaca da hizmet ediyor:
Değer Kat: Nordic Eşitliği Perdesi
İskandinav ülkeleri, genellikle cinsiyet eşitliği ve sosyal refah konularında dünya lideri olarak kabul edilir. Hyppönen, bu 'Nordic eşitliği markasının' pratikte ne kadar derinlere indiğini sorgulamak istediğini belirtiyor. Bir tecavüz mağdurunun toplum içinde karşılaştığı zorluklar, bu idealize edilmiş sosyal yapının kör noktalarını ortaya çıkarma potansiyeli taşıyor. Film, bu tür gerilim öğelerini kullanarak, toplumsal bilinçaltımızdaki karanlık köşelere ışık tutmayı amaçlıyor.
Kültür Sanatın Direnişi ve Yenilik İhtiyacı
Yönetmen Hyppönen, film yapım sürecinde Finlandiya’daki kültürel fon kesintilerine rağmen inancını kaybetmediğini ifade ediyor. Hyppönen’e göre, daha küçük ve deneysel filmler her zaman riskli girişimler olsa da, hikaye anlatımında çeşitliliği ve yeniliği sağlamak için bu tür projelere destek verilmesi büyük bir ticari fikir olmaya devam ediyor.
Bu küresel zorluklara rağmen, film endüstrisinde eşitliği sağlamaya yönelik önemli adımlar atılmaya devam ediyor. Özellikle yetersiz temsil edilen sinemacıların finansman engellerini aşmak amacıyla, kâr amacı gütmeyen kuruluş Breaking Through the Lens (BTTL) ve Stage 32 gibi platformlar işbirliği yaparak, kadın ve LGBTQ+ sinemacılara yönelik **Action Grant** programıyla 10.000 dolarlık kısıtlanmamış finansal destek sağlıyor. Sinemada eşitlik için verilen bu mücadeleye ve Action Grant programının detaylarına Nexus Haber'den ulaşabilirsiniz.
Finlandiya sinemasının tür çeşitliliğini kanıtlayan bir başka başarı da, yönetmen Pekka Ollula'nın "kırsal romantik zombi komedisi" olarak tanımladığı "Pigtown" filminden geldi. Helsinki Uluslararası Film Festivali'nin parçası olan Finnish Film Affair'da (Fin Film Fuarı) En İyi İskandinav Projesi ödülünü kazanan bu sıra dışı yapım, çiftlik hayatının ortasında ortaya çıkan bir zombi salgınını absürt bir mizahla ele alıyor. Finlandiya’nın dikkat çeken bu zombi komedisi Pigtown hakkındaki detaylara buradan ulaşabilirsiniz.
Bu kesintiler, Finlandiya film sektöründe büyük bir endişe yaratmış durumda. Nitekim, Helsinki Uluslararası Film Festivali kapsamında düzenlenen Finlandiya Film Fuarı’nda (FFA) En İyi Kurmaca Proje ödülünü kazanan yönetmen Alli Haapsalo bile, ödül konuşmasında hükümeti açıkça 'kültüre ve film fonlarına düşman' olarak nitelendirmiş ve sektörün dayanışma içinde direnmeye devam etmesi çağrısında bulunmuştu. Haapsalo’nun kurumsal kadın düşmanlığı ve bedensel özerklik gibi temaları ele alan 20. yüzyıl dönem draması 'Tell Everyone', bu protestoların gölgesinde büyük takdir toplamıştı. Finlandiya Film Fuarı'nda kültürel kesintilere karşı direniş ve ödül kazanan Alli Haapsalo'nun 'Tell Everyone' filmi hakkındaki detayları buradan okuyabilirsiniz.
“Lex Julia”, Finlandiya’dan Greenlit Productions, Polonya’dan Studio Produkcyjne Orka, Estonya’dan Alexandra Film ve İsveç’ten GötaFilm’in iş birliğiyle gerçekleşen güçlü bir Nordic ortak yapımıdır.
Yönetmenin nihai hedefi, “Seyirciyi rahatlık alanından çıkaracak hem baştan çıkarıcı hem de rahatsız edici bir etki yaratmak.”
***
Kaynak: Variety – Lex Julia Filmi Uluslararası Oyuncu Kadrosunu Açıkladı