Hindistan müzik piyasasında tam 22 yıldır süren bir sessizlik vardı. Popüler grup Viva'nın 2003'te dağılmasından bu yana ülke, ana akımda ses getirecek yeni bir kadın müzik grubuna hasretti. Mart 2024'te sahneye çıkan W.i.S.H., bu uzun bekleyişi sona erdirmekle kalmadı, aynı zamanda biriken bu beklentiyi adeta bir patlamayla karşıladı. Ri, Sim, Zo ve Suchi'den oluşan grup, adını "World Inka Stage Hai" (Dünya Onların Sahnesi) cümlesinin baş harflerinden alıyor ve bu iddialı isimlerinin hakkını şimdiden vermeye başlamış görünüyor.

Grup üyelerinden Ri, verdikleri bir röportajda, çıkış yaptıkları ilk günden itibaren hayran sayfalarının açıldığını ve "Nihayet Hindistan'ın kendi kız grubu var" gibi yorumlarla karşılaştıklarını belirtiyor. Bu durum, pazarın böyle bir oluşuma ne kadar aç olduğunun en net kanıtı.

"İnsanların bunu beklediğini ilk gün anladık. Bizi hemen kendilerinden biri olarak benimsediler ve en büyük destekçimiz oldular." - Ri, W.i.S.H.

"Sweetburn" Albümü: Sadece Müzik Değil, Bir Kültürel Uyanış

10 Ağustos'ta Sony Music etiketiyle yayınlanan ilk albümleri "Sweetburn", basit bir şarkı koleksiyonundan çok daha fazlasını ifade ediyor. Albüm, K-pop'un disiplinli ve kusursuz prodüksiyon anlayışıyla Hint hikaye anlatıcılığının zenginliğini birleştiren, melez bir sound sunuyor. W.i.S.H., bu albümle ne küresel hedeflerinden ne de otantik köklerinden vazgeçmek zorunda olmadıklarını kanıtlıyor.

Ancak bu durum, beraberinde devasa bir beklenti yükünü de getiriyor. Onlar sadece kendilerini temsil etmiyor; aynı zamanda ülkelerinde neden bir BLACKPINK veya Little Mix çıkmadığını merak eden milyonlarca genç Hintli kadının hayallerini de taşıyorlar. Grup üyesi Zo, bu baskıyı bir heyecana dönüştürdüklerini söylüyor: "Baskıdan çok heyecan duyduk. Grup olarak gelişmek için iki yıldır birlikte çalışıyoruz ve hazır olduğumuzu hissediyoruz."

Şeytanın Avukatı: Organik Bir Hareket mi, Yoksa Planlı Bir Proje mi?

Peki, W.i.S.H.'in başarısı sadece doğru zamanda doğru yerde olmaktan mı ibaret? Eleştirel bir gözle bakıldığında, K-pop'un küresel dominasyonundan faydalanmak isteyen, iyi planlanmış bir ticari proje olarak görülebilirler. Ancak grubun arkasındaki yaratım süreci, bu tezi zayıflatıyor. Grubun sound'unun mimarı olan Yeni Zelandalı yapımcı Mikey McCleary, grubu halka tanıtmadan önce iki yıldan fazla bir geliştirme süreci yürüttü. McCleary'nin vizyonu, mevcut grupların bir kopyasını yaratmak değil, tamamen yeni ve özgün bir kimlik oluşturmaktı.

Bu organik yaklaşım, grubun yaratıcılık süreçlerine de yansımış. Üyeler şarkı yazımından koreografiye, stil danışmanlığından sahne şovlarına kadar her detaya dahil oluyor. Hatta bazı şarkı fikirlerinin, stüdyoda yaptıkları samimi sohbetler ve "terapi seansları" sırasında ortaya çıktığını belirtiyorlar. Bu durum, grubun yapaylıktan uzak, gerçek bir bağa sahip olduğunu gösteriyor.

Küresel Hedefler: Coachella, Grammy ve Ötesi

W.i.S.H.'in vizyonu Hindistan sınırlarıyla kısıtlı değil. Küresel hedefleri sorulduğunda, cevapları net ve ortak: "%100 küresel hakimiyet kurmak bir rüya." Coachella'da sahne almak, Jimmy Fallon'ın şovuna katılmak ve hatta Grammy kazanmak, grubun hayalleri arasında yer alıyor. Bu hedefler, grubun ne kadar iddialı olduğunun bir göstergesi.

Bu özgüvenleri boş değil. Spotify'da aylık 174.000'den fazla dinleyici, Instagram'da 210.000 takipçi ve Maybelline gibi büyük markalarla yaptıkları iş birlikleri, grubun ticari potansiyelini şimdiden kanıtlamış durumda. Onlar, Hindistan için sadece 22 yıllık bir boşluğu doldurmakla kalmıyor, aynı zamanda müziği, modayı ve kültürü bir araya getirerek yeni bir kültürel ihracat ürünü olma potansiyeli taşıyorlar. W.i.S.H.'in yolculuğu, sadece bir müzik grubunun yükselişi değil, aynı zamanda Hindistan'ın küresel pop kültüründeki yerini yeniden tanımlama çabası olarak da okunabilir.

Bu haberin oluşturulmasında Variety'de yayınlanan W.i.S.H. Breaks India’s 22-Year Girl Group Drought With Global Ambitions başlıklı makaledeki bilgilerden yararlanılmıştır.