Jimmy Kimmel Sahneden Çekildi: ABD Gece Yarısı Şovlarında Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?

Haber Merkezi

18 September 2025, 09:31 tarihinde yayınlandı

Jimmy Kimmel Neden Sahneden Çekildi? ABD Gece Yarısı Şovlarının ve İfade Özgürlüğünün Geleceği Tehdit Altında mı?

ABD televizyon dünyasının önemli figürlerinden, ABC'nin uzun soluklu gece yarısı programı 'Jimmy Kimmel Live!'ın sunucusu Jimmy Kimmel, geçtiğimiz günlerde programının bağlı yayın istasyonları tarafından süresiz yayından kaldırılmasıyla gündeme oturdu. Bu gelişme, Amerikan medya ortamında, özellikle de siyasi mizah, ifade özgürlüğü ve medya devleri ile yerel yayıncılar arasındaki güç mücadelesi konularında endişeleri artırdı. Karara ilk tepkilerden biri, ülkenin en büyük yazarlar birliği olan Amerika Yazarlar Birliği Batı (WGA West) ve Sinema Oyuncuları Sendikası – Amerikan Televizyon ve Radyo Sanatçıları Federasyonu (SAG-AFTRA) cephesinden geldi. Her iki sendika da, ABC'nin bu hamlesini 'misilleme' olarak değerlendirerek kınadı ve sanatçıların sesinin kısılmasının demokratik değerlere aykırı olduğunu belirtti. Olayların merkezinde, Federal İletişim Komisyonu (FCC) Başkanı Brendan Carr'ın ABC'nin lisanslarını iptal edebileceği yönündeki tehdidi ve Kimmel'ın Donald Trump yönetimini hedef alan eleştirel yorumları yatıyor.

Kimmel'ı Koltuğundan Eden Olaylar Zinciri

Olaylar, Kimmel'ın Pazartesi gecesi yayınlanan monoloğunda, 10 Eylül'de Utah'ta hayatını kaybeden aktivist Charlie Kirk ve 'MAGA' hareketi hakkındaki yaptığı sert yorumlarla başladı. Kimmel, 'MAGA çetesi'nin, Kirk'ü öldüren çocuğu 'kendilerinden biri' olarak göstermeye çalıştığını söylemişti. Kimmel, eski Başkan Donald Trump'ın Amerikan bayraklarını yarıya indirme emrini ve olayla ilgili siyasi yorumları tiye aldı. Bu yorumlar, özellikle muhafazakar kesimde infiale yol açarken, pek çok kesim tarafından 'uygunsuz' olarak nitelendirilse de, ifade özgürlüğü savunucuları için mizahın ve eleştirel düşüncenin temel bir parçasıydı. Ancak, FCC Başkanı Carr'ın devreye girmesiyle durum farklı bir boyut kazandı. Carr'ın ABC'nin yayın lisanslarını iptal etme potansiyelinden bahsetmesi üzerine, Carr, Kimmel'ın Kirk'ün ölümüyle ilgili yorumlarını 'saldırgan' bularak ABC hakkında yeni bir soruşturma başlatma tehdidinde bulundu. Bu açıklama, ifade özgürlüğü savunucuları tarafından sert bir şekilde eleştirildi; zira savunucular, Carr'ın FCC'nin düzenleyici yetkisini siyasi rakiplerine zarar vermek için bir 'çekiç' gibi kullandığını savundu. ABD'nin en büyük yerel televizyon yayıncısı gruplarından Nexstar ve Sinclair Broadcast Group liderliğindeki kanalın bağlı kuruluşları programı yayından çekme kararı aldı. Hatta Çarşamba ve Perşembe akşamları Kimmel'ın yayınlandığı 23:35 slotunda 'Celebrity Family Feud' programının tekrar bölümlerinin yayınlanacağı belirtildi. Kısa süre sonra ABC de bu karara uydu.

“Uygunsuzluk suç değildir. Aslında uygunsuzluk, en iyi komedinin kaynağı olabilir – en azından ifade özgürlüğünü temel bir hak ve erdem olarak anladığımız bir toplumda.”

İfade Özgürlüğü ve Medya Üzerindeki Baskı

Kimmel'ın durumu, ABD tarihinde siyasi figürlerin medya üzerindeki baskısının yeni bir örneği olarak yorumlanıyor. Özellikle Nexstar ve Sinclair Broadcast Group gibi yerel yayıncıların, ana ağlara karşı bu denli açık bir cephe alarak programı yayından çekme kararı, medya devleri ile yerel güç odakları arasındaki tarihi bir değişimin de sinyalini verdi. Bir zamanlar bağlı istasyonlara ödeme yapan büyük ağların aksine, günümüzde yerel istasyonlar maliyetli spor yayın hakları gibi durumlar için ağlara 'ters tazminat' ödeyerek yayın dengesini değiştirmiş durumda. Daha önce de Bill Maher gibi sunucuların siyasi yorumları tepki çekmiş, ancak doğrudan devlet kurumlarının lisans iptali tehdidiyle karşılaşılmamıştı. Bu olay, eleştirel seslerin cezalandırılmasının ve otosansürün artmasının önünü açabileceği endişesini doğuruyor. Kimmel, ABC'nin yıllarca Oscarlar ve Emmy'ler için sunucu olarak güvendiği, hatta geçmişte oğluyla ilgili sağlık sorunları üzerinden yaptığı duygusal ve politik konuşmalarla takdir toplamış bir 'şirket adamı'ydı. Ancak, görünüşe göre bu 'şirket adamı' statüsü bile onu hedef olmaktan koruyamadı.

Bu duruma tepki olarak, ülkenin en büyük yazarlar birliği olan Amerika Yazarlar Birliği Batı (WGA West) ve Sinema Oyuncuları Sendikası – Amerikan Televizyon ve Radyo Sanatçıları Federasyonu (SAG-AFTRA), ABC'nin bu hamlesini 'misilleme' olarak değerlendirerek kınadı. WGA, 'Fikirlerimizi özgürce dile getirme, birbirimizle hemfikir olmama – hatta rahatsız etme hakkı – özgür bir halk olmanın tam kalbinde yer alır. Bu inkar edilemez. Ne şiddetle, ne hükümet gücünün kötüye kullanılmasıyla, ne de kurumsal korkaklık eylemleriyle' ifadelerini kullanarak, yazarların ve farklı düşünenlerin sesini susturmaya çalışanlara karşı birlik içinde olduklarını vurguladı. SAG-AFTRA da benzer bir şekilde, 'kamuoyunu ilgilendiren önemli konularda konuşma özgürlüğünün bastırılması ve misillemenin hepimizin dayandığı temel haklara aykırı olduğunu' belirtti.

Bu olayın arka planında, Nexstar'ın FCC'yi mevcut televizyon istasyonu sahipliği sınırlarını yeniden gözden geçirmesi için yoğun bir baskı uyguladığı bir dönem bulunuyordu. Şirket, geçtiğimiz ay Tegna adlı rakip bir istasyon grubunu 6 milyar dolarlık bir işlemle satın alma niyetini açıklamış, bu da mevcut kurallar altında sahiplik sınırını aşacağı için FCC'nin kuralları gevşetmesini zorunlu kılmıştı. Bu durum, yerel yayıncıların ana ağlara karşı güç gösterisinin, sadece içerik denetimiyle sınırlı kalmayıp, medya dünyasındaki daha büyük kurumsal ve düzenleyici çekişmelerin bir parçası olduğunu gösteriyor.

Öne Çıkanlar:

  • Kimmel'ın Askıya Alınması: Jimmy Kimmel'ın, Pazartesi gecesi yayınlanan monoloğunda 10 Eylül'de hayatını kaybeden aktivist Charlie Kirk ve 'MAGA' hareketi hakkındaki yorumları, özellikle 'MAGA çetesi'nin Kirk'ü öldüren çocuğu 'kendilerinden biri' olarak göstermeye çalıştığı şeklindeki sözleri sonrası, FCC tehditleri ve Nexstar ile Sinclair gibi yerel yayıncıların inisiyatifiyle programının süresiz yayından kaldırılması.
  • Yayın Ortaklarının Rolü: Nexstar ve Sinclair'in 32 ABC bağlı istasyonunda Kimmel programını yayından kaldırarak 'Celebrity Family Feud' tekrar bölümlerini yayınlaması ve bağlı istasyonların ana yayın ağına karşı nadir görülen güç gösterisi.
  • FCC'nin Rolü: FCC Başkanı Brendan Carr'ın, Kimmel'ın yorumlarını 'saldırgan' bularak ABC hakkında yeni bir soruşturma başlatma tehdidi ve ifade özgürlüğü savunucularının Carr'ın yetkisini siyasi rakiplere karşı bir 'çekiç' gibi kullandığı yönündeki tepkisi.
  • Siyasi Mizahın Geleceği: Olayın, ABD'deki siyasi mizahın ve gece yarısı şovlarının daha 'güvenli' bir yöne kaymasına yol açabileceği endişesi.
  • Medya Özgürlüğüne Etki: Bir yayın televizyonu yöneticisinin durumu "17 Eylül'ü hatırlayın – Amerika'da Birinci Değişikliği kaybettiğimiz gün" sözleriyle değerlendirmesi, olayın ifade özgürlüğü üzerindeki potansiyel etkisinin derinliğini gösteriyor.
  • İfade Özgürlüğü Tartışması: Devlet baskısının, anayasal güvence altındaki ifade özgürlüğünü nasıl etkilediği üzerine derin tartışmalar.

Gece Yarısı Televizyonunun Yeni Çehresi: Fallon Yalnız mı Kalacak?

Bu olayın ardından, gece yarısı televizyonunun geleceği belirsizliğe büründü. Stephen Colbert'ın programının gelecek baharda sona erecek olması da düşünüldüğünde, Jimmy Fallon'ın 'The Tonight Show' ile bu kuşakta neredeyse tek başına kalabileceği konuşuluyor. Fallon, Trump'ın ilk döneminde, Kimmel veya Colbert kadar politik olmaktan kaçınan, daha risksiz ve genel olarak eğlence odaklı mizahıyla biliniyor. Bu durum, gelecekte gece yarısı şovlarının daha az eleştirel, daha az politik içerikle yoluna devam edeceği yönünde güçlü bir sinyal olarak algılanabilir.

Eleştirel seslerin bu denli sert bir şekilde cezalandırıldığı bir ortamda, komedyenlerin 'kabak' hikayeleri gibi masum şakalara sığınması şaşırtıcı olmayacaktır. Bu durum, Sindrella'nın saati gece yarısını vurduğunda her şeyin değiştiği masalını anımsatıyor; özgür konuşma hakkı gibi alışılmış hakların bir anda ortadan kaybolabileceği uyarısını içeriyor.

Peki, Sırada Ne Var?

ABC ve diğer büyük yayıncıların, hükümetten gelen doğrudan ya da dolaylı baskılara karşı duruşları, önümüzdeki dönemde Amerikan medyasının yönünü belirleyecek. Bu olay, sadece bir komedyenin programının durdurulmasından öte, ABD'deki demokratik değerlerin ve anayasal hakların ne ölçüde korunabildiğine dair kritik bir sınav niteliği taşıyor.

Bu kapsamlı incelemeye ek olarak, konuyla ilgili daha fazla detaya Nexus Haber üzerinden de ulaşabilirsiniz.

Konuyla ilgili daha detaylı bilgi ve ifade özgürlüğü krizi üzerine analizler için Nexus Haber'i ziyaret edebilirsiniz.

Kaynak: Variety - Jimmy Kimmel Sidelined: What’s the Future of Late-Night TV After ABC’s Decision?