Ünlüler Geleneksel Medyaya Soğuk Omuz Veriyor: Hollywood'un Yeni Tanıtım Mecrası Podcast'ler

Haber Merkezi

29 September 2025, 09:03 tarihinde yayınlandı

Hollywood'da Basın Turu Bitiyor: Leonardo DiCaprio ve Ünlüler Neden Podcast'leri Seçiyor?

Hollywood'un tanıtım ve halkla ilişkiler sahnesinde ilginç bir paradoks yaşanıyor. Onlarca yıldır medyadan köşe bucak kaçan, gizliliğine aşırı düşkün ünlüler, aniden en samimi ve uzun soluklu sohbetleri gerektiren bir mecrayı, yani podcast'leri kucaklamış durumda.

Geleneksel basın turları, otel süitlerinde beş dakikalık aralıklarla aynı beş soruyu soran gazetecilerin bulunduğu telaşlı bir ortam sunarken, podcast stüdyoları yıldızlara benzersiz bir kontrol ve rahatlık vadediyor. Bu değişim, yalnızca medya alışkanlıklarının değil, aynı zamanda stüdyoların izleyiciye ulaşma stratejilerinin de temelden sarsıldığını gösteriyor.

Sessizliği Bozan İsimler: DiCaprio ve Phoenix Örnekleri

Bu stratejik değişimin en çarpıcı örneklerinden biri, yıllardır stratejik medya kaçınma sanatını mükemmelleştiren Leonardo DiCaprio oldu. DiCaprio, geleneksel basın görüşmelerinden uzak duruşuna rağmen, geçtiğimiz günlerde Travis Kelce ve Jason Kelce’nin popüler “New Heights” podcast'ine konuk oldu. Bu, onun için alışılmışın dışında, neredeyse bir saat süren samimi bir sohbetti.

DiCaprio, bu platformda, gişede beklediği başarıyı yakalayamayan, usta yönetmen Paul Thomas Anderson imzalı ve 130 milyon dolarlık bütçeye sahip “One Battle After Another” epik filmini tanıtmakla kalmadı. Film, ilk hafta sonunda küresel çapta 48.5 milyon dolarlık bir hasılatla zorlu bir başlangıç yapsa da, izleyicilerden aldığı ‘A’ CinemaScore notuyla uzun soluklu bir başarı için umut veriyordu. (Bu not, aynı zamanda DiCaprio'nun 1997 yılındaki 'Titanik'ten bu yana aldığı en yüksek CinemaScore'dur.) DiCaprio, filmde canlandırdığı, eski bir devrimciyken eve kapanmış, sürekli sigara içen ve ot içen bir babaya dönüşen Bob karakterinin ilhamını Jeff Bridges'ın efsanevi 'The Dude' karakterinden aldığını ve karakterin dağınık stilinin, kostüm tasarımcısı Colleen Atwood imzalı, ikonik 'baba sabahlığı' (robdan) ile vurgulandığını da anlattı. Leonardo DiCaprio’nun One Battle After Another filmindeki ikonik sabahlığı ve kostüm detayları hakkında daha fazla bilgi edinmek mümkün. Leonardo DiCaprio ve Paul Thomas Anderson’ın gişe açılış raporuna daha yakından bakmak mümkün. DiCaprio, aynı zamanda geleneksel bir ortamda asla bahsetmeyeceği çocukluk anılarını paylaştı. Örneğin, çocukluk menajerinin ona “Leonardo DiCaprio” isminin “çok etnik” olduğu gerekçesiyle “Lenny Williams” adını kullanmasını önerdiğini açıkladı. Bu tür detaylar, podcast formatının sunduğu otantiklik illüzyonunun gücünü gözler önüne seriyor.

Benzer şekilde, geleneksel basın yükümlülüklerine duyduğu nefretle tanınan Joaquin Phoenix de, Ari Aster'in “Eddington” filminin tanıtımı için Theo Von'un şovunda podcast dünyasına adım attı. Phoenix’in görünümü, bir tanıtım zorunluluğundan çok, gerçek bir sohbete benziyordu; bu da geleneksel 'TV işlerine' karşı duyduğu tepkiyle tam bir tezat oluşturuyordu.

Stüdyoların Stratejik Hamlesi: Hangi Kitle Hedefleniyor?

Ünlülerin podcast'lere göçü, basit bir tercih değil, stüdyoların demografik bir ihtiyacına cevap veren stratejik bir hamledir. Bu popüler yayınları dinleyen genç erkek kitle, sinema salonlarını terk etme eğilimi gösteren kitleyle aynıdır. Stüdyolar, yıldızların bu kanallarda yer almasını sağlayarak, ulaşmakta zorlandıkları bu hedef kitleyi yeniden kazanmayı amaçlıyorlar.

Hollywood'un ötesinde de bu trend gözlemleniyor; siyasetçiler ve iş dünyası figürleri de Joe Rogan gibi etkili isimlerin uzun formatlı podcast yayınlarına çıkarak kamuoyunu şekillendirme ve söylem oluşturma konusunda giderek daha etkili hale geliyor.

Değer Katma ve Eleştirel Bakış Açısı

Podcast'ler, yıldızlara 'otantik' bir konuşma vaat etse de, geleneksel medyanın sürdürmeye çalıştığı gazetecilik titizliğini nadiren sunuyorlar. Bu görüşmeler, genellikle zorlayıcı veya sorgulayıcı değil; büyük ölçüde işbirlikçi bir tanıtım faaliyeti olarak işliyor. Ünlü konuklar, kendilerinin en çekici versiyonları olmaya davet ediliyor ve herhangi bir ciddi sorgulamayla karşılaşmıyorlar. Bu durum, içeriğin habercilikten çok 'kontrollü halkla ilişkiler' faaliyeti olduğu eleştirilerini beraberinde getiriyor.

Kontrol İhtiyacı Karşısında Geleneksel Basın

Bu isteksizlik, Brad Pitt’in bir zamanlar dile getirdiği temel gerilimle açıklanabilir: “İçine çekildiğiniz bu bambaşka bir varlık var. Gidip mallarınızı satmak zorundasınız. Bu benim hiçbir zaman barışamadığım bir şeydi.”

Örneğin, Beyoncé on yılı aşkın süredir geleneksel bir röportaj vermedi. Nadir medya görünümleri tamamen kendi şartlarına göre şekillendi; kişisel denemeler ya da dikkatlice seçilmiş profiller. Bu durum, yıldızlar için mahremiyetin hem daha değerli hem de sosyal medya çağında korunması daha zor hale geldiğini gösteriyor. Podcast formatı ise bu bağlamda, geleneksel gazeteciliğin düşmanca alt tonları olmadan samimiyet yanılsaması sunuyor.

Ancak sektörde, tanıtımı mesleğinin ayrılmaz bir parçası olarak görenler de var. Jamie Lee Curtis, tanıtım coşkusuyla efsaneleşmiş bir isimdir ve birçok kişi, onun yorulmak bilmez savunuculuğunun “Her Şey Her Yerde Aynı Anda” filminin Oscar başarısında kilit rol oynadığını belirtiyor. Bir ödül stratejisti, Variety’ye yaptığı açıklamada, “Keşke her filmimde ve projemde 10 Jamie Lee Curtis’im olsaydı,” diyor. Bu, geleneksel halkla ilişkilerin hala paha biçilmez olduğunu gösteriyor.

Sonuç olarak, ünlülerin podcast tercihi, izleyicilerin yıldızlarla daha otantik bir bağlantı arayışında olduğunu teyit ediyor. Hollywood’da mahremiyet, tanıtım ve performansçı ile izleyici arasındaki ilişkinin yeniden tanımlandığı bu yeni medya ortamında, hem gazetecilik etiğini koruyan hem de yıldızların kontrol ihtiyacını karşılayan bir denge kurmak sektörün en büyük zorluğu olmaya devam ediyor.

Kaynak: Bu haber metni, Hollywood'da podcastlerin artan rolünü inceleyen Variety makalesinden derlenmiştir ve analiz edilmiştir.