ABD'nin önde gelen mizah ve siyasi eleştiri programı The Daily Show'a geri dönen Jon Stewart, son yayınında ülkenin kanayan yarası olan toplu silahlı saldırılar konusunu ele aldı. Ancak Stewart'ın hedefinde bu kez silah politikaları değil, trajediler karşısında medyada oluşan yeni ve zehirli bir alışkanlık vardı: Olayın henüz sıcaklığı geçmeden, faillerin siyasi kimliğini öne sürerek suçu karşıt siyasi görüşe yükleme yarışı.
Stewart, programın başlangıcında sadece 24 saat içinde altı farklı toplu saldırının yaşandığını hatırlatarak, ABD’nin bu trajedilere verdiği tepkinin zamanla nasıl değiştiğini gözler önüne serdi.
“Yeni Rutin: Bu Suç Sizin Mi?”
Stewart’a göre, geçmişte bu tür olaylar yaşandığında rutin, “şokumuzu ifade etmek, üzüntümüzü dile getirmek, başsağlığı dilemek ve sonra silah konusunu gündeme getirmenin uygunluğunu bir iki gün tartışıp hiçbir şey yapmamak” şeklindeydi. Ancak bu döngünün yerini, Stewart'ın deyimiyle “yeni bir saldırı sonrası eğlence” aldı: “Bu, sizinki mi?”
Ünlü komedyen, çeşitli haber kanallarından kesitler sunarak, medyanın faillerin siyasi motivasyonlarını nasıl yapıştırdığını gösterdi. Bu kesitlerde “Bu adam sağcı, Trump destekçisi, Evanjelik bir Hristiyan” veya tam tersi “Bu bir Biden destekçisi, durum kapanmıştır” gibi ifadeler kullanılıyordu.
“Bu, Amerika’nın yeni cinsiyet açıklama (gender reveal) geleneği,” diye espri yapan Stewart, “Boom! Mavi! Haha! Şiddetten dolayı sizi suçladığım için çok mutluyum!” ifadeleriyle, bu suçlama oyununun faillerin kimliği belirlenmeden dahi oynanacak kadar yaygınlaştığına dikkat çekti.
Medya Etiği Nereye Kayboldu? Katillere Odaklanma Tehlikesi
Stewart’ın eleştirisi sadece siyasi suçlamalarla sınırlı kalmadı. Komedyen, geçmişte medyanın, dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen eylemlere dikkat çekmemeye özen gösterdiğini, dolayısıyla faillerin isimlerini veya fotoğraflarını yayınlamaktan kaçındığını belirtti. Bu, potansiyel failleri özendirmemek adına uygulanan önemli bir etik kuraldı.
Eski haber görüntülerinde uzmanların “Silahlı adamın adını söylemeyeceğiz veya fotoğrafını göstermeyeceğiz çünkü genellikle dikkat çekmek için bu eylemleri yapıyorlar” dediği anları gösteren Stewart, günümüz medyasının bu prensibi tamamen terk ettiğini ima etti. Hatta Stewart, bu etik değişimi eleştirirken, şüpheli katillerin kişisel (ve absürt) fotoğraflarının dahi medyada gösterilebildiğine dikkat çekerek ironi yaptı.
Eleştirel Bakış: Neden Siyasi Kutuplaşma Öne Çıkıyor?
Jon Stewart’ın eleştirisi büyük ölçüde haklı olsa da, medyanın bu tür olaylarda hemen siyasi arka planı araştırmaya yönelmesinin altında yatan nedenleri de görmek gerekir. Günümüz ABD siyasi ortamı o kadar kutuplaşmış durumda ki, neredeyse her bireysel eylem, ister istemez bir ideolojik çatışmanın sonucu olarak görülüyor. Medya kuruluşları, okuyucunun bağlam talebini karşılamak veya kendi izleyici tabanlarının beklentilerini karşılamak adına faillerin ideolojik geçmişini hızla haberleştirmeye zorlanıyor olabilirler. Ancak Stewart'ın vurguladığı gibi, bu durum, olayın insani boyutunu ve silah şiddetinin kök nedenlerini tartışma fırsatını siyasi bir puanlama oyununa kurban ediyor.
Stewart, bu son eleştirisiyle, ABD medyasının trajedileri bile siyasi bir cepheleşme aracı olarak kullanma eğilimini sert bir şekilde eleştirmiş ve izleyicileri, bu durumun ülkedeki şiddet döngüsünün devam etmesindeki rolü üzerine düşünmeye davet etmiştir.
Kaynak: Variety