Bağımsız sinemanın kendine özgü ve tartışmalı isimlerinden biri olan Henry Jaglom, 87 yaşında hayatını kaybetti. New York Times'ın aktardığı bilgilere göre, “Always” (1985), “New Year’s Day” (1989), “Last Summer in the Hamptons” (1995) ve “Déjà Vu” (1997) gibi filmleriyle tanınan Jaglom, sinema dünyasında derin izler bıraktı. Hem kişiliği hem de filmleriyle izleyicileri ve eleştirmenleri ikiye bölen Jaglom, kariyeri boyunca sanat ve yaşam arasındaki çizgileri cesurca zorladı.
Hem Dahi Hem Aykırı: Jaglom'un Çelişkili Mirası
Henry Jaglom'un sineması, her zaman kutuplaştırıcı bir etkiye sahip oldu. Kimileri onu “sinemasal bir deha”, “feminist bir ses” ve “Amerikan sinemasının tek gerçek aykırı ismi” olarak överken, bazıları ise “röntgenci, benmerkezci bir sahtekar” hatta “dünyanın en kötü yönetmeni” olarak tanımladı. PBS’in “POV” web sitesi, yönetmen hakkında çekilen 1997 tarihli “Who Is Henry Jaglom?” belgeselinin girişinde bu zıtlıkları çarpıcı bir şekilde dile getirmişti. Jaglom, alışılmadık tarzıyla film yapımcılığının sınırlarını sürekli olarak zorlamaktan çekinmedi.
New York Times yazarı Stephen Holden, Jaglom filmlerini eleştirirken bile şöyle bir tespitte bulunuyordu: “Henry Jaglom’un otobiyografik filmleri, iç gözlemi ve kendi içine kapanıklığı ile birçok sinemaseverin göstermekte isteksiz olduğu bir sabır seviyesi gerektirir. Ancak en benmerkezci Jaglom filmleri bile, ana akım sinemanın genellikle gözden kaçırdığı psikolojik bölgelerde oyalanır.” Bu sözler, onun eleştirilse bile görmezden gelinemeyen bir derinliğe sahip olduğunu gösteriyor.
Spontane Bir Tarzın Mimarı: Sinema Verite ve Doğaçlama
Jaglom’un filmleri, derin kişisellikleri ve sinema verite tarzlarıyla dikkat çekiyordu. Genellikle senaryo veya prova olmaksızın, tamamen doğaçlama bir yaklaşımla çalışması, ona “performansları spontane bir şekilde şekillendirme ve uyandırma” özgürlüğü veriyordu. Yönetmen Louis Malle, bu doğaçlama yaklaşımın bazen filmlerinde kendini gösterdiğini belirtirken, tiyatro yönetmeni André Gregory bunun Jaglom’un bilinmeyene olan ilgisinin ve süreçteki tehlikeden keyif almasının bir parçası olduğunu vurguluyordu. Bu radikal yöntem, Jaglom'u diğer bağımsız sinemacılardan ayırıyor ve onun filmlerine eşsiz bir otantiklik katıyordu. Ancak bu aynı zamanda, bazı eleştirmenlerin 'disiplinsiz' bulduğu bir yanı da beraberinde getirdi.
Jaglom Sinemasının Temel Özellikleri
- Otobiyografik Anlatım: Kendi hayatından ve deneyimlerinden beslenen, kişisel hikayeler.
- Doğaçlama ve Spontanite: Sıklıkla senaryosuz veya provaya gerek duymadan çekim yapma.
- Sınırları Zorlama: Yaşam ve sanat arasındaki çizgiyi belirsizleştiren, alışılmadık kurgular.
- Karakter Odaklılık: Karakterlerin derinlemesine psikolojik analizlerine ve diyaloglarına vurgu.
- Finansal Bağımsızlık: Ailesinin zenginliği sayesinde gişe kaygısı gütmeden sanat yapabilme özgürlüğü.
Bu özellikler, Jaglom'un ana akım sinemanın dayattığı kalıpların dışına çıkarak kendi sanatsal vizyonunu ödün vermeden gerçekleştirmesini sağladı.
Jaglom'un filmleri genellikle kendi hayatından izler taşıyordu. Örneğin, 1985 yapımı “Always”, yönetmenin ilk evliliğinin sancılı bir şekilde sona ermesini belgeliyordu. 1989 yapımı “New Year’s Day” ise orta yaş krizindeki bir adamın hayatına yeni bir başlangıç yapma çabasını ele alırken, “Eating” (1990) kadınların yemekle ilişkilerini ve hayatlarını masaya yatırıyordu. Roger Ebert'in “Babyfever” (1994) filmi için yaptığı “Çok uzun, çok konuşkan, kendine düşkün ve yine de samimi ve komik olduğu için izlemeye değer” yorumu, Jaglom filmlerinin özünü özetler nitelikteydi.
Orson Welles ile Tartışmalı Sofralar ve Kariyerinin Zirvesi
Henry Jaglom'un adı, efsanevi yönetmen Orson Welles ile olan ilişkisiyle de sıkça anıldı. 2013 yılında yayımlanan Peter Biskind’in “My Lunches With Orson: Conversations Between Henry Jaglom and Orson Welles” kitabı, ikili arasındaki sohbetleri gün yüzüne çıkardı. Bu kayıtların bazılarının Jaglom tarafından gizlice yapıldığı iddia edilse de, Jaglom Welles'in rızasıyla kaydedildiğini savundu. Bu kitap, Welles'in Woody Allen gibi dönemin ünlü isimleri hakkındaki