Filipinler sineması, 98. Akademi Ödülleri'nde "En İyi Uluslararası Film" kategorisi için oldukça cesur ve tartışmalı bir seçimle dünya sahnesine çıkmaya hazırlanıyor: Lav Diaz'ın yönetmenliğini üstlendiği "Magellan" adlı tarihi drama. Film Akademisi'nin bu kararı, sadece bir film adaylığından öte, sömürgeci tarihe eleştirel bir bakış açısı sunma cesaretini simgeliyor.
Bu yıl 82. kez düzenlenen Venedik Film Festivali gibi dünya sinemasının en saygın etkinlikleri, Cannes ve Berlin ile birlikte 'Büyük Üçlü' festivaller arasında yer alarak, yeni yetenekleri keşfetme ve dünya sinemasına eleştirel bir bakış açısı sunma misyonuyla Oscar yarışının önemli bir başlangıç noktasıdır. Sonbahar festival sezonunun hareketlenmesiyle birlikte, 98. Akademi Ödülleri'nin Uluslararası Uzun Metraj Film kategorisi için ülkelerin adaylarını açıklamaya başladığı bu dönemde, Tayvan da hem geleneksel sinema alanındaki iddialı yapımlarıyla hem de sürükleyici (XR) medya programındaki rekor katılımıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Hollywood'un deneyimli isimlerinden Ethan Hawke da Richard Linklater yönetmenliğindeki 'Blue Moon' filmiyle En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ı için iddialı bir aday olarak öne çıkıyor. Dört Oscar adaylığı bulunan ancak henüz heykelciğe ulaşamamış olan Hawke'ın, müzikal deha Lorenz Hart'ı canlandırdığı bu rolü, Telluride Film Festivali'nde aldığı prestijli 'Silver Medallion' ödülüyle Oscar yarışında güçlü bir sinyal verdi.
'Magellan'ın Hikayesi: Efsanelerin Gölgesindeki Gerçek
"Magellan", Portekizli kaşif Ferdinand Macellan'ın Mactan Adası'nda ölmeden önceki son aylarını konu alıyor. Ancak film, onu romantikleştirilmiş bir kahraman figürü olarak değil, "kendi unutuluşuyla yüzleşen bir adam" olarak tasvir ederek geleneksel anlatılara meydan okuyor. Yönetmen Lav Diaz, bu yaklaşımı "tarihe uzlaşmaz bir perspektif" olarak tanımlıyor. Oyuncu kadrosunda Gael García Bernal'ın yanı sıra Arjay Babon, Ronnie Lazaro, Bong Cabrera ve Hazel Orencio gibi Filipinli isimler yer alıyor.
Seçim Süreci ve Eleştirel Yaklaşımlar
Filipinler Film Akademisi, yedi yerel yapım arasından "Magellan"ı seçerken estetik ve teknik mükemmellik, Filipin değerleri ve kültürünü yansıtma, uluslararası çekicilik ve yapımcının kampanya yetenekleri gibi kriterleri göz önünde bulundurdu. Ancak bu seçimin ardında yatan daha derin anlamlar da sorgulanabilir. Küresel bir sahnede, eski sömürgeci güçlere karşı bir duruş sergileyen bir filmin tercih edilmesi, Filipinler'in kendi ulusal kimliğini ve tarihini yeniden tanımlama çabasının bir parçası mı? Yoksa bu, sadece sanatsal değeri yüksek bir yapımın doğal sonucu mu? Bu türden bir filmin uluslararası ilgiyi toplama potansiyeli yüksek olsa da, geleneksel anlatılara alışkın Akademi üyeleri arasında nasıl bir yankı bulacağı merak konusu.
Uluslararası Arenada Güçlü Bir Başlangıç
Filipinler, Portekiz ve İspanya'da çekimleri tamamlanan "Magellan", ilk gösterimini Cannes Film Festivali'nde yaptı ve şimdiden uluslararası dağıtım ortakları edinmiş durumda. Luxbox Films dünya satışlarını üstlenirken, Kuzey Amerika dağıtımını Janus Films yürütüyor. Film, önümüzdeki ay Toronto Film Festivali ve New York Film Festivali'nde izleyiciyle buluşacak, ardından 10 Eylül'de Filipinler'de vizyona girecek.
Oscar Kampanyasında Stratejik Hamleler
"Magellan"ın Oscar yolculuğu için önemli bir destek, "Parazit" ve "Drive My Car" gibi uluslararası ödül kazanan filmlerin arkasındaki Cinetic Marketing ajansının desteğini alması oldu. Filipinler Film Akademisi direktörü Paolo Villaluna, filmin arkasında durduklarını ve Akademi'nin gerekli tüm desteği sağlayacağını belirtti. Villaluna,
"Magellan'ın Oscar yolculuğunun henüz başında olduğunu biliyoruz ve filmi desteklemeye hazırız. Oscar kampanyasının inceliklerini aşmak için onlarla yakın çalışacak ve vizyonlarının dünya ile paylaşılmasını sağlamak için gerektiğinde hükümet desteği sağlayacağız."sözleriyle bu kararlılıklarını vurguladı. Bu stratejik ortaklık, Filipinler'in Akademi'deki görünürlüğünü artırma konusunda iddialı olduğunu gösteriyor.
Eleştirel Bakış Açıları ve Film Hakkındaki Yorumlar
Variety dergisi, filmi "çarpıcı biçimde kurgulanmış, politik olarak titiz bir çalışma" olarak övgüyle karşıladı ve "kaşifin romantikleştirilmiş mirasını baştan aşağı ve şiddetli bir şekilde söküp atan, samimi bir post-kolonyal perspektif" sunduğunu belirtti. Bu yorumlar, filmin sadece sanatsal bir başarı değil, aynı zamanda derin bir sosyo-politik mesaj taşıdığının da bir göstergesi.
Oscar'da En İyi Erkek Oyuncu Yarışı: Kimler Öne Çıkıyor?
Bu yılki En İyi Erkek Oyuncu yarışı oldukça çekişmeli geçeceğe benziyor ve Ethan Hawke'ın Oscar yolculuğu kolay olmayacak. Hawke'ın 'Blue Moon' filmindeki Lorenz Hart performansı, Akademi'nin gerçek hayattaki müzisyenleri ve performans sanatçılarını canlandıran oyuncuları ödüllendirme geçmişi göz önüne alındığında güçlü bir adaylık potansiyeli taşıyor. Jamie Foxx'un 'Ray' (2004) ve Marion Cotillard'ın 'La Vie En Rose' (2007) performansları bu eğilimin örneklerinden sadece birkaçı. Ancak lirik yazarları ve bestecileri konu alan hikayeler daha nadir görüldüğünden, Hart'ın Amerikan şarkı mirasına katkısı ve özel hayatındaki çalkantı, Hawke'ın canlandırmasını daha dikkat çekici kılabilir.
Rekabette öne çıkan diğer isimler arasında Venedik Film Festivali'nde dikkat çeken yapımlardan George Clooney ('Jay Kelly'), Oscar Isaac ('Frankenstein'), Dwayne Johnson ('The Smashing Machine') ve Jesse Plemons ('Bugonia') gibi potansiyel adaylar bulunuyor. Ayrıca gişe rekortmeni 'Sinners'daki Michael B. Jordan, Cannes'da En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan 'The Secret Agent'daki Wagner Moura ve henüz vizyona girmemiş 'One Battle After Another'daki Leonardo DiCaprio da bu zorlu yarışta yer alıyor. Bu yoğun rekabet ortamında, Hawke'ın performansının gerçekten sarsıcı ve akılda kalıcı olması gerekiyor. Ancak uzun soluklu kariyeri ve Akademi üyeleri arasında kazandığı saygı, onu bu yarışta güçlü bir konuma getiriyor ve 'uzun zamandır hak eden' anlatısını güçlendiriyor.
Oscar Takvimi
- Ülkelerin Son Başvuru Tarihi: 1 Ekim
- Uluslararası Film Kısa Listesi Açıklanması: 16 Aralık
- Final Beş Adayın Açıklanması: 22 Ocak
Lav Diaz'ın "Magellan" filmi, sadece Filipinler'i Oscar'da temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda sinema aracılığıyla tarihin yeniden yorumlanmasına ve sömürgeci anlatıların sorgulanmasına dair önemli bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Bu cesur adım, dünya sinemasına yeni ve farklı seslerin katılması açısından da büyük önem taşıyor. Bu süreçte Chloé Zhao'nun "Hamnet" filmi gibi Telluride'da Oscar heyecanını yükselten yapımlar da dahil olmak üzere, birçok iddialı film 98. Akademi Ödülleri için yarışıyor. Telluride Film Festivali'nin prestijli 'Silver Medallion' ödülü, geçmişte birçok Oscar adayının ve kazananının ilk durağı olmasıyla bilinir; bu yıl da bu ödülü alan Ethan Hawke'ın 'Blue Moon' performansıyla bu geleneği sürdürme potansiyeli taşıdığı konuşuluyor. Öte yandan, Venedik Film Festivali'nde Shu Qi'nin ilk yönetmenlik denemesi olan 'Girl' filmiyle Altın Aslan için yarışan Tayvan gibi ülkeler, hem geleneksel sinemadaki güçlü dönüşlerini hem de sürükleyici XR teknolojileri alanındaki yeniliklerini sergileyerek uluslararası arenada dikkat çekiyor.
Kaynak: Bu haber, Variety.com'da yayınlanan makaleden derlenmiştir.
```