Türkiye'nin önde gelen teknoloji ve gündem haber portalı SenNexus olarak, İngiliz yayıncılık devi BBC'nin en popüler yapımlarından MasterChef'in eski sunucusu Gregg Wallace hakkındaki son gelişmeleri mercek altına alıyoruz. Geçtiğimiz Temmuz ayında uygunsuz davranış iddiaları nedeniyle programdan kovulan Wallace, şimdi de BBC'ye karşı yasal yollara başvurdu. Veri koruma ihlali iddiasıyla açılan bu dava, beraberinde yeni tartışmaları da getiriyor.

Veri Koruma Davasının Perde Arkası

Gregg Wallace, BBC ve ticari kolu BBC Studios aleyhine, veri koruma ile ilgili bir dava dosyası sundu. İngiltere Yüksek Mahkemesi'nde "medya ve iletişim" hukuku kapsamında değerlendirilen bu dava, veri koruma, itibar zedeleme ve özel bilgilerin kötüye kullanımı gibi konuları kapsıyor. Edinilen bilgilere göre Wallace, işine son verilme süreciyle ilgili belgelere erişmek istiyor. BBC sözcüsü ise Variety'e yaptığı açıklamada, "Herhangi bir yasal süreç hakkında henüz resmi olarak bilgilendirilmedik, bu aşamada yorum yapamayız" dedi. Bu durum, davanın henüz başlangıç aşamasında olduğunu ve hukuki sürecin nasıl ilerleyeceğinin merak konusu olduğunu gösteriyor.

Kovulma Süreci ve Cinsel Taciz İddiaları

Wallace'ın MasterChef'ten ayrılma süreci, 2005-2022 yılları arasında 13 kişinin kendisine cinsel içerikli uygunsuz yorumlar yaptığı iddialarıyla başladı. Ardından BBC News, 50 ek mağdurun daha ortaya çıktığını ve bazı iddiaların elle temas gibi fiziksel uygunsuz davranışları da içerdiğini duyurdu. Temmuz ayında yürütülen bağımsız bir soruşturma, Wallace'a yöneltilen iddiaların 45'ini doğruladı. Bu iddialar ağırlıklı olarak uygunsuz cinsel dil ve mizah kullanımı, daha az sayıda uygunsuz dil ve uygunsuz giyim durumuyla ilgiliydi. Bir adet istenmeyen fiziksel temas iddiası da doğrulanmıştır.

Eğlence sektöründeki bu tür iddialar ne yazık ki sadece Gregg Wallace ile sınırlı kalmıyor. Hollywood'un önde gelen isimlerinden Tyler Perry de benzer şekilde aktör Derek Dixon tarafından yöneltilen cinsel taciz ve taciz iddialarıyla gündeme geldi. Dixon, Perry'nin kendisine yönelik uygunsuz davranışlarda bulunduğunu, fiziksel temas ve profesyonel baskı uyguladığını iddia ediyor. Perry'nin avukatları ise bu iddiaları reddederek durumu "şantaj" olarak nitelendiriyor. Bu dava, sektördeki güç dinamiklerini ve mağdurların yaşadığı zorlukları bir kez daha gözler önüne seriyor. Tyler Perry hakkında daha fazla detaylı bilgiye ulaşmak için Tyler Perry cinsel taciz iddiaları: Derek Dixon'ın ABC News röportajı başlıklı haberimizi inceleyebilirsiniz.

Benzer şekilde, eğlence dünyasının bir başka cephesinde, ünlü İskoç oyuncu James McAvoy da Toronto Uluslararası Film Festivali (TIFF) sırasında beklenmedik bir saldırıyla gündeme geldi. İlk yönetmenlik denemesi 'California Schemin'' filminin prömiyeri için Kanada'da bulunan McAvoy, People dergisinin haberine göre bir barda aşırı alkollü olduğu belirtilen bir kişi tarafından aniden yumruklandı. Olayı sakinlikle karşılayan ve hatta olayın ardından barda kalmaya devam eden McAvoy'un bu profesyonel yaklaşımı dikkat çekti. Bu tür olaylar, ünlülerin dahi halka açık ortamlarda karşılaşabileceği gündelik zorlukları ve festival ortamlarının getirdiği riskleri bir kez daha gözler önüne seriyor. James McAvoy'un Toronto Film Festivali'ndeki saldırı iddiası hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için James McAvoy Toronto Film Festivali'nde saldırı iddiası başlıklı haberimizi okuyabilirsiniz.

Bu tür skandallar, eğlence endüstrisindeki daha geniş bir soruna, yani oyuncuların set ortamında kendilerini güvende hissetme ve sınırlarını belirleyebilme ihtiyacına işaret ediyor. Özellikle samimiyet sahneleri söz konusu olduğunda, 'House of the Dragon' dizisinin yıldızı Olivia Cooke'un belirttiği gibi, oyuncular 'gerçekten tehlikeli ve savunmasız durumlara' düşebilirler. Cooke ayrıca, bu tür sahnelerde sınırlarını net bir şekilde ifade eden kadın oyuncuların hala 'zor' veya 'cadı' olarak etiketlenme riskiyle karşı karşıya kaldığını vurguluyor. Bu bağlamda, oyuncuların korunmasını sağlamak ve profesyonel bir ortam sunmak adına samimiyet koordinatörleri gibi rollerin önemi giderek artıyor. Sektörde oyuncu güvenliği ve samimiyet sahnelerindeki hassas dengeler hakkında daha fazla bilgi edinmek için ilgili haberimizi okuyabilirsiniz.

Wallace başlangıçta iddiaları reddetse de, raporun ardından 2005-2018 yılları arasında "uygunsuz dil kullanmaktan esas olarak suçlu" bulunduğunu kabul etti. Instagram'da yaptığı açıklamada, "Mizahımın ve dilimin zaman zaman uygunsuz olduğunu kabul ediyorum. Bunun için kayıtsız şartsız özür dilerim" yazdı ve ekledi: "Sessizce gitmeyeceğim. Kolayca iptal edilmeyeceğim."

Engellilik İddiası ve MasterChef'teki Diğer Skandallar

The Sun gazetesinin haberine göre Wallace, BBC'ye karşı bir de engellilik iddiasıyla iş mahkemesinde dava açmaya hazırlanıyor. Wallace, otizm teşhisi konulduğunu ve BBC'nin bu durumdan haberdar olduğunu belirtiyor. Bu iddia, iş yerinde ayrımcılık ve engelli çalışan hakları konusunda yeni bir tartışma alanı açabilir. Aynı dönemde, MasterChef'in diğer sunucusu John Torode da ırkçı dil iddiaları nedeniyle kovulmuştu. Ancak BBC, her iki sunucunun da yer aldığı bir sezonu, yoğun düzenlemelerle Ağustos ayında yayınlama kararı almıştı.

Sonuç ve Yorum: Kurumsal Sorumluluk ve Şeffaflık

Gregg Wallace davası, eğlence sektöründe ve genel olarak iş dünyasında kurumsal sorumluluk, çalışan hakları ve veri korumanın ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Özellikle BBC gibi kamu yayıncılığı yapan bir kuruluşun, bu tür iddialar karşısında aldığı aksiyonlar ve hukuki süreçleri yönetme şekli kamuoyu tarafından yakından takip edilecek. Dava, sadece Wallace'ın geleceğini değil, aynı zamanda MasterChef markasının algısını ve BBC'nin iç işleyişine olan güveni de etkileme potansiyeli taşıyor. Hukuki sürecin nasıl sonuçlanacağı ve Wallace'ın iddialarının ne ölçüde kanıtlanacağı, önümüzdeki günlerde netleşecek önemli detaylar arasında.

Kaynak: Variety - Fired ‘MasterChef’ Host Gregg Wallace Taking Legal Action Against BBC Over Data Protection Claim