Hollywood'un parıltılı dünyasının ardında, yıldızların paparazzilerden ve meraklı gözlerden uzakta kendileri olabildikleri nadir sığınaklardan biri olan Dan Tana's restoranının kurucusu Dan Tana, 90 yaşında hayata gözlerini yumdu. 1964'te küçük sarı bir bungalovda açtığı ve kısa sürede bir Hollywood ikonuna dönüşen mekanın yaratıcısı olan Tana, sadece bir işletmeci değil, aynı zamanda Yugoslavya'dan Hollywood'a uzanan ilham verici bir hayat hikayesinin de kahramanıydı.

Restoran tarafından yapılan açıklamada, "Büyük Dan Tana aramızdan ayrıldı. Hepimiz onun çok sihirli bir yer yarattığını biliyoruz. Sevgili küçük sarı evimiz onun varlığını sonsuza dek hissedecek. Bu adam bir efsane ve bildiğiniz gibi efsaneler asla ölmez," ifadelerine yer verildi.

Futbol Sahalarından Hollywood Işıklarına Uzanan Bir Hayat

Asıl adı Dobrivoje Tanasijević olan Dan Tana, Belgrad yakınlarında doğdu. Gençliğinde profesyonel bir futbolcu olan Tana, yeteneğini önce Kanada'ya, ardından da hayallerinin peşinden giderek Hollywood'a taşıdı. Oyunculuk dersleri almaya başladıktan sonra "Dan Tana" ismini benimsedi ve "The Untouchables" ile "Peter Gunn" gibi dönemin popüler dizilerinde küçük rollerde yer aldı.

Ancak kader onu, spot ışıklarının önünden mutfakların ve loş restoranların büyülü dünyasına çekti. Oyunculuk işleri ararken Hollywood'un ünlü mekanlarından Villa Capri'de bulaşıkçılıkla başladığı kariyer basamaklarını, Beverly Hills'teki La Scala'da şef garsonluğa (maitre d') kadar tırmanarak çıktı.

Bir Restorandan Fazlası: Dan Tana's Efsanesinin Doğuşu

1964 yılında, Santa Monica Bulvarı'ndaki 1929 yapımı bir hamburgerci dükkanını devralarak kendi efsanesini yazmaya başladı. Menüyü New York tarzı İtalyan mutfağına çevirdi ve o dönemde çoğu restorandan farklı olarak kapılarını gece geç saatlere kadar açık tuttu. Başlangıçta beklenen ilgiyi görmese de, L.A. Times'da yayımlanan parlak bir eleştiri, Dan Tana's'ı bir anda haritaya koydu.

Kısa sürede mekan, mahremiyete önem veren aktörler, müzisyenler ve stüdyo yöneticileri için bir mıknatısa dönüştü. Dan Tana's'ın kırmızı pötikareli masa örtüleri ve loş aydınlatması, sayısız yıldızın en samimi anlarına tanıklık etti. Müdavimleri arasında kimler yoktu ki:

• Frank Sinatra ve Sammy Davis Jr. gibi efsaneler
• John Wayne ve Kirk Douglas gibi ikonlar
• Jack Nicholson, Sean Penn ve Al Pacino gibi usta aktörler
• Yakındaki Troubadour'da sahne alan sayısız müzisyen

Eleştirel Bir Bakış: Zamana Direnmek mi, Gelişime Kapanmak mı?

Dan Tana's, "1964'ten beri hiç değişmedi" mottosuyla gurur duyan bir mekan. Bu durum, pek çok kişi için nostaljik bir çekicilik ve "Eski Hollywood" ruhunu yaşatan bir özellik olarak görülüyor. Ancak madalyonun diğer yüzünde, bu değişmezliğin bir tür gelişime kapalılık olarak yorumlanabileceği de bir gerçek. Restoranın sunduğu bu dokunulmazlık ve seçkin atmosfer, onu bir efsane yaparken aynı zamanda geniş kitleler için ulaşılmaz bir kale haline getirdi. Tana'nın mirası, bu değişmezliğin mi yoksa bu seçkinliğin mi bir sonucu olduğu tartışmasını da beraberinde getiriyor.

Dan Tana, sadece bir restoran sahibi değil, aynı zamanda bir kültür koruyucusuydu. Yarattığı mekan, Hollywood'un altın çağının ruhunu günümüze taşıyan canlı bir müze niteliği taşıyor.

Futbol tutkusundan asla vazgeçmeyen Tana, 60'lı yıllarda Los Angeles Toros takımının menajerliğini ve İngiliz takımı Brentford'un başkanlığını da yaptı. 2009 yılında restoranı yakın arkadaşı Sonja Perencevic'e satan Tana, emekliliğini geçirmek üzere memleketi Belgrad'a döndü. Bugün Dan Tana's, onun vizyonuna sadık kalarak Hollywood'un kalbinde bir efsane olarak yaşamaya devam ediyor.

Bu haberde yer alan bilgiler, Variety'de yayınlanan ilgili makaleden derlenmiştir.