Mor bir ışıltıyla parlayan Altın Köprü, gözyaşı yerine rengarenk şeker taneleri döken bir kek ve Busby Berkeley'nin 'Bubble Guppies' ile buluştuğu psychedelic bir sualtı dans-pop sahnesi... 'Gabby's Dollhouse: The Movie', izleyicilerini adeta fırından yeni çıkmış, şeker kaplı bir rüyaya davet ediyor. DreamWorks Animation imzası taşıyan ve 2021'den bu yana Netflix'te yayınlanan popüler serinin beyazperde uyarlaması, özellikle küçük yaştaki izleyiciler için görsel bir şölen vaat ediyor.

Gabby ve Oyuncak Evi'nin Büyülü Dünyası

Film, artık çocukluk hayallerini geride bırakmaya hazır genç Gabby'nin (Laila Lockhart Kraner), çocukluk kedi dostları Gabby Kedileri ile bir araya gelerek Oyuncak Evi'nin kontrolünü Vera'dan (Kristen Wiig) geri alma mücadelesini konu alıyor. Vera, içindeki çocuğu kaybetmiş, abartılı ve şık bir kedi hanımefendisi olarak karşımıza çıkıyor. Film, oyuncakların çocuk sahipleri büyüdüğünde terk edilmiş hissetmeleri fikrinden yola çıkarak 'Oyuncak Hikayesi' ve 'Troller'in tatlı bir birleşimini anımsatıyor. Gabby, büyükannesi Gigi (Gloria Estefan) ile 'Kedi San Francisco' şehrine doğru çıktığı yolculukta canlı bir insandan, animasyon bir versiyonuna dönüşerek maceralarına devam ediyor. Seslendirme kadrosunda, asabi CatRat rolünde Donovan Patton, kek karakteri Cakey rolünde Julien Donenfield ve masum Baby Box rolünde Maggie Lowe gibi isimler dikkat çekiyor.

'Gabby's Dollhouse: The Movie', hikaye derinliğinden ziyade görsel dokuları ve yaratıcı dünya kurulumuyla öne çıkarak çocukluğun saf neşesine odaklanıyor.

Görsel Şölen mi, Hikaye Zayıflığı mı?

'Gabby's Dollhouse: The Movie', olayları G-dereceli masumiyetiyle hızla geçerken, çocukların dünyasında 90 dakika geçirme eğlencesini sunuyor. Ancak bu durum, bazı izleyiciler için hikaye örgüsünün zayıf kalmasına yol açabilir. Nitekim film, ana akım animasyonların derinlikli anlatılarının aksine, çocukluk oyunlarının ve hayal gücünün saf neşesine odaklanarak farklı bir yol izliyor. Bu durum, özellikle ebeveynler için 'sadece görsel bir şölen mi, yoksa aynı zamanda eğitici bir mesaj da var mı?' sorusunu akıllara getirebilir. Film, içimizdeki çocuğu ve oyun oynamanın evrensel değerini hatırlatması açısından önemli bir mesaj taşıyor ve bu yönüyle değer katıyor.

Kristen Wiig'in Fark Yaratan Performansı

Kristen Wiig, filmde beyaz saçları, mor türbanı ve kabarık mor deri kollu kıyafetiyle, 'Cruella'daki Emma Thompson veya 'Pamuk Prenses'teki Gal Gadot gibi oyuncuların sergilediği stil sahibi, mizantropik kitsch kamp performanslarının bir versiyonunu sunuyor. Wiig'in canlandırdığı Vera, bir kedi kumu şirketinin CEO'su olmasına rağmen aslında kötü bir karakter değil; asıl 'suçu', nasıl oynayacağını unutmuş olması ve Gabby Kedilerini koleksiyonluk eşyalara dönüştürmek istemesidir. Filmin asıl antagonisti ise Vera'nın büyüyüp kendisini terk etmesinden dolayı yaralı ve megaloman bir karaktere dönüşen turuncu kedi Chumsley (Jason Mantzoukas) oluyor. Çikolata gofretlerinden yapılmış sallanan bir yaya köprüsü üzerindeki kış harikalar diyarında gerçekleşen çözüm, 'Oyuncak Hikayesi' filmlerine nazaran biraz daha hafif bir dokunuşla duygusal anlar sunuyor.

Hayal Gücünün Sınırları Olmayan Bir Dünya

Film, dört katlı, çatısı dev kedi kulaklarıyla süslü Viktorya tarzı Oyuncak Evi'ni sürekli genişleyen bir harikalar diyarı olarak tasvir ediyor. Her an yeni bir sürprizle karşılaşabileceğiniz, objelerin hayal gücüyle canlandığı bu evren, 'A Minecraft Movie' gibi yapımların dünya kurma anlayışına benziyor. Ryan Crego'nun yönetmenliğindeki film, çocukça şeylere duyulan sevgiyi küçük ama etkileyici bir şekilde aktarıyor. Neticede, 'Gabby's Dollhouse: The Movie', hafif bir yapıya sahip olsa da, göz alıcı tasarımı ve çocukluğun saf enerjisini yansıtma biçimiyle özellikle çok küçük yaştaki izleyiciler için keyifli bir deneyim sunuyor. Görsel zenginliği ve sıcak atmosferiyle bu film, ailelerin çocuklarıyla birlikte geçirebileceği neşeli bir kaçış noktası olabilir.

Çocuk Animasyonlarının Beyaz Perde Macerası: Bluey Örneği

'Gabby's Dollhouse: The Movie' gibi yapımlar, popüler çocuk serilerinin sinema adaptasyonlarının sadece bir örneği. Dünya genelinde milyonlarca çocuğun ve ebeveynin kalbini kazanan Avustralyalı animasyon fenomeni Bluey de benzer bir başarıyla beyaz perdeye taşınıyor. Joe Brumm tarafından yaratılan ve gerçekçi aile dinamikleri, yaratıcı oyunlar ile pozitif mesajlarıyla öne çıkan Bluey serisi, "Bluey at the Cinema: Let’s Play Chef Collection" adlı özel bir derlemeyle izleyiciyle buluştu. Bu bir saatlik koleksiyon, en sevilen sekiz bölümü (*Takeaway*, *Fancy Restaurant*, *Omelette*, *Duck Cake* gibi) bir araya getirerek, ilk olarak 18 Ekim'de Roma'daki Alice nella Città festivalinde prömiyer yaptı ve ardından 30 Ekim itibarıyla İtalya genelinde sinemalarda gösterime girdi. İtalya'dan sonra Almanya, Fransa ve Benelüks ülkelerinde de sinema izleyicisiyle buluşması planlanan bu derleme, Bluey'nin küresel popülaritesini pekiştiriyor ve çocukların sevilen kahramanlarını sinema ortamında deneyimleme fırsatı sunuyor. Bluey'nin bu sinema macerası hakkında daha fazla bilgi edinmek için Bluey sinema macerası: Let’s Play Chef Koleksiyonu İtalya Prömiyeri haberimize göz atabilirsiniz.

Yapım Bilgileri ve Ekip

Bu haberin hazırlanmasında Variety dergisinin 'Gabby’s Dollhouse: The Movie' incelemesinden faydalanılmıştır. Orijinal içeriğe ulaşmak için: Variety - Gabby's Dollhouse: The Movie İncelemesi