İngiltere ve İrlanda Sinema Gişesi Canlanıyor: 'Downton Abbey' Liderliğini Sürdürüyor, Çeşitlilik Dikkat Çekiyor

Haber Merkezi

23 September 2025, 10:55 tarihinde yayınlandı

İngiltere ve İrlanda Gişesinde 'Downton Abbey: The Grand Finale' Zirveyi Bırakmıyor: Sinema Sektörü Gücünü Koruyor

Sinema dünyası, özellikle Birleşik Krallık ve İrlanda'da hareketli günler yaşamaya devam ediyor. Aynı zamanda, Çin gişesinde yaşanan büyük dönüşümler de küresel sinema sektörünün dinamiklerini yeniden şekillendiriyor. Geçtiğimiz hafta sonu gişe rakamları, izleyici ilgisinin ne denli güçlü ve çeşitli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Universal yapımı "Downton Abbey: The Grand Finale", ikinci haftasında da zirvedeki yerini koruyarak sinema salonlarının doluluğuna katkıda bulundu.

Gişenin Zirvesi: Kimler Öne Çıktı?

Comscore verilerine göre, Birleşik Krallık ve İrlanda gişesinde öne çıkan filmler ve kazançları şöyle:

SıraFilm AdıBu Hafta Sonu Kazancı (USD)Toplam Kazanç (USD)
1Downton Abbey: The Grand Finale3.0 Milyon13.7 Milyon
2The Conjuring: Last Rites2.0 Milyon20.2 Milyon
3Demon Slayer: Kimetsu No Yaiba Infinity Castle1.2 Milyon7.4 Milyon
4The Long Walk1.1 Milyon3.5 Milyon
5The Roses815 Bin11.5 Milyon

"Downton Abbey: The Grand Finale", köklü bir hayran kitlesine sahip olmanın avantajını kullanarak zirvedeki yerini sağlamlaştırdı. Ancak dikkat çeken tek başarı bu değil. Warner Bros.'un korku türündeki "The Conjuring: Last Rites" filmi, üçüncü haftasında 20 milyon doları aşan toplam gişe hasılatıyla korku severlerin ilgisini çekmeye devam etti. Sony Pictures'ın anime harikası "Demon Slayer: Kimetsu No Yaiba Infinity Castle" da üçüncü sırada yer alarak animenin küresel popülaritesinin altını çizdi. Lionsgate U.K.'in "The Long Walk" ve Disney'in "The Roses" filmleri de ilk beş içindeki yerlerini koruyarak gişe başarısının çeşitliliğini gösterdi.

Bu arada, Çin gişesi de oldukça hareketli bir hafta sonu geçirdi. Zhao Linshan'ın yönettiği ve İkinci Dünya Savaşı'nın hassas konularından biri olan 731. Birim'in insanlık dışı zulümlerini ele alan "Evil Unbound" filmi, gösterime girdiği ilk hafta sonunda 122.5 milyon dolar hasılat elde ederek Çin gişesinin zirvesine yerleşti ve küresel gişede bir numaraya yükseldi. Bu güçlü çıkış, uzun süredir gişenin liderliğini elinde tutan usta aktör Jackie Chan'in "The Shadow's Edge" filmini ikinci sıraya düşürdü. Chan'in filmi, hafta sonunda 4.3 milyon dolar kazanarak toplam hasılatını 165 milyon dolara yükseltse de, "Evil Unbound"ın başarısı, Çinli izleyicilerin derin tarihsel konulara olan ilgisinin, aksiyon efsanesi Chan'in popülaritesini bile geride bırakabileceğini gösterdi. Çin gişesindeki bu dikkat çekici rekabet ve gelişmeler hakkında daha fazla bilgi için Çin gişesi "Evil Unbound" ile yeniden şekilleniyor başlıklı içeriğimize göz atabilirsiniz.

Pazarın Dinamikleri ve Sinema Sektörüne Yansımalar

Bu gişe rakamları, sadece belli başlı filmlerin başarısını değil, aynı zamanda sinema sektörünün genel sağlığını da gözler önüne seriyor. Özellikle COVID-19 pandemisi sonrası dönemde, izleyicinin sinema salonlarına geri dönüşü ve farklı türlerdeki yapımlara gösterilen ilgi, sektör için olumlu bir işaret. Ancak bu çeşitliliğin sürdürülebilirliği ve bağımsız filmlerin büyük stüdyo yapımları karşısındaki rekabet gücü her zaman tartışma konusu olmuştur. Bu hafta sonu, "A Big Bold Beautiful Journey" gibi yeni açılışların ve "The Bad Guys 2" gibi animasyonların yanı sıra, Ulusal Tiyatro'nun "Inter Alia – NT Live 2025" gibi etkinlik sineması gösterimlerinin de listeye girmesi, sinema deneyiminin sadece Hollywood blokbuster'larından ibaret olmadığını gösteriyor. Bu durum, sektörün farklı nişleri de başarıyla kucaklayabildiğini ancak her türden içeriğe eşit pazarlama ve dağıtım desteğinin verilip verilmediği sorusunu akıllara getiriyor.

Etkinlik sineması, 60. yıl dönümünü kutlayan "The Sound of Music" ve remastered BTS konserleri gibi yapımlarla izleyicileri salonlara çekmeye devam ediyor. Bu tür gösterimler, sinema salonlarının sadece yeni filmler için değil, kültürel ve toplumsal etkinlikler için de bir merkez olabileceğini kanıtlıyor. Bu çeşitlilik, genel gişe başarısına önemli katkı sağlıyor. Bu bağlamda, usta yönetmen Park Chan-wook da Busan Uluslararası Film Festivali'nde yaptığı açıklamalarda, yapay zekanın (YZ) sinema sektörüne olan etkisine ve izleyicilerin sinema salonlarına geri dönmesinin sektörün toparlanması için kritik önemine dikkat çekerek geleceğe dair endişelerini dile getirdi. Ayrıca, Hollywood'un önde gelen yetenek ajanslarının Asya pazarında karşılaştığı karlılık sorunları ve yeteneklere ödenen ücretlerdeki eşitsizlikler de, bu büyük pazardaki görünmeyen zorlukları gözler önüne seriyor. Öte yandan, Akademi Ödülleri'nin Uluslararası Uzun Metraj Film kategorisi, Busan Uluslararası Film Festivali'nde "Yılın Asyalı Sinemacısı" ödülünü alan dünyaca ünlü İranlı yönetmen Jafar Panahi'nin de vurguladığı üzere, bağımsız sinemacıların kendi hükümetlerinden onay alma zorunluluğu gibi sistemik zorluklarla yüzleşiyor. Panahi, bu durumun birçok ülkedeki bağımsız sinemacılar için büyük bir engel teşkil ettiğini belirterek kategoriye radikal bir reform getirilmesi gerektiğini savunuyor.

Yaklaşan Yapımlar ve Bağımsız Sinema

Önümüzdeki günlerde de sinema severleri zengin bir program bekliyor. Warner Bros., 300'den fazla salonda gösterime girecek "One Battle After Another" ile iddialı bir çıkış yapmaya hazırlanırken, Lionsgate UK, Renny Harlin imzalı korku devam filmi "The Strangers: Chapter 2" ile gerilim tutkunlarını hedefliyor.

Bağımsız sinema cephesinde ise Verve Pictures'tan "A Night Like This" ve Vertigo Releasing'den Emma Thompson'lı gerilim "The Dead of Winter" gibi yapımlar sanatseverlerle buluşacak. Sundance'te dikkat çeken Nadia Fall'ın "Brides" filmi de 100'den fazla salonda gösterime girecek. Belgesel tarafında ise Justin Kurzel'ın "Ellis Park" ve Dogwoof'un "The Librarians" gibi ilgi çekici yapımlar bulunuyor.

Asya sinemasından da çeşitlilikler geliyor: "Detective Conan: One-eyed Flashback" anime serisini genişletirken, Telugu sinemasının yıldızı Pawan Kalyan'ın başrolünde olduğu "OG" gibi yapımlar ön plana çıkıyor. Ayrıca, Hindistan Sinema Federasyonu'nun 98. Akademi Ödülleri'nin Uluslararası Uzun Metraj Film kategorisi için Neeraj Ghaywan imzalı "Homebound" filmini ülkenin resmi adayı olarak belirlemesi, Cannes Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapan ve Martin Scorsese'nin yürütücü yapımcılığını üstlendiği bu etkileyici dramın uluslararası gücünü bir kez daha gözler önüne serdi. Hindistan'ın bu seçimi, uluslararası festival momentumu yüksek filmleri göz ardı ettiği yönündeki geçmiş eleştirilerin ardından, yerel özgünlük ile küresel erişimi dengeleyen yapımlara yöneldiğine dair güçlü bir işaret olarak yorumlanıyor. Singapur da Venedik Film Festivali'nde başarı elde eden Yeo Siew Hua imzalı "Stranger Eyes" filmiyle Oscar yarışında yerini alıyor. Bu gelişmeler, Asya sinemasının küresel arenadaki yükselişini somutlaştırırken, 24-30 Eylül tarihleri arasında sinemaseverlere kapılarını açan Pingyao Uluslararası Film Festivali (PYIFF), Paul Thomas Anderson'ın merakla beklenen son filmi 'One Battle After Another' ile açılışını gerçekleştirdi. Ayrıca, K-Pop müziğinin ve Kore kültürünün küresel etkisi de animasyon sektöründe "KPop Demon Hunters" gibi filmlerle somutlaşıyor. Maggie Kang'ın yönettiği bu film, otantik Kore hikaye anlatıcılığını merkeze alarak dünya çapında rekorlar kırdı ve K-Pop grubu Twice'ın kapanış şarkısıyla Billboard Top 100 listesine dört single sokarak büyük bir başarıya imza attı. Trafalgar Releasing, BTS konserleri "The Wings Tour: The Final" ve "The Most Beautiful Moment in Life On Stage: Epilogue" ile etkinlik sinemasına odaklanmaya devam ediyor. Asya'nın kültürel genişlemesi ve "KPop Demon Hunters"ın başarısı hakkında daha fazla bilgiye UTA'nın Asya Genişlemesi ve KPop Demon Hunters Başarısı başlıklı haberimizden ulaşabilirsiniz. Hindistan'ın Oscar adayı "Homebound" filmi ve diğer detaylar için Nexus Haber'in ilgili içeriğine göz atabilirsiniz.

Ayrıca, Disney'in "Hamilton (10th Anniversary)" ile sahneden perdeye uyarlanan fenomenini yeniden sinemaya taşıması ve Park Circus'un Sam Raimi'nin "Spider-Man 2.1" ile süper kahraman nostaljisi sunması, izleyicilere farklı tatlar vaat ediyor. Universal ise "Billy Elliot" filminin 25. yıl dönümünü kutlamak için yeniden vizyona sokuyor.

Sonuç olarak, Birleşik Krallık ve İrlanda gişesi, "Downton Abbey: The Grand Finale" gibi popüler serilerin yanı sıra, korku, anime, bağımsız dramalar ve etkinlik sineması gibi geniş bir yelpazede izleyiciye hitap etmeye devam ediyor. Bu çeşitlilik, sinema sektörünün geleceği için umut verici bir tablo çiziyor.

Kaynak: Bu haber, Variety tarafından yayınlanan ilgili gişe raporundan derlenmiştir.