İspanyol yönetmen ve yazar Leticia Dolera, Canneseries ödüllü 'Perfect Life'ın ardından merakla beklenen yeni projesi 'Puberty' (Pubertad) ile bir kez daha izleyicilerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. İspanya'nın en prestijli film etkinliklerinden biri olan ve bu yıl bölgesel sinemanın, özellikle de Bask sinemasının yükselişine sahne olan San Sebastián Film Festivali'nde ilk kez tanıtılan ve 24 Eylül'de HBO Max İspanya ile Portekiz'de yayınlanacak olan altı bölümlük bu dizi, gençlik şiddeti ve ergen cinsel istismarı gibi hassas ve karmaşık konuları derinlemesine ele alıyor. San Sebastián merkezli Noka Ekoizpena gibi kadın odaklı mentorluk ve üretim hızlandırma programları sayesinde, Bask ve Navarre bölgesindeki kadın sinemacıların projelerini hayata geçirme oranı artmış, bu da San Sebastián Film Festivali'nde İspanyol filmleri arasında Bask yapımlarının yüzde 75 gibi önemli bir oranla öne çıkmasını sağlamıştır.
Türkiye'de 'SenNexus' olarak yakından takip ettiğimiz bu tarz yapımlar, toplumsal tartışmaları tetikleme ve farkındalık yaratma potansiyeli taşıyor. 'Puberty', Netflix UK'in 'Adolescence' dizisiyle bazı tematik benzerlikler gösterse de, Dolera'nın kendi benzersiz bakış açısı ve İspanyol kültürel bağlamıyla ayrışıyor.
Leticia Dolera'nın bu güçlü yapımı, San Sebastián Film Festivali'nde tam 27 projeyle temsil edilen ve Carla Simón'un "Alcarrás" gibi uluslararası ödüllü filmleriyle yükselişini sürdüren Katalan sinemasının da önemli bir parçası olarak dikkat çekiyor. Bölgenin sinema dünyasındaki bu ağırlık, Dolera'nın 'Puberty'i neden Katalonya'nın küçük bir kasabasında kurguladığını açıklarken de hissediliyor.
San Sebastián'da Yoğun İlgi: 'Puberty' Ne Anlatıyor?
Dizinin tanıtımı, San Sebastián Film Festivali'nde Dolera ve yapımcı Miriam Porté'nin katıldığı yüksek profilli bir basın toplantısıyla yapıldı. Dolera, sanayi izleyicilerine diziden üç sembolik sahne sunarak, eserin çok katmanlı yapısını gözler önüne serdi. Yönetmen, dizinin miras, kültürel ve ataerkil yapılar, aile içi psikoloji ve erkeklik modellerinin babadan oğula, dededen toruna nasıl aktarıldığı gibi konuları işlediğini belirtti.
İnsan Kuleleri Metaforuyla Toplumsal Yapıların İncelemesi
Dolera, 'Puberty'i neden Katalonya'nın küçük bir kasabasında, 'insan kuleleri' (castells) geleneği etrafında kurguladığını açıklarken, bu geleneğin toplumu, grup çalışmasını ve karşılıklı güveni yansıttığını vurguladı. 'Eğer bir kule iyi inşa edilmezse, düşer. Tıpkı topluluklar gibi, kırılgandır' sözleriyle, insan kulelerinin insan doğasının ışık ve gölge yanlarını, çelişkilerini temsil eden güzel bir paradigma olduğunu dile getirdi.
“İnsan kuleleri, bir toplumu yansıtır; bir grup olarak nasıl çalışmanız gerektiğini gösterir. Toplumlar, bireyselleşmiş evde oturan üyeler tarafından yaratılmaz. Bir kule oluşturmak, insanlarla tanışmak, birlikte bir şeyler yapmak demektir; burada değerler, yapılar, etik uzlaşı devreye girer. Bugün bu neredeyse devrimci görünüyor – insani güven. Eğer kule iyi inşa edilmezse, düşer, çünkü kırılgandır, tıpkı topluluklar gibi. Dolayısıyla insan kuleleri, insanoğlunun, ışığının ve gölgesinin, çelişkilerinin güzel bir paradigmasıdır.” - Leticia Dolera
Dizinin Ana Temaları ve Klip Analizleri
Diziden paylaşılan sahneler, 'Puberty'nin ele alacağı karmaşık meseleler hakkında ipuçları verdi:
- İlk Klip: Aile İçi Çatışmalar ve Ataerkillik: Feminist gazeteci Julia ile babası Martí Sr. ve kardeşi Martí arasındaki yemek sahnesi, ataerkil değerler, nesiller arası çatışmalar ve erkeklik algısının aile içindeki yansımalarını gözler önüne seriyor. Küçük Julia'nın oğlunun bu gerilimli ortamda hissettiği rahatsızlık, konunun ne kadar derine indiğini gösteriyor.
- İkinci Klip: Rıza ve Travma: Julia'nın arkadaşı Estel'in gençliğinde yaşadığı bir taciz olayı, suç teşkil etmese bile bireylerde derin yaralar ve travmalar bırakabilecek gri alanları ele alıyor. Dolera, bu tür olayların hem mağdur hem de fail üzerinde nasıl kalıcı etkiler bırakabileceğini vurguluyor.
- Üçüncü Klip: Toplumsal Tepki ve Karmaşa: Sosyal medyada yayılan cinsel saldırı dedikodularıyla sarsılan castells ekibinin, durumu polise bildirme ile sponsorlukları kaybetme riski arasındaki ikilemi, yetişkinlerin bu tür olaylar karşısındaki kafa karışıklığını ve toplumsal baskıları yansıtıyor. Özellikle Martí'nin oğlu Pol'ün de zanlılar arasında olabileceği ihtimali, konunun karmaşıklığını artırıyor.
Kuşak Çatışması ve Kapitalist Sistem Etkisi
Dolera, dizinin geniş bir kuşak kopukluğunu yansıttığını belirterek, 'Telefonla büyüyen çocuk nesilleri ve kapitalist sistem tarafından giderek daha fazla yutulan, evlerini ve birçok şeyi ödemek için iş yerinde daha fazla zaman harcamak zorunda kalan ebeveynlerin biraz kaybolmuş olduğu bir sorunla yüzleştiğimize inanıyorum' dedi. Bu tespit, modern toplumun getirdiği zorlukları ve aile dinamikleri üzerindeki etkilerini açıkça ortaya koyuyor.
SenNexus Yorumu: Değer Katma ve Eleştirel Bakış
'Puberty' gibi diziler, sadece gençlerin dünyasını değil, aynı zamanda ebeveynlerin, toplumsal kurumların ve hatta kültürlerin bu hassas konulara nasıl yaklaştığını da sorgulatıyor. Bir yandan, toplumsal meselelerin sanatsal bir dille ele alınması takdire şayan. Öte yandan, böylesine karmaşık ve derin travmalara yol açabilen olayların bir dizi formatında ne kadar incelikle işlenebileceği, yüzeysellikten kaçınılıp kaçınılamayacağı da önemli bir tartışma konusu. Özellikle dijital çağda, gençlerin maruz kaldığı bilgi kirliliği ve yanlış yönlendirmeler düşünüldüğünde, dizinin bu konudaki eğitici ve farkındalık artırıcı rolü hayati önem taşıyor.
Yapım ve Finansman Süreci
Miriam Porté, projenin başlangıcında Dolera'nın erken kararlılığının gelişimi mümkün kıldığını hatırlattı. Finansman sürecinin 'çok karmaşık' olduğunu belirten Porté, Katalonya'nın kültürel otoriteleri (ICEC), TV3 ve 3CAT'nin desteğinin yanı sıra, HBO Max'in projedeki varlığının 'kesinlikle imkansız' olacağını vurguladı.
Bu destekler, Katalan Kültür Şirketleri Enstitüsü (ICEC) gibi kurumların uzun yıllardır sürdürdüğü istikrarlı stratejik yatırımların ve yetenek geliştirme programlarının bir meyvesi olarak görülüyor. ICEC, ESCAC ve Pompeu Fabra Üniversitesi gibi eğitim merkezleriyle birlikte Katalonya'yı Avrupa'nın sanat sineması içindeki en güçlü aktörlerden biri haline getirmiştir. Benzer şekilde, Madrid Film Okulu (ECAM) bünyesindeki kuluçka programları da İspanyol sinemasının genç yeteneklerine önemli destek sağlamakta ve yönetmen Rai Marìa'nın 'The Big Rip' (El gran desgarro) gibi dikkat çekici projelerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Bu 'varoluşsal komedi', bir yazarın kişisel kaosu ile dünyanın sonunun geldiğine inanan erkek kardeşinin paranoyasını harmanlayarak bireysel bunalımlardan evrensel bir sona doğru uzanan keskin gözlemler sunmaktadır. ECAM Incubator filmi 'The Big Rip' hakkında daha fazla bilgi edinmek için Nexus Haber'i ziyaret edebilirsiniz.
Distinto Films, Berlin 2025 Panorama İzleyici Ödülü kazananı 'Deaf' ve SXSW en iyi performans ödüllü 'Mamífera' gibi başarılı yapımların arkasında. Oriol Maymó ise Cannes Jüri Ödülü sahibi 'Sirât' ve 'Vida Perfecta' gibi dizilerin yapımcılığını üstlenmiş, sektörde önemli bir geçmişe sahip.
'Puberty', hem konusu hem de yapım kalitesiyle, gençlik sorunlarına ışık tutan önemli bir yapım olmaya aday görünüyor. Dizi, toplumsal diyalogları teşvik ederek, gençlerin ve ebeveynlerin bu zorlu dönemde karşılaştıkları sorunlara farklı bir perspektif sunmayı hedefliyor.
Kaynak: Variety
