Sinema dünyasının prestijli duraklarından Locarno Film Festivali, bu yıl ilk kez düzenlediği “Spanish Previews” etkinliğiyle İspanyol sinemasının geleceğine ışık tuttu. Etkinliğin yıldızı ise, Katalan yönetmen Adrià Guxens'in imzasını taşıyan ve ülkedeki çok kültürlü karakterlerin sinemadaki eksikliğini gidermeyi hedefleyen hibrit yapım “Lóngquán: The Dragon’s Spring” oldu. Film, post-prodüksiyon hizmetleri için 10.000 € değerindeki büyük ödülün sahibi oldu.
Bu ödül, sadece tek bir filmin başarısından çok daha fazlasını ifade ediyor. “Lóngquán”, uzun zamandır kendi içine kapalı olmakla eleştirilen İspanyol sinemasının, küreselleşen dünyanın gerçeklerine ve kendi içindeki çoğulcu toplumsal yapıya nihayet kucak açmaya başladığının güçlü bir kanıtı olarak görülüyor.
Yönetmen Adrià Guxens, durumu şu sözlerle özetliyor: “Fransa veya ABD gibi ülkeler yıllardır farklı kökenlerden gelen insanların hikayelerini anlatırken, İspanya'da toplumumuz uzun süredir çoğulcu olmasına rağmen onları anlatılarımızın merkezine koymaya hâlâ direniyoruz.”
Bir “Mucize” Olarak Görülen Film: Lóngquán
Gerçekçilikle fantezi arasında gidip gelen, belgesel ve kurmacayı iç içe geçiren “Lóngquán”, Çin kökenli genç bir Katalan olan Junyi'nin, aniden hastalanan büyükannesini görmek için Çin'e yaptığı yolculuğu konu alıyor. Bu yolculuk, Junyi'nin kökleri, kimliği ve aidiyet duygusu üzerine derin bir dönüşüm yaşamasına neden oluyor. Başroldeki Junyi Sun'ın hassas ve incelikli performansı, Locarno'daki izleyicilerden tam not aldı.
Yapımcı Anna Moragriega, bu filmi İspanya'da yapmanın “bir mucizeden farksız” olduğunu belirtiyor. Bu ifade, ülkedeki ana akım sinema endüstrisinin bu türden “farklı” hikayelere ne kadar mesafeli durduğunun da altını çiziyor.
Eleştirel Bakış: Tek Bir Film Bahar Getirir mi?
“Lóngquán”ın başarısı şüphesiz çok değerli. Ancak bu, İspanyol sinemasındaki tüm duvarların yıkıldığı anlamına mı geliyor? Sektörün finansal ve dağıtım kanallarının, bu tür niş ancak evrensel temalı filmlere ne kadar alan açacağı belirsizliğini koruyor. Bu öncü adımın kalıcı bir değişime mi, yoksa sadece festival çevrelerinde takdir edilen istisnai bir başarıya mı dönüşeceğini zaman gösterecek. Asıl sınav, bu cesur yapımların gişede ve geniş kitleler nezdinde nasıl bir karşılık bulacağı olacak.
Locarno'da Öne Çıkan Diğer İspanyol Yapımları
Spanish Previews etkinliği, “Lóngquán”ın ötesinde, İspanyol sinemasındaki diğer heyecan verici eğilimleri de gözler önüne serdi. İşte dikkat çeken beş film ve temsil ettikleri akımlar:
“The Mantises” (Las Mantises): Didac Gimeno'nun yönettiği bu doğaüstü gerilim, İspanya'nın usta işi tür sineması geleneğinden besleniyor. Yas, öteki dünya ve büyüme sancılarını 16mm film formatının dokusuyla anlatan yapım, görsel ve sembolik anlatıyı ön plana çıkarıyor.
“Cowgirl”: Kırsalda geçen bu romantik dramedi, ikinci şansları ve ileri yaş aşkını konu alıyor. 67 yaşındaki çiftçi bir kadının çiftliğini kurtarma mücadelesini eski bir aşkın yardımıyla anlatırken, aynı zamanda Valensiya-Katalonya eksenindeki bölgesel ortak yapımların gücünü gösteriyor.
“La Carn”: Bir tiyatro performansından ilham alan film, queer sinemayı niş bir alandan çıkarıp geniş kitlelere sunma hedefini taşıyor. Yapımcıların yeni nesil vizyonu, bu tür hikayelerin artık daha görünür olacağının bir işareti.
“Lóngquán: The Dragon Spring”: Etkinliğin ödüllü filmi. Kültürel kimlik, kökler ve aidiyet üzerine dokunaklı bir arayış hikayesi.
“This Body of Mine”: Ünlü oyuncu Carolina Yuste'nin de yer aldığı bu belgesel, bir yol hikayesi formatında trans bir erkeğin kendini ve bedenini kabul etme yolculuğunu anlatıyor. Arkadaşlık temasını merkeze alan yapım, transseksüelliğin psikolojik zorluklarını mizahi bir dille ele alıyor.
Sonuç olarak, Locarno'daki Spanish Previews, sadece birkaç yeni filmin tanıtıldığı bir etkinlik olmanın ötesine geçerek; tür sinemasından bölgesel iş birliklerine, ana akım queer anlatılardan çok kültürlü hikayelere uzanan, dinamik ve cesur bir İspanyol sinemasının ayak seslerini tüm dünyaya duyurdu.
Bu haberin hazırlanmasında, Variety'de yayınlanan orijinal makaleden yararlanılmıştır.